-
- Üyelik Tarihi
- 5 Nis 2013
-
- Mesajlar
- 955
-
- MFC Puanı
- 1
YA geçidi (Alm. ODER-Gatter, Fra. porte OU, İng. OR gate) Girdilerin en az biri 'doğru' olduğunda çıktının da 'doğru' olduğu mantık devresi.
yağlı kablo (Alm. Ölkabel, Fra. câble à huile fluide, İng. oil-filled cable) Yağın kablo içersinde serbest olarak dolaşmasını kolaylaştırmak için tasarımlanmış olan ve basıncı sağlayan akışkanı yalıtıcı yağ olan metal koruncaklı basınçlı kablo.
yağlı kesici (Alm. Ölleistungsschalter, Fra. disjoncteur à huile, İng. oil circuit-breaker) Kontakları yağ içerisinde açılan ve kapanan kesici.
yakalama (Alm. , Fra. prise, İng. seizure) Bir teleiletişim dizgesinde bir özkaynağı edinmek için yapılan ve başarıyla sonuçlanan girişim.
yakalama (Alm. , Fra. prise, İng. seizure) Otomatik telefon sistemlerinde belirli bir aletin hemen sonraki aşamada kullanılmak üzere tutulması.
yakalama-yanıtlama oranı (Alm. , Fra. taux de prises avec réponse, İng. answer seizure ratio) Belirli bir süre içinde çağrılan aboneye ulaşılan durumların yanıtlama yüzdesi.
yakın alan (Alm.Nahfeld, Fra. champ proche, İng. near field) Akışkan parçacığın hızının sadece dalganın yol aldığı yönde olmayıp, teğet hızların da var olduğu bölge.
yakın çaprazkarışma (Alm. , Fra. diaphonie, İng. near-end crosstalk, NEXT) Uzak uçtan zayıflayarak gelen bir sinyale, yakın uçtan gönderilmekte olan bir sinyalin çaprazkarışması. Karışan sinyal, gelen sinyalden çoğunlukla daha gür olabilir.
yakın uçtaki yankı (Alm. , Fra. , İng. near-end echo) İki-telliden dört-telli arabağa geçişte oluşan sinyal yansıması.
yakınsak dizi (Alm. konvergente Folge, Fra. suite convergente, İng. convergent sequence) Bir ilingesel (topolojik) uzayda limiti var olan dizi.
yakınsak mercek (Alm. Brennglas, Fra. lentille convexe, İng. convex lens) Geçirdiği ışık ışınlarını ana eksene doğru toplayan, ortası çevresinden daha kalın mercek.
yakınsaklık (Alm. Konvergenz, Fra. convergence, İng. convergence ) 1) Bir dizinin ilk n teriminin toplamının, n sonsuza giderken sonlu bir limite yaklaşması, 2) Bir ışıksal dizgenin odak uzaklığının tersi.
yaklaşık değer (Alm. Näherungswert, Fra. valeur approchée, İng. approximate value) Gerçek değere yakın olan değer.
yaklaşıklama kuramı (Alm. Approximationstheorie, Fra. théorie d'approximation, İng. approximation theory) Bir büyüklüğe, sistem davranışına, matematiksel bir işleve vb., sırasıyla, yaklaşık bir büyüklük, yaklaşık bir sistem davranışı, yaklaşık bir işlev elde edebilme için kullanılan matematiksel yöntemler.
yaklaşıklamak (Alm. approximieren, Fra. approximer, İng. to approximate) Bir şeyin değerini ya da davranışını yaklaşık, benzer kılmaya çalışmak.
yaklaşma anahtarı (Alm. Naherungsschalter, Fra. interrupteur de proximité, İng. proximity switch) Hareketli bölüme mekanik temas yapmadan çalışan konum anahtarı.
yaklaşma kontrol radarı (Alm. , Fra. radar de contrôle d'approche, İng. approach control radar) Erimi içindeki bütün uçakları göstern havaalanı radarı.
yalın harmonik (uyumcul) devinim (Alm. einfache harmonische Bewegung, Fra. mouvement pendulaire, İng. simple harmonic motion) Zamanın sinuzoidal bir işlevi olan ve bir nokta yöresinde yinelenen devinim.
yalın kök (Alm. einfache Wurzel, Fra. racine simple, İng. simple root) Bir polinomun çokkatlı olmayan kökü.
yalın stratejisi (Alm. reine Strategie, Fra. stratégie pure, İng. pure strategy) Bilgi kümesinden karar kümesine yapılan göndermenin gerekirci (deterministik) olduğu durum; yalın gengüdüm.
yalıtıcı (Alm. Isolator, Fra. isolateur, İng. insulator) Bir iletken bölümü tutturmak ve yalıtmak için tasarımlanmış bileşen.
yalıtık (Alm. isoliert, Fra. isolé, İng. isolated) Bir yalıtkan ile yalıtılmış olan.
yalıtık kablo (Alm. , Fra. câble isolé, İng. insulated cable) Her biri ayrı ayrı yalıtkan bir malzemeyle sarılmış ve tümü de bir koruyucu bir kılıf içinde bulunan iletkenler topluluğu.
yalıtım (Alm. Isolation, Isolierung, Fra. isolation, İng. isolation) 1) Bir nesnenin ya da bir yerin çevresi ile her türlü enerji ya da madde alışverişini ya da etkileşimini engelleme işi. 2) Bir dizgenin bir kesiminin diğer kesimlerden gelecek istenmeyen etkilerden ayırtılması.
yalıtım direnci (Alm. Isolationswiderstand, Fra. résistance d'isolement, İng. insulation resistance) Yalıtkan malzeme ile ayrılmış iki iletken cisim arasında belirli koşullar altındaki direnç.
yalıtım kaçağı göstergesi (Alm. Isolationsfehlerdetektor, Fra. détecteur de défaut d'isolation, İng. insulation fault detecting instrument) Elektrik yalıtımında arızaları sezip gösteren alet.
yalıtım sargısı (Alm. , Fra. isole-bande, İng. insulating tape) Akım geçirilecek çıplak elektrik tellerini, birbirinden ya da başka iletkenlerden yalıtmak için kullanılan sargı.
yalıtım sınama gerilimi (Alm. Isolationsprüfungsspannung, Fra. tension d'essai diélectrique, İng. insulation test voltage) Bir aletin üzerinde yalıtım sınamasının yapıldığı gerilim.
yalıtkan (Alm. nichtleiter, Fra. corps isolateur, İng. isolator) Belli bir sıcaklığa dek ısı, elektrik, ses vb. biçimlerde enerjiyi iletmeyen.
yalpalama (Alm. Präzession, Fra. précession, İng. precession) Bir eksen çevresinde dönen bir cismin dönme eksenine dik bir kuvvet çifti etkisinde kalınca dikleşik bir üçüncü eksen çevresinde dönmeye başlaması.
yama (Alm. , Fra. correction (sommaire), connexion électrique, , İng. patch) 1) Bir yazılım programının doğru çalışmasını sağlamak üzere yapılan geçici yazılım düzeltmesi. 2) Bir ara kablo ile devreleri geçici olarak birbirine bağlamak.
yamamak (Alm. , Fra. rapiécer, İng. patch) Bir bilgisayar izlencesi üzerinde tümünü gözetmeden yapılan değişiklik.
yamukluk (Alm. Schiefe, Fra. dissymétrie, İng. skewness ) Bir sıklık dağılımın bakışımlı olmama ölçüsü; olasılık kütlesinin ortalama değere göre bir yöndeki savrukluğu.
yan bant (Alm. , Fra. bande laterale, İng. sideband) Taşıyıcı sıklığın üstündeki ya da altındaki sıklık bandı.
yan güç kaynağı (Alm. Hilfsleistungsversorger, Fra. alimentation auxiliaire, İng. auxiliary power supply) Yük gücünden başka, bir aletin düzenli işlemesi için beslenmesi gereken gücü sağlayan aygıt.
yanal ivme (Alm. Seitenbeschleunigung, Fra. accéleration transversale İng. lateral acceleration) Devinim çizgisinin yanına doğru ivme.
yanay (Alm. Profil, Fra. profil, İng. profile) 1) Bir nesne, yapı ya da tabanın düşey doğrultudaki kesiti, 2) Yer katmanlarını gösteren kesit.
yangeçiş (Alm. , Fra. contournement, İng. by-pass) 1) Boru üzerinde bulunan bir aygıtın çalışmaması üzerine akışkanın yöneltildiği yardımcı boru, 2) Bir elektrik çevriminde akımın bir ya da daha çok öğesine geçiş olanağı sağlayan ikincil bağlantı.
yangeçiş kanalları (Alm. , Fra. canal contournant, İng. bypass channels) Bir düğümde, çoğullamadan çıkarılmadan geçip yönlendirilen kanallar.
yangeçit sığacı (Alm. Nebenschlusskondensator, Fra. condensateur en dérivation, İng. bypass capacitor) Bir devrenin bir yerindeki akıma, daha düşük bir çeli (impedance) veren paralel sığaç.
yanılım (Alm. , Fra. , İng. fallacy) Doğru ya da geçerli çıkarım koşullarını sağlamayan düşünce.
yanılsama (Alm. Illusion, Fra. illusion, İng. illusion) Duyu yanılması, yanlış algılama.
yanıltma sinyali (Alm. Täuschen, Fra. décéption, İng. spoofing) Elektronik savaşta düşmanı sinyallerin varlığı ya da konumu hakkında yanıltmaya yönelik sinyal gönderimi.
yanıp-sönme (Alm. , Fra. clignotement, İng. blinking) Bir ekran üzerinde belirli bir yörenin uyarı amaçlı olarak kararıp aydınlanması.
yankı (Alm. Echo, Fra. écho, İng. echo) Gönderilen dalgadan farklı olarak algılanabilen bunun için yeterince gür ve gecikmeli olarak varan ve yansımalar ya da dolaylı yayılma ile oluşan elektriksel, akustik, ya da elektromanyetik dalga.
yankı bastırıcı (Alm. Echounterdrücker, Fra. suppresseur d'écho, İng. echo suppressor) Yankıyı bastırmak üzere iletim yoluna yitim veren, sesle güdülen ve bir devrenin dört-telli kısmına yerleştirilen aygıt.
yankı bastırımı (Alm. , Fra. suppression d'echo, İng. echo suppression) İletişim dizgelerinde, yankı yoluna eklenen ve çıkarılan bir direnç ile yankının etkilerinin azaltılması.
yankı eğrisi (Alm. Echokurve, Fra. courbe d'écho, İng. echo curve) Yankının zaman genlik eğrisinin çizimle ya da bir osiloskopta gösterimi.
yankı giderici (Alm. , Fra. annulleurs d'écho, İng. echo canceller) Dört telli devreye konarak yakın yankıyı, yankının bir kestirimini kendisinden çıkartarak bastıran aygıt.
yankı giderimi (Alm. , Fra. annullation d'echo, İng. echo cancellation) Sayısal iletişim dizgelerinde, iki tel- dört tel değiştiricisinden kaynaklanan yankının sinyal çözümleme tekniklerine ve uyarlanır süzgeçlere dayanarak giderilmesi.
yağlı kablo (Alm. Ölkabel, Fra. câble à huile fluide, İng. oil-filled cable) Yağın kablo içersinde serbest olarak dolaşmasını kolaylaştırmak için tasarımlanmış olan ve basıncı sağlayan akışkanı yalıtıcı yağ olan metal koruncaklı basınçlı kablo.
yağlı kesici (Alm. Ölleistungsschalter, Fra. disjoncteur à huile, İng. oil circuit-breaker) Kontakları yağ içerisinde açılan ve kapanan kesici.
yakalama (Alm. , Fra. prise, İng. seizure) Bir teleiletişim dizgesinde bir özkaynağı edinmek için yapılan ve başarıyla sonuçlanan girişim.
yakalama (Alm. , Fra. prise, İng. seizure) Otomatik telefon sistemlerinde belirli bir aletin hemen sonraki aşamada kullanılmak üzere tutulması.
yakalama-yanıtlama oranı (Alm. , Fra. taux de prises avec réponse, İng. answer seizure ratio) Belirli bir süre içinde çağrılan aboneye ulaşılan durumların yanıtlama yüzdesi.
yakın alan (Alm.Nahfeld, Fra. champ proche, İng. near field) Akışkan parçacığın hızının sadece dalganın yol aldığı yönde olmayıp, teğet hızların da var olduğu bölge.
yakın çaprazkarışma (Alm. , Fra. diaphonie, İng. near-end crosstalk, NEXT) Uzak uçtan zayıflayarak gelen bir sinyale, yakın uçtan gönderilmekte olan bir sinyalin çaprazkarışması. Karışan sinyal, gelen sinyalden çoğunlukla daha gür olabilir.
yakın uçtaki yankı (Alm. , Fra. , İng. near-end echo) İki-telliden dört-telli arabağa geçişte oluşan sinyal yansıması.
yakınsak dizi (Alm. konvergente Folge, Fra. suite convergente, İng. convergent sequence) Bir ilingesel (topolojik) uzayda limiti var olan dizi.
yakınsak mercek (Alm. Brennglas, Fra. lentille convexe, İng. convex lens) Geçirdiği ışık ışınlarını ana eksene doğru toplayan, ortası çevresinden daha kalın mercek.
yakınsaklık (Alm. Konvergenz, Fra. convergence, İng. convergence ) 1) Bir dizinin ilk n teriminin toplamının, n sonsuza giderken sonlu bir limite yaklaşması, 2) Bir ışıksal dizgenin odak uzaklığının tersi.
yaklaşık değer (Alm. Näherungswert, Fra. valeur approchée, İng. approximate value) Gerçek değere yakın olan değer.
yaklaşıklama kuramı (Alm. Approximationstheorie, Fra. théorie d'approximation, İng. approximation theory) Bir büyüklüğe, sistem davranışına, matematiksel bir işleve vb., sırasıyla, yaklaşık bir büyüklük, yaklaşık bir sistem davranışı, yaklaşık bir işlev elde edebilme için kullanılan matematiksel yöntemler.
yaklaşıklamak (Alm. approximieren, Fra. approximer, İng. to approximate) Bir şeyin değerini ya da davranışını yaklaşık, benzer kılmaya çalışmak.
yaklaşma anahtarı (Alm. Naherungsschalter, Fra. interrupteur de proximité, İng. proximity switch) Hareketli bölüme mekanik temas yapmadan çalışan konum anahtarı.
yaklaşma kontrol radarı (Alm. , Fra. radar de contrôle d'approche, İng. approach control radar) Erimi içindeki bütün uçakları göstern havaalanı radarı.
yalın harmonik (uyumcul) devinim (Alm. einfache harmonische Bewegung, Fra. mouvement pendulaire, İng. simple harmonic motion) Zamanın sinuzoidal bir işlevi olan ve bir nokta yöresinde yinelenen devinim.
yalın kök (Alm. einfache Wurzel, Fra. racine simple, İng. simple root) Bir polinomun çokkatlı olmayan kökü.
yalın stratejisi (Alm. reine Strategie, Fra. stratégie pure, İng. pure strategy) Bilgi kümesinden karar kümesine yapılan göndermenin gerekirci (deterministik) olduğu durum; yalın gengüdüm.
yalıtıcı (Alm. Isolator, Fra. isolateur, İng. insulator) Bir iletken bölümü tutturmak ve yalıtmak için tasarımlanmış bileşen.
yalıtık (Alm. isoliert, Fra. isolé, İng. isolated) Bir yalıtkan ile yalıtılmış olan.
yalıtık kablo (Alm. , Fra. câble isolé, İng. insulated cable) Her biri ayrı ayrı yalıtkan bir malzemeyle sarılmış ve tümü de bir koruyucu bir kılıf içinde bulunan iletkenler topluluğu.
yalıtım (Alm. Isolation, Isolierung, Fra. isolation, İng. isolation) 1) Bir nesnenin ya da bir yerin çevresi ile her türlü enerji ya da madde alışverişini ya da etkileşimini engelleme işi. 2) Bir dizgenin bir kesiminin diğer kesimlerden gelecek istenmeyen etkilerden ayırtılması.
yalıtım direnci (Alm. Isolationswiderstand, Fra. résistance d'isolement, İng. insulation resistance) Yalıtkan malzeme ile ayrılmış iki iletken cisim arasında belirli koşullar altındaki direnç.
yalıtım kaçağı göstergesi (Alm. Isolationsfehlerdetektor, Fra. détecteur de défaut d'isolation, İng. insulation fault detecting instrument) Elektrik yalıtımında arızaları sezip gösteren alet.
yalıtım sargısı (Alm. , Fra. isole-bande, İng. insulating tape) Akım geçirilecek çıplak elektrik tellerini, birbirinden ya da başka iletkenlerden yalıtmak için kullanılan sargı.
yalıtım sınama gerilimi (Alm. Isolationsprüfungsspannung, Fra. tension d'essai diélectrique, İng. insulation test voltage) Bir aletin üzerinde yalıtım sınamasının yapıldığı gerilim.
yalıtkan (Alm. nichtleiter, Fra. corps isolateur, İng. isolator) Belli bir sıcaklığa dek ısı, elektrik, ses vb. biçimlerde enerjiyi iletmeyen.
yalpalama (Alm. Präzession, Fra. précession, İng. precession) Bir eksen çevresinde dönen bir cismin dönme eksenine dik bir kuvvet çifti etkisinde kalınca dikleşik bir üçüncü eksen çevresinde dönmeye başlaması.
yama (Alm. , Fra. correction (sommaire), connexion électrique, , İng. patch) 1) Bir yazılım programının doğru çalışmasını sağlamak üzere yapılan geçici yazılım düzeltmesi. 2) Bir ara kablo ile devreleri geçici olarak birbirine bağlamak.
yamamak (Alm. , Fra. rapiécer, İng. patch) Bir bilgisayar izlencesi üzerinde tümünü gözetmeden yapılan değişiklik.
yamukluk (Alm. Schiefe, Fra. dissymétrie, İng. skewness ) Bir sıklık dağılımın bakışımlı olmama ölçüsü; olasılık kütlesinin ortalama değere göre bir yöndeki savrukluğu.
yan bant (Alm. , Fra. bande laterale, İng. sideband) Taşıyıcı sıklığın üstündeki ya da altındaki sıklık bandı.
yan güç kaynağı (Alm. Hilfsleistungsversorger, Fra. alimentation auxiliaire, İng. auxiliary power supply) Yük gücünden başka, bir aletin düzenli işlemesi için beslenmesi gereken gücü sağlayan aygıt.
yanal ivme (Alm. Seitenbeschleunigung, Fra. accéleration transversale İng. lateral acceleration) Devinim çizgisinin yanına doğru ivme.
yanay (Alm. Profil, Fra. profil, İng. profile) 1) Bir nesne, yapı ya da tabanın düşey doğrultudaki kesiti, 2) Yer katmanlarını gösteren kesit.
yangeçiş (Alm. , Fra. contournement, İng. by-pass) 1) Boru üzerinde bulunan bir aygıtın çalışmaması üzerine akışkanın yöneltildiği yardımcı boru, 2) Bir elektrik çevriminde akımın bir ya da daha çok öğesine geçiş olanağı sağlayan ikincil bağlantı.
yangeçiş kanalları (Alm. , Fra. canal contournant, İng. bypass channels) Bir düğümde, çoğullamadan çıkarılmadan geçip yönlendirilen kanallar.
yangeçit sığacı (Alm. Nebenschlusskondensator, Fra. condensateur en dérivation, İng. bypass capacitor) Bir devrenin bir yerindeki akıma, daha düşük bir çeli (impedance) veren paralel sığaç.
yanılım (Alm. , Fra. , İng. fallacy) Doğru ya da geçerli çıkarım koşullarını sağlamayan düşünce.
yanılsama (Alm. Illusion, Fra. illusion, İng. illusion) Duyu yanılması, yanlış algılama.
yanıltma sinyali (Alm. Täuschen, Fra. décéption, İng. spoofing) Elektronik savaşta düşmanı sinyallerin varlığı ya da konumu hakkında yanıltmaya yönelik sinyal gönderimi.
yanıp-sönme (Alm. , Fra. clignotement, İng. blinking) Bir ekran üzerinde belirli bir yörenin uyarı amaçlı olarak kararıp aydınlanması.
yankı (Alm. Echo, Fra. écho, İng. echo) Gönderilen dalgadan farklı olarak algılanabilen bunun için yeterince gür ve gecikmeli olarak varan ve yansımalar ya da dolaylı yayılma ile oluşan elektriksel, akustik, ya da elektromanyetik dalga.
yankı bastırıcı (Alm. Echounterdrücker, Fra. suppresseur d'écho, İng. echo suppressor) Yankıyı bastırmak üzere iletim yoluna yitim veren, sesle güdülen ve bir devrenin dört-telli kısmına yerleştirilen aygıt.
yankı bastırımı (Alm. , Fra. suppression d'echo, İng. echo suppression) İletişim dizgelerinde, yankı yoluna eklenen ve çıkarılan bir direnç ile yankının etkilerinin azaltılması.
yankı eğrisi (Alm. Echokurve, Fra. courbe d'écho, İng. echo curve) Yankının zaman genlik eğrisinin çizimle ya da bir osiloskopta gösterimi.
yankı giderici (Alm. , Fra. annulleurs d'écho, İng. echo canceller) Dört telli devreye konarak yakın yankıyı, yankının bir kestirimini kendisinden çıkartarak bastıran aygıt.
yankı giderimi (Alm. , Fra. annullation d'echo, İng. echo cancellation) Sayısal iletişim dizgelerinde, iki tel- dört tel değiştiricisinden kaynaklanan yankının sinyal çözümleme tekniklerine ve uyarlanır süzgeçlere dayanarak giderilmesi.