Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Asijuliet - Şiirsiz aşk olmaz ...

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
YAGMUR YÜREKLiM
Son vapurda ayrildi limandan
Son tren icimi cizipte gecti
Birbir isiklari söndü odanin
Kapilar uykulara gözlerini kapadi
Yarim yagmur yüreklimmmm
uyuyormusun.......



Icimde kirilir kalir aglayan sesin
Susar yüregimde yüzün
Solugun susar
Sarilip yarama gitsem
Care degilki
Yüregimde yangin cikar
Bu sehir yanar......

Oy dilsizim oy gülmezim
Yagmur yüreklimmmmmm
Oy cicekli bakisli yarim
Rüzgarim benim

Sensiz yaralidir zaman
Yillar yarali
Sararir icimde hüznün
Ömrüm sararir
Belki kavusmam sana ölümde gelir
Bulutlara yazdim seni
Yagmur yüreklimmmm

Oy dilsizim oy gülmezim
Yagmur yüreklimmmm
Oy cicek bakisli yarim
Rüzgarim benim ]
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

yalnızlığın yorulduğu yerdeyim
sahipsiz sevdalara düştüm.. iklimsiz yağmurlara
sınırın geri dönülmez kıyısında
bir gül çizdim düşümde sana
gözlerinin limanında bekliyorum


gideli kaç ışık yılı oldu bilmiyorum
gözlerimde karartma gecelerinin hüznü
yoluma çıkar sesini
soluğum tutuşacak besbelli
kör umuda küçük sevinçler yeter
içimdeki eylüle yenildim
kendime sarıldığım boşluktayım
rengi bozuldu geçmişin
yalnızlık merdiven oldu
hak etmemiştim

zoraki sustum...


geri sayım bu kadar uzun sürmemeli
özlemim yağmurlu... özlemim beyaz
siperlerimde sen ve yoksunluğun
ölümden bahsederken
o düşman yalnızlığa inat
ucuz bir intihar tasarlamıyorum

beklemenin tortusuyla

düşlerim düşüyor...

ıskalıyorum

bir kalmanın ıssızlığı yaşanıyor hınca hınç

ağzımda kezzap tadında bir öfke

unutulmaların günlüğünü tutuyorum​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

yar
yaralarıma sebebsin
yaralarıma merhem

yokluğunda yok oluşlarımı mı
anlatayım sana
hasretinle geçen her an
yok olan umutlarımı mı?

karabasan gecelerde
gözlerimden yağarken kanlı yağmurlar
hep aynı sahne beynimde
gidişin tek kelime etmeden

her gidiş bir bitişmiş
her bitiş bir yok oluş
anladım

yar
yüreğimde kangrene dönüşmüş
yaralarıma sebebsin


 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .

Bitiyordu.
...
Bitiyordum.

Bana ait ne varsa ya eksiliyor,
Eskiyor.

Yaşlanıyorum.

Hiç kurumadan,
Güneş yüzü görmeden...

Yaşlanıyorum.


Bir hüznün gölgesindeyim. Adın duyulmuyor ve adımı haykırmıyorsun. Bitmiyor karabasanlarda adını haykırışlar, aynı sancıyla geceyi sabaha katışlar, yalnızlık!

Bu eksiklikte gel de yaşlanma! Sonra uzak bir ülkeden haberler salıp, bilmem hangi gelecek zamanda, güzel olacağından bahsediyorsun anların.

Lakin...

Geçiyor ömründen anlar,
Anlarda dünler,
Bugünler dündeler,
Yarınların geleceği de farksız...

Buna rağmen! Koca koca adımlarla sana göndürüyorum damlaları...

dediğim gibi işte;Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .

Bitiyordu.
...
Bitiyordum.

Bana ait ne varsa ya eksiliyor,
Eskiyor.

Yaşlanıyorum.

Hiç kurumadan,
Güneş yüzü görmeden...

Yaşlanıyorum.


Bir hüznün gölgesindeyim. Adın duyulmuyor ve adımı haykırmıyorsun. Bitmiyor karabasanlarda adını haykırışlar, aynı sancıyla geceyi sabaha katışlar, yalnızlık!

Bu eksiklikte gel de yaşlanma! Sonra uzak bir ülkeden haberler salıp, bilmem hangi gelecek zamanda, güzel olacağından bahsediyorsun anların.

Lakin...

Geçiyor ömründen anlar,
Anlarda dünler,
Bugünler dündeler,
Yarınların geleceği de farksız...

Buna rağmen! Koca koca adımlarla sana göndürüyorum damlaları...

dediğim gibi işte;Ben her zaman ağlamam ama sen giderken iş değişiyor .​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Ölsem,
Ölüp gitsem mesela,
Nasıl öldüğümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklıma yine...
Ölüp gittiğime değil de
Seni burda yapayalnız, bensiz
Koyup gittiğime yanar, yanar içim...
Sen aklıma gelince
Sessizce akar süzülür gözyaşım.
Sevdiğim, yoldaşım, aşkım...
Burkulur yanar içim.
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
Alarga

Muzaffer Sütçüler’e

Haydi kaptan! Kır dümeni
Şu açık ve durgun denize doğru
Ne güzel görünüyor bak
Dalga yok, rüzgar yok
Hafif bir sis var
O da dağılır birazdan
Haydi alarga kaptan!
Kır şu dümeni
Uzaklaş bir an önce
Bir daha dönme bu limana

İzini bırak denizin üzerinde
Silemesin hiçbir rüzgar
Silemesin büyük dalgalar
Ufukta güneş bekliyor seni
Sis dağıldı dağılacak
Haydi alarga kaptan!
Kır şu dümeni
Uzaklaş biran önce
Bir daha dönme bu limana

Ufukta martılar bekliyor seni
Pusulanı aldın mı kaptan
Yelkenler hazır mı
Haydi alarga kaptan
Kır şu dümeni
Uzaklaş bir an önce
Bir daha dönme bu limana

Deniz feneri selamlayacak
İlk burundan sonra seni
Küçük bir koy
Kucak açmış bekliyor
Ufkun ötesinde bir yerde
Haydi Alarga kaptan!
Kır şu dümeni
Tam yol ileri
Uzaklaş bir an önce
Bir daha dönme bu limana

Ne kaldı bu limanda
Kırık kalbinden başka
Haydi kaptan alarga!
Tam yol ileri
Uzaklaş bir an önce...
Bir daha dönme bu limana
Adını bile unut istersen...

(Alarga: Bir gemici terimi, kıyıdan uzak durmak , ya da kıyıya göre açık deniz tarafı anlamında kullanılıyor... Canım babacığım denizci bir askerdi. Çocukken , yerine getiremeyeceği bir isteğimiz olduğunda, yanından bu sözle uzaklaştırırdı bizi gülümseyerek...)​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Ne senden önce ne de seninle
Bitmeyen bir özlemdir bu
Evet hepsi, hepsi bir özlemdir aslında
Bir hayat boyunca
Yazdığın da, okuduğun da
Hepsi, hepsi bir özlemdir
Merak etme bir gün anlarsın yaşadığında
Yaşanması muhtemel günlerin ardında yaşanan güzelliklerin özlemini.

Kim bilir belki de sadece bir anlık yıldız kaymasıydı
Onca yaşadığın ve dilek tutmayı unuttuğun.

Artık yapacak bir şey yok
İçinde yazacak ne varsa rafa kaldır
Belki bir gün yazarım umudundan çok uzakta
Raf ömürleri dolarsa çöpe atarsın olur biter!

Yada sen bilirsin...biterse biter.
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
Rüzgar bu!!!
Ne zaman ve nerden eseceğini
Hiç bilemezsin.

Aşka uzatılan eller de
Rüzgar gibi...

Ortaya koyduğun yüreğin,
Bazen kendini anlatamazsa,
Hiç üzülme...

Nasıl ki kışları gürül gürül akan ırmak
Yaz gelince neye uğradığını şaşırır.

Aşkta böyle bir şey...

Sanki mevsimler gibi değişken,
Günle gece gibi farklı.

Sevdası için atıyor bu yürek
Diye düşünürken,
Bakmışın ellerinden kayıvermiş...

Neden diye hiç sorgulama,
Nedeni olsaydı;
Ayrılıklar olmazdı!!!
Madem bu kadar ucuz aşklar
Öyleyse yenisini söylemeli!!!

Garson...,
Bir aşk daha lütfen​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Ben dün gece bin kere öldüm
Geçmeyen gecenin saatlerinde
Bomboş evin yanlızlığında
Sensiz atan kalbin anlamsızlığında
Seni anmayan şarkıların notalarında
Ben dün gece bin kere öldüm
Ayrılığa yoğrulmuş sözlerinle
Belirsizliğe sürükleyen bakışlarınla
Bozguna uğratılmış yeminlerimizle
Ben dün gece bin kere öldüm...
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

İstediğin oluyor en sonunda
gönlümden,hatıralarımdan,tüm benliğimden
siliyorum seni
bundan böyle
yok olacaksın hayatımdan
3'e kadar sayacapğım ve sen yok olacaksın
nasıl bir anda girdiysen hayatıma
aynı o hızla çıkıp gideceksin hayatımdan
çıkıp gideceksin değil mi?

bana verdiğin acıları,
döktüğüm onca gözyaşlarımı,
uykusuz gecelerin hesabını tutmadan
toplayıp attım denizin en derin yerine
senden kurtulabilmek için.

şuan; sanki seninle hiç tanışmamışım gibi,
ve hiç tutkunu olmamışım gibi gözlerinin,
hiçbirşey yaşanmamış gibi,
anılar biriktirmemiş gibi davranmaya çalışıyorum.

seni unutabilmek için,
resimlerimizi yakmakla başladım
gözümden süzülen yaşlar ne kadar söndürse de
inatla yakıyorum kül olmasını izliyorum.
her ne kadar acı verse de
dayanmaya çalışıyorum.
bana seni hatırlatacak ne varsa evde
toplayıp dağıtıyorum tanımadığım kişilere
evet.. silmek seni zor hafızalarımdan
ama ben zoru başaracağım ve seni unutacağım.

senin ismin geçtiğinde bile üzülmemem için,
kendimi toparlayabilmem için,
yaralarımı sarabilmem,
yeni bir hayata başlayabilmem için,
en önemlisi..
bunu sen istediğin için,
bitiriyorum seni
bende ne kadar yer kapladıysan
boşaltıyorum hepsini.​
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
Gittigin gün beni öldü sandilar
Askini mezara gömdü sandilar
Sel gibi gözyasi döktü sandilar
Bir vefasiz için aglayamam ben

Içimi yalnizlik sarmis olsada
Kalbimi hasretin yakmis olsada
Gidisin dünyami yikmis olsada
Bir vefasiz için aglayamam ben
 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
GÜMÜŞ PEÇETE
BİRİNCİ MASA´L

yakabilecek kadardık sular dökünmüş
iki çığlık tek menekşe o yazı
bizzat herkesin çocukluğundan geliyorduk
biraz ürkülü takmış birbaşı rütbesinin
bir takım takım yıldızlarını gözlerine
yokluğa re’hin bırakılmış ipin kuyusuz duası
önce yalan vardı kapı merceği genişliğinde
dostlar affedin önümüze sığınırdı kurşun bile
geçirgen bir yaprağın alın yazısıydı
inceldikçe susturuculu tadı ikinci tekil şahıs-aryoların
çağrılar kıblelendi içimize olmadı adresler

kelebek
adım adım i’sim telaşı kurralsızlığında beklemek
iki kör gibi
sağırlığın ekosu
sorulmuyordu yanıtları bir eski zaman hatırı kendine vedaların
viran bir kahve kokusuydu niyetisiz tutulmuş
vaktimiz dardı ..
zaman, o bol telveli unutuluş


çünkü yürekti ele verdiğimiz herhangi bin geceden bir gece
ve herhangi bir yanlış anlaşılma payıydı ortak doğrumuz
sırlı balık kuyruklu yalan
aynaların söylediğidir karşılıklı şarkılarda
kırıldıkça birbirine çoğalan
fallar tutmayacaktı elbet göçebe kendine taşınır
unut gidelim be güzel çocuğum
inanç ıslanırken ağzında telvelerin
dilsiz bir kervandı uğurlandı dua

fin’can soğuttuk biz yalnız
iki masalık eflatun uzaklığında
açılsa da söz olacaktı artık kapanmasa da


İKİNCİ MASA´L

sedefinden bir güldür alkışlanan
al bir güldür toprağın se’definden seyre açılan
şiirim batıl inancım
nereye gitsen yine oradan bakar sana
aleyhimize işlese de zaman/zaman
lehimleriz yüzümüzde tutuluşunu ayın
buluta zımbalanmış bu’har dokunuşu kayıtsız tebessümün
görülecektir
aksine de dönebileceği kuşların bir kuşku vakti
hicran hicran,
ANNEstezili bir vedadır ne de olsa/olsa kırılır çıkar rayından

çünkü yürektir ele verdiğimiz yanisi yabancıya
ve bahanedir dokunuşların ikinci anlamda ısınması suya

ESMERALDA KAMBUR VE KLEPTOMAN
BİR MÜZİSYENDİR
KİLİSEDEN ÇAN ÇALAR
ÇAN ÇALAR
.....

heceler vardır susarlar
göğü ezberlemş gibi mavi kanayan
hangi resimde ters okudum giyindiğimiz nef(e)si
melodili bir zamandı yara, mel dilinden çevirili
kaç mevsimdir okşanmasız geçirmediğimiz
iğne deli’klerinden, aklımız şahit!
sağ elinizi üzerine koyup yemin edeceğiniz
yürek/ten giyinip üşüyen lahit

çevrili yaylar esnettik ok’umuşluğumuzun bitkisel ülkesine
elim kendi yordamıyla bile /bile dokunamadı
satır arası /satır vurduğumuz/ yokluklarına
tüm dillerin ortak vakti bir anı
kor’kuyu bıçakladıksa düşümüzde
gözlerimizdeki iki g’eceden bilinsin
Yaz!gıydı bizimki
sır verir, sel veremezdik birbirimize

k A R A Y A V U R D U K ..



ÜÇÜNCÜ MASA’L

“savaş bitti, yıllar oluyor çocuk”
kafatasında yaşayan bir Cheshire Kedisiydi sevgilim
bu bir konçertonun en güzel melodisiydi
bu bir ağır mavinin kendini güle çevirmesi
h’içler kaldı geriye aynalar
sırlar, sır tutamayan sırlar
deyimsiz bir anlamama bu ipeğe kesmiş hüzün
“hak edilmiş” ama nereye gidersek bir zaman
oraya benzediğimiz korunaksız sure’tine kesen yüzün
sudan sebepler dostum, SUdan sebepler
kış gelince koyacak oda bulamadık bohçalanmış ağlayışları
diye sürü sürü geldiler, can verdiler (dört mevsim birden) ama can istediler ağlayışları bohça bohça
andık durduk boyuna yadırgamadığımız ne varsa
toplasan şimdi bir arpa ederiz seninle
yolun boyu gidilmemiş her anlamda
GÜN olur DÜZ bir yazı bırakır gece bizim de başucumuza
yıldız saklar gibi kendi kadar siyahını
aksine de dönebilir göç, öç alır gibi zaman kendinden
kuş kuş, oluk oluk akarız insana yedi renk birden
sonra sen, yine Edip Cansever okursun
Yerçekimli bir Karanfil olur insan
İNSAN; san ki olasın çocuk
çünkü bu mevsim seni yalnız sangılardan yakalar



DÖRDÜNCÜ MASA´L

sil’ahını temizle, içinden geçenleri unuttur
ne de olsa bileylerken kendinden olanı
olmayana kesen bir ahraz zamanıydı bizimkisi
büyük çocukluktu hakları var - ciddi bir çakıl taşı
betimlemekten ufka uzun metraj yerÇekimli bir karanfili
betin benzin attı (haddim üstüne)
yanisi fiili kara bir ağacı inceltmekte
ayırmak için tebessümü onurlu sın’avlardan
kalem’imdeki kurşun
yalan desem inanmazsınız
iki ucu da kara bir kibrit çöpüydü varlığımıza sürtünen kedi
adını Niran koyduk, tüylerinden yanmak kaldı geriye
çift bilinemeyenli duallerin her şıktaydı yanıtı o zamanlar
okusak da çökecektik vakti gelince
okumasak da ayakta duracaktık farkı ne
kendimde beğendiğim üç özellikten birisin yine
künyesi kazınmış bir aşkerin el yordamıyla hazır olda bekleyişi
ardımıza bakmadan geçerdik önümüze çıkanları bir vakit
aramıyorduk ki emindik bulacağımıza o yine de ara’dığımızı
ahraz zamanlar.. Masallar.. yine mASALLAR!!
ELLERİNİ İÇ DENİZLERİNDE SAKLAYANLAR !!
“film bitince yüzler incelensin Titanik’ten kurtulanlar hangileri
önce “Fareler ve İnsanlar” dostum, işitmelisin
gemiyi terk ederken orkestra bunu çalar!”



BEŞİNCİ MASA´L

adımıza ılımlı fotoğraflar eskittik
mutluluk : üç hececilerin uyuduğu yedi beyaz mağara
gece gözlü çocukların hüznünden aralanan
gece sözlü çocukların gözlerinden sonra, an’sızın
geceleri sızım sızım gündüzlere oya’layan
kim izlemiş kim sürmüş sefasını o yedi rengin
eren olsa murat denilmez adına
gördüm düşümde Cevahir’i mektup topluyordu boyuna
yüzlerden seslerden eskilerden gelen
açamadı yalnız birini kırmızıya ıslanan usare
düşünmesek dedi sonra çekti çıkardı kanını üstünden
sıyırmaya çalıştı kitapların ayraçlarını
zaman vermedi zaman
zaman, anne bencilliğinde iyi huylu bir ur
-en ufak- bir sözle alınan
çekti çıkardı doğasını üstünden
delirmeye çalıştı bilmek için belki de ilk kez
ilkler sordu hatırını ayakları çivili --suare
en önde kendi alnı, ardı sıra sıra n’isyan
çekti yazılanlar, “karşılığı çıkar”a dayalı
üç beş de senaryo el salladı arkasından
yalnız birinin elleri kesik -kesik ya kan bile akıtmadı korkusundan
“unut gitsin be Cevahir!, yürek odaları bile eskir
o da eskir bir gün, o da eskir..”


ALTINCI MASA´L

mor bir anahtarlık bulurum cebimde sonra
anahtarları kayıp
geç kalınmış odalardan geçtiğim söylenceli bir vakit
üzülecek olurum
ölümü babasından çalıp bana getirir Cevahir
ahir bir kabulleniştir aynalarla aramdaki çingene tarotu
tehir edilir
denize düşmüş gülün maviye çalması kadar eskiyi hatırlarım
ve denize solgunluk bırakıp gülün yedi rengi çalması kadar eskiyi
karaya vurunca zaman rengini bırakıp aheste
çocukluğum gelir gitmediği her yerden
aşk, eski bir besteyi anımsar’ılır
yalnızlığımı öperken bir sabah, aynalar da alışır

İ T M İ N A N
sıyıracağımız da yok bir şeyi başka bir şeyden
seyir’eceğimiz de yok bir anı başka bir andan
öyle duruyoruz işte, öylece ortada saklanan
bizim derdimiz mavi akmasıyla kanın
bizim derdimiz bir gülde gökyüzü yanılsaması
öyle çok FARK ediyorsunuz ki fark etmiyorsunuz bile
işte birbirimizi kırdığımız yatsızılı eza’n
işte din’leyerek göğüs kafesimizde çarpan duayı
yüzümüze ağladığımız vedasız, geçmişsiz iki yalan
arasındaki değişmez tek doğru!


YEDİNCİ MASA´L

“savaş bitti yıllar oluyor çocuk
çıkar dilinden artık söz maskesini..”
bakarsın gökte çocuklara
göz kırpar iki yalnız gibi
iki yıldız
yalanla kapı komşuydu yaşadığımız
kimsenin olmayan bir hayalde bir sabah
ahı kalacak gerçeğin
üçüncü tekil kişi uyanmak korkusudur
ah, eski zamanların peşine takılan ajandalar
ve yapışmamsa her boşluğa anne sütü gibi
körelmişsinekler - elinizin tersiyle kovaladığınız
yürü gidelim çingenenin kem dili
dilimizde soluk k’almalı parlak NAM
yüreğini diyorum, yüreğini
kolay ise sen çıkar el-maskesini anlam AZ !
tufan diyorum Cevahir be tufan
her nasıl oluyorsa oluyor “yok ” bile avaz avaz
kaynağından ter’sine akıyor su
sonra damar damar bir yaprağa
aç kitabını sayfaları hareketleyen mesafeye eğil
aç kitabını Cevahir!
boşlukları da okuyanlar olur bir zaman

bir zaman mavi de yanar
gözlerimden tanırsın gözlerini
inanmam deme Cevahir, inanmam deme
mağaralar da birleşir bin çığ’lık tek menekşe
diner bir gün bu asılsız lisan

daha ne olalım seninle ne olalım daha
aşka yüklenmiş en büyük anlamken insan

......

söz bitti
kelimelerin arası delta
affedin dostlar, siyah karelerdik
biz de vardık her bulmacada

 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....

 

-Ruhefza-

Parçaladım peş peşe, söylediğin sözcükleri.
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    4 Mar 2019
  • Mesajlar
    5,682
  • MFC Puanı
    189
SON DURAKLAR

SENİN KARA TRENLERİN VARDI.
BENİM İSE MEÇHUL GEMİLERİM.
İKMİZDE ROTALARDAN ARDA KALDIK
BİLİÇSİZCE SÜRÜKLENDİK.

SEN DEMİR YOLLARINDA
BEN İSE İKAMETSİZ OKYANUSLARDA
NE VARDI Kİ...
BENİM LİMANLARIM OLSAYDI
SENİN İSTASYONLARIN.

HAYATTAN BİR BEKLENTİ,
BİR UMUT VE BİR HEDEF OLSAYDI
YADA BİZİ OLSİYE SEVEN;
BİR SEVGİLİ...
NE ÇIKARDI YANİ!

KEŞKELER ÖBÜR İSMİMİZ OLDU.
İNŞALLAHLAR SOY İSMİMİZ
HEP DİLENCİ KADINLARDAN DUA,
ALIYORUM BU GUNLERDE.
KENDİME BAKIYORUM.
HİÇ SEVENİN YOK MU SENİN?


SENİN KARA TRENLERİN VARDI,
BENİMSE MEÇHUL GEMİLERİM
İKİMİZDE ROTALARDAN ARDA KALDIK
BİLİÇSİZCE SÜRÜKLENDİK.​
 
Üst Alt