Bir insan size sayfalarca yazabilir. Sayfalarca aşkını anlatmaya çalışabilir. Fakat ne yazarsa veya ne yaparsa yapsın içindeki duyguyu hiçbir zaman tam anlamıyla açıklayamaz/yazamaz.
Aşk kağıda yazılmıyor. Ne güzel demişsin Eroğlu.
Zira aşk değil de azizim, insanın bazı acıları da yazılmıyor. İnsan çektiğiyle kalıyor.
Böyle göğsünün nerede olduğu belirsiz bir yerinde tuhaf krampları oluyor. Gözleri; kafası düşerken aşağılarda bir yere, dalıveriyor.
Aşk değil de hani, insanın acısı daha büyük.
Mecnun Leyla'ya olan aşkından mı düştü çöllere yoksa Leyla'sına kavuşamamanın acısından mı?
Bir insan sahipken başka bir insana akla getirmez ya bir koku, bir ses, bir müzik. Fakat acırken sol yanın neden her şey gözümüze sokmaya çalışır.
Hayır hayır, aşık falan değilim. Acım büyük lakin aşkla da alakasız.
Sadece düşünüyorum.