• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Bir Türk Gencinin Ata'ya Hitabesi

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üyelik Tarihi
11 Nis 2008
Konular
44
Mesajlar
294
MFC Puanı
70
Sevgili Atam;

Sana bu hitabeyi 33 yaşına girmiş,

Gelecek güzel günlerden çoktan umut kesmiş,

Temel eğitimini tamamlamış,

Ve ancak şimdilerde seni tanıyabilmeye başlayan,

Türk istikbalinin evlatlarından biri olarak yazıyorum.

Seni ilk gördüğüm günü dün gibi hatırlarım.

İlkokul birdim. Miniciktim.

Elimde beslenme çantam,önlüğümün cebinde annemin sevgisi, sınıfımda bilim öğrenecektim.

Karatahtanın dört parmak üzerine ortalanmış çerçevenin içinden bana bakıyordun

Bakışların keskindi.

ABC'den sonra ilk öğrendiğimdin;

Mustafa Kemal'din. Çocuktum...

Bana, bize, tüm dünya çocuklarına bayram armağan etmiştin. Armağanını,

uygun adım

sol-sağ-sol

Sol-sağ-sol Kutladık...

Kaçımızın ayağı su toplamıştı,kaçımız bayılmıştık...

Biz bayramlarda ağlayan çocuklardık.

(Ne zaman salıncakta sallanan fotografını görsem, geçen 23 Nisan'lara yanarım.)

Ortaokul ve lisede hep seni anlattılar bana...

Dünyaya ancak yüz yılda bir gelen dahiydin...

Şahin bakışların vardı,hürriyete aşıktın...

En azılı düşmanlarına karşı bile merhametliydin,

Ama savaş meydanlarında karşında kimse duramazdı.

Aslandın, kaplandın, kartaldın,panterdin...

Özgür geleceklere açılan pencereydin.

Sözün özü benim sevgili atam;

Kodumu oturtan milli eğiticiler böyle anlatmışlardı.

Beni milli bir şekilde eğitenler,

Failatün, failatün, failatün,failün ölçü sistemini,

Niagara Şelalesi'nin yükseklik ve debisini,

Yes, it is a pencil demesini,

Deli İbrahim'in küpesini;

Bir bir kafama yerleştirdiler de;

Bana senin insan yönünü anlatmadılar.

Sigara tiryakisi olduğunu,

Rakı içtiğini,

Aşık olduğunu,

Evlendiğini,

Boşandığını,

Kim bilir kaç geceler savaş meydanlarında cesetlere bakıp,için için ağladığını,

Özlemlerini, hasretlerini,

Geleceği kazanmaya dair fikirlerini

Anlatmadılar.

Bana, bize, tüm dünya gençlerine bayram armağan etmiştin.

Armağanını, uygun adım

sol-sağ-sol

sol-sağ-sol Kutladık...

Kaçımızın ayağı su toplamıştı.

Kaçımız kıçına yediği sopa yüzünden altına işemiştik.

Biz bayramlarda bunalan gençlerdik.

( Ne zaman baloda smokinli fotoğrafını görsem, 19MMayıs'lara yanarım.)

Bir yandan;

Heykellerini diktik

Dağa-taşa silüetlerini çizdik,

Her kitaba, her yazıya

Mutlaka senden alıntılar yerleştirdik.

Bir yandan;

Her işin kolayına kaçtık,

Ticarette kazık attık,

Üretim yerine kopyaladık,

Bilimadamlarını sindirdik,

Aydınları yargıladık,

Yoktan yere nice vatan hainleri ürettik,

Çoktan yere nice amaçsız gençler yetistirdik.

Zeki,çevik ve aynı zamanda düzenciydik.

Eğitimi siyasete kurban verdik,

Ekonomiyi siyasete kurban verdik,

Aydınlık olması gereken gelecekleri siyasete kurban verdik.

Varlığımız siyasi emellere armağan oldu...

Benim biricik Atam;

Biz emokles'in kılıcını sapından değil

Keskin yanından tutmayı marifet bildik.

Senin ruhunu gıdım gıdım içtik,

Tükettik...

Tükettik...

Tükettik...

Dedemden babama, babamdan bana

Politikacı tabiriyle 'enkaz devralmış'bulunmaktayız.

Bu gidişle biz, çocuklarımıza devredecek

Enkaz bile bulamayacağız...

Türk'tük, doğruyduk,çalışkanlığımız şüpheli;

Birinci vazifemiz; Türk istiklalini ve Türk Cumhuriyeti'ni Ilelebet

muhafaza ve müdafaa etmek,

Ülkümüz;

Yükselmek, ileri gitmekti...

Uzun bir yoldu...

Yorucu ve yıpratıcıydı...

Adidas'larımız eskidi,

McDonalds'ta mola verdik.

Belki de 'Bir Türk dünyaya bedeldir' deyişini

Biz 'Her Türk dünyaya bedeldir'anladığımız için emanetini,

1 milyon beş yüzseksen bin kat küçültmeyi becerdik...

Verdiğin en önemli görev:

Bu ahval ve şeriat içinde dahi vazifem

Türk istiklalini ve cumhuriyetini

İlelebet muhafaza ve müdafaa etmektir,bilirim.

Muhtaç olduğum kudretin,

Sana güvenimde mevcut olduğunu belirtir,ellerinden hasretle öperim...

baştan sonuna kadar okuyanlara teşekkürler sizler gerçek bir

Atatürkçüsünüz bence

YER: TÜRKİYE

YIL: 1938

SAAT: 09.05

ATATÜRK ÖLÜYOR ARADAN ONLARCA YIL GEÇİYOR

YIL: 2007

ATATÜRK TEKRAR DÜNYAYA GELİYOR...

DOÐRUCA MECLİSE GİDİYOR,

MEMLEKET NASIL YÖNETİLİYOR GÖRMEK İÇİN...

MECLİS KAPISINDA CUMHURBAŞKANI,BAŞBAKAN,DEVLET BAKANLARI
KARŞILIYORLAR.

SALONDA EN ÖNE OTURTUYORLAR VE O GÜNKÜ ÜLKE SORULARI
TARTIŞILIYOR...

OTURUM BİTİYOR, ATATÜRK Ü MECLİS LOKANTASINA
GÖTÜRÜYORLAR,

YEMEKTEN SONRA OTELE GÖTÜRÜP YATIRIYORLAR....

ERTESİ SABAH OTELDEN ALMAYA GİDİYORLAR,

ATATÜRK ÜN ODASI BOMBOŞ..!!

VE MASANIN ÜZERİNDE BİR KAÐIDA YAZILMIŞ ŞU SÖZLER VAR:

'EFENDİLER...

BEN İSTANBULA GİDİYORUM,

ORDAN BİR VAPURA BİNİP TEKRAR SAMSUNA ÇIKACAÐIM.

ÇÜNKÜ, BU ÜLKENİN BİR KURTULUŞ SAVAŞINA DAHA İHTİYACI VAR...'

BU KADAR ANLAMLI BİRŞEY DAHA YOKTUR SANIRIM

BU ÜLKEMİZ İÇİN...

Ülkemizin ne tür bir durum içinde olduğunu.....

UNUTMA;

Sen bir TÜRK evladısın...

VE

MUHTAÇ OLDUÐUN KUDRET DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR!!!

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!!!


NOT:Alıntıdır
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst