• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Mevsim Normallerinin üzeri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİ

Anayollardan ayrılıklar geçiyordu...Arasıra da aşklar. Biz
patikadaydık...aşkla ayrılık arası bir yerde. Belki de bu yüzden satır arası
iki korkak kelimeydik. Sen ve belki de ben.
Hisler şarkıların içinde itiraf ediliyordu. Yollara çıkmaya korkuyorduk...
Bize göre hislerimiz beş para etmiyordu.
Yanımızdan hızla geçiyordu...aşklar, ayrılıklar, zorba hayaller.
Yanağı cama dayalı, hüzünlü bir aşk dönüp bakıyordu. Biz her şeyi geçtikten
sonra fark ediyorduk.
……..
Hammaddesi kalpteydi büyük aşkların ve gülüşlerde şekilleniyordu. Bir
gülüş-ki kalbin ta ortasından geldiği aşikar olmasa...iki dudağın
birbirinden ayrılmasından başka bir şey olamazdı.
Genelde sonbaharda geliyordu yontulma merakı olan hisler. Bir aşkın elle
tutulur olgunluğa ulaşması için en az bir mevsim gerekiyordu.
Tıpkı yeni atılan bir temelin bekletilmesi gibi... Teşbihte hata oluştursa
da.
Anayollardan ayrılıklar geçiyordu... ara sıra da aşklar. Biz, otostop
çekelim istiyorduk.
Sonra ya insafa gelen ayrılık olursa diye vazgeçiyorduk... hangi mevsimde
olduğumuz önemli değildi. Yürüyorduk işte mevsim normallerinin üzerinde.
Garip bir yolculuktu ve yolculuktan da garip yolculardık...Adım başı saçma
sapan umutlar batıyordu ayaklarımıza. Yalın ayak...koşut bir halde.
Tesadüf tesadüf olalı akranlarıyla bu kadar bir araya gelmemişti...Benim
hayatımda tesadüflere yer yoktu.
Bir istisna gülüş...
Mevsim normallerinin üstüne taşıdı beni...

 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
GÖZLERDEKİ CÜMLE

Beni en çok kül tablaları anlatır...kül dökümü, ölüm nöbeti. Bir ucumdan
yanmaya başlarım, sönmeye mahkûm. Dokunmasam da söneceğim...
İnsanlar da sular gibidir ya... Kendi yataklarını parçalarlar kendi
elleriyle.
Ciğerimde, yatağımda kendi kanım...
Her şey küllerde kalır, insan icadı işte. Nerede bir ölüm varsa ucu küle
dayanan...sesimle benzeşir. Yakılmış, külleri rüzgara bırakılmış
sönüklerimi...kim tutabilir benden başka.
Kül tablası...cümlemin ta kendisi.
Beni hangi tablanın kenarına iliştirdikleri belli... Balistik kalıntılarımla
doldurmuşum... Kül yükümü.
Üşeniyorum kalkmaya. Kim üfleyecek küllerimi, bu uzak mesafeden.
Ne zaman aşka dair çelimsiz hislerle karşılaşsam...nedir diyorum kendi
kendime nedir eksik olan. Avucumda kendi küllerim.
Hiçbir şey olmamış gibi kalkıyorum masalardan. Hep aynı sözler dolaşıyor
dilime...
"Bi(r) duysam aklından geçenleri...Gözlerinin içinde cümleleşen beni bi(r)
bilsem."

 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
SENİN KILIÐINDA

Şimdilerde uykularımın şarkılardan kesitlerle bölünmesine aldırmıyorum. Her
şarkının içinde senden kesitler arıyorum.
Sen!
Sen ki yüzünü bile görmediğim...hayal meyal kurguladığım toplama bir
yüz...adını henüz koyamadığım sancılı bir bekleyiş.
Elini çabuk tut. Sana benzemeye çalışan çok şey çıktı karşıma. Piyasada
sahtelerin el altından gülücükler dağıtıyor. Gittikçe biraz daha sana
benziyorlar. Sahtelerle gerçekleri karıştırmaktan korkuyorum.
.............
Düşlerimin maskarası şimdilerde zaman...Saatlere ne kadar büyük bir yelkovan
iliştirsemde o kovanın yeli kovacağına ilişkin şüphelerim var. Çünkü,
başımda kavak yelleri.
Kalp ağrılarıma aldanıp, düşlerimi seferber ettiğim...manzarası çölden kalma
odayı her adımlayışımda biraz daha güneş görür bir hal alırdım...Şimdi de
öyleyim. Ne desem boş.
Ne zaman aşka dair tarihsel hisler beslesem...ya saksı kırılırdı yada
topraklar dökülürdü içinden...

 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
SIRF ŞEKİL OLSUN DİYE

"Aşkı uğraş sanmışların bir bardak, demli hüznüydü ayrılık... Gereği
düşünülmüştü hislerin ve gereksizliği de tartışılmıştı."
Kimsesiz mayışmış suratların, pencere önündeki sarkıt halleri...
saplantıların önemsiz dikitleri gibi... birkaç aşkı hüsran büyüterek
yaşamış, ilk çıkan kavgada pes etmiş bir çocuk gibi... kendi içinde terk
edişleri...
Tuhaf beklentilermiş gibi sunulan şeylerin, basit bir anlamı var ama
söylenme şansları yok gibi.
Ben böyle değildim…-ki hiçbir zaman ben olamadım.
Bir kadını anlamanın yolu ona benzemekten geçerdi elbet. Erkek kadınlaştıkça
biraz daha anlamaya başlardı kadını...
Büyürdüm elbet, kendi kılığıma, kendi yüzüme biraz daha benzeyerek… peşimde
çakıl taşlarını kemirerek, yeniden erkekleşirdim. Sora sora Bağdat'ımı
arardım…bulurdum da.
Küçük iltifatlar, ince meraklar peşi sıra bakmalar süzmeler. Gidip gelmeler…
Hani rol arkadaşını öpen aktörler gibi…
Pencere önlerine umutlar ekilmişti aşka dair...denizlere ulaşmadan yerlere
dökülmüştü. Kağıttan uçaklar, gemiler yapılmıştı... bir türlü rota
tutmamıştı hiçbiri. Ya kulede ışıklar sönmüştü yada fenerlerde...
Her şey kurşun kalemle yazılmıştı...yazılmış, silinmiş sonra aynı izlerden
tekrar tekrar geçilmişti...Her dile çevrilmişti aşklar... kabile dilleri
dahil.
Aylak düşler göçmüştü gözlerimizden...yaşanmış bitmiş bir aşkın müsvettesi
aslına benzemeye çalışmıştı...
Sırf şekil olsun diye italik şiirler yazılmıştı defterlere...-ki belki
okuyanı olurda cümle tadında cümle bulamazsa şiirin cümlesinde, bari şeklini
beğensin diye...
Hepsini toplasan adamakıllı bir düş etmezdi...ama düşmüşlerdi yalan yanlış,
uluorta.
Herkes kendi yalnızlığını yaşamıştı...Gece yarıları, sarhoş alıntılar
girmişti araya. Birçok şiir okunmuştu pencere önlerinde...
ilk satırlar hatırlanmaya çalışılmıştı...ardından satırlar satırlanmıştı.
Meze edilmişti kulaklara küfürlü ezgiler...
Aylak bir düş göçmüştü...sahibinden.
Gitgide tadı kaçmıştı yalnızlıkların...Her düş kendi sıkletinde elden
ayaktan düşmüştü...

 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
MANTIK AÐRISI

İnsan kendisini yitirdiğinin farkına varamaz çoğu zaman… kimse durduramaz
yitirilen öykünün sayfalarındaki şahlanmış atları.
Dörtnala yoksulluk, yitim, yetim…
Anlamını izlerine yaslıyorum tüm kelimelerimin. Kimse alınmasın üzerine! ben
kendime yazıyorum.
Satırlara dertlenmeliyim diyorum sana değil... Sanat olsun diye de değil.
Sana atfolsun diye belkide...
Ses tonumu büyük harflerle bi(r) yazabilseydim. Ben bu sözleri söylerken
sesimin tonuna, tonlarca anlam karmaşası yüklüyorum. “Adına mantık ağrısı
dediğim bir döngüdür aşk…-ki varlığımın diğer yarısıdır yokluğun.
Pütürlü bir yalnızlık yazısı gibi… yanı sıra dokunma korkusu. Ma(y)ışmak
üzere ekler alıyor kelimelerim… fillerim hasır altı”
Başlığını büyütüyorum yazılarımın, anlamını büyütüyorum... hakkımda daha
solgun cümleler kuruyorum. Nasılsa artık bir tüketim alışkanlığı olmuş aşk... Ben
kendime benzettiğim her şeyi tüketiyorum.
Tüketilesi gelmişken "Seni seviyorum"ların... Arada kaynatılan aşk
sözcüklerine kayıtsız kalacak kadar kepaze bir gülüşle saklıyorum
içimi... Göz bebeklerimi avuçlarıma alıp sıkacak kadar hileli bir kederle
susuyorum.
Ne canlar sessiz kalıyor sen yokken...ve sessizliğin kapı gıcırtısı oluyor
içimdeki sesler. Nice avare sunuşlar, sözler de kaldırım taşlarına kazınıyor
kalbimin...
Gözleri dolu bir bahar gibi üstüme geliyor geceler. Senli hallerinden
sıkılmış ve başka bir aşk uğraşı yokmuş gibi...
Demli ve tek kişilik bir sancıya dönüşüyor sensizlik...
Kül tablası anılara şahit…


 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
İÇİMDE ESKİYEN BİR ŞİİR

Böyle zamanlarda, böyle el değmemiş odalarda, böyle rutubet nefes...Göğsümde sigaradan, dumanda, öfkeden bir hırıltı. Ellerimde ölü izmaritler, nikotin kokusu...Yanı sıra ne içtiğimi bilmeden içiyorum. Ne zaman ellerime ter çökse , yanık, ıslak, böyle sisli havalar gibi.
Ruhumda eriyik yaralar, gözlerimde dokunaklı izler, ağlama nöbetleri. Yedi düvel duysun sesimi tütün içiyorum.
"Seni bana yabancı kılan tek şey içimdeki bu çok seslilik."
Sürekli aynı atın terkisine aynı düşlerin döngüsüyle binmek rahatsız eder beyaz atlıyı...hatta atın beyazlığı bile. İçimde dört nala eskiyen bir şiir.
Sağanak bir hıçkırıktı zaman/ Takılırdı boğazıma.
Yutkundukça tarih boğazımda akrep, yelkovan.
Ben, yazardım gecenin bir yarısı kalemi küf kokulu, günah yığını tütün, mürekkep... Salya sümük bir isyan şarkısı, kusursuz bir orman yangını gibi...
Seni bana yabancı kılan tek şey içimdeki bu çok seslilik.

İçimde eskiyen şiir sözleri, şarkılar.
Sen sahibi yaz bir sevincin sonbahardaki hüznü gibi. Bütün mavilikleri çalınmış bir denizde yıllanmak gibi...
...............
Sonbaharın yanı başında kaç şafağı öldürüp, sabıkalı bir aşkı aradım da bulamadım gözlerinin kirli beyazında... Sen, güzün kendisiydin eylül kokan, kurumuş bir yaprak, yaşlı bir yüz, göz. Sen saçlarımdaki beyaz dalların yağmurla ağlayan yaprakları...solgun, ıslak, cansız.
Sen zaman...Geçip gittin aklımdan...



 
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
ÖLESİ TUTUYOR GEÇMİŞİN.

Kadın, "Her şey gönlünce olsun" diyordu adama. Adam, "Sen gidersen hiçbir şey gönlümce olmaz. Çünkü müşterek sancılardan oluşuyoruz biz."
...............
İri gözlü bir sevgilinin son göz ağrısı -ki ilk göz ağrısından daha sancılı değilse de sancır. İnatla sevilen ilk sevgili ve unutulmak istenen son sevgili. Yarısı umut, yapısı tez canlı, maddi hata olmasada, hataya zorlanmış bir bünyenin teri, gelir-gideri nasıl çekilmez gelirse; öyle çekilmez bir tezattır... Cümleler de taşıdıkları ima da.
Yakın olma pahasına çekingen, uzak olma pahasına yalın...-ki yalın olmak, yakın olmaktan daha çok daha iyidir böyle zamanlarda.
.............
Ama iri gözlü sevgilinin son sözleri, ilk sözleri, yan sözcükleri,
imaları...Telafisi olmayan bir maddi hata sarmalına sürükler adamı.
Oysa doğa hatasız işler böyle zamanlarda ama biz bir maddi hatanın pençesinde ve farkında, kıvranıp dururuz.
Elimizdeki çatlaklara sızmış nemli el izlerini, geçmiş zaman eklerini de kendimize ekleyerek...Sonu hüsran, sonu uçurum, sonu çok konuşulan bir ibret hadisesi gibi satır aralarında hatırlanmanın telaşına düşeriz. Bünyemizde çatlaklar...
..............
Yastığımın bir kenarında nefessiz kalacak kadar yüz üstü yatmışlığı vardı anıların... Aşk uykulardan önce evrim geçiriyordu. Küçük devrik cümleler kuruluyordu "Baş Ağrısı" tadında. Sonra cüc cüz hatmediyordu bedeni.
Her fiil failinden kesitler atıyordu tenimize. Hangi günahı ne kadar
işlediysek, katmeri göz korkutuyordu.Sonra ölesi tutuyor
geçmişin...Akıllarda bir çift iri göz...
Sığıntı bir gülücük saplanıyordu yüzümüze. Özgürlük belki de o sığıntıdan ibaretti, bir çift gün doğuşu gibi saplantıyla bakınca...
Kadın, "Her şey gönlünce olsun" diyordu adama.
Adam, "Sen gidersen hiçbir şey gönlümce olmaz."

 
Üyelik Tarihi
29 Nis 2008
Konular
868
Mesajlar
5,737
MFC Puanı
30
chokebybellz1ot8kt1zk9.jpg


Sana SöyLiyecekLerimi Susturdum
Sonbaharda AqacLarin YaprakLarini Döktüqü Gibi
Döktüm DiLimdeki SözcükLeri
Hepsi Bir Haykiris Hepsi Bir Yakaristi
Sen AnLamadin....

Artik
Geride Birakiyorum Sana Ait OLanLari
KeLimeri Ve SarkiLari Baskasi icin SöyLenmek Üzere
Raflara KaLdiriyorum
Senin icinde Gectiqin Bir Sözcük BiLe OLmayacak Artik

Sana Dair OLanLari Söküyorum Tek Tek
En Zorda insanin Gecmisini
Ve AniLarini Sökmesiymis
AnLiyorum

Hep Pesinden GeLecek Bir Gecmis De istemiyorum
Artik Gecmisimi De Birakiyorum Arkamda
Geriye Bakip Daha Cok HatirLamak
Ve ÜzüLmek istemiyorum

Unutuyorum Desem YaLan
Unutmuyorum Simdilik
Sadece ALisiyorum
ALismak Unutmanin BasLanqiciymis
Önce ALisirsin Sonrada Unutursun
Unuttuqunda Da Geri Dönmezsin
Bakmazsin BiLe

Simdi
SöyLediqim SözLeri De Geri ALiyorum
SiLiyorum Birer Birer Bütün YazdikLarimi
KaraLiyorum Adimin Yanina Yazdigim Adini

SenLe Yaptiqim
DoqruLarimi Ve YanLisLikLarimi AyikLiyorum
YanLisLari Koyuyorum Bir Köseye
DoqruLar Zaten Benim DoqruLarim

Bu Askin Bütün Hesabini Kapatiyorum
Bize Dair Hic Bir Cey Yok Artik
Ne Sen Ne Ben Artik Bir Sey SöyLemeyeceqiz
SöyLesende Ben Duymayacaqim

SözcükLer AnLamini Yitirdi Artik
Sana Dair SöyLenecek Bütün SözLeri Tükettim
KeLimeler DiLsiz Artik
LaL Ettim DiLimi
Sana Bir Sey SöyLemiyorum...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst