• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Solunum Hakkında Genel Bilgiler

OBERON

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
20 Kas 2016
Konular
2,670
Mesajlar
2,919
MFC Puanı
1,410
Hava içinde bulunan oksijeni vermek ve karbon dioksiti almak üzere sürekli olarak akciğerlere girip çıkmak zorundadır. Bu da soluk alma ve soluk vermeyle sağlanır. Hava alınmasına soluk alma verilmesine soluk verme denir. Normal bir insan dakikada 15-20 kez soluk alır ve verir.

Her soluk alışta akciğerlere 500 santimetre küp hava girer ve her soluk verişte aynı miktar hava çıkar. Ne kadar zorlanırsa zorlansın hava tamamen dışarı verilemez ve alveollerde bir miktar hava kalır. Bu nedenle akciğerler hiçbir zaman havasız kalmadığından gaz alışverişi kesiksiz sürer. Normal olarak solukla alınan 500 santimetre küp havaya soluk havası denir. Daha derin bir soluk alındığında akciğerlere 1500-2000 santimetre küp daha hava girer ki buna tamamlayıcı hava adı verilir. Normal 500 santimetre küpten daha fazla hava çıkarılması için zorlanırsa akciğerlerden ayrıca 1500-2000 santimetre küp daha hava çıkar ve bu hava da yedek hava olarak adlandırılır. Bütün bu hava miktarlarının toplamı 3500-4500 santimetre küp tutar ki buna akciğerlerin hayatsal kapasitesi adı verilir. Ne kadar zorlanırsa zorlansın akciğerlerden hiç bir zaman atılamayan bir miktar hava vardır. Buna artık hava denir ve yaklaşık 1000-1500 santimetre küp kadardır.


Akciğerler kendi kendilerine hareket etme niteliğine sahip değildir. Bunların genişlemesi ve küçülmesi yani hava alıp vermesi birtakım aktif kasların hareketiyle olur. Solunumda rol oynayan kaslardan biri diyafram kasıdır. Akciğerlere hava girmesi için akciğerlerdeki hava basıncının dışarıdaki hava basıncından az olması gerekmektedir. Bu da ancak göğüs kafesinin ve dolayısıyla akciğerlerin hacminin genişlemesiyle sağlanır.

Göğüs kafesinin genişlemesi ise kaburgaların kaldırılması ve diyafram kasının kasılmasıyla mümkündür. Vücudu göğüs ve karın boşluğuna ayıran bir kas olan diyafram soluk alınmadığı zamanlarda göğüs boşluğuna doğru kubbe biçiminde yükselir. Soluk alınırken diyafram kasının kasılmasıyla kubbe kısmının biraz aşağıya çekilmesi sonucu göğüs kafesi aşağıdan yukarıya doğru genişler.

Göğüs kafesini genişlemesi sırasında bırakmayan akciğerler kaburgaların özel kaslar aracılığıyla kaldırılmaları sonucunda göğüs kafesiyle birlikte genişlerler ve akciğerlerde bulunan havanın basıncı azalır. Böylece basıncı yüksek kalan dış hava solunum yollarıyla alveollere kadar girer. Diyafram ve kaburgalar eski haline dönerken akciğerlerin hacmi azalır içindeki havanın basıncı çoğalır ve sonuçta hava dışarı çıkar.

Solunum sistemiyle kan ve dolaşım sistemi işbirliği halinde çalışarak solunum görevini gerçekleştirirler. Solunum iki şekilde olur:

1. İç solunum: Hücreler içinde oluşan oksijen ye karbon dioksit alışverişine yani biyolojik yanma olayına iç solunum denir. Biyolojik yanma olayı organizmalardaki asıl solunumu oluştururlar. Hücrelerde tüm yaşamsal olayların sürmesi için gerekli enerjiyi sağlayan iç solunumdur. İç solunum da hücreye gelen enerji yüklü bileşiklerin özellikle karbonhidrat ve yağların biyolojik yanması ve yüklü oldukları enerjinin yaşam olayları için serbest bir hale sokulması demektir.

2. Dış solunum: Akciğerler yoluyla havadan oksijenin alınarak kana verilmesi ve kandaki karbon dioksitin yine akciğerler aracılığıyla dışarı atılması şeklinde geçen solunuma da dış solunum denir.
 
Üst