OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Karıncaların İlginç Özellikleri Nelerdir
*Bugün yaşayan tüm karıncaların toplam ağırlığı yaşayan tüm insanların ağırlığından daha fazladır.
*Karıncalar kendi vücut ağırlıklarının 20 katını kaldırabilirler. 35 kg. ağırlığında ve 10 yaşındaki bir çocuğun; bir karınca kadar güçlü olabilmesi için700 kg. kaldırması gerekir.
*Dünya üzerinde 35 bin karınca türü mevcuttur.
*Çoğu karınca türü sıcak iklimlerde yaşar.
*Yaklaşık 9. 500 karınca türü bilinmektedir. Bilim adamları bunun yaklaşık iki katının henüz keşfedilmeyi beklediğine inanmaktadır.
*Tüm böcekler arasında en büyük beyin karıncanınkidir.
*Bir karıncanın ortalama ömrü 45 ila 60 gündür.
*Bir karıncanın beyninde yaklaşık 250 bin beyin hücresi bulunur. Bir insanın beyninde 10 bin milyon beyin hücresi mevcuttur. Dolayısıyla 40 bin karıncalık bir koloninin beyin hücresi toplamı bir insanınkine denktir.
*Bazı karıncalar günde yedi saat uyur.
*Bir karıncanın dışı sert kabuktandır buna dış iskelet adı da verilir.
*En büyük karıncanın uzunluğu 254 cm dir.
*En küçük karınca 0.1 mm dir.
*Bir karınca kolonisinin nüfusu yüz binlerden milyarlara varabilir.
*Karıncalar sadece dokunmak değil koku almak için de antenlerini kullanırlar.
*Karıncaların akciğeri yoktur. Oksijen vücutlarına tüm bedene yayılmış küçük deliklerden girer; karbondioksit de aynı deliklerden çıkar.
*Tüm böcekler gibi karıncaların da altı bacağı vardır.
*Karıncalar gri kırmızı kahverengi siyah sarı mavi ya da mor olabilirler.
*Karıncanın vücudu üç bölümden oluşur: Kafa göğüs(gövde) ve karın (kuyruk kısmı).
*Karıncalar koloni denen büyük gruplar hâlinde yaşarlar. Her karıncanın kolonide belirli bir görevi vardır.
*İşçi karıncalar yuvadan çöpü alıp dışarıya özel çöplüğe taşımakla görevlidirler.
*İşçi karıncalar dişidir. Koloninin çoğunluğunu dişi karıncalar oluşturur.
*Köle-Yapıcı karıncalar başka karıncaların yuvalarına saldırır ve yumurtalarını çalar. Bu yumurtalar kırılıp yavru karıncalar çıktığında kolonide köle olarak çalışırlar.
*Kraliçe karıncaların doğduklarında kanatları vardır. Başka koloniler kurmak için uçup giderler; sonra kanatları düşer.
*Kraliçe karınca 15 yıla kadar yaşayabilir ve bir kez çiftleşmesi gerekir.
*Her karınca kolonisinin en az bir bazen de birden fazla Kraliçe'si vardır.
*Ahşap karıncaları önemli yırtıcı böceklerdir ve geniş bir koloni oldukları takdirde günde binlerce böcek toplayabilirler.
**Ahşap karıncaları düşmanını ağzını açarak tehdit ederler.
*Normal şartlarda Marangoz karıncalar canlı ya da ölü ağaçlarda yuva yapıp kütükleri ya da ağaç gövdelerini çürütürler. Öte yandan yuvalarını evleretelefon direklerine ve diğer *insan elinden çıkma ahşap yapılara da yapabilirler.
*Yaprak-kesen karıncalar yağmur yağarken yaprak kesmezler ve keserken şiddetli yağmura maruz kalırlarsa yaprakları genellikle yuvanın dışında bırakırlar.
*Petek karıncaları çorak mevsimlerde hayatta kalmak için kayda değer yöntemler geliştirmişlerdir. Yağmurlar sırasında bu karıncalar işçilerini su ve nektarla beslerler. Bu *işçiler yiyecek fazlasını sindirim sistemlerinin kursak denen bölümünde depolarlar.
*Karıncaların başlıca düşmanı insanlardır. Yuvalarını ve yaşam ortamlarını yok edip böcek *ilaçlarıyla onları öldürüyor hatta bazı yerlerde onları yiyor.
*Karıncalar 100 milyon yıldan uzun süredir Dünya üzerinde yaşamaktadır ve gezegenin her yerine yayılmış durumdadırlar.
*Dünya'nın bilinen 100 milyon yıllık en yaşlı karıncası bir amberin içinde korunmuş şekilde bulunmuştur. Adı Sphecomyrma freyi olan ve eşek arısına benzeyen bu karınca *Harvard Üniversitesi Zooloji müzesinde sergilenmektedir.
*Pompei de ölen Roma generali ve bilgin Plinius(MS 23-79)(Pliny'nin amcası) Doğa Tarihi adlı ansiklopedisinde karıncaların insanlardaki şeker hastalığını teşhis ettiğini yazıyor: *"İnsanlar idrarlarını karınca yuvasına bırakıyorlar ve karıncaların idrarı yuvalarına taşıyıp taşımadıklarını gözlüyorlar. Eğer karıncalar idrarı yuvalarına taşıyorlarsa kandaki şeker *seviyesinin yüksek olduğu anlaşılıyor."
*Güney Amerika'da yapılan antropoloji ve etnobiyoloji çalışmalarında yağmur ormanlarında yaşayan ilkel kabilelerin şeker hastalığını hala karıncalarla test ettikleri rapor ediliyor.
*Bugün yaşayan tüm karıncaların toplam ağırlığı yaşayan tüm insanların ağırlığından daha fazladır.
*Karıncalar kendi vücut ağırlıklarının 20 katını kaldırabilirler. 35 kg. ağırlığında ve 10 yaşındaki bir çocuğun; bir karınca kadar güçlü olabilmesi için700 kg. kaldırması gerekir.
*Dünya üzerinde 35 bin karınca türü mevcuttur.
*Çoğu karınca türü sıcak iklimlerde yaşar.
*Yaklaşık 9. 500 karınca türü bilinmektedir. Bilim adamları bunun yaklaşık iki katının henüz keşfedilmeyi beklediğine inanmaktadır.
*Tüm böcekler arasında en büyük beyin karıncanınkidir.
*Bir karıncanın ortalama ömrü 45 ila 60 gündür.
*Bir karıncanın beyninde yaklaşık 250 bin beyin hücresi bulunur. Bir insanın beyninde 10 bin milyon beyin hücresi mevcuttur. Dolayısıyla 40 bin karıncalık bir koloninin beyin hücresi toplamı bir insanınkine denktir.
*Bazı karıncalar günde yedi saat uyur.
*Bir karıncanın dışı sert kabuktandır buna dış iskelet adı da verilir.
*En büyük karıncanın uzunluğu 254 cm dir.
*En küçük karınca 0.1 mm dir.
*Bir karınca kolonisinin nüfusu yüz binlerden milyarlara varabilir.
*Karıncalar sadece dokunmak değil koku almak için de antenlerini kullanırlar.
*Karıncaların akciğeri yoktur. Oksijen vücutlarına tüm bedene yayılmış küçük deliklerden girer; karbondioksit de aynı deliklerden çıkar.
*Tüm böcekler gibi karıncaların da altı bacağı vardır.
*Karıncalar gri kırmızı kahverengi siyah sarı mavi ya da mor olabilirler.
*Karıncanın vücudu üç bölümden oluşur: Kafa göğüs(gövde) ve karın (kuyruk kısmı).
*Karıncalar koloni denen büyük gruplar hâlinde yaşarlar. Her karıncanın kolonide belirli bir görevi vardır.
*İşçi karıncalar yuvadan çöpü alıp dışarıya özel çöplüğe taşımakla görevlidirler.
*İşçi karıncalar dişidir. Koloninin çoğunluğunu dişi karıncalar oluşturur.
*Köle-Yapıcı karıncalar başka karıncaların yuvalarına saldırır ve yumurtalarını çalar. Bu yumurtalar kırılıp yavru karıncalar çıktığında kolonide köle olarak çalışırlar.
*Kraliçe karıncaların doğduklarında kanatları vardır. Başka koloniler kurmak için uçup giderler; sonra kanatları düşer.
*Kraliçe karınca 15 yıla kadar yaşayabilir ve bir kez çiftleşmesi gerekir.
*Her karınca kolonisinin en az bir bazen de birden fazla Kraliçe'si vardır.
*Ahşap karıncaları önemli yırtıcı böceklerdir ve geniş bir koloni oldukları takdirde günde binlerce böcek toplayabilirler.
**Ahşap karıncaları düşmanını ağzını açarak tehdit ederler.
*Normal şartlarda Marangoz karıncalar canlı ya da ölü ağaçlarda yuva yapıp kütükleri ya da ağaç gövdelerini çürütürler. Öte yandan yuvalarını evleretelefon direklerine ve diğer *insan elinden çıkma ahşap yapılara da yapabilirler.
*Yaprak-kesen karıncalar yağmur yağarken yaprak kesmezler ve keserken şiddetli yağmura maruz kalırlarsa yaprakları genellikle yuvanın dışında bırakırlar.
*Petek karıncaları çorak mevsimlerde hayatta kalmak için kayda değer yöntemler geliştirmişlerdir. Yağmurlar sırasında bu karıncalar işçilerini su ve nektarla beslerler. Bu *işçiler yiyecek fazlasını sindirim sistemlerinin kursak denen bölümünde depolarlar.
*Karıncaların başlıca düşmanı insanlardır. Yuvalarını ve yaşam ortamlarını yok edip böcek *ilaçlarıyla onları öldürüyor hatta bazı yerlerde onları yiyor.
*Karıncalar 100 milyon yıldan uzun süredir Dünya üzerinde yaşamaktadır ve gezegenin her yerine yayılmış durumdadırlar.
*Dünya'nın bilinen 100 milyon yıllık en yaşlı karıncası bir amberin içinde korunmuş şekilde bulunmuştur. Adı Sphecomyrma freyi olan ve eşek arısına benzeyen bu karınca *Harvard Üniversitesi Zooloji müzesinde sergilenmektedir.
*Pompei de ölen Roma generali ve bilgin Plinius(MS 23-79)(Pliny'nin amcası) Doğa Tarihi adlı ansiklopedisinde karıncaların insanlardaki şeker hastalığını teşhis ettiğini yazıyor: *"İnsanlar idrarlarını karınca yuvasına bırakıyorlar ve karıncaların idrarı yuvalarına taşıyıp taşımadıklarını gözlüyorlar. Eğer karıncalar idrarı yuvalarına taşıyorlarsa kandaki şeker *seviyesinin yüksek olduğu anlaşılıyor."
*Güney Amerika'da yapılan antropoloji ve etnobiyoloji çalışmalarında yağmur ormanlarında yaşayan ilkel kabilelerin şeker hastalığını hala karıncalarla test ettikleri rapor ediliyor.