-
- Üyelik Tarihi
- 5 Nis 2013
-
- Mesajlar
- 955
-
- MFC Puanı
- 1
S-arayüzü (Alm. , Fra. interface S, İng. S-interface) Tümleşik Hizmetler Sayısal Ağında abonenin THSA nitelikli aygıtı ile hat sonlandırma aygıtı arasındaki arabağ.
saat (Alm. Takt, Fra. horloge, İng. clock) Zamanlama için dönemli bir sinyal üreten aygıt.
saat vurumu (Alm. Taktimpuls, Fra. impulsion d'horloge, İng. clock pulse) Sayısal donanımlarda saat bilgisini belirtmede kullanılan vurum sinyali.
saat yazmacı (Alm. , Fra. registre d'horloge, İng. time register) Mantık devrelerinde içeriği düzenli aralıklarla zamanı ölçmeyi sağlamak üzere değiştirilen yazmaç.
saatle zamanlama (Alm. Taktdiagramm, Fra. diagramme de rythme, İng. clock timing) Bir elektronik saatin güdümünde elde edilen zamanlama işaretleri.
saatli bomba (Alm. , Fra.bombe à retardement, İng. time bomb) Belirli bir zamanda harekete geçmek üzere planlanmış bilgisayar virüsü.
sabit aralık zamanlı (Alm. , Fra.isochrone, İng. isochronous) Sayısal bilgi iletiminde her bir damganın sabit sayıda bit uzunluğundaki aralıklarla ayrıldığı veri iletim yöntemi.
sabit denkleştirici (Alm. , Fra. égaliseur fixe, İng. fixed equalizer) Kanal koşullarına uyarlanmayıp kazanç katsayıları bir kez saptanan denkleştirici.
sabit kütük (Alm. , Fra. fichier permanent, İng. permanent file) Kullanımdan sonra çalışma kütüklerinde olduğu gibi silinip atılmayan kütük.
sabit mıknatıslı devinen sargılı alet (Alm. Permanentmagnetdrehspulinstrument, Fra. appareil magnétoélectrique, İng. permanent-magnet moving-coil instrument) Sabit bir mıknatısın alanı ile devinebilen bir sargıdaki akım arasındaki etkileşimden yararlanarak çalışan alet.
sabit parola (Alm. , Fra. mot de passe fixe, İng. fixed password) Belirsiz süre geçerli olan bilgisayar parolası
sac paketli çekirdek (Alm. Schichtkern, Fra. noyau feuilletté , İng. laminated core) Foucault akımlarını azaltmak amacıyla birbirinden yalıtılmış ve ferromanyetik malzemeden yapılmış saclardan oluşan çekirdek.
saçılım (Alm. Streuung, Fra. diffusion, İng. scattering) Bir elektromanyetik dalganın bir nesne ile çarpışınca ya da tektürel olmayan iyonik bir bölgeden geçerken uğradığı dağınık yansıma.
saçılım yitiği (Alm. Zerstreuungsverlust, Fra. perte de diffusion, İng. scattering loss) Elektromanyetik dalgaların bir maddeden geçerken saçılım yüzünden yitirdiği enerji.
saçılma (Alm. Dispersion, Fra. dispérsion, İng. dispersion) Bir dalgabiçiminin, sıklığa bağlı genlik cılızlaması ve veya sıklığa bağımlı evre bozunumu nedeniyle zamanda yayışması ve bozulması.
saçılma çizeneği (Alm. Streudiagramm, Fra. diagramme de dispérsion, İng. scatter diagram) İki değişkenin ortakça saçılmalarını gösteren çizenek.
saçılma sınırları (Alm. Streugrenzen, Fra. limites de dispérsion, İng. limits of variation) Bir değişkenin ilişkin sıklık işlevine göre belirli bir küme içindeki alabildiği değerlerin alt ve üst uç değerleri.
sadakat (Alm. Treue, Fra. fidélité, İng. fidelity) Bir dizgenin girişine beslenen sinyalin çıkışında asal özelliklerinin korunmuşluğunun ölçüsü.
saf madde (Alm. reiner Stoff, Fra. corps pure, İng. pure substance) İyi tanımlanmış özellikleri bulunan ve bu özellikleri, muayeneden geçirilen örneğin büyüklüğü ne olursa olsun, sayısal sabitlerle belirtilebilen madde.
sağa yanaştırmak (Alm. gerichten rechts, Fra. ajuster à droite, İng. right-justify) 1) Bir sayfa üzerinde damgaların basım konumlarını, basımın sağ kıyısı düzgün olacak biçimde tasarlamak. 2) Bir tutanak ya da veri alanı içindeki veriyi, belirli bir konumdaki damga sağ uca yerleşecek biçimde kaydırmak.
sağlama (Alm. , Fra. validation, İng. validation) Bir sistem ya da bileşenin belirtilen isterleri karşılayıp karşılamadığını geliştirme süreci boyunca ya da sonunda sınanması; gecerleme.
sağlama sayamağı (Alm. Kontrolziffer, Fra. chiffre d'essai, İng. check digit) Bir sözcük, dizgi, paket gibi bir ikili öbeğinde bit hatalarını sezimlemek ve veya düzeltmek amacıyla eklenmiş olan artık sayamak, sağlama basamağı.
sağlama toplamı (Alm. , Fra. totale de contrôle, İng. checksum) Alınan verinin doğruluğunun değerlendirilmesi için kullanılan ve ikili ölçkeye göre yapılan polinom bölmesi ile elde edilen bit dizisi. Bir kod sözcüğünün bitlerini 2-ölçke kuralına göre toplayarak elde edilen ve bir hatanın varlığını gösteren toplamı.
sağrı (Alm. Schwelle, Fra. croupe, İng. ridge) İki koyağı (vadiyi) birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt; imgelerde iki koyu bölgeyi birbirinden ayıran daha ışıklı ince çizgi.
sakınım (Alm. , Fra. conservation, İng. conservation) Kütle, enerji, moment (devinirlik) gibi niceliklerin çarpışmalardan, parçacıklararası etkileşimlerden değişmenspeicherung, Fra. mémorisation, İng. storage; storage address, storage algorithm, text storage) Örn. saklama adresi, saklama algoritması, metin saklama.
sakla-ve-ilet kipi (Alm. , Fra. enregistrement et retransmission, İng. store and forward) Veri iletiminde paketlerin ya da iletilerin ara duraklarda depolanması ve bir sonraki durağa ya da en son uç birime iletilmeleri.
saklama komutu (Alm. Einspeicherungsbefehl, Fra. commande de mémorisation, İng. storage instruction) Bilgisayarda verinin bellekte saklanması komutu.
saklama ortamı (Alm. , Fra. support de mémorisation, İng. storage medium) Bilgilerin saklandığı manyetik şerit, manyetik teker, optik plak gibi fiziksel ortam.
saklamak (Alm. speichern, Fra. mettre en mémoire, mémoriser, İng. store) 1) Veriyi belleğe yazmak, ya da veriyi bellekte tutmak. 2) Bir saklayıcıda bulunan veriyi ana bellekte bir yere aktarmak.
saklanmış programlı denetim (Alm. gespeichertes Program-kontrolle, Fra. commande par programme enregistré, İng. stored program control) Birlikte saklanmış ancak istenildiğinde değiştirilebilir bir komutlar kümesi ile bir santralın denetlenmesi.
saklayıcı (Alm. Register, Fra. registre, enregistreur, İng. register) 1) Veri saklama ya da işleme için kullanılan donanım devresi. 2) Çevirilen vurumları sezen ve daha sonraki anahtarlama işlemlerini denetleyen aygıt.
saklayıcı tabanlı mimari (Alm. registerorientierte Architektur, Fra. architecture orientée sur le registre, İng. register-oriented architecture) Bilgi işlem dizgesini oluşturan donanımın saklayıcı (yazmaç) öğelerine dayandırıldığı durum.
saklı kütük (Alm. , Fra. fichier caché, İng. hidden file) Güvenlik amacıyla bazı kullanıcılarca görülemeyen, dolayısıyla erişilemeyen dosya.
salam dilimi tekniği (Alm. , Fra. technique de salami, İng. salami technique) Bir bilgiişlem sisteminden, dikkati çekmeyecek denli küçük miktarda bilgi aşırılması.
salıcı (mekanik anahtarın) (Alm. Auslöser, Fra. déclencheur, İng. release) Bir mekanik anahtarlama aygıtına mekanik olarak bağlanan, aygıtın tutma elemanını serbest bırakan ve aygıtın açılmasına ya da kapatılmasına izin veren düzen.
saat (Alm. Takt, Fra. horloge, İng. clock) Zamanlama için dönemli bir sinyal üreten aygıt.
saat vurumu (Alm. Taktimpuls, Fra. impulsion d'horloge, İng. clock pulse) Sayısal donanımlarda saat bilgisini belirtmede kullanılan vurum sinyali.
saat yazmacı (Alm. , Fra. registre d'horloge, İng. time register) Mantık devrelerinde içeriği düzenli aralıklarla zamanı ölçmeyi sağlamak üzere değiştirilen yazmaç.
saatle zamanlama (Alm. Taktdiagramm, Fra. diagramme de rythme, İng. clock timing) Bir elektronik saatin güdümünde elde edilen zamanlama işaretleri.
saatli bomba (Alm. , Fra.bombe à retardement, İng. time bomb) Belirli bir zamanda harekete geçmek üzere planlanmış bilgisayar virüsü.
sabit aralık zamanlı (Alm. , Fra.isochrone, İng. isochronous) Sayısal bilgi iletiminde her bir damganın sabit sayıda bit uzunluğundaki aralıklarla ayrıldığı veri iletim yöntemi.
sabit denkleştirici (Alm. , Fra. égaliseur fixe, İng. fixed equalizer) Kanal koşullarına uyarlanmayıp kazanç katsayıları bir kez saptanan denkleştirici.
sabit kütük (Alm. , Fra. fichier permanent, İng. permanent file) Kullanımdan sonra çalışma kütüklerinde olduğu gibi silinip atılmayan kütük.
sabit mıknatıslı devinen sargılı alet (Alm. Permanentmagnetdrehspulinstrument, Fra. appareil magnétoélectrique, İng. permanent-magnet moving-coil instrument) Sabit bir mıknatısın alanı ile devinebilen bir sargıdaki akım arasındaki etkileşimden yararlanarak çalışan alet.
sabit parola (Alm. , Fra. mot de passe fixe, İng. fixed password) Belirsiz süre geçerli olan bilgisayar parolası
sac paketli çekirdek (Alm. Schichtkern, Fra. noyau feuilletté , İng. laminated core) Foucault akımlarını azaltmak amacıyla birbirinden yalıtılmış ve ferromanyetik malzemeden yapılmış saclardan oluşan çekirdek.
saçılım (Alm. Streuung, Fra. diffusion, İng. scattering) Bir elektromanyetik dalganın bir nesne ile çarpışınca ya da tektürel olmayan iyonik bir bölgeden geçerken uğradığı dağınık yansıma.
saçılım yitiği (Alm. Zerstreuungsverlust, Fra. perte de diffusion, İng. scattering loss) Elektromanyetik dalgaların bir maddeden geçerken saçılım yüzünden yitirdiği enerji.
saçılma (Alm. Dispersion, Fra. dispérsion, İng. dispersion) Bir dalgabiçiminin, sıklığa bağlı genlik cılızlaması ve veya sıklığa bağımlı evre bozunumu nedeniyle zamanda yayışması ve bozulması.
saçılma çizeneği (Alm. Streudiagramm, Fra. diagramme de dispérsion, İng. scatter diagram) İki değişkenin ortakça saçılmalarını gösteren çizenek.
saçılma sınırları (Alm. Streugrenzen, Fra. limites de dispérsion, İng. limits of variation) Bir değişkenin ilişkin sıklık işlevine göre belirli bir küme içindeki alabildiği değerlerin alt ve üst uç değerleri.
sadakat (Alm. Treue, Fra. fidélité, İng. fidelity) Bir dizgenin girişine beslenen sinyalin çıkışında asal özelliklerinin korunmuşluğunun ölçüsü.
saf madde (Alm. reiner Stoff, Fra. corps pure, İng. pure substance) İyi tanımlanmış özellikleri bulunan ve bu özellikleri, muayeneden geçirilen örneğin büyüklüğü ne olursa olsun, sayısal sabitlerle belirtilebilen madde.
sağa yanaştırmak (Alm. gerichten rechts, Fra. ajuster à droite, İng. right-justify) 1) Bir sayfa üzerinde damgaların basım konumlarını, basımın sağ kıyısı düzgün olacak biçimde tasarlamak. 2) Bir tutanak ya da veri alanı içindeki veriyi, belirli bir konumdaki damga sağ uca yerleşecek biçimde kaydırmak.
sağlama (Alm. , Fra. validation, İng. validation) Bir sistem ya da bileşenin belirtilen isterleri karşılayıp karşılamadığını geliştirme süreci boyunca ya da sonunda sınanması; gecerleme.
sağlama sayamağı (Alm. Kontrolziffer, Fra. chiffre d'essai, İng. check digit) Bir sözcük, dizgi, paket gibi bir ikili öbeğinde bit hatalarını sezimlemek ve veya düzeltmek amacıyla eklenmiş olan artık sayamak, sağlama basamağı.
sağlama toplamı (Alm. , Fra. totale de contrôle, İng. checksum) Alınan verinin doğruluğunun değerlendirilmesi için kullanılan ve ikili ölçkeye göre yapılan polinom bölmesi ile elde edilen bit dizisi. Bir kod sözcüğünün bitlerini 2-ölçke kuralına göre toplayarak elde edilen ve bir hatanın varlığını gösteren toplamı.
sağrı (Alm. Schwelle, Fra. croupe, İng. ridge) İki koyağı (vadiyi) birbirinden ayıran az eğimli yayvan sırt; imgelerde iki koyu bölgeyi birbirinden ayıran daha ışıklı ince çizgi.
sakınım (Alm. , Fra. conservation, İng. conservation) Kütle, enerji, moment (devinirlik) gibi niceliklerin çarpışmalardan, parçacıklararası etkileşimlerden değişmenspeicherung, Fra. mémorisation, İng. storage; storage address, storage algorithm, text storage) Örn. saklama adresi, saklama algoritması, metin saklama.
sakla-ve-ilet kipi (Alm. , Fra. enregistrement et retransmission, İng. store and forward) Veri iletiminde paketlerin ya da iletilerin ara duraklarda depolanması ve bir sonraki durağa ya da en son uç birime iletilmeleri.
saklama komutu (Alm. Einspeicherungsbefehl, Fra. commande de mémorisation, İng. storage instruction) Bilgisayarda verinin bellekte saklanması komutu.
saklama ortamı (Alm. , Fra. support de mémorisation, İng. storage medium) Bilgilerin saklandığı manyetik şerit, manyetik teker, optik plak gibi fiziksel ortam.
saklamak (Alm. speichern, Fra. mettre en mémoire, mémoriser, İng. store) 1) Veriyi belleğe yazmak, ya da veriyi bellekte tutmak. 2) Bir saklayıcıda bulunan veriyi ana bellekte bir yere aktarmak.
saklanmış programlı denetim (Alm. gespeichertes Program-kontrolle, Fra. commande par programme enregistré, İng. stored program control) Birlikte saklanmış ancak istenildiğinde değiştirilebilir bir komutlar kümesi ile bir santralın denetlenmesi.
saklayıcı (Alm. Register, Fra. registre, enregistreur, İng. register) 1) Veri saklama ya da işleme için kullanılan donanım devresi. 2) Çevirilen vurumları sezen ve daha sonraki anahtarlama işlemlerini denetleyen aygıt.
saklayıcı tabanlı mimari (Alm. registerorientierte Architektur, Fra. architecture orientée sur le registre, İng. register-oriented architecture) Bilgi işlem dizgesini oluşturan donanımın saklayıcı (yazmaç) öğelerine dayandırıldığı durum.
saklı kütük (Alm. , Fra. fichier caché, İng. hidden file) Güvenlik amacıyla bazı kullanıcılarca görülemeyen, dolayısıyla erişilemeyen dosya.
salam dilimi tekniği (Alm. , Fra. technique de salami, İng. salami technique) Bir bilgiişlem sisteminden, dikkati çekmeyecek denli küçük miktarda bilgi aşırılması.
salıcı (mekanik anahtarın) (Alm. Auslöser, Fra. déclencheur, İng. release) Bir mekanik anahtarlama aygıtına mekanik olarak bağlanan, aygıtın tutma elemanını serbest bırakan ve aygıtın açılmasına ya da kapatılmasına izin veren düzen.