Soru: Ebu Turab künyesi hangi olayda ve kim tarafından Hz. Aliye (a.s) verilmiştir?
Cevap: Bu künye Hicretin ikinci yılının Cemadilahir ya da Cemadissani ayında gerçekleşen Gazvetul Aşire olayında Hz. Aliye verilmiştir. Allah Resulü (s.a.a), Hz. Ali (a.s) ve Ammar Yasiri yumuşak topraklar üzerine uzanıp uyurlarken gördü ve onları uyandırdı. Sonra elleriyle Hz. Aliye (s.a.a) dokunarak şöyle buyurdu: Uyan ey Ebu Turab! Sana insanların en bedbahtını haber vermemi ister misin? buyurdu ve sonra onlar iki kişidir buyurdu; biri (Salihin ) devesini öldüren Uhmir Semud öteki ise hazretin kafasına işaret ederek buraya-kılıcıyla darbe vurup sakalını kana bulayacak kişidir.
Bu hadisin senedi sahihtir ve Hâkim Ebu Abdullah Nişaburi bu rivayeti Müstedrek adlı eserde nakletmiştir. Heysemide bu hadisi sahih bir rivayet olarak değerlendirmiştir. Bu hadisi nakledenler: Ahmed b. Hanbel Müsnedinde, Hâkim Müstedrekinde, Taberi Tarih adlı eserinde, İbni Hişam es-Siretun-Nebeviyye, İbni Kesir Tarih kitabında ve daha ismini zikretmediğimiz birçok alim kitaplarında bu olayı nakletmişlerdir.
Hatırlatmak gerekir ki Hz. Aliye (a.s) bu künyenin niçin verildiği konusunda başka görüşlerde nakledilmiştir ki burada onlardan birini naklediyoruz:
İbni ishak bazı âlimlerden nakletmiştir: Allah Resulü (s.a.a) Hz. Aliye bu yüzden Ebu Turab demiştir ki O Fatımada (s.a) bir kusur bulduğunda ve ona öfkelendiğinde onunla konuşmuyor ve onu rencide edecek bir söz de söylemiyordu. Ancak ne zaman kızsa bir avuç toprak alıyor ve kendi kafasına bırakıyordu. İbni İshak şöyle devam ediyor; Allah Resulü (s.a.a) ne zaman Alinin üzerinde topraklar görse Alinin (a.s) Fatımayla (s.a) tartıştığını anlıyordu ve Aliye şöyle buyuruyordu: (Yine) Ne oldu ey Ebu Turab!
Bu nakle şöyle cevap veriyoruz: Bu sözler kin ve öfke dolu sinelerden kâğıtlara sızan çirkin iftiradan ibarettir. Kalplerinde haset ve kin hasalığı taşıyan kimseler Emirül-Müminin Alinin (a.s) mukaddes makamına gölge düşürmek ve hazretin, Peygamberin (s.a.a) ciğer paresi kızı Fatımayla olan örnek aile ilişkisini karalamaya çalışanların çirkin iftiralarıdır. Bu iftiralar Sıddık-ı Ekber Alinin (a.s) ve Sıddıka-i Kubra Fatımanın (s.a) yüce ahlaki makamlarını küçük lanse etmeye çalışan müfterilerin kısır çalışmalarıdır. Çünkü Kuranın açık ifadesiyle o iki yüce ve eşsiz insan ismet (masumluk) makamına sahip ve her türlü kin ve öfkeden uzaktırlar.
Allah, Ehlibeytin (as) Dünyada Ziyaretlerini Ahirette de Şefaatlerini Bizlere Nasip Eylesin! Amin!
-Müsnedi Ahmed, c.4, s.263-264, 5/326, h.17857; s.327, h.17862; el-Müstedrekus-Sahiheyn, 3:140, 3/151, h.4679; Tarihul Umemi vel Memluk 2:261, 408/2, Hicretin 2. Yıl olayları, es-Siretun-Nebeviyye, 2:236, 2/249; el-Bidayetu ven-Nihaye 3:247, 303/2 hicretin 2. Yıl olayları.
-İbni Hişam es-Siretun-Nebeviyye c.2, s.237de ve Ayni Umde adlı eserin c.7, s.630da nakletmişlerdir.
-Ahzab, 33
-Şefii Şahurdi, el-Gadir Mecmuasından Seçmeler adlı eseri, s. 65
Cevap: Bu künye Hicretin ikinci yılının Cemadilahir ya da Cemadissani ayında gerçekleşen Gazvetul Aşire olayında Hz. Aliye verilmiştir. Allah Resulü (s.a.a), Hz. Ali (a.s) ve Ammar Yasiri yumuşak topraklar üzerine uzanıp uyurlarken gördü ve onları uyandırdı. Sonra elleriyle Hz. Aliye (s.a.a) dokunarak şöyle buyurdu: Uyan ey Ebu Turab! Sana insanların en bedbahtını haber vermemi ister misin? buyurdu ve sonra onlar iki kişidir buyurdu; biri (Salihin ) devesini öldüren Uhmir Semud öteki ise hazretin kafasına işaret ederek buraya-kılıcıyla darbe vurup sakalını kana bulayacak kişidir.
Bu hadisin senedi sahihtir ve Hâkim Ebu Abdullah Nişaburi bu rivayeti Müstedrek adlı eserde nakletmiştir. Heysemide bu hadisi sahih bir rivayet olarak değerlendirmiştir. Bu hadisi nakledenler: Ahmed b. Hanbel Müsnedinde, Hâkim Müstedrekinde, Taberi Tarih adlı eserinde, İbni Hişam es-Siretun-Nebeviyye, İbni Kesir Tarih kitabında ve daha ismini zikretmediğimiz birçok alim kitaplarında bu olayı nakletmişlerdir.
Hatırlatmak gerekir ki Hz. Aliye (a.s) bu künyenin niçin verildiği konusunda başka görüşlerde nakledilmiştir ki burada onlardan birini naklediyoruz:
İbni ishak bazı âlimlerden nakletmiştir: Allah Resulü (s.a.a) Hz. Aliye bu yüzden Ebu Turab demiştir ki O Fatımada (s.a) bir kusur bulduğunda ve ona öfkelendiğinde onunla konuşmuyor ve onu rencide edecek bir söz de söylemiyordu. Ancak ne zaman kızsa bir avuç toprak alıyor ve kendi kafasına bırakıyordu. İbni İshak şöyle devam ediyor; Allah Resulü (s.a.a) ne zaman Alinin üzerinde topraklar görse Alinin (a.s) Fatımayla (s.a) tartıştığını anlıyordu ve Aliye şöyle buyuruyordu: (Yine) Ne oldu ey Ebu Turab!
Bu nakle şöyle cevap veriyoruz: Bu sözler kin ve öfke dolu sinelerden kâğıtlara sızan çirkin iftiradan ibarettir. Kalplerinde haset ve kin hasalığı taşıyan kimseler Emirül-Müminin Alinin (a.s) mukaddes makamına gölge düşürmek ve hazretin, Peygamberin (s.a.a) ciğer paresi kızı Fatımayla olan örnek aile ilişkisini karalamaya çalışanların çirkin iftiralarıdır. Bu iftiralar Sıddık-ı Ekber Alinin (a.s) ve Sıddıka-i Kubra Fatımanın (s.a) yüce ahlaki makamlarını küçük lanse etmeye çalışan müfterilerin kısır çalışmalarıdır. Çünkü Kuranın açık ifadesiyle o iki yüce ve eşsiz insan ismet (masumluk) makamına sahip ve her türlü kin ve öfkeden uzaktırlar.
Allah, Ehlibeytin (as) Dünyada Ziyaretlerini Ahirette de Şefaatlerini Bizlere Nasip Eylesin! Amin!
-Müsnedi Ahmed, c.4, s.263-264, 5/326, h.17857; s.327, h.17862; el-Müstedrekus-Sahiheyn, 3:140, 3/151, h.4679; Tarihul Umemi vel Memluk 2:261, 408/2, Hicretin 2. Yıl olayları, es-Siretun-Nebeviyye, 2:236, 2/249; el-Bidayetu ven-Nihaye 3:247, 303/2 hicretin 2. Yıl olayları.
-İbni Hişam es-Siretun-Nebeviyye c.2, s.237de ve Ayni Umde adlı eserin c.7, s.630da nakletmişlerdir.
-Ahzab, 33
-Şefii Şahurdi, el-Gadir Mecmuasından Seçmeler adlı eseri, s. 65