Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bilmiyor musun sanki Kavafis?
asla yola çıkmayacağım ben.
bilmiyor musun,
özlemler düşündüğümü her an;
patavatsız özlemler, patavatsız ve biteviye
ve gözyaşı döktüğümü zaman zaman?
Sen Kavafis, bir yudum olsun şarap içmemişsin
ya da bir caz şarkısı duymamışsın hiç.
özlemek nedir biliyor musun,
bir rüzgara kapılıp gitti mi yüreğin?
biliyorum, anlamazsın sen;
ufuksuz denizlerde tüketmişsin çünkü ömrünü,
bitimsiz yolculuklarda unutmuşsun kendini.
Nasıl oldum şimdi böyle,
nasıl bu hale geldim Kavafis?
kızıl, kıpkızıl çığlıklar eşliğinde
bana el değmemiş bir zaman vermesini umarken hayattan.
şiirler okudum Kavafis, çokça hem de
seninkilerden ya da başkasından, ne fark eder
şiirler de yazdım sonra.
sana benziyordum giderek
ve en çok da bundan korkuyordum;
çünkü denizler yabancıydı bana
İthaka’lar ulaşılamaz bir uzaklıkta.
Kavafis, hiç aşık olmadın değil mi?
bilgelikten söz ediyorsun sen, varsıllaşmaktan
bir de güzel kokular sürünmekten.
yüreğini hiç dinlemiyor musun,
hiç mi rüzgar esmiyor saçlarından?
benim uzun saçlarım vardı, gittiler Kavafis.
zaten bil ki gider her şey bir gün,
senin güzel kokuların ve bilgeliğin de öyle.
varsıllaşmaktan vazgeç, boşver ceplerini,
asla bilge olamayacaksın istediğin kadar.
in şimdi bindiğin tüm gemilerden,
gönlünü zenginleştir biraz da;
unut artık, seni beklemiyor ki İthaka.
Uzun yolculuklardan bahsediyorsun her daim;
ama anlasana biraz, sabırsızım ben,
sabırsız ve biraz da değişken.
bir günüm diğerine benzemez benim.
bugün binsem bile o gemiye
kim bilir, yarın kendimi dalgalara bırakabilirim.
Görmüyorsun Kavafis, ağlıyorum.
bir başka limana dümen kırdı hayatım,
vişne çürüğü renginde hayallerle
ve kiraz çiçeklerine ait bir mevsime doğru.
bir şarkı tutturdum, gidiyorum.
masallar anlatıyorum kendi çocukluğuma,
kağıtlara gömüyorum kendimi
ve arada kalkıp birkaç yudum şarap içiyorum.
sense bana şöyle diyorsun:
“dile ki uzun sürsün yolculuğun”
yapma Kavafis, anlamıyorsun.
Kavafis, beni aldattın.
fazlaca güzel bir rüyayı anlattın bana.
Saat yedi buçuğuydu güzün
Ve ben bekliyordum
Kimi beklediğim önemli değil.
Günler, saatler, dakikalar
Bıktılar benle olmaktan
Çekip gittiler azar azar
Kaldım ortada, tek başıma
Kala kala kumla kaldım
Günlerin kumuyla, suyla Bir haftanın artıklarıyla kaldım
Vurulmuş ve hüzünlü
Ne var, dediler bana Paris'in yaprakları
Kimi bekliyorsun?
Kaç kez burun kıvırdılar bana
Önce ışık, çekip giden
Sonra kediler, köpekler, jandarmalar
Kalakaldım tek başıma
Yalnız bir at gibi
Otların üstünde ne gece, ne gündüz
Sadece kışın tuzu
Öyle kimsesiz kaldım ki Öyle bomboş
Yapraklar ağladılar bana
Sonra, tıpkı bir gözyaşı gibi
Düştüler son yapraklar
Ne önceleri, ne de sonra
Hiç böyle yalnız kalmamıştım
Bu kadar
Ve kimi beklerken olmuştu
Hiç mi hiç hatırlamam.
Saçma ama bu böyle
Bir çırpıda oldu bunlar
Apansız bir yalnızlık
Belirip yolda kaybolan
Ve ansızın kendi gölgesi gibi
Sonsuz bayrağına doğru koşan.
Çekip gittim, durmadım
Bu çılgın sokağın kıyısından
Usul usul, basarak ayak uçlarıma
Sanki geceden kaçıyor gibiydim
Ya da karanlık, kükreyen taşlardan
Bu anlattıklarım hiçbir şey değil
Ama başıma geldi bütün bunlar
Birini beklerken, bilmediğim
Bir zamanlar.