Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sus gönlüm! Seni senden daha iyi bilen Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar, Senin nasibin sana ulaşıncaya kadar, ulaşmayanlarınsa senin nasibin olmadığını anlayana kadar sus.
Sen yine sükutu giyin, dilersen hiç konuşma !..Ben kelamlarımı çürüttüm yolunda, çarpsa da bir tokat gibi yüzüme, her harfi yoluna heceledim..! Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim söz verdim ben bu yüreğe ; Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Ey Sevgili, ilacım de sensin, çarem de sensin. Yüz parça olmuş gönlünün nuru da sensin. Çaresiz gönlümde, senden başka ne varsa hepsi yok oldu, Beni kimsesiz bırakma! Gel!
Dünyada mevcut bütün canlar, sana karşı canlıktan çıkıyorlar, beden oluyorlar. Halbuki sen, cansın, canlar canısın, cansız beden ne işe yarar? Ben çok eskiden, sana gönül vermiştim. Gel, ey sevgili gel de şimdi sana canımı da vereyim!
Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme, sen dağları seyret...Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma, kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset... Işıklar sönmüşse ve karanlıksa onada aldırma, ay ışığını seyret... SABRET!... Sabret ki herşey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun...Sabret ki herşey gönlünce olsun.
İnsanlar ağaçlardan ders almalıdırlar. Onlar; ne üzerlerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan insanların, ne de verdikleri yemişlerin hesabını tutarlar.