-
- Üyelik Tarihi
- 2 Ağu 2016
-
- Mesajlar
- 11,694
-
- MFC Puanı
- -894
CİNS DERGİSİ
Aylık kültür dergisi Cins, Ekim sayısında Halk Allahın ayetidir dosya başlığıyla okuyucusunun karşısında. Uzun bir seneyi arkasında bırakan Cins dergi 13. sayısında halkı konuşuyor. Bu bağlamda Eren Safi, siyasalın ve mücadelenin nasıl kavranması gerektiğini irdeliyor.
Ekim sayısında Aylık halk hareketi olarak raflarda yerini alan Cins, halk konulu ufak bir dosya yapmış. Dergide İsmail Kılıçarslan, Güray Süngü, Hakan Arslanbenzer, Ercan Yıldırım, Mustafa Çiftçi, Aykut Ertuğrul, Eren Safi ve Tuba Kaplanın yazıları dikkat çekiyor. Yerlilik Düşüncesi kitabı yayımlanan Murat Erol da Halk ideoloji içermez o sünnetullahın sonucudur başlıklı söyleşisiyle derginin bu sayısına konuk oluyor.
Derginin önemli yazarlarından Eren Safi, devlet, fikir, rejim, devleti kurtaracak fikir gibi hayati meseleleri İslâmcı kuşakların tecrübeleri üzerinden yorumluyor. Dünyaya söyleyecek sözleri olmayan/kalmayan Avrupalıların arkasından devletçilik gemisine atlayarak gitmenin yanlış olduğunu hatırlatıyor. Topluca yaşadığımız bu savrulmanın sebebini ise, vaktiyle yayın çok gerilmesiyle açıklıyor. Safiye göre, yay çok gerildiği için ok da gitmesi gereken yerin çok ötesine gitti. Bundan dolayı, İslâmcı kuşakların 80ler ve 90lardaki rijitlik ifrat olarak ele alınmalıdır, bugün kendini bizatihi devletin yerine koymanın ise tefrit olduğu mutlaka söylenmelidir. Ona göre, vaktiyle, rejimi eleştirerek sarsması gerekenlerin devlet düşmanlığı motivasyonuyla devrimcilik oynamasıyla, bugün, eleştirmesi, zorlaması ve yönlendirmesi gerektiği halde ucu rejim bekçiliğine uzanan fetişist devletçilik rolüne soyunanlar arasında mahiyet bakımından esaslı bir fark yok.
Eren Safi, baştan sona düşüne taşına okunması gereken yazısında kötülüklerle mücadelede düşmanlarımıza benzersek ileriye doğru tek bir adım atmanın mümkün olmadığını güncel gelişmeler ekseninde ele alıyor. Bir fikrin, gerçek bir fikrin asla devletin bahçesinde yetişmeyeceğinin altını ısrarla çiziyor. İhtiyatsız, kendi ufkuyla yürünmesi gereken yolun ne olduğunu sarih bir biçimde ifade eden şu satırlar günümüzün siyasal ilmihali açısından önemli:
Senin gaddar bir mendebura dönüşmen, kapkara bir kalple devletin yeni düşmanlarından başka bir şeyi görmemen sadece eldeki tohumları da çürütmeye yarar. Sen kalbinden merhameti söktüğünde, rahmeti çıkardığında olan yine bize olacak. Devletçilik böyle bir şey. Hâlbuki bizi devlet değil bir fikir kurtaracak. Bizi bir fikir kurtaracak. Devleti kurtaracak olan da o fikirdir.
Cins derginin bu ay orta sayfasında Abdullah Harun var. Halkın Hey İmam! Selam adamım! diye çağırdığı İmam Harun, Batıdan gelen Irkçılık ve kolonileştirme rüzgârlarına karşı ayakta dimdik durdu. Afrikanın en Afrikası, en çok sömürülen ülkesi Güney Afrika Cumhuriyetinin imamı oldu. Müslüman nasıl olur herkese gösterdi.
Asım Gültekin ise, Cihan Aktaşın öykülerinin (ve romanlarının) sinemasal imkânlarının neler olabileceği üzerine önemli bir yazı kaleme getirmiş. Mehmet Hakkı Suçin, Hulûd El- Mualladan bir şiiri Türkçe söyleyerek dergiye katılmış. Coşku dolu bir kalbin dizeleri muhakkak okunmalı.
Arif Ayın tabiriyle atını uçurumlara süren çocuk yani genç yaşta toprağa verilen bir şiir sandığı, İlhami Çiçek. Cins Ekim ayında arka kapağı en güzele ayırıyor. Yaşamı boyunca şiirle ayakta duran ve yine ölümü şiirden olan İlhami Çiçek bu ayın cins kafası.
Dergi bu ay okurlarına eşine az rastlanır iki poster armağan ediyor. Ekim halk sayısını ithaf ettiği Aliya İzzetbegoviç ve şiiri Başını hep dik tut ile birlikte, sakalını kuşların çaldığı Cahit Zarifoğlu posterleri Cins derginin tüm okurlarına Ekim hediyesi.
Aylık kültür dergisi Cins, Ekim sayısında Halk Allahın ayetidir dosya başlığıyla okuyucusunun karşısında. Uzun bir seneyi arkasında bırakan Cins dergi 13. sayısında halkı konuşuyor. Bu bağlamda Eren Safi, siyasalın ve mücadelenin nasıl kavranması gerektiğini irdeliyor.
Ekim sayısında Aylık halk hareketi olarak raflarda yerini alan Cins, halk konulu ufak bir dosya yapmış. Dergide İsmail Kılıçarslan, Güray Süngü, Hakan Arslanbenzer, Ercan Yıldırım, Mustafa Çiftçi, Aykut Ertuğrul, Eren Safi ve Tuba Kaplanın yazıları dikkat çekiyor. Yerlilik Düşüncesi kitabı yayımlanan Murat Erol da Halk ideoloji içermez o sünnetullahın sonucudur başlıklı söyleşisiyle derginin bu sayısına konuk oluyor.
Derginin önemli yazarlarından Eren Safi, devlet, fikir, rejim, devleti kurtaracak fikir gibi hayati meseleleri İslâmcı kuşakların tecrübeleri üzerinden yorumluyor. Dünyaya söyleyecek sözleri olmayan/kalmayan Avrupalıların arkasından devletçilik gemisine atlayarak gitmenin yanlış olduğunu hatırlatıyor. Topluca yaşadığımız bu savrulmanın sebebini ise, vaktiyle yayın çok gerilmesiyle açıklıyor. Safiye göre, yay çok gerildiği için ok da gitmesi gereken yerin çok ötesine gitti. Bundan dolayı, İslâmcı kuşakların 80ler ve 90lardaki rijitlik ifrat olarak ele alınmalıdır, bugün kendini bizatihi devletin yerine koymanın ise tefrit olduğu mutlaka söylenmelidir. Ona göre, vaktiyle, rejimi eleştirerek sarsması gerekenlerin devlet düşmanlığı motivasyonuyla devrimcilik oynamasıyla, bugün, eleştirmesi, zorlaması ve yönlendirmesi gerektiği halde ucu rejim bekçiliğine uzanan fetişist devletçilik rolüne soyunanlar arasında mahiyet bakımından esaslı bir fark yok.
Eren Safi, baştan sona düşüne taşına okunması gereken yazısında kötülüklerle mücadelede düşmanlarımıza benzersek ileriye doğru tek bir adım atmanın mümkün olmadığını güncel gelişmeler ekseninde ele alıyor. Bir fikrin, gerçek bir fikrin asla devletin bahçesinde yetişmeyeceğinin altını ısrarla çiziyor. İhtiyatsız, kendi ufkuyla yürünmesi gereken yolun ne olduğunu sarih bir biçimde ifade eden şu satırlar günümüzün siyasal ilmihali açısından önemli:
Senin gaddar bir mendebura dönüşmen, kapkara bir kalple devletin yeni düşmanlarından başka bir şeyi görmemen sadece eldeki tohumları da çürütmeye yarar. Sen kalbinden merhameti söktüğünde, rahmeti çıkardığında olan yine bize olacak. Devletçilik böyle bir şey. Hâlbuki bizi devlet değil bir fikir kurtaracak. Bizi bir fikir kurtaracak. Devleti kurtaracak olan da o fikirdir.
Cins derginin bu ay orta sayfasında Abdullah Harun var. Halkın Hey İmam! Selam adamım! diye çağırdığı İmam Harun, Batıdan gelen Irkçılık ve kolonileştirme rüzgârlarına karşı ayakta dimdik durdu. Afrikanın en Afrikası, en çok sömürülen ülkesi Güney Afrika Cumhuriyetinin imamı oldu. Müslüman nasıl olur herkese gösterdi.
Asım Gültekin ise, Cihan Aktaşın öykülerinin (ve romanlarının) sinemasal imkânlarının neler olabileceği üzerine önemli bir yazı kaleme getirmiş. Mehmet Hakkı Suçin, Hulûd El- Mualladan bir şiiri Türkçe söyleyerek dergiye katılmış. Coşku dolu bir kalbin dizeleri muhakkak okunmalı.
Arif Ayın tabiriyle atını uçurumlara süren çocuk yani genç yaşta toprağa verilen bir şiir sandığı, İlhami Çiçek. Cins Ekim ayında arka kapağı en güzele ayırıyor. Yaşamı boyunca şiirle ayakta duran ve yine ölümü şiirden olan İlhami Çiçek bu ayın cins kafası.
Dergi bu ay okurlarına eşine az rastlanır iki poster armağan ediyor. Ekim halk sayısını ithaf ettiği Aliya İzzetbegoviç ve şiiri Başını hep dik tut ile birlikte, sakalını kuşların çaldığı Cahit Zarifoğlu posterleri Cins derginin tüm okurlarına Ekim hediyesi.