Konuşulacak, yazılacak nice şey var da sessizlik kazanıyor her seferinde.
Okşamak istediğim saçları kopartıyorum. Okşamak istediğim ten kızarıyor, öpmek istediğim dudaklar kanıyor.
Yapmak istediklerim bir yana dursun, umduğum, temenni ettiğim şeyleri dahi gerçekleştiremiyor olmam gerçeği en büyük yorgunluk sebebi.
Ne nerede durduğumun önemi var, ne de düşündüğünün.
Yüzünün gülüp de içinin yarım, eksik, kırık, buruk vs. olması kötü. Anlatmadan anlaşılmayı beklemek gereksiz.
Yapmayacağım dediğin şeyleri yapmak aslına bakarsan en büyük aptallık.
Ne yazdığım şeyleri kimsenin anlamasını bekliyorum, ne de bir akıl.
İstediklerin ile gerçekleşenler grafiğinde sıfır noktasında seyrediyorum.
Uzun uzun denizlerin mehtabında gemi bekler gibiyim.
Kulağım insan seslerine aşina.
Bir şiirde geçirmek isterdim adımı. En azından birisi gerçeği bilsin isterdim.
Ben anlatamadım, kimse anlamadı.
Yazım gibi karışık kafam.
Sırtımda çıkan kamburum yükümden değil,
kafamdakileri kaldıramamaktan.