Yani kapitalizm yönetim şekli, İslam inanç. Bunları yan yana koymak çok mantıklı gelmedi. Kapitalizm, komünizm, sosyalizm, şeriat vs gibi yönetim şekilleri her zaman eksiklerler doludur. Bu eksikleri platonun devlet kitabında örnekleriyle çokça görebiliriz. Doğru bir yönetim şekli maalesef yok çünkü milyarlarca farklı karakterde insan toplumunu yönetmek mümkün değil. Mümkün olsa zaten dünyanın kaynakları insanların hepsine yeter de artar bile. Ayrıca din çok ayrı bir konu. Kimse kimsenin ne yaptığıyla ilgilenenmeyip kendi inancına baksa ne yöneticiler tarafından kullanılır nede kavga eder. Şeriat ile yönetilen toplumlar da yozlaşmanın ve ahlakın ne kadar eksik olduğunu 21.yüzyılda bile görüyoruz. İnancı olanlar olmayanların peşini bırakıp ahlaken kendilerine dikkat etse her yönetim şeklinde tüm renkteki insanlar bir araya gelebilir.

Yaşa ve yaşat, tek kanun bu aslında.

illegal kölelik sistemi başkada bir halt değil.

Kapitalizm, birileri tarafından türetilmiş bir sistem değil insanların içgüdülerinin ekonomik sisteme uyarlanmış hali.İnsanoğlu her zaman her şeyin daha fazlasını ister, bu herkes için geçerli bir davranış şekli. Ev alma hayalleri kurarsın aldıktan sonra neden daha büyüğü değil dersin. Sıradan bir araba alırsın; daha sonra neden bir volkswagen golf veya audi değil dersin. Birisini seversin birlikte olursun, neden daha güzeli olmasın dersin. dersin de dersin.
Diğer sistemler (özellikle kollektivist sistemler) ise kapitalizmin eksiklerini kapatmak için "türetilmiş" fikir akımları olarak karşımıza çıkar.
Karl Marx "Victoria İngiltere'sinde" uygulanmakta olan insanlık dışı yöntemleri gördükten sonra kafasında yeni bir "düzen" fikri ortaya çıktı. Ancak bu fikrini insanlığın hizmetine sunması 15-20 yıl kadar sürünce; sanayi devrimini yapabilen o bilinç, onun yan etkilerini ortadan kaldıracak bir çok uygulamada da düzenlemeye gitti.

İnsanları sömürmek