-
- Üyelik Tarihi
- 8 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 17,522
-
- MFC Puanı
- 3,901
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11'inci Kalkınma Planı Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan özetle şunları söyledi:
"Bugün açılış toplantısı vesilesiyle birlikte olduğumuz 11'inci Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarının verimli geçmesini diliyorum. Değerli dostlar insanlık tarih boyunca refah düzeyini yükseltmek arayışı içerisinde olmuştur. Biz de milletimize hizmete talip olurken adalet ve kalkınmayı iki temel öncelik olarak belirledik. Milletimizin karşısına çıkarken kaynak Türkiye demiştik. Bizim için amaçlarımıza ulaşmanın en önemli aracı planlamadır. Acil eylem planımız, 9 ve 10'uncu Kalkınma planlarımız ve Vizyon 2023 belgemiz, planlı kalkınma anlayışımızın en büyük belgesidir. Kalkınmayı yalnız iktisadi alanla sınırlamıyor, sosyal ve kültürel kalkınmayı da hedefliyoruz.Ülkemizde artık yoksulluğun, gelir adaletsizliğinin tanımı çok değişti. Bugün artık yoksul demek yiyecek ekmek bulamamak değil, belirli bir yaşam standardının altında kalmak demektir.
'ATILIMA İHTİYACIMIZ VAR'
Artık dünün tekstil ve tarıma dayalı sanayisinin kısır döngüsünden çıkıp teknolojiye dayalı sanayiye geçiş yapıyoruz. Şimdi yüksek teknolojinin sanayideki payını arttıracak bir atılıma ihtiyacımız var. Tekstil ve tarım sanayisinden çıkıp teknolojiye doğru adımlar atıyoruz. Şimdi yüksek teknolojiye dayalı üretimin sanayi payını artıracak bir adıma ihtiyacımız var. Bir taraftan sanayileşmenin getirdiği enerji yatırımlarını yaparken, doğal kaynakları da geliştirmeye çalışıyoruz. Kişi başı milli gelirimizi 11 bin dolar seviyesine ulaştırmamız tarihi bir başarıdır. Refah seviyemizi 15 yılda 3 kat artmasında ve gelir dağılımının daha adaletli bir yapıya bürünmesinde kalkınma adımlarımızın katkısı büyüktür.
'ÜLKENİN HER YERİNİ DOĞALGAZLA DÖŞERSİN, MODERN ÜLKE BÖYLE OLUR'
2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2016 yılında 863 milyar dolara çıkardık. son 10 yılda 8.3 milyon ilave istihdam oluşturduk. Yüzde 11.3 olan bütçe açığını, 2017 yılında yüzde 1.5 seviyesine düşürdük. 2002 yılında yüzde 72'ye ulaşan kamu stokunun milli gelire oranını 2016 yılında yüzde 28'e kadar düşürdük. 2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı, 2016 yılında 157 milyar doları aşmış vaziyette.
İşte bu ihracatımız ile buralara geldik geliyoruz. Türkiye 2002 yılında 17 milyar liralık kamu yatırımı yapıyordu. Hükümetlerimiz döneminde bu rakamı 7 kat artırarak 2017 yılında 128 milyar liraya çıkardık.
Kalkınma için kaynakların çeşitlendirilmesi politikamızı muhalefet bir türlü anlamıyor. Oysa biz bütün yatırımları bu yöntemle gerçekleştirdik. Modern ülke, çağdaş ülke laf üretmekle olmuyor. Ülkenin dört bir yanını yatırımlarla donatırsın çağı yakalayabilirsin. Ülkenin her yerini doğalgazla döşersin modern ülke böyle olur.
'İNSANSIZ TANK ÜRETMEMİZ LAZIM'
Kötü komşu ev sahibi yapar. En sonunda bizi silahsız ve silahlı İHA sahibi yaptılar. Şu anda Afrin'deki zırhlı taşıyıcıların neredeyse tamamı bizim ve yerli. Bu aracı üreten dostlarımıza teşekkür ediyorum. Bu olay sıradan bir olay değil. bunu kendimiz üretiyor olmasaydık bir tane İHA'mız düşse düşünürdük ama şimdi ulan düşürürseniz düşürün be. Düşürürseniz düşürün ikincisi de var, üçüncüsü de var gelin. Geçen bir helikopterimiz düştü üzüldük iki pilotumuz gitti. Oradaki bu sistemlerin sorumlusu olan arkadaşımızın dediği şu İHA'da insan yok ki düşerse düşer. Biz niye bazı şartlarda da onları uçurmuyoruz. Vursunlar o düşsün, benim pilotum şehit olmaz. Bunu daha ileriye taşıyacağız. Tank yakabilirler. İçinde 5 şehidim. Biz insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım bunu da yapacağız. O tür şeyleri düşünmeyeceğiz. Birçok silahlarımızı üretir haldeyiz.
'NÜFUSUMUZUN KIYMETİNİ BİLMEMİZ LAZIM'
Dün akşam bir cumhurbaşkanıyla akşam yemeğinde beraberdim. Filozof, hukukçu. Şu ifadeyi kullandı. 'Batı bitiyor' dedi. Niye dedim? 'Nüfusu bitiyor da ondan' dedi. 'Daha fazla bir yere gidemez' dedi. Çok kıymetli bir tespit. Bizim nüfusumuzun kıymetini bilmemiz lazım.
'BUNLARIN AFFI OLAMAZ'
Son günlerde yaşadığımız taciz olayları ne yazık ki bu sıkıntının ülkemizdeki alçakça, adice bir uygulamasıdır. Hükümetimiz şimdi bununla ilgili yasal bir düzenleme yapıyor. Buradaki caydırıcılık hükümlerini ileri bir noktaya taşımanın amacı içindeyiz. Bunların affı olamaz. Görmezlikten asla gelemeyiz. Eşitlikle birlikte adaleti de esas alan bir anlayışla politikalarımızı belirlemeye devam edeceğiz.
'DÜN GÜNEYDEN BİR ÇIKIŞ YAPMAK İSTEDİLER.... TOPLARIMIZ, SİHA'LARIMIZ GEREĞİNİ YAPTI'
Afrinde eğer biz birilerine muhtaç konumda olsaydık şu anda geldiğimiz konum böyle olmayacaktı. Ama hamdolsun kendi göbeğimizi kestik, yola çıktık ve bu sabah itibarıyla 1780 teröristi etkisiz hale getirdik. Tabii kendi silahı, kendi zırhlı taşıyıcısı, tankı olunca askerin de ne oluyor cesareti artıyor. İşte dün güneyden öyle bir çıkış yapmak istediler. Toplarımız, SİHAmız gereğini yaptı. Geri döndüler. Durmayacağız, pek çok savunma sanayi ürünümüzü ihraç eder konuma da geleceğiz.
'GDO HASSASİYETİNİ ARTIRMAK GEREK'
Kanser gibi rahatsızlıkların temelinde de ben, bütün bu rahatsızlıkların temelinde doğal üretimin olmayışının olduğuna inanıyorum. Bence hocalarımızın bu konunun üzerinde durması lazım. Biz kimyasaldan doğala mı gideceğiz, doğaldan kimyasala mı gideceğiz bu konuda da karar vermemiz lazım. Bu GDOlu ürünler konusundaki hassasiyetimizi artırmamız gerek."
alıntıdır.