ÇANAKKALE ZAFERİ (18 Mart)
(Kahramanlık Günü)
Yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşları, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı dokuz cepheden biridir. Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip istanbul'u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, ingiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı'nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savunma savaşı yapmıştır. 253.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, her 18 Mart gününde, Çanakkale şehitlerini anmaktayız.
Çanakkale Boğazını geçmek isteyen ingiliz ve Fransız gemileri, 3 Kasım 1914'te boğazın iki yakasındaki birliklerimize ateş açtılar. Birliklerimizin karşı ateşi ile geri çekilmek zorunda kaldılar. 19 Şubat 1915'te düşman donanması kesin hücuma başladı. Osmanlı Ordusunun karşı ateşi ile, tekrar geri çekildiler. 18 Mart 1915'te ingiliz ve Fransızlar 16 harp gemisi ile büyük bir hücum daha başlattı. Üç gemisi sulara gömülen düşman donanması, tekrar geri çekilmek zorunda kaldı. Çanakkale boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşmanlarımız, topraklarımıza karadan girmeyi denediler. ingiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait askerler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma yapmaya başladılar. 6-7
Ağustos 1915 gecesi Anafartalar'a yapılan çıkarma harekatını, Mustafa Kemal komutasındaki birliğimiz durdurmuştur. 25 Nisan'da başlayan kara harekatı aralık ayının sonlarına kadar devam etti. Başaramayacaklarını anlayan müttefik kuvvetler, 9 Ocak 1916'da Çanakkale bölgesini boşaltarak memleketlerine döndüler. Tüm dünyaya "Çanakkale Geçilmez!" dedirttiğimiz Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin belki de en önemli savaşıdır. Türk Milleti'nin Çanakkale'deki azmi ve imanı, harp tarihi içerisinde örnek alınacak efsane boyutunda bir olaydır. Bugün özgür olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın bilinmesi gerekir. Umarım, bir daha böyle bir savaş yaşamak zorunda kalmayız.
&
(Atatürk kendisi anlatıyor-Anı)
* Atatürk ateş çemberinde
"10 Ağustos 1915 Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20 000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı.Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi. 8. Tümen Komutanı ve diğer subaylarını çağırdım.
"Mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum. Ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim.Hücum baskın tarzında olacaktı.Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 m. yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı'nda çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim.Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim.Saat 04.30'da kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı.
"Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. Olayı Yarbay Servet Bey'den başka kimse görmemişti. Ona parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.
"Aynı gün gece, yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaranve parçalanan saatimi Orddu Komutanı Liman Von Sanders Paşa'ya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmış, heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler. "Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular.
Gazi Mustafa Kemal Ataürk
Not: Yukarıdaki anı Kültür Bakanlığının hazırladığı "Atatürk" adlı kitaptan alınmıştır.
Liman Von Sanders'in hediye ettiği altın saat Anıtkabir Müzesindedir.
Atatürk'ün parçalanan saati Almanya'da Soudus aile kolleksiyonundadır.
&
ÇANAKKALE'DE NE İŞİ VARMIŞ?
Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
-Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
-Git sor bakalım, babasının Çanakkale'de ne işi varmış?
&
MEHMETÇİĞİN ÇANAKKALE SAVAŞINI KAZANDIRAN YÜKSEK KARAKTERİ
(Kendisi Anlatıyor)
Bombasırtı Olayı (14 Mayıs 1915) çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtarılmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur an-ı Kerim okuyor ve Cennet e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar.Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk Askerindeki ruh kuvvetini gösteren Dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.
Mustafa Kemal Atatürk
&
HER ŞEYDE VATAN
Dağ desem, taş desem Vatan.
Kurt desem, kuş desem Vatan.
Deniz desem, gök desem,
Dağ, bahçe, tarla, orman ...
Daha ... daha ...
Şu çevre, şu kilim, şu halı ...
Velhasılı,
Her şeyde vatan.
Bedri GiDER
&
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde, aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale üstünü duman bürüdü,
Dokuzuncu fırka harbe yürüdü,
Ooof gençliğim eyvah. Çanakkale içinde bir dolu testi,
Analar babalar ümidi kesti,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale içinde sıra sıra söğütler,
Altında yatıyor aslan yiğitler,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez,
Al kan olmuş bir tas içi Im ez,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale'den çıktım yan basa basa,
Ciğerim kurudu kan kusa kusa,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale'den çıktım başım selamet,
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni,
Ooof gençliğim eyvah.
&
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz,gövde,bacak,kol,çene,parmak,el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
M.Akif ERSOY
&
ÇANAKKALE SAVAŞI
Gülmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.
Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.
On Sekiz Mart Zaferini,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.
Türkün göğsü, Türkün kolu,
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.
Akan kanlar dönse sele,
Conkbayırı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.
Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türkün yeri
Çanakkale geçilemez.
Ali Osman ATAK
(Kahramanlık Günü)
Yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisi olan Çanakkale Savaşları, Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı dokuz cepheden biridir. Birinci Dünya Savaşı'nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazını geçip istanbul'u almak istiyorlardı. Osmanlı ordusu, ingiliz ve Fransız donanmalarına karşı Çanakkale Boğazı'nda aylar süren bir dizi deniz ve kara savunma savaşı yapmıştır. 253.000 askerimizin şehit olduğu bu savaşlar sonucunda, düşman donanmaları ağır kayıplar vererek geri çekilmişlerdir. Çanakkale Savaşlarının denizle ilgili bölümü, 18 Mart 1915 tarihinde, düşman gemilerinin geri çekilmeleriyle sonuçlanmıştır. Bu nedenle, her 18 Mart gününde, Çanakkale şehitlerini anmaktayız.
Çanakkale Boğazını geçmek isteyen ingiliz ve Fransız gemileri, 3 Kasım 1914'te boğazın iki yakasındaki birliklerimize ateş açtılar. Birliklerimizin karşı ateşi ile geri çekilmek zorunda kaldılar. 19 Şubat 1915'te düşman donanması kesin hücuma başladı. Osmanlı Ordusunun karşı ateşi ile, tekrar geri çekildiler. 18 Mart 1915'te ingiliz ve Fransızlar 16 harp gemisi ile büyük bir hücum daha başlattı. Üç gemisi sulara gömülen düşman donanması, tekrar geri çekilmek zorunda kaldı. Çanakkale boğazını gemilerle geçemeyeceklerini anlayan düşmanlarımız, topraklarımıza karadan girmeyi denediler. ingiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ve diğer bazı sömürge ülkelere ait askerler, 25 Nisan 1915 günü karadan çıkarma yapmaya başladılar. 6-7
Ağustos 1915 gecesi Anafartalar'a yapılan çıkarma harekatını, Mustafa Kemal komutasındaki birliğimiz durdurmuştur. 25 Nisan'da başlayan kara harekatı aralık ayının sonlarına kadar devam etti. Başaramayacaklarını anlayan müttefik kuvvetler, 9 Ocak 1916'da Çanakkale bölgesini boşaltarak memleketlerine döndüler. Tüm dünyaya "Çanakkale Geçilmez!" dedirttiğimiz Çanakkale Savaşları, Türk tarihinin belki de en önemli savaşıdır. Türk Milleti'nin Çanakkale'deki azmi ve imanı, harp tarihi içerisinde örnek alınacak efsane boyutunda bir olaydır. Bugün özgür olarak yaşadığımız bu topraklara çok kolay sahip olmadığımızın bilinmesi gerekir. Umarım, bir daha böyle bir savaş yaşamak zorunda kalmayız.
&
(Atatürk kendisi anlatıyor-Anı)
* Atatürk ateş çemberinde
"10 Ağustos 1915 Conkbayırı'nı almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20 000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı.Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzereydi. 8. Tümen Komutanı ve diğer subaylarını çağırdım.
"Mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum. Ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.Bu durumdan askerlerini de haberdar etmelerini istedim.Hücum baskın tarzında olacaktı.Sakin adımlarla ve süzülerek düşmana 20-30 m. yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı'nda çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim.Kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim.Saat 04.30'da kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradıklarını şaşırmıştı.
"Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. Düşmanın topçu ateşi gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu. Olayı Yarbay Servet Bey'den başka kimse görmemişti. Ona parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.
"Aynı gün gece, yani 10 Ağustos günü, beni mutlak ölümden kurtaranve parçalanan saatimi Orddu Komutanı Liman Von Sanders Paşa'ya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmış, heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler. "Bu hücumlarda İngilizler binlerce ölü bırakarak tamamen geri çekildi ve Çanakkale'nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular.
Gazi Mustafa Kemal Ataürk
Not: Yukarıdaki anı Kültür Bakanlığının hazırladığı "Atatürk" adlı kitaptan alınmıştır.
Liman Von Sanders'in hediye ettiği altın saat Anıtkabir Müzesindedir.
Atatürk'ün parçalanan saati Almanya'da Soudus aile kolleksiyonundadır.
&
ÇANAKKALE'DE NE İŞİ VARMIŞ?
Cumhuriyet'in ilanından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir. Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz ataşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz. Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
-Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
-Git sor bakalım, babasının Çanakkale'de ne işi varmış?
&
MEHMETÇİĞİN ÇANAKKALE SAVAŞINI KAZANDIRAN YÜKSEK KARAKTERİ
(Kendisi Anlatıyor)
Bombasırtı Olayı (14 Mayıs 1915) çok önemli ve dünya harp tarihinde eşine rastlanması mümkün olmayan bir hadisedir. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe 8 metre, yani ölüm muhakkak. Birinci siperdekilerin hiç birisi kurtarılmamacasına hepsi düşüyor. İkinci siperdekiler yıldırım gibi onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar imrenilecek bir soğukkanlılık ve tevekkülle biliyor musunuz? Bomba, şarapnel, kurşun yağmuru altında öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir çekinme bile göstermiyor. Sarsılma yok. Okuma bilenler Kur an-ı Kerim okuyor ve Cennet e gitmeye hazırlanıyor. Bilmeyenlerse Kelime-i Şahadet getiriyor ve ezan okuyarak yürüyorlar.Sıcak cehennem gibi kaynıyor. 20 düşmana karşı her siperde bir nefer süngüyle çarpışıyor. Ölüyor, öldürüyor. İşte bu Türk Askerindeki ruh kuvvetini gösteren Dünyanın hiçbir askerinde bulunmayan tebrike değer bir örnektir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.
Mustafa Kemal Atatürk
&
HER ŞEYDE VATAN
Dağ desem, taş desem Vatan.
Kurt desem, kuş desem Vatan.
Deniz desem, gök desem,
Dağ, bahçe, tarla, orman ...
Daha ... daha ...
Şu çevre, şu kilim, şu halı ...
Velhasılı,
Her şeyde vatan.
Bedri GiDER
&
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde, aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale üstünü duman bürüdü,
Dokuzuncu fırka harbe yürüdü,
Ooof gençliğim eyvah. Çanakkale içinde bir dolu testi,
Analar babalar ümidi kesti,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale içinde sıra sıra söğütler,
Altında yatıyor aslan yiğitler,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez,
Al kan olmuş bir tas içi Im ez,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale'den çıktım yan basa basa,
Ciğerim kurudu kan kusa kusa,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale'den çıktım başım selamet,
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet,
Ooof gençliğim eyvah.
Çanakkale içinde vurdular beni,
Ölmeden mezara koydular beni,
Ooof gençliğim eyvah.
&
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.
Kafa göz,gövde,bacak,kol,çene,parmak,el ayak
Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.
M.Akif ERSOY
&
ÇANAKKALE SAVAŞI
Gülmeyiniz ey düşmanlar,
Çanakkale geçilemez.
Bekler nice kahramanlar,
Çanakkale geçilemez.
Filo, filoya dayansa,
Yerler bomba ile yansa,
Siperler kana boyansa,
Çanakkale geçilemez.
On Sekiz Mart Zaferini,
Herkes tanır Türk erini,
Ölür de vermez yerini,
Çanakkale geçilemez.
Türkün göğsü, Türkün kolu,
İman ile kuvvet dolu,
Aslan yurdu Gelibolu,
Çanakkale geçilemez.
Akan kanlar dönse sele,
Conkbayırı geçmez ele,
Dünya kopup gelse bile,
Çanakkale geçilemez.
Birçok milletin askeri,
Yenilerek kaçtı geri,
Anladılar Türkün yeri
Çanakkale geçilemez.
Ali Osman ATAK