• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Buralar çok değişti

BarLa

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
13 Kas 2012
Konular
30
Mesajlar
34
MFC Puanı
280
Buralar, metropollerde yaşayanların tabiriyle "taşra" çok değişti. Hele son bir kaç yıl içerisinde bu değişimler hatrı sayılır bir şekilde göze çarptığına tanık oluyoruz. Büyük kentlere göre kat be kat daha hızlı...

Taşranın insanı kendine yüklemek istediği yenilikler karşısında asıl kimliğinden koparken; geçmişini de unuttuğu yönünde ciddi kaygılar oluşmaktadır. Teknolojiyi kullansın, tamam. Fakat onu kendi mistik değerlerini de koruyarak yapsın.

Mesela; sosyal medya jargonları günlük kullandıkları dil haline gelmiş. "Madem beni arkadaşlıktan çıkardın her şey buraya kadar, artık selam verme! Dün arkadaşlarla mangal yaptık da fotoğrafını paylaştım gördün mü? La olum niye beğeni yapmıyon! Gelirsem hesabını bozarım ha! Niye durum güncelleme mi görmüyon, körmüsün?"benzeri lügatlar ile günlük hayat akışına yön veriliyor.

Taziyeler iki kelimelik mesaja indirgenmiş, bayramlar seyranlar hazır birer mesaj ile sınırlı, hal hatır sormak artık gülen, üzülen, ağlayan, kalp fırlatan simgelerle soracak kadar hızlı bir evrim geçirdik.

Yaşadığım ilçede bir kahvehane de iki kişinin konuşmasına kulak misafiri oldum. "Hülya Avşar'ın yine birisinin popusunu elleyip ellemediklerini" konuşuyorlardı. Onları dinlediklerimi fark edince aynı soru bu kez bana aktarıldı. "Valla haberim yok, bilsem söylemem mi?" cevabım pek tatmin etmese de anlayacağınız değişim buralarda çok hızlı. Belirsiz cevabım karşısında bozulan moraller, ekşiyen bakışlar "cahil bu bir şey bilmiyor" muamelesi görmemde cabası...

Misafir gittiğim bir evin küçüğü. Bilmem adı ne olan yabancı bir şarkıcının yaptığı dansın aynısını yapabiliyormuş. Evin babası yeni bir buluş yapılmış merakıyla/sevinci/heyecanıyla 6 yaşında ki çocuğun bu başarılı dans figürünü anlata anlata biteremiyor demiyeceğim, ağzı sevinçten kullaklarındaydı babanın. "Hele bir de ben göreyim" dedim şöyle bir mahçup halde sıkılarak. Dünden bunu sormaya razı evin babası bir sevinç narasıyla çağırdı küçüğü. "oğlum ilhan, gel hele oyna şu maykıl amcan gibi..." Nerden oluyorsa artık bir de amcası çıktı bay maykıl. Çocuk işte... Odanın ortasında bir illeri bir geri, bir kalça oynatma, iki kez elini başının üstüne koyması derken soluk soluğa gelip oturdu yanıbaşımıza. Baba nerdeyse kalkıp devamını kendi oynayacak noktasında metafora gelmişti ki durumu gelen çay demlikleri kurtardı. "Vallahi göreceksiniz bu çocuğun geleceği çok parlak, Tarkan'ı bile geçer, demedi demeyin sonra!"

Yani değişim çok hızlı buralarda...

Öte yandan biri daha Antalya'da çalıştığı otel dönemlerine ait içkili alem gecelerini bir gurur cebbelesi ile, ağzından fırlayan tükürük salyalarla kendinden geçmiş halde anlatırken diğer yandan cebinde telefonuna gelen "kandiliniz mübarek olsun" mesajları sayesinde daha iyi anladım.

Zaten kandil mesajları o kişinin umrunda değildi. Elinin tersiyle bazen ağzını silerken diğer eliyle telefonu çıkarıp bakıyor, kandil mesajı olduğunu görmesiyle öemsiz olduğunu belli ettiren bir surat ifadesiyle yine telefonu cebine bırakıyordu.

Yani... Değişim olağanca hızlı burada.

Anadolu, taşra o eskidendi. Şimdi Televole kültürü, maç ile sosyal medya empozesyonun hakim olduğu yeni bir isim bulmalıyız buralara.

Anlayacağınız Anadolu'nun o beyinlerimize kazınmış özellikleri yok artık. O saf, misafir perver, yardımsever, içten, saygılı, duygusal, yürekli insanları yerine bambaşka bir şekil ile yer değiştirmiş.

Çalışmak, üretmek, alın teri ile kazanmak, namusluca yaşamak kavramları sanırım birileriyle ölmüş buralarda. Şimdi; cingözlük, avanta, entrika, üç kağıtçılık, beş kağıtçılık, beleşçilik, uyanıklık pirim yapıyor.

Eskiden; mafya, tefecilik, rüşvet, hortumcu, soyguncu ve yağmacılar denildiğinde üç büyük şehir aklımıza gelirdi. Şimdi Anadolu'nun en küçük beldesinde dahi bu saydıklarımızın hepsine rastlamak mümkün. Anadolu'da herhangi bir müstesna yerine gidin üç beş tefeci, kan emici, hortumcusuyla birer küçük Ankara, İzmir yada küçük bir istanbul olmuş sanki.

Zaman değişti. Elbet devir de değişti. Fakat ne hikmetse bularda ki değişim roket hızında. Çağın çok üstünde. Bir gün diğerini tutmuyor.

Inanmıyorsanız gelin gösterelim.

Babalarımızdan dinlediğimiz o mert, şerefli, haysiyetli, dürüst, yiğit insanlar galiba hepsi bir yerlere gitmişler...
 
Üst