134- The Wolf of Wall Street (Wall Street'e adını altın harflerle yazdırmış ünlü üçkağıtçı Jordan Belfort'ın hayatını, DiCaprio efsanesi ve Scorsese yönetmenliğinde izleyecek, filmin hiç bitmemesini dileyeceksiniz. Tam 5 Oscar'a aday olan film, DiCaprio'nun uğursuzluğundan olsa gerek hepsini ıskalamış)

​

135- Mad Max: Fury Road (70'li yıllarda Mel Gibson'la hayat bulan Mad Max efsanesi, Tom Hardy ile geri dönmüş. Yıkıma uğramış bir distopyada, Charlize Teron ve Tom Hardy güçlerini, zalım bir imparatora karşı birleştirecekler. Özel efektleri ve ağzı açık bırakan aksiyon sahneleriyle izlenmesi gereken bir film. 2015'in en iyilerinden)

​

136- 12 Years a Slave (ABD'de köleliğin kaldırılmasına kısa bir süre kala, özgür bir zenci kandırılıp köle tüccarına satılır. Solomon, yıllarca sürecek olan köleliği boyunca, bir yolunu bulup tanıdıklarına haber göndermek ve ailesine geri dönmek için gün sayar. 3 Oscar sahibi harika bir film)

​

137- Enemy at the Gates (2. Dünya Savaşı'nın en çetin savaşlarından biri olan Stalingrad ayağında geçiyor film. Düşman kuvvetlerinin arasında kalan bir Rus sniper ile tecrübeli bir Alman sniper arasındaki güç ve ölüm kalım mücadelesi çok güzel anlatılmış. Atmosferi çok iyi yansıtan bir film)

​

138- A Seperation (Öncelikle belirteyim, film 2011 yılının en iyi yabancı film Oscar'ını hakkıyla kazanmış. Filmimiz günümüz İran'ında geçiyor. Boşanmakla boşanmamak arasındaki bir çift, ergenlik dönemindeki bir kız çocuğu ve Alzheimer hastası bir büyükbaba. Filmin bu basit gidişatı, otantik İran atmosferinde ve sıkıcı İslami yönetim gölgesinde, ne kadar kaliteli bir şekilde göz önüne serdiğini görünce neden Oscar'ı hak ettiğini anlayacaksınız)

​

139- Incendies (Film Kanada'da başlıyor, ismi verilmeyen ama Lübnan olduğu düşünülen bir ülkeye kadar uzanıyor. Annelerinin ölümüyle yıkılan iki genç, vasiyetinin okunmasıyla bir abileri olduğunu ve hiç görmedikleri babalarını Lübnan'da bulabilecelerini öğrenirler. Flashbacklerle desteklenen harika bir yolculuk ve yolculuğun sonunda sizi beyninizden vuracak harika bir filme hazır olun)

​

140- Mary and Max (Aralarında yaklaşık 15bin kilometre bulunan Mary ve Max'in gerçek hayattan uyarlanan inanılmaz dostluğunu konu alan harika bir animasyon filmi. Uzun yıllar devam eden ve buruk bir şekilde sonlanan bu filmi severek izleyeceksiniz ve hayatınızda iz bırakacak)

​

141- Okuribito (Diğerlerine kıyasla biraz daha yavaş kalan bu film, başarılı bir çello sanatçısının işini bırakıp Japonya'nın kırsal bölgelerine taşınmasıyla başlıyor. Genç Daigo Kobayashi, iş ilanlarını karıştırırken oldukça yüksek ücret veren bir işi bulur ve hemen işe girer. Ama bilmediği şey ise işin "standart" bir işten biraz daha farklı olduğudur. Farklı kültürel gelenekleri incelemek hoşunuza gidiyorsa bayılacağınız bir film olacaktır. Zaten 2008 yılının en iyi yabancı film Oscar'ını da almış. Konusunu okumadan direk izleyin derim ben)

​

142- Into the Wild (Gerçek bir olayı anlatan bu hikayede, 20 yaşındaki genç bir adam, üniversiteyi bitirdikten sonra ailesini, arkadaşlarını ve alışık olduğu düzeni tamamen geride bırakarak kendisini doğaya ve bilinmezliğe adamaya karar verir. Geri dönüşü olmayan bu yolculuk boyunca çok farklı insanlarla tanışır ve aklın sınırlarını zorlayan şeyler yaşar)

​

143- The Big Lebowski (Komik film yapalım derken 120 dakikayı 120000 küfürle doldurmayan, güldürürken aksiyonunu, gerilimini, dramını da dozunda yaşatan güzel ve kült bir film. Kaliteli oyuncu kadrosu ve işinin uzmanı yazar ve yönetmenleriyle izlenmesi gereken bir film. White Russian bağımlısı olmaya hazır olun)

​

144- Fargo (Tamamen yaşanmış bir cinayet vakasını, bire bir anlatan kaliteli bir yapım daha. Joel ve Ethan Coen kardeşlerin en iyi yapımı olarak adlandırılan Fargo, günümüzde halen dizi olarak yayınlanmakta. Kaliteli oyuncu kadrosuyla, keyifle izleyeceğiniz güzel bir yapım)

​

145- Inside Out (11 yaşındaki Riley bambaşka bir şehre taşınır ve hayatı alt üst olur. Ha bu arada, bu güzel animasyonun geçtiği dünyada, tüm insanların beyinleri; neşe, üzüntü, sinir, iğrenme ve korku olmak üzere toplam 5 duygu tarafından yönetiliyor. Filmi anlatmak biraz zor ama şu kadarını söyleyeyim: Disney'e göre bu film, bugüne kadar yaptıkları en güzel film olmuş ve film çıkalı bir kaç ay olmasına rağmen şimdiden en iyi 250 film listesine girmeyi başardı ve muhtemelen güzel bir Oscar onu bekliyor)

​

146- Seven Psychopaths (Yazmak istediği hikayede bir türlü ilerleyemeyen bir yazarı konu alan film, sıradışı senaryosuyla benden tam puan aldı. Aksiyonun zeka dolu bir hikayeyle birleşmesiyle mükemmelleşen 2012 yapımı filme eminim siz de bayılacaksınız)

​

147- Midnight Express (1978 yapımı olan ve gerçek bir olayı anlatan bu filmde, A.B.D vatandaşı Billy Hayes Türkiye'den dışarı uyuşturucu kaçırmaya çalışırken havalimanında yakalanıyor ve hapse atılıyor. Filmimiz de burada başlıyor. Mahkumun bir Türk hapishanesinde yaşadığı olayları bütün çıplaklığıyla hatta biraz da abartarak anlatan film 2 Oscar ödülü almayı başarmış olsa da zamanında iki ülke arasında büyük krize sebebiyet vermiş)

​

148- The Man from U.N.C.L.E ( 1964 yapımı aynı adlı dizinin sinema uyarlaması olan bu filmde, bir CIA ve bir Kgb ajanı iki devletin anlaşması sonucunda beraber çalışmak zorunda kalıyorlar. Başarılı senaryo ve aksiyon sahneleri birleşmiş, hoş bir film ortaya çıkmış)

​

149- Bridge of Spies (Gerçek bir olayı konu alan bu film, Soğuk Savaş döneminde Amerika'da yakalanan bir KGB ajanının, düşen bir uçaktan sağ kurtulan CIA ajanıyla takas edilmesini anlatıyor. Hikayeye basit bir avukat olarak dahil olan fakat olaylar ilerledikçe boyundan büyük işler başaran avukat James B. Donovan'ın hikayesini soluksuz izleyeceksiniz. Film 6 Oscar'ı kıl payı kaçırsa da gönlümde hepsini kazandı aslında)

​

150- Munich (Filmimiz 1972 Olimpiyatları sırasında Filistinli terör örgütü BSO'nun Olimpiyat Köyü'nü basıp 11 İsrail'li atleti öldürmesi olayını; ve daha da önemlisi bu olayın ardından kurulan gizli İsrail intikam takımını konu alıyor. Kurulan ekip örgütün tüm kademelerine suikastler düzenleyecek ve bu harika filmde yaşanan olaylar sizi şaşırtacak)

​

151- The Martian (Başarılı gitmekte olan bir Mars görevi sırasında beklenmedik bir fırtına gerçekleşiyor ve Matt Damon yine bir yerlerde tek başına gariban kalıyor. 2015'in en sağlam filmlerinen biri olarak görülen, Altın Küre Film Festivali'nde de kendi alanında en iyi film ödülünü alan film en az 2 dalda da Oscar'ı alacak, şimdiden söylemiş olayım. Bilim-kurgu ve gerçek bilimin mükemmel bir biçimde harmanlanmasıyla oluşan bu filmi çok seveceksiniz)

​

152- The Thirteenth Floor (Spoiler vermeden filmin konusundan bahsetmek çok zor olduğu için sürprizini bozmadan şu kadarını söyleyeyim: Matrix ve Inception'ın en tatlı yerlerinin birleşmesiyle oluşan bu film sanal gerçeklikleri en güzel şekilde ele almayı başarmış. Konuyla ilgisi olan izleyiciler bayıla bayıla izleyecek)

​

153- In the Heart of the Sea (Bir dünya klasiği olan Moby Dick'in de esinlenme noktası olan bu gerçek hikaye, 1800'lerin başında balina avcılığı için denize açılan bir grup denizcinin hayatta kalma mücadelesini başarılı bir şekilde ele almış. İzledikten sonra keşke bi yarım saat daha debelenseydiler diyeceksiniz)

​

154- The Island ("Dünya kirlenmeden ötürü yaşanmaz bir hale gelmiştir ve son kurtulan insan evlatları artık, izole edilmiş bir üste yaşamaktadırlar." Diye başlasak da, film ilerledikçe altından çıkmayan bit yeniği kalmıyor. Hayatın gerçekliğini sorgulatan, kafaları allak bullak eden, aksiyonuyla keyif verirken Scarlet Johansson'ıyla da insanın içini bir hoş eden bir film)

​

155- The Girl with the Dragon Tattoo (Dünya çapında milyonlarca satan romanın EN AZ bir o kadar kaliteli sinema uyarlamasında; 40 yıl önce kaybolan bir genç kızı bulmak için görevlendirilen bir gazeteciyi ve ona yardım eden Ejderha Dövmeli Kızı anlatıyor. İnsanı koltuğun ucunda tutan, her an "ne oldu, ne olacak" modunda bırakan esrarengiz bir film olmuş)

​

156- Corpse Bride (Fantastik yönetmen Tim Burton'ın belki de en ünlü eve bence en güzel eseri Ölü Gelin. Bir türlü evlilik yeminini başarıyla tamamlayamayan şapşal damat adayı, ormanda yeminini tekrarlarken yanlışlıkla bir ölüyle evleniyor. Sonrasında işler o kadar keyifli bir hal alıyor ki; bu müzikalimsi animasyon bugüne kadar izlediğiniz filmlerin yarısından çok daha iyi olduğunu rahatlıkla kanıtlıyor efendim)

​

157- The Revenant (Leonardo Dicaprio'ya onlarca yıllık uğraş sonunda Oscar'ı kazandıran bu müthiş filmi eminim duymayan hatta izlemeyen kalmamıştır. Ancak buraya koymasam ne kadar büyük ayıp olurdu siz düşünün. Düşünmeden izleyin, her yönüyle inanılmaz bir film, toplamda da 3 güzel Oscar'ı kapmış)

​

158- Solace (FBI bir türlü içinden çıkamadığı seri katil vakasını çözüme kavuşturabilmek adına, namı alıp yürümüş bir medyum olan John Clancy'den yardım istiyorlar. Bu filmi buraya koymamın en temelde yatan sebepleri; harika oyuncu kadrosu ve olaylar açığa çıktıkça daha çok kafanızın karışacak olması. Ve itiraf edin, hepimiz bunu çok seviyoruz)

​

159- Der Untergang (Hitler'in intihar etmeden önceki son bir kaç ayını yakın merceğe alan ve bizzat Hitler'in şahsi sekreterinin anlattıklarından yola çıkılarak yazılmış bir 2. Dünya Savaşı filmi var karşımızda. Bu filmi oturup 10 sayfa anlatmak isterdim ama başka bir formata artık. O buhran, o çaresizlik o kadar güzel yansıtılmış ki yaptıklarını bilmeseniz ona acıyabilirsiniz bile. Neresinden bakarsanız bakın çok çok beğeneceğinizi bildiğim bu film, yayınlandığı yıl çok çok güçlü bir rakibi olmasa en yabancı film Oscar'ını rahatlıkla eve götürebilirdi)

​

160- Mar Adentro (Dram ağırlıklı bu film, geçirdiği kaza sonucu büyük ölçüde felç yaşamaya mahkum kalan bir adamın, ötenazi için verdiği 30 yıl süren mücadeleyi konu alıyor. Unutmadan hatırlatayım filmimiz tamamen gerçek olayları anlatıyor ve yukarıdaki Der Untergang filminin elinden Oscar'ı çekip alan eser)

​

161- Salinui chueok (1989 yılının Güney Kore'sinde yaşanan seri tecavüz ve cinayet vakalarını araştırmak üzere başkentten taşraya tecrübeli bir dedektif gönderiliyor. Tamamen gerçek olaylar üzerine yazılmış bu hikaye bittikten sonra bile kafanızı "ne oldu, kimmiş katil" sorularıyla dolduracak, söylemedi demeyin)

​

162- Die Welle (Bir proje kapsamında sınıfına diktatörlüğün nasıl bir yönetim olduğunu anlatması gereken bir öğretmen, bunu anlatmanın en iyi yolunun sınıfa bunu yaşatmak olduğunu düşünüyor. 5 gün gibi kısa bir süre içerisinde sizce ne kadar başarılı olabilecek? Kitlelerin nasıl kolayca kandırılıp harekete geçirildiklerini görünce şaşıracaksınız)

​

163- The Hateful Eight (Quentin Tarantino'nun sözümona 8. yapımı olan bu filmi izlemeye doyamıyorum. Fantastik hikayesini şu şekilde özetleyebiliriz: Kar fırtınasının orta yerinde bir dağ evinde bir ödül avcısı, bir eski general, bir tutuklu, bir kovboy, bir şerif, zenci bir eski asker, bir Meksikalı ve bir İngiliz cellat sıkışıp kalırlar. Çok geçmeden içlerinden biri korkunç bir şey yapacak ve olaylar inanılmaz ilginç haller alacaktır. Ne kadar çabalasam da bu filmi layığıyla anlatabilmek mümkün değil, o yüzden eğer bana güveniyorsanız hemen açın ve izleyin derim)



164- In the Name of the Father (Yine bir gerçek hikaye filmimiz var. Bu kez 1974 İngiltere'sinde yaşanan bir bombalanma olayından ve suçsuz olduğu bilindiği halde hapse gönderilen,
15 yıl işlemediği bir suç için hapis yatan Gerry Conlon'dan bahseden mükemmel bir senaryo var. Oyunculuklar muhteşem denebilecek kalitede. Zamanında İngiliz hukuk sistemini de neredeyse çökertmiş bu olay. Muhakkak izlenmeli)



165- El Cuerpo (Hayatını kaybeden genç eşinin cesedinin morgdan kaybolmasıyla, Jaime'nin hayatı bir anda kaosa dönüşür. 2012 İspanya yapımı filmimiz son saniyeye kadar büyük bir gizem ve bol bol akıl oyunları sunuyor)



166- American Psycho (New York'ta mutlu bir hayat süren, başarılı bir banka yöneticisi olan Patrick Bateman'ın aslında çok farklı karanlık bir yönü olduğunu; olabilecek en kaliteli şekilde, süper ötesi oyunculuklarla ortaya koyan film sizi içine çekecek)



167- 3:10 to Yuma (Kendi halinde bir çiftçi olan Dan, yakalanan bir kanun kaçağını 3:10'da Yuma'ya kalkan trene bindirmek üzere anlaşır. Ancak kanun kaçağımız Ben'in eski çete arkadaşları bu planın uygulanmasına izin verecek gibi değiller. İki zeki ve kurnaz insanın birbirlerine karşı yürüttükleri büyük akıl savaşı sizi ekrana kilitleyecek)



168- Room (Tüm dünyanın tek bir odadan ibaret olduğunu düşünerek, o odadan bir kez dahi dışarı çıkmadan büyüyen küçük bir çocukla annesinin; kimi zaman güldüren, kimi zaman göz dolduran harika hikayesi. Bu gerçeğin arkasındaki sebebi öğrenmek isteyeceksiniz)



169- Inside Man (Büyük bir zeka ürünü olarak tasaralanan dahiyane bir banka soygunu sonucunda; soyguncular ve detektifler arasında yaşanan inanılmaz akıl savaşını konu alan film 2000'li yılların en zekice tasarlanan filmlerinden biri. Cast akmaya başlayana kadar ne olup bittiğini anlayabilmek mümkün değil)



170- Dog Day Afternoon (Çok sevdiği "partnerinin" ameliyatı için acil para ihtiyacı duyan genç adam, çareyi yerel bir bakayı soymakta bulur. Ancak yaptığı plan çok acemice olur ve olay tam anlamıyla çığırından çıkar. Ve Sonny polis-medya-halk üçgeninde en sonunda kafayı yer. Özellikle başroldeki Sonny karakterinin yaşadığı ruhsal değişimleri büyük başarıyla yansıtmasıyla gönüllerde taht kuran filmi seveceksiniz)



171- Goodfellas (Mafya kavramının en manalı olduğu, mafya olmayana kız bile verilmediği zamanlarda geçen hikayemizde, 3 dostun mafya hiyerarşisindeki istikrarlı yükselişine tanık oluyoruz. Zamanının kült yapımlarından)



172- Lagaan: Once Upon a Time in India (Viktorya döneminde, İngiltere tarafından sömürgeleştirilen Hindistan'da geçen ve gerçek bir hikaye olduğu rivayet edilen filmde; ufak bir köy halkı, zalim İngiliz yöneticilerine karşı kriket oyunu yoluyla baş kaldırırlar. Kazanırlarsa vermek zorunda oldukları vergiden kurtulacak, kaybederlerse canlarından olacaklardır. Aamir Khan'ın başrolünü üstlendiği Hint-İngiliz ortak yapımı film size keyifli saatler yaşatacak)



173 - The Sixth Sense (Küçük bir çocuk "ölü insanlar görüyorum" gibi tuhaf bir şikayetle bir çocuk psikoloğunun yardımını ister. Hikaye ilerledikçe olaylar daha da tuhaflaşır ve son 2-3 dakikada neye uğradığını şaşırtır. Aşırı etkileyici sona sahip filmlerden biri kesinlikle)



174- Full Metal Jacket (Vietnam savaşının Amerikan askerleri üzerindeki yıpratıcı hatta bezdirici etkilerini, birliğe yeni katılan bir askerin perspektifinden kronolojik olarak aktaran bir savaş filmi. Filmin en güzel yanlarından biri, birliğe ilk katıldıkları günden başlayarak, savaşın en korkunç hale geldiği zamana kadar ilerlemesi)



175- L.A. Confidential (Los Angeles'ın en ışıklı, en canlı zamanlarında geçen bu polisiye hikayede, 3 polis teşkilat içerisindeki tuhaf bir yapılanmayı fark ederler. Süper ötesi bir oyuncu kadrosu ve ince işlenmiş detaylarıyla beğeneceğiniz bir film)



176- Lock Stock and Two Smoking Barrels (Kaybedilen basit bir kart oyununun sonucunda birbiriyle alakasız insanlar silahların bir türlü susmadığı, biraz komik biraz saçma bir curcunaya tutuşurlar. İzlemesi oldukça keyifli bir film. Hatta bir çok kaynağa göre 1998 yılının en keyifli yapımlarından)



177- Gone Baby Gone (İki çalışkan detektif küçük bir kızın kaçırılmasını derinlemesine incelerken, bulmamaları gereken gerçekleri ortaya çıkartırlar. Ben Affleck'in yönettiği en başarılı yapımlardan biri)



178- Primal Fear (Kilisede işlenen bir cinayet sonucu, hiç bir şeyden haberi yokmuşçasına masum bir genç zanlı olarak gözaltına alınır. Çok sevilen rahibin ölümü nedeniyle tüm dünya gence düşman kesilmişken başarılı bir avukat onu savumayı kabul eder. Derinlere inildikçe büyük akıl oyunları ortaya çıkar)



179- Madeo (Akli dengesi yerinde olmayan çocuksu bir genç, Yoon Do-joon; işlemediğini iddia ettiği bir cinayetle suçlanır. Onun suçsuzluğunu savunan tek kişi ise, zavallı annesidir. Güney Kore yapımı bu harika filmde, bakalım siz gerçek suçluyu bulabilecek misiniz)

180- Black Swan (İşiyle kafayı bozan, tüm hayatını baleye adayan bir balerinin yavaş yavaş gerçek dünyadan kopmasını anlatan psikolojik gerilim tadında süper bir film. 1 adet de Oscar'ı var)



181- Sleuth (1972) (Oyunlara ve hatta zekice olan her şeye bayılan zengin bir adam, karısıyla aşk yaşadığını bildiği genç bir adamı tanışmak için davet eder. İki büyük zihnin birbirleri için hazırladıkları özel planları vardır. Keyifle izleyeceğiniz ve bitmesin isteyeceğiniz 2 saat 18 dakika)



182- Platoon (Vietnam savaşında insanların yaşadığı değişimi ve büyük iki yüzlülüğü anlatan en kaliteli yapımlardan biri. Harika oyuncu kadrosu ve inanılmaz oyunculukla beraber)



183- La Migliore Offerta (Genç yaşta ailesini kaybeden Claire, yüzlerce kıymetli eserden oluşan bir mirasın tek sahibi oluyor. Bütün bu eserlere değer biçilmesi ve satılması için de işinin en iyisi olan Virgil ile anlaşıyor. En azından durum başta böyle görünüyor. Her anı sizi şaşırtacak mükemmel bir gizem, bol bol akıl oyunları)



184- Mr. Brooks (Bir bedende iki farklı insanı barındıran Earl Brooks'un, içindeki sadistle mücadelesi. Harika bir psikolojik gerilim)



185- We Need to Talk About Kevin (Evin küçük oğlu Kevin, yaşıtlarından beklenmeyecek tuhaflıkta şeyler yapıp söylemektedir. Annesi ise ondan umudunu kesmek niyetinde değildir. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğim; filmin finalı 12'den vuruyor)

186- Kokuhaku (Kızının ölümüyle yıkılan genç bir annenin, kızının ölümünden sorumlu tuttuklarından zekice yollarla intikam alma hikayesini anlatan güzel bir Japon dramı. Kadına hayran kalmamak elde değil)



187- The Jacket (Jack Starks Körfez Savaşı'nda yaralanmış bir gazidir. Evine döndüğü sırada talihsiz bazı olaylar sonucu akıl hastanesinde bulur kendini. Burada uygulanan sert terapötik yöntemler sonucunda bazı geleceğe dönük öngörülere tanık olur ve 4 gün sonra öleceğini fark eder. Ya da öyle düşünmektedir. Hafif gerilim öğeleri barındıran mükemmel bir film)



188- La Cara Oculta (Şehirden uzakta sakin bir hayat süren çiftimizi, genç kadının aniden ortadan kaybolması sarsar. Son derece gizemli bir gerçekliği göz önüne koyan film; sonuyla gizem perdesinin kalkmasıyla sizi sarsacaktır)



189- The Sunset Limited (Birbirine siyah ile beyaz kadar zıt iki adam, biri intihar etmek istiyor, diğeri onu vazgeçirmek. Zekice sohbetler ile Tommy Lee Jones ve Samuel L. Jackson'ın harika oyunculukları)



190- Le Tout Nouveau Testament (Bu ilginç filme göre Tanrı gerçektir ve Belçika'da yaşamaktadır. Bir gün Tanrı'nın kızı onun zalimliklerinden bunalır ve tüm Dünya'yı kontrol eden bilgisayarı bozup evden kaçar. Ha tabii kaçmadan da tüm fanilere ölüm tarihlerini mesaj atmayı unutmaz. Güzel göndermeleri olan bir film)



191- Rear Window (Geçirdiği kaza sonucu uzunca bir süre pencere kenarında tekerlekli sandalyede oturmaya mahkum kalan bir fotoğrafçı, mesleği gereği çevreyi gözlemlerken, hemen karşısındaki binada bir cinayet işlendiğini düşünür. Hiç yerinden kıpırdamadan bu gizem perdesini kaldırabilmek kolay olmayacak. Alfred Hitchcock imzalı)

192- 21 (6 süper zeki MIT öğrencisi, yegâne amacı blackjack oyununda kart saymak olan bir kulübe dahil olurlar. Hedefleri ise basittir; zengin olmak. Gerçek ve bilimsel bir temele dayanan keyifli bir film)



193- Phone Booth (Genç bir adam çalan telefon kulübesine girip telefona cevap vererek hayatının en büyük hatasını yapar. Telefondaki adam ona bazı yasaklar koyar ve emirler verir. Örneğin kesinlikle kulübeden çıkması yasaktır. Bir keskin nişancı ise bu emir ve yasaklara uyulduğunu denetlemektedir)



194- Dial M for Murder (Kendisini aldatan ve oldukça da zengin karısını öldürtmek için mükemmel cinayeti planladığını sanan Tony Wendice, işler tam olarak planladığı gibi gitmeyince doğaçlama yapmaya karar verir ve fark eder ki, kusursuz cinayet diye bir şey yoktur)



195- Zootopia (İnsanların yerini hayvanların aldığı bir ütopyada geçen Zootopia, her yaş grubundan seyirciye hitap eden son derece keyifli bir animasyon. Türünün en iyi örneklerinden biri ve yılın En İyi Animasyonu Oscar'ının da sahibi)



196- The Shining (Kendi çaplarında mutlu bir hayat geçiren Torrance ailesi kışın kapalı olan bir otelin bakımını üstlenirler. Kısa süre geçmiştir ki ailenin babası ruhsal dalgalanmalar yaşamaya, küçük erkek çocuğu ise tuhaf imgeler görmeye başlar. Gerilim türünün kült ve kaliteli eserlerinden)



197- Unthinkable (İşinde usta bir sorgulayıcı ve bir FBI ajanı ile birden fazla nükleer bombanın yerini gizlediğinden şüphelenilen bir terörist arasında geçen psikolojik mücadeleyi konu alan filmimiz, insanların inandıkları için ne kadar ileri gidebileceğini gözler önüne seriyor)



198- K-PAX (PROT isimli bir akıl hastanesi sakini, farklı bir gezegenden geldiğine o kadar emindir ki çevresindeki diğer hastalar ve hatta hasta bakıcılar zamanla kendi doğrularını sorgulamaya başlar. Keyifli bir aile filmi)



199- Premonition (Genç bir kadın kasvetli bir sonbahar günü kocasının trafik kazasında öldüğü haberini alır. Zor geçen bir günün ardından uyur ve uyandığında kocasının sapasağlam evde olduğunu görüp şaşırır. Kısa sonra fark edecektir ki dünya artık alıştığı şekilde işlememektedir. Merak uyandıran bir gizem filmi)



200- Split (Çoklu kişilik bozukluğunu başarılı bir bilimsel perspektiften anlatan, hafif geren, James McAvoy'un kaliteli oyunculuğuyla renklenen güzel bir film)

201- King Arthur: Legend of the Sword (Arthur - Merlin dönemini farklı bir bakış açısından anlatan, başarılı oyuncu kadrosu ve iyi bir prodüksiyonla çekilmiş. Benzerlerinden bir kaç adım ötede iyi bir aksiyon filmi)



202- Passengers (Uzay gemisiyle çook uzaklardaki bir gezegene yolculuk etmekte olan binlerce yolcu, uyku kapsüllerinde dondurulmuş durumdalardır. Sonra aniden bir hata oluşur ve kapsüllerden biri varışa 90 yıl kala açılır. Yolcu koca bir uzay gemisinde geçirecek yılları vardır ve hedefe asla ulaşamayacağının farkındadır)



203- Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (Süper ünlü bir Broadway müzikaline dayanan hikayesine göre; kaybettiği hayatının intikamını almak için eski şehrine dönen Sweeney Todd oldukça tuhaf bir yol izleyip görülmüş en sevimli seri katil olacaktır)



204- Contratiempo (Tüm giriş çıkışları kapalı olan bir otel odasında ölü bir kadın, baygın bir erkek, bir silah ve bir sürü para bulunur. Adam suçsuz olduunu iddia etse de tüm deliller aksini göstermektedir. Adamın savunma hazırlamak için sınırlı bir zamanı vardır. Filmin insanı şok eden noktaları var)



205- Demolition (Eşinin ölümüyle sarsılan başarılı bir bankacı; yaşamı, ölümü, yıkımı ve yeniden inşa etmeyi öğrenir. Gyllenhaal'ın başarılı oyunculuğuyla renklenen, yavaş bir film)



206- Arrival (Uzaylıların ilk ziyareti sırasında nasıl iletişim kurulacağını hiç düşündünüz mü? Görünüşe göre bu süreç sandığınız kadar kolay geçmeyecek. Oldukça bilimsel bir bakış açısıyla çekile film, daha kaliteli bir sona sahip olsa kuşkusuz ilk 10'a girerdi)



207- Big Fish (Genç bir adam babasının ölüme yaklaşmasıyla geçmişe dönüş yapar, bir yandan da masalsı bir dille bize anlattığı geçmişi keyifle izlenecek bir aile filmine dönüşür)



208- Derailed (İkisi de hem iş hem de aile hayatlarında oldukça mutlu bir erkek ve bir kadın, eşlerini aldatmak isterler. Başta sorunsuz ilerleyen bu süreç ikisinin de hayatını karartacak bir hataya dönüşmek üzeredir. Gibi anlatsam da aslında film sürekli sizi şaşırtmaya devam edecek sürprizlerle dolu. Siz izleyin en iyisi)



209- Teo-neol (Dağın altından geçişi sağlayan uzunca bir tünelin içinden geçerken tünelin çökmesiyle arabasının içinde sıkışan genç bir adamın kurtarılma mücüadelesini anlatan filmimiz, başroldeki beyefendinin harika oyunculuğuyla adeta o çaresizliği yaşatıyor)



210- Er ist wieder da (Hitler tuhaf bir biçimde 2015 yılında uyanıyor. Başlarda komedi filmi gibi işlense de, filmin özellikle 2. yarısında harika sosyolojik tespitler yaparak kaliteli bir film olmayı başarıyor)



211- I Saw the Devil (Acımasız bir seri katile yaptıklarının bedelini ödetebilmek için en az onun kadar acımasız olması gerektiğini fark eden bir polisin akıl dolu intikam oyunu. Gerilim dolu bir bilm ve bu sebeple herkese hitap etmeyebilir fakat zekice tasarlanmış senaryosu sebebiyle bir şans verin muhakkak.

212- Siege at Jadotville (1960'larda basit bir koruma görevi için Kongo'ya gönderilen İrlandalı askeri birlik, kirli politik oyunların bir sonucu olarak Fransız askerler tarafından kuşatılır. Yine aynı sebeple destek almaları mümkün değil ve bulundukları köyü bir şekilde günlerce korumak zorundalar)



213- Arif V 216 (Bugüne kadar bu listeye hiç Türk filmi koymadım ama sinematografisiyle, oyunculuklarıyla ve harika senaryosuyla defalarca izlemeye değecek bir film yapmış yine Cem Yılmaz)



214- The Shape of Water (Gizli bir tesiste esir olarak tutulan bir su yaratığı ile o tesiste çalışan bir hademenin arasında geçen ilginç olayları anlatan filmimiz, en iyi film başta olmak üzere 4 farklı Oscar almış. Filmi bu kadar iyi yapan şey bence hem dönemi çok iyi yansıtması hem de en ufak detayına kadar kalite kokması. Keyifli bir 2 saat için )



215- Jumanji (2 kardeş eski bir kutu oyun bulur ve bunu denemeye karar verirler. Fakat farkında olmadan çok büyük bir maceranın içine çekileceklerinden habersizdirler)



216- Jumanji: Welcome to the Jungle (Zamanının kült macera filmini layığıyla modernize etmeyi başarmış, köklerine bağlı kalırken bir yandan da yeni şeyler ekleme işini kotarmış bir film. Özellikle Jack Black ve Kevin Hart sayesinde iyi bir komedi filmi kadar da güldürüyor)