- Üyelik Tarihi
- 7 Haz 2017
- Konular
- 14
- Mesajlar
- 2,269
- MFC Puanı
- 170
sessiz çığlıklarım var benim
içten içe büyüttüğüm umutlarımın ustune
kan revan içinde
düşlere düşer gölgesi
bilirim sensizliğin adı kalıcak bende aşk!!!
bilirim aşkın tadı kalıcak hatrımda
son bu son diyişlerim
ellerimdeki karanlığı kalıcak
beyazlığını kıskandıran örtünün...
sen
sen içimdeki yangınların efendisi
bense naciz kölesi sevdaların
bir yalnızlık kalıcak bana
hani şey gibi
ateş gibi
gece gibi
ayaz gibi
bişey işte
senle olmayan aşkla olmayan herhangi birşey
keşke dökebilsem yaşlarımı
belki yanardım ayazında ağustosun
yapabilsem keşke
sabah olmasa
bir karanlık kaplasa ruhumu
kalsam seninle
bilinmezliklerde değil
senin karanlığında yaşasam...
yokluğun ilmeği boğazımda
üç ayaklı iskemlenin tepesinde ruhum
naaşı geciyor umutlarımın
kapıyorum gözlerimi
çığlıklarıma susuyorum
yanıyor düşleri ruhumun
usul usul gömülüyorum karanlığına
gitmek
gitmek adınla başladı
gidememek kalamamak gidişinle
ya al götür ruhumu
ya getir umutlarımı
sustur çığlıklarımı
beyazlar süslesin seni
sen süsle umutlarımı
yeşersin funda çiçekleri ruhumun dörtbiyanında
fethet bedenimi
zaman dursun çiğnemesin benliğimi
bir düş olsun yokluk
uyan göğsümde sabahları
gülümsemeyi değil gülmeyi anlat bana
işte o gün susar çığlıkları ruhumun
ama olmaz ya
gittin
hemde öyle bir gittin ki;
artık her gidişin adı sen
ve artık her kanayan yara sen ....
içten içe büyüttüğüm umutlarımın ustune
kan revan içinde
düşlere düşer gölgesi
bilirim sensizliğin adı kalıcak bende aşk!!!
bilirim aşkın tadı kalıcak hatrımda
son bu son diyişlerim
ellerimdeki karanlığı kalıcak
beyazlığını kıskandıran örtünün...
sen
sen içimdeki yangınların efendisi
bense naciz kölesi sevdaların
bir yalnızlık kalıcak bana
hani şey gibi
ateş gibi
gece gibi
ayaz gibi
bişey işte
senle olmayan aşkla olmayan herhangi birşey
keşke dökebilsem yaşlarımı
belki yanardım ayazında ağustosun
yapabilsem keşke
sabah olmasa
bir karanlık kaplasa ruhumu
kalsam seninle
bilinmezliklerde değil
senin karanlığında yaşasam...
yokluğun ilmeği boğazımda
üç ayaklı iskemlenin tepesinde ruhum
naaşı geciyor umutlarımın
kapıyorum gözlerimi
çığlıklarıma susuyorum
yanıyor düşleri ruhumun
usul usul gömülüyorum karanlığına
gitmek
gitmek adınla başladı
gidememek kalamamak gidişinle
ya al götür ruhumu
ya getir umutlarımı
sustur çığlıklarımı
beyazlar süslesin seni
sen süsle umutlarımı
yeşersin funda çiçekleri ruhumun dörtbiyanında
fethet bedenimi
zaman dursun çiğnemesin benliğimi
bir düş olsun yokluk
uyan göğsümde sabahları
gülümsemeyi değil gülmeyi anlat bana
işte o gün susar çığlıkları ruhumun
ama olmaz ya
gittin
hemde öyle bir gittin ki;
artık her gidişin adı sen
ve artık her kanayan yara sen ....
05.07.2017(Y.İ)