• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

HIV ve AIDS Arasındaki Fark

MonteKristo

Emektar Üye
Üyelik Tarihi
8 May 2015
Konular
272
Mesajlar
3,536
MFC Puanı
10,320
Hiv taşıyıcılığı nedir?

Bazen “HIV” ve “AIDS” terimleri birbirlerinin yerine kullanıldığını görebiliriz. Ancak, bu iki kısaltma şeklinde bahsedilen terimler birbirleri ile ilişkili de olsa farklı koşullar ve sonuçlar doğurduğu için farklı durumları nitelemektedirler. HIV de AIDS de sonradan edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu olarak nitelendirilmektedir. Ancak biri hastalığın kendisi, diğeri ise hastalığa neden olan virüs ve virüsün insan vücudunda bulunup bulunmadığını ifade eden bir terimdir. Bir kişi HIV pozitif olsa da AIDS olmayabilir. HIV pozitif olması kişinin AIDS virüsü taşıdığını gösterir. Ancak HIV pozitif olmak, yani AIDS virüsü taşımak kişinin kesinlikle AIDS hastalığına yakalandığı anlamına gelmez. Bazı kişilerin vücudu hastalığı geçirmeye uygun olmadığı için sadece taşıyıcı özellik gösterir. Bu kişiler cinsel yolla ve kan yoluyla bu hastalığı başkalarına bulaştırabilir ancak kendisi hastalığa yakalanmaz.
Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin yaptığı araştırmalara göre 1 milyon insanda ortalama olarak 492 bin kişide test sonuçları HIV pozitif çıkmıştır. Bu da aşağı yukarı her 2 kişiden birinin HIV pozitif olduğu anlamına gelmektedir. Ancak AIDS hastası olan kişi sayısı bir hayli azdır. AIDS olanlarla HIV pozitif olanlar arasındaki bu büyük farkın nedeni ise HIV virüsünün vücut uygun olmadıkça hastalığa dönüşmemesidir.

Aids nasıl başladı: Aids tedavisi var mı?

AIDS Sağlık Vakfı raporlarına göre ilk AIDS hastalığı 1980’lerin başında Amerika’da tanınmaya başladı. Ulusal Sağlık Enstitüleri göre 1982 yılında uzmanlar tarafından nadir pnömoni formları taşıyan, kaposi sarkomu içerebilen ve değişik bir kanser türü olma ihtimali taşıyan ölümcül bir hastalık olarak kayıtlara geçirildi. AIDS aynı zamanda sinsi hastalıklar arasına da eklendi. Çünkü çok belirgin olmayan enfeksiyonlar vücudu sararak kişi anlamadan vücudun bağışıklık sistemini çökertir. 1982 yılının Temmuz ayında söz konusu hastalığa bağışıklık yetersizliği sendromu adı verildi. 1984 tarihinde hastalığın virüsü büyük önlemler alınarak çeşitli ülkelerin işinde en iyi olan araştırmacılarına dağıtılarak incelenmeye başlandı. 3 yıl süren incelemenin ardından 1987 yılında virüse bağışıklık sistemi çökerten anlamındaki bir kısaltma isim olan HIV ismi verildi. Bir tedavi bulunabilmesi için çok çaba sarf edildi. Yıllarca uğraşılmış da olsa kesin iyileşmeyi sağlayacak bir tedavi bulunamadı.

Hiv nasıl anlaşılır: Hiv nasıl bulaşır?

AIDS Sağlık Vakfı göre HIV tanısı zordur. İlk belirtileri kişide yıllardır herhangi bir enfeksiyon belirtisi göstermeden bulaşmış olabilir. Korunmasız seks nedeni ile kolayca bulaşabilir. HIV vücudun bağışıklık sistemini işgal eder ve birkaç ay içerisinde bazı belirtiler ortaya çıkmaya başlar. Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesinde yapılan araştırmalara göre HIV enfeksiyonu ateş, ishal ve pamukçuk, dil ve ağız mantarı gibi belirtiler gösterebilir.

AIDS nasıl başlar?

HIV virüsü çoğalarak ilerledikçe hastaların Aids belirtileri ve hastalık etkileri de ilerleyecektir. HIV virüsünün tam anlamı ile AIDS hastalığını oluşturması belki de seneler alabilir. Ya da seneler sonra bu hastalık yine de oluşum gösteremeyebilir. Ayrıca AIDS hastalığı oluşum gösterdiğinde dahi belirtileri seneler sonra gözlemlenecektir. Çünkü seneler içerisinde yavaş yavaş bağışıklık sisteminin çökmesine neden olur. Bu yüzden HIV testi belirli aralıklar ile yapılmadığı sürece AIDS hastalığının fark edilmesi imkânsızdır. AIDS Sağlık Vakfına göre HIV pozitif olan kişilerde hastalık oluşumu var ise bu hastalık etkili belirtilerini 15 yıl sonrasında göstermektedir. AIDS tanısı yapılabilecek bir hasta belirli bir CDC ölçüt kümesini geçirilmelidir. AIDS tanısında en önemli belirti; çok sayıda düşük CD4 T hücreye rastlanması ve bu hücrelerin de yönlerinde sapmalar görülmesidir. HIV ve AIDS hastalığı tanılarının ortak yönleri, bulundukları kişinin bağışıklık sistemi hücrelerin üzerinde oluşturduğu olumsuz etkidir. Yapılan ölçütlerle kişinin vücudunun HIV adlı virüsün çoğalmasına uygun olup olmadığını, yani AIDS oluşumunun gözlenip gözlenemeyeceğini belirlemek açısından bir hayli önemlidir.

Hiv akut dönemi: Hiv akut belirtiler


Akut enfeksiyon, HIV enfeksiyonunda sonra 2-4 hafta içinde ortaya çıkan AIDS enfeksiyonudur. ABD Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bölümü tarafından sağlanan kaynak raporlara göre bu enfeksiyon AIDS hastalığının başlangıcı olarak kabul edilir. Akut Enfeksiyon belirtileri normalden biraz daha ağır olan bir grip belirtileri olarak nitelendirilebilir. Vücut akut enfeksiyon aşamasındayken virüs çok hızlı bir şekilde üremektedir. Bu virüsler bağışık sistemi hücrelerinin etkisiz kılınmasına neden olduğundan dolayı akut enfeksiyon gelişimi yavaş yavaş bağışıklık sisteminin çökmesine neden olur, yani AIDS hastalığının oluşum evresidir. En sonunda CD4 T virüsleri bağışıklık sistemini ele geçirerek etkisiz hale getirecektir. Bu da kişinin ölmesine neden olabilir.

Hiv erken teşhis

Klinik gecikme süresi, HIV enfeksiyonunun bir sonraki aşaması olan birkaç yıldır kişinin ne tür belirtiler geçirdiğinin araştırılması ve tedavinin gecikme süresinin hesaplanması evresidir. Thebody.com sitesindeki uzmanlar, pozitif bir HIV/AIDS kaynağının, genellikle yakın akrabalarında ya da arkadaşlarında AIDS olmasa da HIV virüsüne rastlanacağından emindirler.
AIDS hastalığına neden olan HIV virüsünün barındığı yer normal lenf düğümleri de olabilir. Bu aşamada sekiz yıl veya daha uzun bir süre boyunca devam eden bir AIDS hastalığı olduğu anlaşılır.

Aids evreleri nelerdir?

Aids ilk evre: Aids ilk belirtileri:


Erken dönemdeki AIDS hastalarında, vücudun bağışıklık sistemi az da olsa zayıflar. Bu yüzden bu hastaların viral, bakteriyel ve fungal enfeksiyonlara karşı duyarlılığı diğer insanlara göre daha fazladır.

Aids erken belirtileri:

– Cilt döküntüleri
– Yorgunluk,
– Gece terlemeleri
– Hafif kilo kaybı
– Cilt ve tırnakta mantar enfeksiyonları

Tüm bunların yanı sıra, Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar (NIAID) Ulusal Enstitüsü, baş ağrısı ve yorgunluğu da erken aşamadaki AIDS hastalarında görülen yaygın belirtiler arasında saymaktadır.

Aids hastalığında orta evre

AIDS hastalığının orta aşamasında enfeksiyonların şiddetinin arttığı gözlemlenmektedir. Kişi zahmetli ve acılı mantar enfeksiyonlarına yakalanabilir; ağızda pamukçuk ve tahriş nedeniyle oluşan beyaz veya sarı renkteki filmsel mantarlar vücudun çeşitli bölgelerinde oluşum gösterebilir. Bu enfeksiyonlarla en çok genital bölgelerde karşılaşabilirsiniz. Orta evre kendini en çok ağız ve genital uçuk olarak göstermektedir.

Aids son evresi

Son aşama AIDS hastalarında enfeksiyonlarla enfekte olmuş kişinin sürekli olarak hasta olduğu gözlemlenmektedir. Son evre AIDS hastaları bağışıklık sistemleri bir hayli zayıflamış olduğundan dolayı çok kolay hastalanırlar. Yapılan araştırmaların sonucuna göre ileri AIDS sahibi hastalarda gözlemlenebilecek enfeksiyonlar şu şekilde sıralanabilir:
– Mycobacterium avium karmaşık hastalığı (mantar etkenli oluşur)
– Carinii pnömoni (bakteri etkenli oluşur)
– Sitomegalovirüs (virüs etkenli oluşur)
 
Üst