- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Atatürkün Milli Bilince Verdiği Önem
Atatürk ve Milli Şuur (Milli Bilinç)
Şemsettin Günaltay, Türk Dil Kurumu tarafından Ankarada 1951 yılında düzenlenen Olağanüstü Türk Dil Kurultayında yaptığı konuşmada Atatürke ait şu hatırasını anlatmıştır:
Mânen büyük Atatürkün büyük ideallerini, herşeye rağmen ve herkese karşı müdafaa etmeyi tekeffül etmiş insanlarız. Bizzat benden Atatürk, bu teminatı defaâtla istemiştir. Demiştir ki, Hocasın, profesörsün, isterim ki, daima korumak hususunda çalışasınız.
Atatürkün ana ideali, Türk camiasını, tekemmül etmiş bir millet olarak, milletler arasındaki şerefli mevkiine lâyık olacak bir hale getirmektir. Türk Milletinin bu mevkie gelmesi için Onun düşünüşüne göre önce imparatorluk devrinin, bize mirası olarak aşağılık duygusunu yıkmak ve Türk Milletinde her türlü terakki ve tekâmül kabiliyeti olduğunu ortaya koymak ve buna bütün Türk çocuklarını inandırmak birinci hedefti. Ondan önce, imparatorluk devrinde, Türk çocuklarının aklı fen işine ermez, şimendiferlerde biletçilik bile edemezler, denilirdi. Kabiliyetler tanınmıyordu.
Atatürk, Türk çocuklarında bu kabiliyet her milletinkinden üstündür diyordu. Onlar bu üstünlüğü nereden alır? Onlar bu üstünlüğü bir iman halinde birleştirmek için, herşeyi yapabilmek kudret ve kabiliyetini Türk çocuklarının kendisinde görmesi için, Türk tarihinin meydana konması zaruretine kani oldu. Bu kanaatledir ki, Atatürk, ilk önce Türk tarihinin meydana çıkarılması yolunda çalışmaya başladı. O zamana kadar Türk tarihi, Selçukiler ve Osmanlılardan ibaretti. İş genişledikçe Türk tarihinin genişliği anlaşıldı.
Atatürk, Türk kabiliyet ve kudretinin tarihteki başarıları meydana çıktıkça, büsbütün Türk çocukları kendileri için lâzım gelen hamle kaynağını o tarihte bulabileceklerdir dedi.
Türk tarihine verilen önemin sebebi de budur.
Gene Atatürk, Bu tarihten Türk çocukları, istiklâl fikrini kazanacaklar, o büyük başarıları düşünecekler, harikalar yaratan adamları öğrenecekler, kendilerinin aynı kandan olduklarını düşünecekler ve bu kabiliyetle kimseye yük olmayacaklardır (boyun eğmeyeceklerdir), dedi.
Kaynak: Ahmet Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk 1928-1938, Cilt:II, s.837-838