-
- Üyelik Tarihi
- 19 Ara 2015
-
- Mesajlar
- 2,085
-
- MFC Puanı
- 2,573
Herkese merhaba ,
Başlamadan şunu belirteyim ben yazar değilim fakat yazmaktan keyif alıyorum.Küçük bir polisiye yazı dizisine başlıyorum.
Başlıktanda anlaşılacaģı üzere hikayenin kahramanları forum üyelerinden seçiliyor.
Tabiki ArtemiSin sorduğu zor soru hikayedeki kötü olmasına doğrudan etki etmiştir
Umarım eğlenceli olur.
Bölüm 1
Saat, akşam üzeri 4:00 civarıydı.Güneş, yavaş yavaş bu küçük sahil kasabasını terk etmeye başlarken, kasabaya inen uzun yolda, 1964 model mavi chevrolet ağır ağır kasabaya doğru ilerliyordu.
Genç komiser AlcatrazZ yaklaşık 6 saattir direksiyon başındaydı.Yol boyunca uzanan kavak ağaçlarının dümdüz bir çizgi ile gökyüzüne uzanışı onda hayranlık uyandırmıştı.
Deniz kokusu,martıların çığlıkları,cıvıl cıvıl kuş sesleri içinde inanılmaz bir huzur yaratıyordu.
Huzuru fazla sürmemişti yanıbaşında oturan kızkardeşi kerolayn yola çıktıkları andan itibaren sürekli şikayet ediyordu.
"Her yere bu külüstürle gitmek zorundamısın" dedi.
Üstelik acıktım,eşyalarım darmadağınık ne umursamaz adamsın sen...
Kerolayn susmuyordu.Arka koltukta oturan komiser yardımcısı Min iki kardeşin konuşmalarına kahkaha atarak eşlik ediyordu.
AlcatrazZ huzursuzca gaza bastı o da bir an önce kasabaya inip birşeyler yemek istiyordu.
Kasabanın, sahil boyunca uzanan caddesinde irili ufaklı dükkanlar ve balık restaurantları vardı.
Min buranın balıkları çok ünlüdür diyerek ArtemiS'in balık restaurantını işaret etti.
Kerolayn itiraz etti "önce eşyalarımı koyacak bir koli istiyorum."
Restauran ın hemen karşısında bulunan Kolibandı'nın dükkanına girdiler.Kapı önünde duran kırmızı ferrari kerolayn'ın dikkatini çekti.''Bunun ne işi var burada'' dedi.Sesini kendisinden başka duyan olmamıştı.
Paketleme ürünleri satan bu küçük dükkanda Kolibandı kız kardeşleri Sade ve Liya ile birlikte çalışıyorlardı.
AlcatrazZ kendisini ve yanındakileri tanıttı."Bu kasabaya yeni atandık artık sizlerin güvenliğinden biz sorumluyuz" dedi.
Kolibandı ve kardeşleri onları memnuniyetle gülümseyerek karşıladılar.
Bizim buralarda pek olay olmaz sakin geçer,çay içelim komserim dedi Kolibandı.Teşekkür edip yemek yiyeceklerini belirterek dükkandan çıktılar.
Kerolayn ferrariyi işaret ederek bir şuna birde senin külüstüre bak diye söylenmeye devam ediyordu.
ArtemiS 'in balık restauranından içeri girdiler.
Artemis ortağı Ift ile oturmuş kahve içerken,kapıdan içeri giren bu yeni kişileri baştan aşağı süzüyordu.
AlcatrazZ ve yanındakiler masaya doğru ilerlerken bir el silah sesi duyuldu.
Min, AlcatrazZ'a döndü.
"Hoşbulduk" dedi.
Bölüm 2 Cinayet
Cadde bir anda karışıvermişti. AlcatrazZ ve Min, silahlarını çekerek , sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı.
Dışarıda; yoldan geçenler, iş yeri sahipleri, arabalarından inen insanlar Kolibandı’nın dükkanı önünde toplanmış, içeriyi gözetliyorlardı.
Silah sesi, Kolibandı’nın dükkanından gelmişti. Komiser ve ortağı kalabalığı yarmaya çalışıyor, içeride ne olup bittiğini görmek istiyorlardı. AlcatrazZ daha fazla dayanamadı açılın ben polisim dedi. Bir yandanda küfürler ediyordu. En son birini yumruklayarak içeriye girebildi. Gördüğü manzara korkutucuydu. Kendisine, daha kısa bir süre önce ‘’ buralar sakin geçer’’ diyen Kolibandı kanlar içinde yerde yatıyordu. Hemen nabzını kontrol ettiler. ‘’ Çok geç’’ dedi. Min’in sesinde tuhaf bir hüzün vardı. Kolibandı şakağına isabet eden tek kurşunla öldürülmüştü. Liya ve Sade ise baygın hâlde yatıyorlardı.
AlcatrazZ mesleki içgüdü ile etrafı gözetlerken, depoda açık olan ve mahzene doğru inen demir bir kapak gözüne çarptı. Üzeri kutularla gelişigüzel kapatılmış olmasına rağmen metal kapaktaki aralık göze batıyordu. Hızla o yöne doğru ilerledi. Kapağı kaldırdı dar bir merdivenden yavaş yavaş aşağıya doğru indi. Yukarıdaki gürültü duyulmuyordu. Mahzene dolan rüzgarı hisseden AlcatrazZ gittikçe uzaklaşan ayak sesleri duymaya başladı. ‘’Kim var orada’’ diye bağırdı. Adımlar hızlanmış ayak sesleri giderek uzaklaşıyordu. AlcatrazZ hızla mahzenin çıkışına doğru koşmaya başladı.
Yukarısı ise iyice karışmıştı. Ambulans ve bölgede görev yapan polisler içeriye girmişlerdi.
Haber kasabanın belediye başkanı Sezen ve yerel gazetenin sahibi Esilaya ulaşmıştı. Olağan dışı bir gün yaşayan kasabada kim varsa oradaydı.
Emekli olmaya karar verip sakin bir hayat yaşama hâyâlleri kuran başkomiser Legolas olay yerine gelmiş ve belediye başkanı Sezen ile kısa bir görüşme yapıyordu. Doktor Dip ise Liya ve Sade yi muayene etmiş sağlık durumlarının iyi olduğunu başkomiser Legolas’a iletmişti.
Kendine gelen Liya hıçkırıklara boğuldu abim diyordu sürekli abim diye tekrar ediyordu. Doktor Dip kendisine sakinleştirici yapmak zorunda kaldı.
Min ortalıktan kaybolan ortağını bulmaya çalışıyordu. O esnada, Artemis in restaurantı önünde kerolayn ve ArtemiS in hararetli bir şekilde bir şeyler konuşmasına bir anlam vermeye çalışıyordu.
ArtemiS in kerolayn’ın ceketinin cebine iliştirdiği kağıt Min’in gözünden kaçmamıştı.
Bölüm 3 Kaos
AlcatrazZ sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Dar ve rutubetli koridorda ilerlerken,sağda solda bulunan kutulara çarpmış birkaç tanesini devirmişti. Koridorun sonuna geldiğinde durdu, kilitli bir mazgalla kapatılan tünelin girişi, ormanlık araziye açılıyordu. Kahretsin! dedi.
Geri dönmek zorundaydı.
Mahzeni inceleyerek yavaş yavaş üst kata çıktı. Olayın üzerinden bir saat geçmiş Liya ve Sade hastaneye kaldırılmıştı. Etraftaki insanların polis tarafından ifadeleri alınmış fakat işe yarar bir bilgiye henüz ulaşılamamıştı.
Üst kata çıkan komiser burada bulunan belediye başkanı sezen ve başkomiser Legolasla tanıştıktan sonra ifadeleri incelemeye ve olay yerini kontrol etmeye başladı.
Olayın üstünden geçen saatler kasabanın normal yaşantısına dönmesini sağlamıştı.
Turistler ve kasabanın yerlileri geziyor eğleniyordu. Escobarın gece kulübü tamamen dolup taşmıştı.İnsanlar eğleniyor Zeiback in müzikleriyle çılgınca dans ediyorlardı. Escobarın gece kulübü civarın en popüler ve gözde eğlence mekanıydı. Zeiback ise civardaki tatil kasabalarının en iyi djlerinden biriydi. Escobar kendisine iyi bir para teklif ederek gece kulübünün müşteri potansiyelini arttırmıştı. İkisi de bu durumdan fazlası ile memnundu. Ancak onların bu başarısı bir kişinin hiç hoşuna gitmiyordu. ArtemiS...
Restaurantında oturan ArtemiS huzursuz ve gergindi.İşlerin kontrolünden çıkma ihtimali bile onun için yeterince can sıkıcı bir durum olurdu. Sinirlerine hakim olamıyor restaurantta bir sağa bir sola dolanıyordu.”Reyyan gelmedi mi hâlâ” dedi.
Ift umursamaz bir ses tonuyla “geliyor orada” diyerek kapıyı işaret etti.
Reyyan içeridekileri selamladıktan sonra Artemis’in yanına doğru ilerledi. Reyyan’ın ayağından etrafa saçılan kuru çamurlar Artemis’in sinirlerini bozdu. Temizleyin şunu dedi.
Reyyan çok acımasız bir o kadarda romantik biriydi. Duygularını belli etmez, ne düşündüğünü ne hissettiğini kimse anlamazdı. Şiir yazacak kadar romantik, rakiplerini kılıç kullanarak yok edecek kadar merhametsizdi. Silah Reyyan’a göre değildi kılıç yoksa bıçak kullanırdı. Artemis’e döndü “senin için yazdığım şiiri okumamı ister misin ?
Artemis “Hayır” dedi benim için daha iyi bir şey yap, git ve bu kasabaya benim hakimiyetimi hatırlat !
Reyyan gülümsedi durumdan keyif aldığı her halinden belliydi. Masada duran meyve tabağından bir elma aldı. Elmayı ısırdı “zevkle patron “ dedi.
Reyyan adamlarını toplayıp Escobarın gece kulübüne doğru ilerlemeye başladı. Escobarın gece kulübü doluydu. Reyyan arabasını park etti adamlarına döndü ve emir verdi “ yakın burayı “
Gece kulübüne önce molotof kokteyli attılar arkasından uzun namlulu silahlarla ateş ediyorlardı. İnsanlar etrafa kaçışıyor canlarını korumak için birbirlerini eziyorlardı. Birkaç dakika içinde heryer savaş alanına döndü. Reyyan kurşun seslerini ve insanların çığlıklarını bir melodi gibi dinliyor şiir yazıyordu.
“ Gidelim “ dedi.
Henüz bir cinayet aydınlanmadan kasabanın ünlü gece kulübünün saldırıya uğradığı haberi etrafa bomba gibi düştü. Escobar ve Zeiback saldırıdan yaralı olarak kurtulmuş ancak kulüpteki turistlerden 5 kişi hayatını kaybetmişti.
Son gelen haber ise her şeyi iyice karıştırmıştı. Kasabada kitapçı dükkanı sahibi olan, belediye başkanının yeğenleri MonteKristo ve Larna kaçırılmıştı.
Bölüm 4 Hesaplaşma
Kasabada tam bir kaos yaşanıyordu. İtfaiye, sabahın ilk ışıklarında Escobar ın gece kulübünde çıkan yangını ancak söndürebilmişti. Kulüp tamamen kullanılamaz hâldeydi.
Min ve AlcatrazZ viraneye dönmüş gece kulübünün önünde olayları değerlendiriyorlar , bir taraftan da delil toplayan ekibe yardım ediyorlardı.
AlcatrazZ ‘’Nasıl bir cehenneme düştük biz abi’’ dedikten sonra bir küfür savurdu. Min endişeliydi. ‘’Kerolayn nerede’’ dedi ?
‘’Sabah Artemis in restauranına bıraktım, bu kadar karmaşa arasında nasıl olduysa sarışın bir delikanlı ile tanışmış sohbet edip çay içiyorlardı dedi. Bilirsin oldu bitti sarışınlara karşı özel bir ilgisi vardır.’’
Tebessüm etti. Yüzündeki ani tebessüm bir anda yerini kafasındaki sorulara bıraktı.
Min’e döndü ‘’ nasıl çıkarız bu kadar işin içinden ‘’
Kulübün tam karşısında bulunan Joe nin oteli daha sakindi. Joe. birkaç gündür otelinde eski dostu Virtue’ yi misafir ediyordu. Virtue cezaevinden çıkalı birkaç gün olmuş, kasabaya geri dönmüştü.
Kasabanın yerlilerinden olan Virtue’nin belediye başkanı Sezen le olan husumeti herkes tarafından biliniyordu. Çıkan kavgada belediye başkanının adamlarını yaralamış ve ceza evine düşmüştü.
Geri dönüşü Esila’nın gazetesinde bela geliyorum demez başlığıyla haber yapılmıştı.
Joe. ile birlikte kahve içerken ayağa kalktı. Tesbihini masaya bıraktı, camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Yanmış gece kulübünü işaret ederek ‘’ hiç bu kadar açık vermezdi neden bu kadar öfkelendi acaba’’ dedi. ‘’Bu arada şu iki polis başlarının nasıl bir belada olduğunun farkında mı’’ diye sordu.
Joe nin keyfi kaçmıştı. Kahvem soğumuş yeni bir tane isteyeyim, dedi.
Virtuenin meraklı bakışları karşısında daha fazla dayanamadı.
Joe nin sesi sertti. ‘’ Artemis bizim otelide ziyaret edecek mi merak ediyorum. Ayrıca sen geleli henüz iki gün oldu ve bir sürü olay çıktı. Üstelik çok ilginç bir durum var Sezen’in yeğenleri kaçırılmış ! ‘’
Virtue’nin yüz hatları gerildi, tesbihini masadan aldı ‘’ Benden mi şüpheleniyorsun ‘’ dedi.
Joe’nin kafası karışıktı. Benim bile aklıma ilk sen geldiğine göre polislerinkine kim gelir ?
O esnada telefonu çaldı. Reyyan’ın geldiğini haber verdiler.
Joe ve Virtue merdivenlerden aşağı inerken Reyyan meyve tabağından bir elma almış onu yemekle meşguldü. Onları görünce bir kahkaha attı.
‘’Elma yer misiniz çocuklar’’
Reyyan cebinden çıkardığı altın bir sapı olan keskin bıçağıyla bir dilim kesti Virtue ye uzattı. Bir dilim daha kesti tam Joe ye uzatmak üzereydi ki otelin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
Belediye başkanı Sezen yanında adamlarıyla birlikte içeriye girdi.
Silahlıydılar.
Bölüm 5 İlk Tutuklamalar
Sezen in öfkesi gözlerinden okunuyordu. Virtue ye döndü ,yeğenlerim nerede ?
Virtue elindeki tesbihe baktı. Umursamaz bir tavırla Sezen’e döndü ‘’elimde, dişlerinden tesbih yaptım çekiyorum.’’ Sezen öfkelenmişti aradan geçen yılların Virtue ye olan öfkesini dindirmeye yetmediği görülüyordu. Tam belinden silahını çıkarmak üzereydi ki başkomiser Legolas yanında AlcatrazZ ve Min ile birlikte içeri girdi. Legolas kaşlarını çattı ‘’neler oluyor burada başkan’’ dedi. Sezen çok gergindi ‘’yeğenlerim kayıp ve bu adamın hâlâ ortalıkta gezmesine müsaade ediyorsun’’. Başkomiser Legolas başkanı sakin olması yönünde telkin ettikten sonra Virtue ve başkanın yanındaki adamların gözaltına alınması emrini verdi. Min orada oturup ilgisizce elindeki elmayı yemeye devam eden Reyyan’a yaklaştı. Sen ne arıyorsun burada ? Reyyan etrafa karşı çok ilgisiz ve rahattı. ‘’Elma yiyorum’’ dedi. Legolas gözaltına alınanlarla birlikte kapıdan çıkarken Min şüpheli gözlerle Reyyanı tekrar süzdü. Polisler yanındakilerle beraber dışarı çıkarken Reyyan masadan kalktı kapıya doğru ilerledi. Kapıdan çıkmak üzereyken başkan Reyyan’ın kolunu yakaladı ‘’ Virtue yi yok et kaç para istersen vereyim ‘’ Reyyan teklifle çok ilgilenmiş gibi durmuyordu. Bakarız dedi. Sade ve Liya yı ziyaret etmek için hastaneye gitmek üzere arabasına bindi.
Artemis restaurantında rahatlamış görünüyordu. Neşelenmiş etrafındakilere şakalar yapıyor müşterilerine bir şeyler ısmarlıyordu. Kerolayn ve sarışın arkadaşı ile koyu bir sohbete dalmışlardı.
Esila yoğun geçen akşamın ardından sabah çıkacak gazetenin son durumlarını kontrol ediyordu. Virtue nin tutuklanması, Escobarın gece kulübüne saldırılması ve Kolibandının öldürülmesi olayıyla ilgili haberler hazırlanmıştı. Hepsini tekrar gözden geçirdi.Her şey tamamdı.Birkaç saat uyumak için odasına çekildi.
Min ve AlcatrazZ gözaltına alınanları nezarete bıraktıktan sonra konulara tam olarak hakim olabilmek adına başkomiser Legolas ile toplantı odasına geçtiler. Min heyecanlıydı gözlemledikleri ile ilgili bir an önce bilgiler edinmek ve kasabayı sakin yaşanabilir bir hâle getirebilmek için olayları çözmek istiyordu. Bu Kolibandı nasıl bir adamdı başkomiserim kim neden öldürmüş olabilir ?
Başkomiser Legolas herşeyi anlatmaya başladı.
Aslına bakarsanız Kolibandı sessiz sakin bir adamdı.Daha birkaç hafta öncesine kadar sıradan küçük bir paketleme dükkanı olan, sabah işine akşam evine giden bir adamdı. Genelde Artemis’in gemilerinin avladığı, yurt dışına pazarlanan balıklardan daha çok para kazanırdı. Burada gelen geçene 3-5 koli yada poşet satmayla hayat dönmez zaten. Ancak son haftalarda çok para harcamaya başladı. Çok alakasız bir şekilde kendisine bir Ferrari satın aldı. Bu kadar paranın nereden geldiği konusunda kasabada bir sürü dedikodu dolanıyordu.Kimisi kumar oynadığını kimisi uzak bir akrabalarından miras kaldığını uydurdu. Bunlardan en çok göze batanı ise paketlediği ürünler arasında uyuşturucu olduğuydu. Ancak buna dair herhangi bir delil bulamadık.
AlcatrazZ kaşlarını çattı peki dedi . ArtemiS’in balıkları paketleniyorsa ve uyuşturucu iddiası varsa onunda bu işlerle ilgisi olması gerekmez mi ? Legolas devam etti. ArtemiS ile ilgili her zaman dedikodular dolaşır. Normalde civarın en zengin ailesi onlardır ama sıradan, çok normal bir yaşantı sürmeyi tercih ederler. Haklarında dedikodular dışında bugüne kadar hiçbir şikayet almadık ancak kendisi ile ilgili dedikodularda hiç bitmedi. Birde gizli ortaktan söz ediliyor ama onunla ilgili hiçbir bilgi elimize ulaşmadı. Toplantımız şimdilik bu kadar işlerinizin başına dönün arkadaşlar dedi.
Son bir şey !
Virtue ve Sezen arasındaki düşmanlık çok eskidir. Virtue asabidir, fevri hareket eder ama kız kaçıracağını sanmıyorum. Ortalıkta daha fazla olay olmaması için bilerek tutukladım dedi. O olayı da ayrıca çözelim, artık emekliliğimi istiyorum dedi.
Min kapıdan çıkmak üzereyken ‘’Reyyan kim başkomiserim’’ dedi.
‘’Reyyan uzun bir zaman önce kasabamıza yerleşti. Artemisin yanında çalışır hemen hemen birçok işini o idare eder.’’
AlcatrazZ ve Min karakoldan dışarı çıktılar. AlcatrazZ önce cinayeti çözmeye niyetliydi. Kolibandının dükkanına gitmeye karar verdiler.
Bölüm 6 İhanet
Min ve AlcatrazZ caddeyi kolaçan edip yavaş yavaş ilerlerken,chevrolet in radyosunda dokuz sekizlik ritimle roman havası çalıyordu. AlcatrazZ direksiyonu darbuka gibi kullanıp müziğin ritmine uymuştu. Min, kafası karışık düşünceli bir şekilde cadde boyunca sıralanmış irili ufaklı dükkanları seyrediyordu.
Sezen başkanlık makamında elleri cebinde bir sağa, bir sola yürürken tam karşısında oturan Esilaya söyleniyordu. "Senden Virtue ile ilgili daha fazla haber yapmanı istiyorum.Onun buralarda hatta dışarıda kalmasına bir an bile tahammülüm yok." Esila endişelenmemesi gerektiğini, bunun için elinden geleni yaptığını belirterek odadan ayrıldı. Başkomiser Legolas bu ikiliyi çoktan takibe almıştı.
Min ve AlcatrazZ olay yerine ulaştıklarında Kolibandının dükkanı hâlâ güvenlik şeritleriyle çevriliydi.AlcatrazZ "Allah aşkına birşeyler yiyeyim olay yeri kaçmıyor ya " dedi. Min onunla hemfikirdi "sucuklu yumurtaya hayır demem "
Artemisin restaurantının kahvaltı bölümüne geçtiler.Kerolayn yanındaki sarışın arkadaşını onlarla tanıştırırken gözleri ışıl ışıldı. AlcatrazZ meraklı bakışlarla genç adamı inceledi "hangi takımlısın sen " kerolayn her zamanki heyecanıyla dayanamadı "Fenerli tabiki ".
Sucuklu yumurtaları bitmek üzereydi iki ortak manzaraya karşı çay-sigara keyfi yapma hâyâlleri kurarken AlcatrazZ'ın telefonuna gelen mesaj herşeyi değiştirdi.
"Mahzeni incele aradığını orada bulacaksın "
AlcatrazZ telefonu Min'e uzattı. Hızlıca ayağa kalkıp restauranttan çıktılar.
Reyyan yavaş ve ağır adımlarla o kendine has alaycı tavırlarıyla hastane kapısından içeri girdi. Kolibandının kızkardeşlerinden Sade ile Reyyan ın dostluğu onun kasabaya gelmesi ile başlamıştı. Aynı zamanda Liya ilede çok yakın arkadaş olmuş, kızkardeşlerin en zor zamanlarında onların yanında yer almıştı. Kızlarla hastanede hemşire olan Deep yakından ilgileniyordu. Liya'nın her zaman kelebeğim diye hitap ettiği bu genç hemşire onun aynı zamanda en yakın dostuydu.Hastanede kızları ziyarete gelen Reyyan ı Deep odaya götürürken doktor dip ile karşılaştılar. Selamlaşma faslından sonra kızların durumu ile ilgili bilgi alan Reyyan odadan içeri girdi. Reyyanı karşısında gören Sade hıçkırıklarına engel olmadı. Reyyan onu sakinleştirmeye çalışıyordu."Geçecek, güven bana herşey daha güzel olacak."
Mahzene açılan kapının önünde duran AlcatrazZ, cesedin tebeşirle çizili olan şekline baktı, kızlar mahzen kapısı tarafında yatıyordu.Önce kızları bir şekilde bayıltıp buradan ateş etmiş.Sonrada mahzenden kaçmış mahzenin sonu ormana açılıyor.
Birlikte mahzene inen ikili etraftaki koli ve poşetleri dökmeye başladılar. Min duvarları yoklayarak arka tarafta boşluk olup olmadığını kontrol ediyordu.Hemen karşı duvarda AlcatrazZ da aynı şeyi yapmaya başladı.Boşluk olduğunu anlayan Min buraya ulaşmanın bir yolunu ararken, beyaz fayanslardan birinin daha koyu olduğunu yansıyan ışıkla farketti.Bulduğu demir parçası ile fayansı zorlarken duvara gizlenmiş bölme ağır ağır açılmaya başladı. Aynı bölmeyi AlcatrazZ da bulmuştu.
Min bir ıslık çaldı " sence burada kaç para var" AlcatrazZ güldü "sen şurada kaç paralık uyuşturucu olduğunu söyle bende sana cevap vereyim."
Reyyan kızlarla vedalamış hastane kapısından dışarı çıkıyordu. Cep telefonuna gelen mesajı gülümseyerek okudu.
"Artemisten artık kurtulmamız gerek"
Reyyan ın cevabı kısa ve netti "Bana uyar"
İhanet Artemis'in yanıbaşındaydı.
Bölüm 7 Başkanın Planları
Başkomiser Legolas'ın başkanı gözden kaçırmaya hiç niyeti yoktu. Legolas'a gelen zarfta kızların kaybolduğu geceye dair fotoğraflar vardı.
Sezen başkanlık makamından çıktı,önce gazeteye Esilanın yanına uğradı.Kolibandı cinayetiyle ilgili elinde herhangi bir bilgi olup olmadığını sordu. Sezen'in yeğenlerinden önce Kolibandı cinayetini sorması Esila'ya çok tuhaf gelmişti. Daha sonra Virtue ile bu cinayeti bağdaştıracak birşeyler mutlaka bul dedi. Esila iyice gerilmişti. Başkanın son günlerde sürekli olarak kendisinden birşeyler istemesi iyice sinirlerini bozmaya başlamıştı.Sezen ofisinden çıkınca telefonu aldı numarayı çevirdi.
Başkomiser Legolas telefonu açtığında, Esila konuşmaya başladı.
-Fotoğrafları aldınız mı dedi.
Legolas evet deyince devam etti. "Gittikçe daha tuhaf davranıyor ne yapmak istediğinden emin değilim korkuyorum amirim lütfen yardım edin" dedi.
Legolas telefonu kapatırken Sezen gazeteden çıkıp patika yola girdi.Ormandaki bağ evine doğru ilerliyordu.
Bağ evinin bahçesine gelen Sezen arabadan indi, etrafı kontrol ettikten sonra kapıyı çaldı. Başkomiser arabasını park etmiş yanındaki polislerle birlikte olanları izliyordu.
Açılan kapıda MontrKristo belirdi Larna'da hemen arkasında duruyordu.
"İşe yarayacağını söylemiştim size" dedi.
Tam cümlesini bitirmişti ki başkomiser Legolas'ın gür sesiyle irkildi.
"O kadar kolay değil başkan" dedi. Sezen şaşkınlık içerisindeydi,her şeyi planlamıştı. Gecenin karmaşasından faydalanıp yeğenlerini kaçırma olayını tertiplemişti.Bu şekilde Virtue den kurtulacağına karar vermişti eğer şansım yaver giderse cinayette onun üzerine kalır diyordu. Naa.. nas..nasıl dedi.Nasıl anladınız. Başkomiser Legolas elindeki fotoğrafları gösterdi. ''Artık gerisini savcıya anlatırsınız başkan '' Sezen fotoğrafların Esila tarafından çekildiğini tahmin etmişti.Zaten son günlerde Esila'nın tavırlarındaki farklılık gözünden kaçmıyordu.
Olayları haber alan savcı Lydia tatilini yarım bırakmış ve sorguları bizzat takip edebilmek için kasabaya dönmüştü. Karşısına getirilen belediye başkanı Sezen i süzdü. Sezen oturmaya niyetlenmişti ki ikaz etti ''oturmayın başkan sizin koltuk sevdanız yüzünden yeteri kadar insanın canı yandı birazda ayakta bekleyin''. Sezen bu tepki karşısında çok sinirlenmiş fakat öfkesine hakim olmuştu. Fazladan bir suçlama ile karşılaşmak istemiyordu. Savcı Lydia ayağa kalktı '' nasıl bir kin sizdeki anlamıyorum işlediği suçun cezasını çekmiş bir insanı tekrardan mahkum ettirebilmek için böyle işler yapılır mı ? Şimdi hiç bir sorgu sual araştırma yapmadan Kolibandı cinayetini sizinle bağdaştırıp hakkınızda dava açsam derdinizi anlatmanız kaç yıl sürer hiç düşündünüz mü ? Sezen cevap vermek istedi savcı sözünü kesti. '' Cinayet davasında sizinle ilgili en küçük bir delile rastlarsam hayatınızın geri kalanını hapiste geçirmeniz için elimden geleni yaparım'' Legolasa döndü ''başkomiserim siz başkanı misafir edin ben tutuklanması için gereken evrakları mahkemeye gönderiyorum Virtue yide serbest bırakın ''
Nezarethanenin kapısından elleri kelepçeli giren Sezen kafasını çevirdi Virtue ye öfkeli bir bakış attı. Virtue serbest bırakılıyordu. Bütün planları alt üst olmuştu.
Virtue kapıdan çıkarken alaycı alaycı güldü '' iyi araştır amirin kesin bizim koliciyide bu öldürmüştür.Eee az iş çevirmediler zamanında''
Bölüm 8 Deliller ve Artemis
AlcatrazZ ve Min mahzendeki araştırmalarına devam ediyorlardı.Buraya geldiklerinde sabah saatleriydi, çok uzun zaman geçirmiş akşamı etmişlerdi. AlcatrazZ kendi kendine söylenmeye başladı. Min ''anlamadım abi konu nedir'' dedi.
Kerolaynı düşünüyorum kızı tatile getirdik baksana nasıl bir cehennemin içine düştü, karar verdim yarın tekrar Amerika'ya gönderiyorum. Min anlamamıştı '' tekrar derken abi ? kerolayn seninle yaşamıyor mu ? ''
Hayır diye devam etti AlcatrazZ, biz ailemizi kaybedince çok küçük yaşlarda ben onu Amerika ya gönderdim.Orada okudu çalıştı kendine küçük bir yer açtı, orada yaşıyor. Biz, senede böyle bir iki hafta birbirimizi ancak görebiliyoruz.'' AlcatrazZ'ın yüzündeki hüzünlü ifade Min'in kalbinde burukluk yaratmıştı. Söyleyecek birkaç kelime aradı sonra vazgeçti mahzendeki işlerine döndüler. Paralar ve uyuşturucu dışında bir şeyler bulmaya çalışıyorlardı. Aradıklarını bulmaları çokta uzun sürmedi. Paralardan ayrı bir bölmede küçük bir kasa ben buradayım diyordu.Gizli bölmedeki bir kasanın anahtarı, mutlaka burada bir yerde olmalı diye düşündüler.Kasanın kenarındaki demir çubuğu çektiklerinde tamda anahtar deliğine uygun bir anahtar ortaya çıktı.AlcatrazZ kasayı yavaş yavaş açtı.Karşılarına çıkan defteri ve fotoğrafları incelemeye başladılar. '' Adam her şeyi yazmış'' dedi. AlcatrazZ. Min meraklanarak deftere göz attı ''katilide yazmış mı? '' Bir tek onu yazmaya ömrü yetmemişti. Ancak defterin son paragrafında şu cümle vardı '' Artemis 'in ortağı olan C. kod adlı kişi ferrari almamın işleri açığa çıkarma riski olduğunu ve bir an önce arabadan kurtulmam gerektiğini söylemiş. Fakat ben arabamdan vazgeçmek istemiyorum.'' defterin üzerinde yazılı telefon numarası dikkatlerini çekti. Numara Min'e bir yerlerden tanıdık geliyordu.Numarayı çevirdi cevap veren olmadı. Dosyayı incelemeye devam ettiler. Uyuşturucular Artemis'e aitti. Yurtdışına onun gemileri ile kaçırıyorlar oradan pazarlıyorlardı.Mahzende bulunan paranın büyük bir kısmı Artemis'indi. Kolibandı, Artemisin illegal işlerinden kazandığı paraları saklayan gizli kasasıydı. İlginç olan ise sadece Artemisin kasası değildi.Belediye başkanının arazi davaları, sahilde yer almak isteyen kişilerden aldığı rüşvetleri , kısacası yolsuzlukla kazandığı paraları saklayan kasasıydı. Min bulduk mu sence katil bunlar mı dedi. AlcatrazZ emin olamıyordu ters giden birşeyler vardı. Bu adamı paraları almadan uyuşturucuyu almadan neden öldürsünler yada ne de öldürtsünler dedi. Ancak cinayetle ilgisi olsun yada olmasın bu kadar malla Artemis'in hayatının geri kalanını hapiste geçireceği kesin.Savcıya ve Legolasa haber verdiler destek ekibi istediler.
Artemis restaurantında çok gergindi.Polislerin aniden çıkıp gitmesiyle bir şeylerin ters gittiğini hissetmiş Reyyan'ı çağırmıştı. Reyyan'la görüşmelerinde ''Çok büyük bir tuzağa düştük birileri kasamızı herşeyimizi bilen adamı öldürdü.Benim kontrolüm dışında ilk defa burada birisi öldürüldü ve benim en yakınlarımdan biriydi.Ve ben hâlâ bu konuyla ilgili birşey bilmiyorum.Bu konuyu daha sonra araştırırız.Ben toparlanıyorum gece yarısı kasabadan ayrılacağım,sende hemen ortadan kaybol'' dedi.Reyyan restauranttan çıktı.Reyyan'ın telefonuna gelen mesaj keyfini kaçırmıştı.'' Gece yarısı kızlardan da kurtul '' Reyyan kendisine gelen bu mesaja cevap veremedi.Yıllar boyunca onun hiç dostu olmamış.Liya ve Sade dışında birde Deep ona arkadaşlık ediyordu ama kızkardeşler onun bu hayatta sevdiği tek insanlardı.Gözünden bir damla yaş süzüldü.''Peki'' diyerek mesajı cevapladı.
Saat, akşam dokuza geliyordu savcı Lydia ve Legolas beraberindeki ekiple birlikte Kolibandı'nın dükkanına geldiler. Mahzendeki manzarayı gören savcı gözlerine inanamadı milyonlarca dolar ve bir o kadar daha edecek uyuşturucu oradaydı. Min ve AlcatrazZ dosyayı ve defteri savcıya uzattılar. Savcı inceledikçe morali yerine gelmeye başlamıştı. ''Nihayet delil bulabildik'' Legolas'a döndü ''amirim Artemis'i alalım başkan zaten elimizde illaki bu cinayeti ikisinden biri işlemiştir'' dedi.AlcatrazZ ve Min sona yaklaştıklarını düşünerek yanlarına aldıkları polislerle birlikte Artemis'in restaurantına doğru ilerlemeye başladılar. Kendisine doğru gelen polisleri gören Artemis sonun yaklaştığını hissediyordu. Kafasını çevirip denize baktı, motoru oradaydı ama polisler o kadar yaklaşmışlardı ki, artık kaçamayacağını biliyordu. Elini beline atıp silahını çekti bir an için çatışmayı düşünüyordu.Çok kalabalıklar dedi.
AlcatrazZ ''bırak silahını teslim ol'' komutu verdi.Artemis duymuyordu, derin bir boşluğun içindeydi hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu.Kolibandı nı defalarca uyardığı zamanı düşündü onun öldürüldüğü günü hâyâl etti.Bir an için Reyyan geldi aklına, cinayet günü ayağında çamur lekeleriyle gelmişti. O kırmızı çamur sadece ormanlık arazide bulunurdu. İnanamıyordu, kulakları uğulduyor, başı dönüyordu.
AlcatrazZ tekrar bağırdı.Teslim ol !
''Asla'' dedi Artemis ''Cinayetle bir ilgim yok asla teslim olmam '' silahı başına dayadı tetiğe bastı.
Derin bir boşluğun, sonsuz bir karanlığın içine bıraktı kendini...
Bölüm 9 Hastane
Savcı Lydia,Legolas,AlcatrazZ, Min herkes şoktaydı.
Tam bitirdik derken Artemis arkasında bir sürü cevapsız soruyu bırakarak intihar etmişti.
Kerolayn hıçkıra hıçkıra abisine sarılmış ağlıyordu.Yeter artık buradan gitmek istiyorum. Abisi tamam dedi yarın gemiyle İstanbul'a oradan da Amerika'ya gidersin.
Savcı Lydia komiser yardımcısı Min'i yanına çağırdı.Komiserim sizinle birlikte hastaneye, kızların yanına gidelim onlara tekrar sormak istediğim şeyler var. Arkadaşlar burayı toparlasın AlcatrazZ da kardeşinin yanında kalsa iyi olacak. Min yolda ilerlerken savcı Lydia ile elindeki dosya ve bilgileri paylaşmaya başladı. Yol boyunca gerçekleşen olayları tekrar tekrar konuştular Min kafasına yatmayan emin olamadığı şeylerden bahsediyordu.
Savcı Lydia komiser yardımcısına bir an için çantasından çıkardığı dosyaları uzattı. Bunlar FBI tarafından gönderildi dedi. Basit bir çete davası değil bu komiser. Çok uluslu bir güçten bahsediyoruz ama buradaki uzantılarına iyi bir darbe olacağı kesin.
Vakit gece yarısına gelmişti.Savcı ve komiser yardımcısı Min hastane kapısından içeri girerken Reyyan'da kızların odasından içeriye girmişti.
Sade'nin yanına yaklaştı. Bir süre yakın arkadaşını seyretti gözleri bir an diğer yatakta derin bir uykuda olan Liya'ya baktı. Sessizce herşeyi bitirmeye kararlıydı.
Bir an Sade onu hissetmiş olmalı ki gözlerini açtı.Reyyan eldivenli eliyle Sade'nin ağzını kapattı diziyle göğsüne bastırdı. Çırpınma dedi çırpınırsan daha çok acı çekersin.
Cebindeki altın saplı bıçağını çıkardı Sade'nin boğazına dayadı adeta ayin yapıyor gibi bir havası vardı.
Sade'nin kulağına eğildi bir şarkı mırıldanmaya başladı.
Göğsüm daralıyor
Yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle...
Yavaş yavaş Sade'nin boğazını kesmeye başladı.Sade'nin boğazından fırlayan kanlar Reyyan'ın yüzüne çarpıyor Reyyan aldırış etmiyordu.
Çırpınma az kaldı bitecek diye fısıldadı.
Şarkıya devam etti.
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe. hep aynı yerde
Karşılaşırdık tesadüf bu , birer tomurcuktuk hayatın
Kollarında , birer çiğ damlasıydık bahar sabahında gül
Yaprağında , dedim ya hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor , yüreğim kanıyor
Bitmeseydi bizim öykümüz böyle
Göğsüm daralıyor , yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle...
Sade son nefesini verirken Min ve Lydia kapıdan içeri girdiler. Reyyan pencereden atlamak üzereydi ki Min tetiğe bastı.
Üst üste ateş ediyordu.Reyyan'ın kafatasının bir bölümü parçalandı.Vücudunun her yerinden kanlar akıyordu.Min bir şarjör mermiyi boşaltmıştı.Reyyan pencereden aşağı düşerken Liya'nın çığlıkları hastaneyi inletiyordu.
Bölüm 10 Acı Gerçekler / Final
Min hızlıca aşağıya indi.Savcı Lydia, ağlayan Liya'yı teselli etme çabasının boşa olduğunun farkındaydı.Kısa sürede iki kardeşini de kaybetmişti. Hemşire Deep Liya'nın çığlıklarını duyup, kapıdan içeri girdi gördüğü manzara korkunçtu, midesi ağzına geldi bir an için yutkundu. Lydia ve doktor dip, Sade'nin cansız bedeni ile ilgileniyordu.
Liya şoktaydı, sıkıca Deep'in boynuna sarılmış ağlıyordu. "Ne yaptık biz" dedi. "Lanet olsun ne yaptık biz!". Deep eliyle Liya'nın ağzına bastırdı "kapa çeneni" dedi ve Liya'yı odadan çıkardı.
******Min, aşağıda Reyyan'nın parçalanmış bedenine baktı. Reyyanın üzerine giydiği, siyah kapşonlu poların cebindeki yazılı kağıt, Min'in dikkatini çekti. Uzandı kağıdı aldı " eğer bu notu bulduysanız,ben artık yokum demektir.Kime ne olacağı umurumda değil, evimdeki tablonun arkasında sizin için birşey var."
O sırada gelen ekiplerden cesedin etrafını çevirmelerini istedi.Artık kimseye güveni kalmamıştı.Reyyan'ın cep telefonunu bulduğu temiz bir poşetle aldı.Savcı Lydia nın yanına çıktı. Savcım ben Reyyan'ın evine gideyim belki işimize yarayacak birşeyler bulabilirim.Savcı Lydia'ya Reyyan'ın cep telefonunu teslim ettikten sonra arabaya binip Reyyan'ın evine doğru ilerlemeye başladı. Savcıya telefonu teslim etmeden önce gelen son mesajı gördü. C. den gelen son mesaj şöyleydi "temizliği bitirdin mi ".
Hayır dedi,kendi kendine ben temizliğe başladım.Reyyan'ın evi iki; oda,mutfak,banyo ve tuvaletten ibaret küçük bir evdi.Şanslıyım diye düşündü.Salonun duvarında asılı duran, dev truva atı tablosuna yaklaştı.Tabloyu kaldırdı, altında herhangi birşey görünmüyordu.Tablonun arka kısmına, koruma amacıyla yapıştırılan bezin; açılıp sonradan gelişigüzel yapıştırıldığını anlaması uzun sürmedi.Bezi kenarından yavaşça açtı.Bezin iç kısmına yerleştirilmiş şeffaf bir poşet içerisinde bir silah ve zarf duruyordu. Zarfın üzerine komiser AlcatrazZ'a notu düşülmüştü.Silaha dokunmadı,zarfı açtı içerisinde AlcatrazZ'a yazılmış bir mektup ve fotoğraflar vardı.Mektubu okudu,fotoğrafları kontrol etti.Savcı Lydia'nın yolda kendisine gösterdiği dosyayı anımsadı,bütün bilgiler ve kafasındaki şüpheler örtüşüyordu.Savcıyı aradı "aradığımızı buldum" dedi.Savcı Lydia "siz elinizdekilerle birlikte buraya gelin ben oraya başka bir ekip gönderiyorum" dedikten sonra telefonu kapattı.Min, hastaneye gitmek üzere yola çıktığında aklında tek bir soru vardı. AlacatrazZ'a nasıl anlatacağım?
*******Komiser AlcatrazZ, Sade'nin hastane'de Reyyan tarafından öldürüldüğü haberini alınca kardeşi kerolayn ile vedalaştı "sen beni bekleme gemi gelince gidersin" kerolayn "hoşçakal" dedikten sonra abisine sarıldı "seni özleyeceğim komiser." AlcatrazZ, arabasına binerken cinayet mahaline tekrar baktı Sade'nin öldürülmesi cinayetle ilgili kafasındaki taşların yerine oturmasını sağladı. Son kalanda öldürülmeden yetişmeliyim dedi. Sade'nin öldülmesi olayının üzerinden birkaç saat geçmişti. AlcatrazZ, hastane kapısından içeri girdi.Kendisini karşılayan savcı Lydia ile bir süre görüştükten sonra Liya'yı sorgulamak istediğini söyledi.Sizde gelin beraber gidelim dedikten sonra Liya'nın bulunduğu odaya girdiler. Onların odaya geldiğini gören hemşire Deep yavaşça odadan çıktı. Liya iyice sakinleşmişti sessizce gözünden akan yaşları sildi kafasını kaldırdı komisere baktı.
AlcatrazZ yavaşça Liya'ya yaklaştı. "Ailende senden başka kimse kalmadı.Hayatını korumamızı istiyorsan herşeyi doğru düzgün anlat."
Ben herşeyi anlattım size.
Komiserin vazgeçmeye niyeti yoktu. " Abinin öldürüldüğü gün biz oradaydık, içeride Sade ve senden başka kimse yoktu.Üstelik mahzene açılan kapının üzerindeki koliler ,ben oraya baktığımda duruyordu.Sizin yardımınız olmadan, o kolilerin orayı kapatılma ihtimali hiç yok.Ayrıca abinin kafasına isabet eden kurşun düz bir açıyla duvara saplanmış, mahzenden ateş edilen bir silahtan çıkacak kurşun oraya saplanmaz, hanginiz yaptınız." Savcı Lydia başkomiser AlcatrazZ 'a hayranlık ve hüzün dolu gözlerle baktı. Cinayeti çözdü ,fakat bütün gerçekleri öğrendiğinde yıkılacak diye düşündü. Söze karıştı " cinayet silahı elimizde komiserim balistikte hangisinin yaptığı ortaya çıkar"
Liya daha fazla dayanamadı.
"Ben" dedi. "Ben vurdum abimi"
Nasıl oldu anlat.
" Abim bizi hiçbir zaman önemsemezdi.Onun için sadece dükkanda duran, pis işlerini gizlemek için dükkana sıcak aile dükkanı görüntüsü sağlayan, iki kuklaydık.Reyyanla uzun süredir iyi bir ahbaplığımız vardı. Özellikle Sade ona çok düşkündü.Bundan altı ay önce Sade ve Reyyan'ın, abimin ve Artemis'in devirlerinin artık bitmesi gerektiği ve onların işlerini nasıl yönetecekleri konusunu konuşurken dinledim.Belki o an Reyyan planlarına zarar gelmemsi için beni öldürebilirdi ama Sade beni çok sevdiği için bana zarar gelmesine müsaade etmedi benide yanlarına aldılar. Reyyan araziye çıktığımızda bana silahla talim yaptırıyordu. Yeteneklisin sende iş var derdi. İlk başlarda benim için çok eğlenceliydi benden daha sonra ne isteyeceklerini tahmin bile edemezdim.İleride birgün bize lazım olacak diye hemşire Deep'in hesabına sürekli düzenli paralar yatırıyorduk.Deep bu durumdan son derece memnundu daha rahat bir hayat yaşıyordu. Cinayetten birgün önce hepimiz Reyyan'nın evinde buluştuk. Reyyan kendisini buraya gönderen Artemis'in ortağının artık abimin ölmesini istediğini söyledi. Sade bugünü beklediğinden olsa gerek hiç şaşırmamıştı. Abim ölünce Artemis kontrolsüzce etrafa saldıracak ve açık verecekti. Buda onun sonu olacaktı. Ben ve Deep itiraz ettik.Reyyan elindeki kılıcı önümüze koydu, ya bu plana uyar bundan sonra bu işleri benimle birlikte yürütüp hayatınızın geri kalanını zenginlik içinde sürdürürsünüz yada sizin burada kafanızı keserim dedi. Bundan sonra kabul ettik.Ölmek istemiyorduk üstelik Kolibandı olmadan istediğim gibi bir hayat sürebilecektik. Deep bize o gün abimi sersemletecek ve bizimde cinayetten sonra şüphe çekmememiz için bayılmamızı sağlayacak ilacı ayarladı. Sade çaylara ilaç attı.Abimin çayına biraz daha fazla ilaç koymuştu.Siz kasabaya dükkana gelmeden önce ilaçlı çayı abime içirmiş, kendimizde yavaş yavaş içmeye başlamıştık.Belki siz çay içmek için oyalansaydınız bütün plan alt üst olabilirdi. Abim sizinle konuşurken ben mahzenin kapı kilidini açtım,kolibandı iyice sersemlemeye başlamıştı.Normalde mahzene hiçbirimizin girmesine izin vermezdi.Siz çıktıktan sonra beni fark etti "ne yapıyorsun sen orada " diye sağa sola yalpalayarak üzerime doğru geliyordu. Son ana kadar onu öldüremeyeceğimi düşünüyordum.O elini silahına attı.Yakalarsa beni öldüreceğinden emindim silahı çıkarıp onu başından vurdum.Silahı mahzenin kapağından aşağı atıp kolileri üzerine serpiştirebildim. Reyyan'da silahı alıp oradan kaçırdı. Sonra biz kendimizi yere bıraktık birkaç dakika sonra bayılmışız."
AlcatrazZ merakla sordu "Artemis'in ortağı kim " Savcı Lydia "onu biliyoruz komserim diğer tarafa gidelim ben size anlatırım."
Meraklanan AlcatrazZ savcı ile birlikte başhekimin odasına geçti.Min elindekilerle birlikte onları bekliyordu. Savcının yönlendirmesi ile koltuklara oturdular Min elindeki zardı savcıya uzattı. Savcı fotoğrafları ve mektubu kontrol etti yazılanlara göz attı zarfı AlcatrazZ'ın önüne koydu.Fotoğraflara bakan AlcatrazZ şaşkınlık içindeydi. Artemis,Reyyan ve kerolayn aynı karelerdeydi.Birden fazla bir fotoğraf vardı. Amerika'da birlikte çektirdikleri fotoğraflar AlcatrazZ'ın ellerindeydi.Kardeşimle ne ilgisi var demek istiyordu. Yutkundu mektubu açtı.
"Merhaba AlcatrazZ yada komserim diye mi hitap etmeliyim.Hangisi hoşuna gider bilemiyorum. Ben hayatı boyunca ölümle yan yana yaşamış bir insanım, o yüzden şimdi kendi sonumu hissediyorum. O yüzden bundan sonra kimin sonunun nasıl olduğu umurumda değil.
Yıllar önce Amerika'da belalı bir hayat yaşarken kızkardeşin kerolayn benim hayatımı kurtardı. O, kayıtlarda ceolayn kodlarda bayan C. yada en bilinen adıyla CEO. Çetenin Amerika ve Avrupadaki ortağı oydu.Buradaki işleri hallediyor onu rakiplerini ortadan kaldırıyorduk.
Benim her konuda eğitim almamı ve profesyonel bir katil olmamı sağladı.Daha sonra Amerika'ya gelen ortağı Artemis ile tanıştırıp onun en yakınındaki adam olmam için beni buraya gönderdi. Artemisin emriyle öldürdüğüm adamlar okyanusta çoktan balıklara yem olmuştur. Kolibandının keyfi yaşam sürmek istemesi çete için büyük tehlikeydi. Artemis'e teklif edilse onun ortadan kaldırılmasını kabul etmeyeceğini biliyorduk. Ceo, o yüzden bu işin başka yolla hâlledilmesi gerektiğine karar verdi.Kızları kullanarak Kolibandı'nı kardeşine öldürttük.Artemisin öfkesinin onun sonunu hazırlayacağından emindik.Bunları benden öğrendiğinde pişman olmayacağım çünkü ben Ceo'ya olan can borcumu hayatımla ödedim. Hoşçakal."
"Saçmalık bu"diyebildi AlcatrazZ'ın gözleri dolmuştu.Savcı Lydia çantasındaki dosyayı uzattı.FBI'dan gelen dosyalarda kerolayn'ın Amerika'daki faaliyetleri ile ilgili bilgiler vardı.O dosyayı incelerken Min konuşmaya başladı."Cinayetin işlendiği gün biz orayla ilgilenirken Artemis'in kerolayn'ın cebine bir kağıt koyduğunu gördüm.Kağıdı bir şekilde kerolayn'ın cebinden alıp baktığımda bir telefon numarası yazıyordu. Telefon numarasını araştırdığımda Reyyan'ın yeni aldıgı özel bir numara olduğunu öğrendim.Başkomiser Legolasla bilgileri paylaştım. İkisi arasında Amerika'daki bağlantıyı bulmamız uzun sürmedi. Mahzendeki malların Artemis'e ait olduğunu öğrendiğimde şüphelerim iyice arttı. En son savcı Lydia nın gösterdiği evraklar emin olmamı sağladı.Sonrada bunlara ulaştım".
AlcatrazZ hâyâl kırıklığına uğramıştı."Neden benimle paylaşmadın "
Abi o senin kardeşin delillerim olmadan bana inanmazdın.Üstelik sende işin içinde olabilirdin,üzgünüm.
Dünya AlcatrazZ'ın başına yıkılmıştı.Kızkardeşi çetenin diğer ortağıydı üstelik Kolibandı cinayetinin talimatınıda o vermişti ve kimbilir daha kaç kişinin...
Savcı Lydia ayağa kalktı "komiserim biz kerolayn'ı almaya gidiyoruz isterseniz siz burada kalın." AlcatrazZ itiraz etti "bu işi ben bitirmeliyim."
*******Limana yanaşan gemi bir türlü yolcuları almıyordu.Başkomiser Legolas ve yanındaki polisler limanın etrafını sarmış gemiye kimsenin binmesine izin vermiyordu.Kerolayn sinirlenmişti husursuz ve gergin bir şekilde dolanıyor sorduğu sorulara kimseden cevap alamıyordu.Başkomiser Legolasın yanına gitti. "Bu saçmalık daha ne kadar sürecek bir an önce bu lanet kasabadan gitmek istiyorum. Legolas umursamadı "merak etmeyin birazdan gideceksiniz".AlcatrazZ'ın chevroleti limana girdi. Kerolayn şaşkınlıkla AlcatrazZ'a bakıyordu .Min ve AlcatrazZ arabadan inip yaklaşırken Min'in elinde fotoğraflar AlcatrazZ'ın elinde kelepçe vardı.AlcatrazZ hüzünlüydü gözünden yaşlar süzülüyordu. Aralarında on metre mesafe vardı. AlcatrazZ durdu,uzun uzun Kerolayn'a baktı. "Neden,neden Ceo" dedi.AlcatrazZ kendisine çetedeki adıyla hitap etmişti.
Alaycı alaycı baktı "öğrendin demek".
AlcatrazZ bütün gücüyle bağırdı "Allah kahretsin neden".
Kerolayn umursamazca devam etti."Ne sandın komiser ömür boyu insanların pis yağlarıyla mı uğraşacaktım !"
Min "teslim ol kerolayn" dedi.
Kerolayn ani bir hareketle yanında duran başkomiser Legolas'ın silahını aldı. Silahı Min'e doğrulttu. Herşey senin yüzünden öldüreceğim seni dedi.Baştan beri benim peşimdeydin herkesten önce senden kurtulmalıydım !
Herkes donup kalmıştı bunu kimse beklemiyordu. AlcatrazZ silahını kerolayn'a doğrulttu. "Böyle bitmesi gerekmiyor silahı bırak teslim ol!"
Ben Ceo'yum komiser ben nasıl istersem öyle bitecek! dedi.Tetiği çekti.
O esnada AlcatrazZ'da silahını ateşlemişti.Min yere düşerken kerolyn göğsüne isabet eden kurşun yarasıyla sallanıyordu.Düşmek üzereyken AlcatrazZ onu yakaladı.
"Neden bunu yaptın neden teslim olmadın seni kurtaracağım" diyerek ağlıyordu.
Kerolayn son bir gayretle elini abisini yanaklarına götürdü "sen iyi bir adamsın komiser seni seviyorum ama ben Ceo'yum beni kolayca teslim alamazsın."
Son.
Başlamadan şunu belirteyim ben yazar değilim fakat yazmaktan keyif alıyorum.Küçük bir polisiye yazı dizisine başlıyorum.
Başlıktanda anlaşılacaģı üzere hikayenin kahramanları forum üyelerinden seçiliyor.
Tabiki ArtemiSin sorduğu zor soru hikayedeki kötü olmasına doğrudan etki etmiştir
Umarım eğlenceli olur.
Bölüm 1
Saat, akşam üzeri 4:00 civarıydı.Güneş, yavaş yavaş bu küçük sahil kasabasını terk etmeye başlarken, kasabaya inen uzun yolda, 1964 model mavi chevrolet ağır ağır kasabaya doğru ilerliyordu.
Genç komiser AlcatrazZ yaklaşık 6 saattir direksiyon başındaydı.Yol boyunca uzanan kavak ağaçlarının dümdüz bir çizgi ile gökyüzüne uzanışı onda hayranlık uyandırmıştı.
Deniz kokusu,martıların çığlıkları,cıvıl cıvıl kuş sesleri içinde inanılmaz bir huzur yaratıyordu.
Huzuru fazla sürmemişti yanıbaşında oturan kızkardeşi kerolayn yola çıktıkları andan itibaren sürekli şikayet ediyordu.
"Her yere bu külüstürle gitmek zorundamısın" dedi.
Üstelik acıktım,eşyalarım darmadağınık ne umursamaz adamsın sen...
Kerolayn susmuyordu.Arka koltukta oturan komiser yardımcısı Min iki kardeşin konuşmalarına kahkaha atarak eşlik ediyordu.
AlcatrazZ huzursuzca gaza bastı o da bir an önce kasabaya inip birşeyler yemek istiyordu.
Kasabanın, sahil boyunca uzanan caddesinde irili ufaklı dükkanlar ve balık restaurantları vardı.
Min buranın balıkları çok ünlüdür diyerek ArtemiS'in balık restaurantını işaret etti.
Kerolayn itiraz etti "önce eşyalarımı koyacak bir koli istiyorum."
Restauran ın hemen karşısında bulunan Kolibandı'nın dükkanına girdiler.Kapı önünde duran kırmızı ferrari kerolayn'ın dikkatini çekti.''Bunun ne işi var burada'' dedi.Sesini kendisinden başka duyan olmamıştı.
Paketleme ürünleri satan bu küçük dükkanda Kolibandı kız kardeşleri Sade ve Liya ile birlikte çalışıyorlardı.
AlcatrazZ kendisini ve yanındakileri tanıttı."Bu kasabaya yeni atandık artık sizlerin güvenliğinden biz sorumluyuz" dedi.
Kolibandı ve kardeşleri onları memnuniyetle gülümseyerek karşıladılar.
Bizim buralarda pek olay olmaz sakin geçer,çay içelim komserim dedi Kolibandı.Teşekkür edip yemek yiyeceklerini belirterek dükkandan çıktılar.
Kerolayn ferrariyi işaret ederek bir şuna birde senin külüstüre bak diye söylenmeye devam ediyordu.
ArtemiS 'in balık restauranından içeri girdiler.
Artemis ortağı Ift ile oturmuş kahve içerken,kapıdan içeri giren bu yeni kişileri baştan aşağı süzüyordu.
AlcatrazZ ve yanındakiler masaya doğru ilerlerken bir el silah sesi duyuldu.
Min, AlcatrazZ'a döndü.
"Hoşbulduk" dedi.
Bölüm 2 Cinayet
Cadde bir anda karışıvermişti. AlcatrazZ ve Min, silahlarını çekerek , sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı.
Dışarıda; yoldan geçenler, iş yeri sahipleri, arabalarından inen insanlar Kolibandı’nın dükkanı önünde toplanmış, içeriyi gözetliyorlardı.
Silah sesi, Kolibandı’nın dükkanından gelmişti. Komiser ve ortağı kalabalığı yarmaya çalışıyor, içeride ne olup bittiğini görmek istiyorlardı. AlcatrazZ daha fazla dayanamadı açılın ben polisim dedi. Bir yandanda küfürler ediyordu. En son birini yumruklayarak içeriye girebildi. Gördüğü manzara korkutucuydu. Kendisine, daha kısa bir süre önce ‘’ buralar sakin geçer’’ diyen Kolibandı kanlar içinde yerde yatıyordu. Hemen nabzını kontrol ettiler. ‘’ Çok geç’’ dedi. Min’in sesinde tuhaf bir hüzün vardı. Kolibandı şakağına isabet eden tek kurşunla öldürülmüştü. Liya ve Sade ise baygın hâlde yatıyorlardı.
AlcatrazZ mesleki içgüdü ile etrafı gözetlerken, depoda açık olan ve mahzene doğru inen demir bir kapak gözüne çarptı. Üzeri kutularla gelişigüzel kapatılmış olmasına rağmen metal kapaktaki aralık göze batıyordu. Hızla o yöne doğru ilerledi. Kapağı kaldırdı dar bir merdivenden yavaş yavaş aşağıya doğru indi. Yukarıdaki gürültü duyulmuyordu. Mahzene dolan rüzgarı hisseden AlcatrazZ gittikçe uzaklaşan ayak sesleri duymaya başladı. ‘’Kim var orada’’ diye bağırdı. Adımlar hızlanmış ayak sesleri giderek uzaklaşıyordu. AlcatrazZ hızla mahzenin çıkışına doğru koşmaya başladı.
Yukarısı ise iyice karışmıştı. Ambulans ve bölgede görev yapan polisler içeriye girmişlerdi.
Haber kasabanın belediye başkanı Sezen ve yerel gazetenin sahibi Esilaya ulaşmıştı. Olağan dışı bir gün yaşayan kasabada kim varsa oradaydı.
Emekli olmaya karar verip sakin bir hayat yaşama hâyâlleri kuran başkomiser Legolas olay yerine gelmiş ve belediye başkanı Sezen ile kısa bir görüşme yapıyordu. Doktor Dip ise Liya ve Sade yi muayene etmiş sağlık durumlarının iyi olduğunu başkomiser Legolas’a iletmişti.
Kendine gelen Liya hıçkırıklara boğuldu abim diyordu sürekli abim diye tekrar ediyordu. Doktor Dip kendisine sakinleştirici yapmak zorunda kaldı.
Min ortalıktan kaybolan ortağını bulmaya çalışıyordu. O esnada, Artemis in restaurantı önünde kerolayn ve ArtemiS in hararetli bir şekilde bir şeyler konuşmasına bir anlam vermeye çalışıyordu.
ArtemiS in kerolayn’ın ceketinin cebine iliştirdiği kağıt Min’in gözünden kaçmamıştı.
Bölüm 3 Kaos
AlcatrazZ sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladı. Dar ve rutubetli koridorda ilerlerken,sağda solda bulunan kutulara çarpmış birkaç tanesini devirmişti. Koridorun sonuna geldiğinde durdu, kilitli bir mazgalla kapatılan tünelin girişi, ormanlık araziye açılıyordu. Kahretsin! dedi.
Geri dönmek zorundaydı.
Mahzeni inceleyerek yavaş yavaş üst kata çıktı. Olayın üzerinden bir saat geçmiş Liya ve Sade hastaneye kaldırılmıştı. Etraftaki insanların polis tarafından ifadeleri alınmış fakat işe yarar bir bilgiye henüz ulaşılamamıştı.
Üst kata çıkan komiser burada bulunan belediye başkanı sezen ve başkomiser Legolasla tanıştıktan sonra ifadeleri incelemeye ve olay yerini kontrol etmeye başladı.
Olayın üstünden geçen saatler kasabanın normal yaşantısına dönmesini sağlamıştı.
Turistler ve kasabanın yerlileri geziyor eğleniyordu. Escobarın gece kulübü tamamen dolup taşmıştı.İnsanlar eğleniyor Zeiback in müzikleriyle çılgınca dans ediyorlardı. Escobarın gece kulübü civarın en popüler ve gözde eğlence mekanıydı. Zeiback ise civardaki tatil kasabalarının en iyi djlerinden biriydi. Escobar kendisine iyi bir para teklif ederek gece kulübünün müşteri potansiyelini arttırmıştı. İkisi de bu durumdan fazlası ile memnundu. Ancak onların bu başarısı bir kişinin hiç hoşuna gitmiyordu. ArtemiS...
Restaurantında oturan ArtemiS huzursuz ve gergindi.İşlerin kontrolünden çıkma ihtimali bile onun için yeterince can sıkıcı bir durum olurdu. Sinirlerine hakim olamıyor restaurantta bir sağa bir sola dolanıyordu.”Reyyan gelmedi mi hâlâ” dedi.
Ift umursamaz bir ses tonuyla “geliyor orada” diyerek kapıyı işaret etti.
Reyyan içeridekileri selamladıktan sonra Artemis’in yanına doğru ilerledi. Reyyan’ın ayağından etrafa saçılan kuru çamurlar Artemis’in sinirlerini bozdu. Temizleyin şunu dedi.
Reyyan çok acımasız bir o kadarda romantik biriydi. Duygularını belli etmez, ne düşündüğünü ne hissettiğini kimse anlamazdı. Şiir yazacak kadar romantik, rakiplerini kılıç kullanarak yok edecek kadar merhametsizdi. Silah Reyyan’a göre değildi kılıç yoksa bıçak kullanırdı. Artemis’e döndü “senin için yazdığım şiiri okumamı ister misin ?
Artemis “Hayır” dedi benim için daha iyi bir şey yap, git ve bu kasabaya benim hakimiyetimi hatırlat !
Reyyan gülümsedi durumdan keyif aldığı her halinden belliydi. Masada duran meyve tabağından bir elma aldı. Elmayı ısırdı “zevkle patron “ dedi.
Reyyan adamlarını toplayıp Escobarın gece kulübüne doğru ilerlemeye başladı. Escobarın gece kulübü doluydu. Reyyan arabasını park etti adamlarına döndü ve emir verdi “ yakın burayı “
Gece kulübüne önce molotof kokteyli attılar arkasından uzun namlulu silahlarla ateş ediyorlardı. İnsanlar etrafa kaçışıyor canlarını korumak için birbirlerini eziyorlardı. Birkaç dakika içinde heryer savaş alanına döndü. Reyyan kurşun seslerini ve insanların çığlıklarını bir melodi gibi dinliyor şiir yazıyordu.
“ Gidelim “ dedi.
Henüz bir cinayet aydınlanmadan kasabanın ünlü gece kulübünün saldırıya uğradığı haberi etrafa bomba gibi düştü. Escobar ve Zeiback saldırıdan yaralı olarak kurtulmuş ancak kulüpteki turistlerden 5 kişi hayatını kaybetmişti.
Son gelen haber ise her şeyi iyice karıştırmıştı. Kasabada kitapçı dükkanı sahibi olan, belediye başkanının yeğenleri MonteKristo ve Larna kaçırılmıştı.
Bölüm 4 Hesaplaşma
Kasabada tam bir kaos yaşanıyordu. İtfaiye, sabahın ilk ışıklarında Escobar ın gece kulübünde çıkan yangını ancak söndürebilmişti. Kulüp tamamen kullanılamaz hâldeydi.
Min ve AlcatrazZ viraneye dönmüş gece kulübünün önünde olayları değerlendiriyorlar , bir taraftan da delil toplayan ekibe yardım ediyorlardı.
AlcatrazZ ‘’Nasıl bir cehenneme düştük biz abi’’ dedikten sonra bir küfür savurdu. Min endişeliydi. ‘’Kerolayn nerede’’ dedi ?
‘’Sabah Artemis in restauranına bıraktım, bu kadar karmaşa arasında nasıl olduysa sarışın bir delikanlı ile tanışmış sohbet edip çay içiyorlardı dedi. Bilirsin oldu bitti sarışınlara karşı özel bir ilgisi vardır.’’
Tebessüm etti. Yüzündeki ani tebessüm bir anda yerini kafasındaki sorulara bıraktı.
Min’e döndü ‘’ nasıl çıkarız bu kadar işin içinden ‘’
Kulübün tam karşısında bulunan Joe nin oteli daha sakindi. Joe. birkaç gündür otelinde eski dostu Virtue’ yi misafir ediyordu. Virtue cezaevinden çıkalı birkaç gün olmuş, kasabaya geri dönmüştü.
Kasabanın yerlilerinden olan Virtue’nin belediye başkanı Sezen le olan husumeti herkes tarafından biliniyordu. Çıkan kavgada belediye başkanının adamlarını yaralamış ve ceza evine düşmüştü.
Geri dönüşü Esila’nın gazetesinde bela geliyorum demez başlığıyla haber yapılmıştı.
Joe. ile birlikte kahve içerken ayağa kalktı. Tesbihini masaya bıraktı, camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Yanmış gece kulübünü işaret ederek ‘’ hiç bu kadar açık vermezdi neden bu kadar öfkelendi acaba’’ dedi. ‘’Bu arada şu iki polis başlarının nasıl bir belada olduğunun farkında mı’’ diye sordu.
Joe nin keyfi kaçmıştı. Kahvem soğumuş yeni bir tane isteyeyim, dedi.
Virtuenin meraklı bakışları karşısında daha fazla dayanamadı.
Joe nin sesi sertti. ‘’ Artemis bizim otelide ziyaret edecek mi merak ediyorum. Ayrıca sen geleli henüz iki gün oldu ve bir sürü olay çıktı. Üstelik çok ilginç bir durum var Sezen’in yeğenleri kaçırılmış ! ‘’
Virtue’nin yüz hatları gerildi, tesbihini masadan aldı ‘’ Benden mi şüpheleniyorsun ‘’ dedi.
Joe’nin kafası karışıktı. Benim bile aklıma ilk sen geldiğine göre polislerinkine kim gelir ?
O esnada telefonu çaldı. Reyyan’ın geldiğini haber verdiler.
Joe ve Virtue merdivenlerden aşağı inerken Reyyan meyve tabağından bir elma almış onu yemekle meşguldü. Onları görünce bir kahkaha attı.
‘’Elma yer misiniz çocuklar’’
Reyyan cebinden çıkardığı altın bir sapı olan keskin bıçağıyla bir dilim kesti Virtue ye uzattı. Bir dilim daha kesti tam Joe ye uzatmak üzereydi ki otelin kapısı büyük bir gürültüyle açıldı.
Belediye başkanı Sezen yanında adamlarıyla birlikte içeriye girdi.
Silahlıydılar.
Bölüm 5 İlk Tutuklamalar
Sezen in öfkesi gözlerinden okunuyordu. Virtue ye döndü ,yeğenlerim nerede ?
Virtue elindeki tesbihe baktı. Umursamaz bir tavırla Sezen’e döndü ‘’elimde, dişlerinden tesbih yaptım çekiyorum.’’ Sezen öfkelenmişti aradan geçen yılların Virtue ye olan öfkesini dindirmeye yetmediği görülüyordu. Tam belinden silahını çıkarmak üzereydi ki başkomiser Legolas yanında AlcatrazZ ve Min ile birlikte içeri girdi. Legolas kaşlarını çattı ‘’neler oluyor burada başkan’’ dedi. Sezen çok gergindi ‘’yeğenlerim kayıp ve bu adamın hâlâ ortalıkta gezmesine müsaade ediyorsun’’. Başkomiser Legolas başkanı sakin olması yönünde telkin ettikten sonra Virtue ve başkanın yanındaki adamların gözaltına alınması emrini verdi. Min orada oturup ilgisizce elindeki elmayı yemeye devam eden Reyyan’a yaklaştı. Sen ne arıyorsun burada ? Reyyan etrafa karşı çok ilgisiz ve rahattı. ‘’Elma yiyorum’’ dedi. Legolas gözaltına alınanlarla birlikte kapıdan çıkarken Min şüpheli gözlerle Reyyanı tekrar süzdü. Polisler yanındakilerle beraber dışarı çıkarken Reyyan masadan kalktı kapıya doğru ilerledi. Kapıdan çıkmak üzereyken başkan Reyyan’ın kolunu yakaladı ‘’ Virtue yi yok et kaç para istersen vereyim ‘’ Reyyan teklifle çok ilgilenmiş gibi durmuyordu. Bakarız dedi. Sade ve Liya yı ziyaret etmek için hastaneye gitmek üzere arabasına bindi.
Artemis restaurantında rahatlamış görünüyordu. Neşelenmiş etrafındakilere şakalar yapıyor müşterilerine bir şeyler ısmarlıyordu. Kerolayn ve sarışın arkadaşı ile koyu bir sohbete dalmışlardı.
Esila yoğun geçen akşamın ardından sabah çıkacak gazetenin son durumlarını kontrol ediyordu. Virtue nin tutuklanması, Escobarın gece kulübüne saldırılması ve Kolibandının öldürülmesi olayıyla ilgili haberler hazırlanmıştı. Hepsini tekrar gözden geçirdi.Her şey tamamdı.Birkaç saat uyumak için odasına çekildi.
Min ve AlcatrazZ gözaltına alınanları nezarete bıraktıktan sonra konulara tam olarak hakim olabilmek adına başkomiser Legolas ile toplantı odasına geçtiler. Min heyecanlıydı gözlemledikleri ile ilgili bir an önce bilgiler edinmek ve kasabayı sakin yaşanabilir bir hâle getirebilmek için olayları çözmek istiyordu. Bu Kolibandı nasıl bir adamdı başkomiserim kim neden öldürmüş olabilir ?
Başkomiser Legolas herşeyi anlatmaya başladı.
Aslına bakarsanız Kolibandı sessiz sakin bir adamdı.Daha birkaç hafta öncesine kadar sıradan küçük bir paketleme dükkanı olan, sabah işine akşam evine giden bir adamdı. Genelde Artemis’in gemilerinin avladığı, yurt dışına pazarlanan balıklardan daha çok para kazanırdı. Burada gelen geçene 3-5 koli yada poşet satmayla hayat dönmez zaten. Ancak son haftalarda çok para harcamaya başladı. Çok alakasız bir şekilde kendisine bir Ferrari satın aldı. Bu kadar paranın nereden geldiği konusunda kasabada bir sürü dedikodu dolanıyordu.Kimisi kumar oynadığını kimisi uzak bir akrabalarından miras kaldığını uydurdu. Bunlardan en çok göze batanı ise paketlediği ürünler arasında uyuşturucu olduğuydu. Ancak buna dair herhangi bir delil bulamadık.
AlcatrazZ kaşlarını çattı peki dedi . ArtemiS’in balıkları paketleniyorsa ve uyuşturucu iddiası varsa onunda bu işlerle ilgisi olması gerekmez mi ? Legolas devam etti. ArtemiS ile ilgili her zaman dedikodular dolaşır. Normalde civarın en zengin ailesi onlardır ama sıradan, çok normal bir yaşantı sürmeyi tercih ederler. Haklarında dedikodular dışında bugüne kadar hiçbir şikayet almadık ancak kendisi ile ilgili dedikodularda hiç bitmedi. Birde gizli ortaktan söz ediliyor ama onunla ilgili hiçbir bilgi elimize ulaşmadı. Toplantımız şimdilik bu kadar işlerinizin başına dönün arkadaşlar dedi.
Son bir şey !
Virtue ve Sezen arasındaki düşmanlık çok eskidir. Virtue asabidir, fevri hareket eder ama kız kaçıracağını sanmıyorum. Ortalıkta daha fazla olay olmaması için bilerek tutukladım dedi. O olayı da ayrıca çözelim, artık emekliliğimi istiyorum dedi.
Min kapıdan çıkmak üzereyken ‘’Reyyan kim başkomiserim’’ dedi.
‘’Reyyan uzun bir zaman önce kasabamıza yerleşti. Artemisin yanında çalışır hemen hemen birçok işini o idare eder.’’
AlcatrazZ ve Min karakoldan dışarı çıktılar. AlcatrazZ önce cinayeti çözmeye niyetliydi. Kolibandının dükkanına gitmeye karar verdiler.
Bölüm 6 İhanet
Min ve AlcatrazZ caddeyi kolaçan edip yavaş yavaş ilerlerken,chevrolet in radyosunda dokuz sekizlik ritimle roman havası çalıyordu. AlcatrazZ direksiyonu darbuka gibi kullanıp müziğin ritmine uymuştu. Min, kafası karışık düşünceli bir şekilde cadde boyunca sıralanmış irili ufaklı dükkanları seyrediyordu.
Sezen başkanlık makamında elleri cebinde bir sağa, bir sola yürürken tam karşısında oturan Esilaya söyleniyordu. "Senden Virtue ile ilgili daha fazla haber yapmanı istiyorum.Onun buralarda hatta dışarıda kalmasına bir an bile tahammülüm yok." Esila endişelenmemesi gerektiğini, bunun için elinden geleni yaptığını belirterek odadan ayrıldı. Başkomiser Legolas bu ikiliyi çoktan takibe almıştı.
Min ve AlcatrazZ olay yerine ulaştıklarında Kolibandının dükkanı hâlâ güvenlik şeritleriyle çevriliydi.AlcatrazZ "Allah aşkına birşeyler yiyeyim olay yeri kaçmıyor ya " dedi. Min onunla hemfikirdi "sucuklu yumurtaya hayır demem "
Artemisin restaurantının kahvaltı bölümüne geçtiler.Kerolayn yanındaki sarışın arkadaşını onlarla tanıştırırken gözleri ışıl ışıldı. AlcatrazZ meraklı bakışlarla genç adamı inceledi "hangi takımlısın sen " kerolayn her zamanki heyecanıyla dayanamadı "Fenerli tabiki ".
Sucuklu yumurtaları bitmek üzereydi iki ortak manzaraya karşı çay-sigara keyfi yapma hâyâlleri kurarken AlcatrazZ'ın telefonuna gelen mesaj herşeyi değiştirdi.
"Mahzeni incele aradığını orada bulacaksın "
AlcatrazZ telefonu Min'e uzattı. Hızlıca ayağa kalkıp restauranttan çıktılar.
Reyyan yavaş ve ağır adımlarla o kendine has alaycı tavırlarıyla hastane kapısından içeri girdi. Kolibandının kızkardeşlerinden Sade ile Reyyan ın dostluğu onun kasabaya gelmesi ile başlamıştı. Aynı zamanda Liya ilede çok yakın arkadaş olmuş, kızkardeşlerin en zor zamanlarında onların yanında yer almıştı. Kızlarla hastanede hemşire olan Deep yakından ilgileniyordu. Liya'nın her zaman kelebeğim diye hitap ettiği bu genç hemşire onun aynı zamanda en yakın dostuydu.Hastanede kızları ziyarete gelen Reyyan ı Deep odaya götürürken doktor dip ile karşılaştılar. Selamlaşma faslından sonra kızların durumu ile ilgili bilgi alan Reyyan odadan içeri girdi. Reyyanı karşısında gören Sade hıçkırıklarına engel olmadı. Reyyan onu sakinleştirmeye çalışıyordu."Geçecek, güven bana herşey daha güzel olacak."
Mahzene açılan kapının önünde duran AlcatrazZ, cesedin tebeşirle çizili olan şekline baktı, kızlar mahzen kapısı tarafında yatıyordu.Önce kızları bir şekilde bayıltıp buradan ateş etmiş.Sonrada mahzenden kaçmış mahzenin sonu ormana açılıyor.
Birlikte mahzene inen ikili etraftaki koli ve poşetleri dökmeye başladılar. Min duvarları yoklayarak arka tarafta boşluk olup olmadığını kontrol ediyordu.Hemen karşı duvarda AlcatrazZ da aynı şeyi yapmaya başladı.Boşluk olduğunu anlayan Min buraya ulaşmanın bir yolunu ararken, beyaz fayanslardan birinin daha koyu olduğunu yansıyan ışıkla farketti.Bulduğu demir parçası ile fayansı zorlarken duvara gizlenmiş bölme ağır ağır açılmaya başladı. Aynı bölmeyi AlcatrazZ da bulmuştu.
Min bir ıslık çaldı " sence burada kaç para var" AlcatrazZ güldü "sen şurada kaç paralık uyuşturucu olduğunu söyle bende sana cevap vereyim."
Reyyan kızlarla vedalamış hastane kapısından dışarı çıkıyordu. Cep telefonuna gelen mesajı gülümseyerek okudu.
"Artemisten artık kurtulmamız gerek"
Reyyan ın cevabı kısa ve netti "Bana uyar"
İhanet Artemis'in yanıbaşındaydı.
Bölüm 7 Başkanın Planları
Başkomiser Legolas'ın başkanı gözden kaçırmaya hiç niyeti yoktu. Legolas'a gelen zarfta kızların kaybolduğu geceye dair fotoğraflar vardı.
Sezen başkanlık makamından çıktı,önce gazeteye Esilanın yanına uğradı.Kolibandı cinayetiyle ilgili elinde herhangi bir bilgi olup olmadığını sordu. Sezen'in yeğenlerinden önce Kolibandı cinayetini sorması Esila'ya çok tuhaf gelmişti. Daha sonra Virtue ile bu cinayeti bağdaştıracak birşeyler mutlaka bul dedi. Esila iyice gerilmişti. Başkanın son günlerde sürekli olarak kendisinden birşeyler istemesi iyice sinirlerini bozmaya başlamıştı.Sezen ofisinden çıkınca telefonu aldı numarayı çevirdi.
Başkomiser Legolas telefonu açtığında, Esila konuşmaya başladı.
-Fotoğrafları aldınız mı dedi.
Legolas evet deyince devam etti. "Gittikçe daha tuhaf davranıyor ne yapmak istediğinden emin değilim korkuyorum amirim lütfen yardım edin" dedi.
Legolas telefonu kapatırken Sezen gazeteden çıkıp patika yola girdi.Ormandaki bağ evine doğru ilerliyordu.
Bağ evinin bahçesine gelen Sezen arabadan indi, etrafı kontrol ettikten sonra kapıyı çaldı. Başkomiser arabasını park etmiş yanındaki polislerle birlikte olanları izliyordu.
Açılan kapıda MontrKristo belirdi Larna'da hemen arkasında duruyordu.
"İşe yarayacağını söylemiştim size" dedi.
Tam cümlesini bitirmişti ki başkomiser Legolas'ın gür sesiyle irkildi.
"O kadar kolay değil başkan" dedi. Sezen şaşkınlık içerisindeydi,her şeyi planlamıştı. Gecenin karmaşasından faydalanıp yeğenlerini kaçırma olayını tertiplemişti.Bu şekilde Virtue den kurtulacağına karar vermişti eğer şansım yaver giderse cinayette onun üzerine kalır diyordu. Naa.. nas..nasıl dedi.Nasıl anladınız. Başkomiser Legolas elindeki fotoğrafları gösterdi. ''Artık gerisini savcıya anlatırsınız başkan '' Sezen fotoğrafların Esila tarafından çekildiğini tahmin etmişti.Zaten son günlerde Esila'nın tavırlarındaki farklılık gözünden kaçmıyordu.
Olayları haber alan savcı Lydia tatilini yarım bırakmış ve sorguları bizzat takip edebilmek için kasabaya dönmüştü. Karşısına getirilen belediye başkanı Sezen i süzdü. Sezen oturmaya niyetlenmişti ki ikaz etti ''oturmayın başkan sizin koltuk sevdanız yüzünden yeteri kadar insanın canı yandı birazda ayakta bekleyin''. Sezen bu tepki karşısında çok sinirlenmiş fakat öfkesine hakim olmuştu. Fazladan bir suçlama ile karşılaşmak istemiyordu. Savcı Lydia ayağa kalktı '' nasıl bir kin sizdeki anlamıyorum işlediği suçun cezasını çekmiş bir insanı tekrardan mahkum ettirebilmek için böyle işler yapılır mı ? Şimdi hiç bir sorgu sual araştırma yapmadan Kolibandı cinayetini sizinle bağdaştırıp hakkınızda dava açsam derdinizi anlatmanız kaç yıl sürer hiç düşündünüz mü ? Sezen cevap vermek istedi savcı sözünü kesti. '' Cinayet davasında sizinle ilgili en küçük bir delile rastlarsam hayatınızın geri kalanını hapiste geçirmeniz için elimden geleni yaparım'' Legolasa döndü ''başkomiserim siz başkanı misafir edin ben tutuklanması için gereken evrakları mahkemeye gönderiyorum Virtue yide serbest bırakın ''
Nezarethanenin kapısından elleri kelepçeli giren Sezen kafasını çevirdi Virtue ye öfkeli bir bakış attı. Virtue serbest bırakılıyordu. Bütün planları alt üst olmuştu.
Virtue kapıdan çıkarken alaycı alaycı güldü '' iyi araştır amirin kesin bizim koliciyide bu öldürmüştür.Eee az iş çevirmediler zamanında''
Bölüm 8 Deliller ve Artemis
AlcatrazZ ve Min mahzendeki araştırmalarına devam ediyorlardı.Buraya geldiklerinde sabah saatleriydi, çok uzun zaman geçirmiş akşamı etmişlerdi. AlcatrazZ kendi kendine söylenmeye başladı. Min ''anlamadım abi konu nedir'' dedi.
Kerolaynı düşünüyorum kızı tatile getirdik baksana nasıl bir cehennemin içine düştü, karar verdim yarın tekrar Amerika'ya gönderiyorum. Min anlamamıştı '' tekrar derken abi ? kerolayn seninle yaşamıyor mu ? ''
Hayır diye devam etti AlcatrazZ, biz ailemizi kaybedince çok küçük yaşlarda ben onu Amerika ya gönderdim.Orada okudu çalıştı kendine küçük bir yer açtı, orada yaşıyor. Biz, senede böyle bir iki hafta birbirimizi ancak görebiliyoruz.'' AlcatrazZ'ın yüzündeki hüzünlü ifade Min'in kalbinde burukluk yaratmıştı. Söyleyecek birkaç kelime aradı sonra vazgeçti mahzendeki işlerine döndüler. Paralar ve uyuşturucu dışında bir şeyler bulmaya çalışıyorlardı. Aradıklarını bulmaları çokta uzun sürmedi. Paralardan ayrı bir bölmede küçük bir kasa ben buradayım diyordu.Gizli bölmedeki bir kasanın anahtarı, mutlaka burada bir yerde olmalı diye düşündüler.Kasanın kenarındaki demir çubuğu çektiklerinde tamda anahtar deliğine uygun bir anahtar ortaya çıktı.AlcatrazZ kasayı yavaş yavaş açtı.Karşılarına çıkan defteri ve fotoğrafları incelemeye başladılar. '' Adam her şeyi yazmış'' dedi. AlcatrazZ. Min meraklanarak deftere göz attı ''katilide yazmış mı? '' Bir tek onu yazmaya ömrü yetmemişti. Ancak defterin son paragrafında şu cümle vardı '' Artemis 'in ortağı olan C. kod adlı kişi ferrari almamın işleri açığa çıkarma riski olduğunu ve bir an önce arabadan kurtulmam gerektiğini söylemiş. Fakat ben arabamdan vazgeçmek istemiyorum.'' defterin üzerinde yazılı telefon numarası dikkatlerini çekti. Numara Min'e bir yerlerden tanıdık geliyordu.Numarayı çevirdi cevap veren olmadı. Dosyayı incelemeye devam ettiler. Uyuşturucular Artemis'e aitti. Yurtdışına onun gemileri ile kaçırıyorlar oradan pazarlıyorlardı.Mahzende bulunan paranın büyük bir kısmı Artemis'indi. Kolibandı, Artemisin illegal işlerinden kazandığı paraları saklayan gizli kasasıydı. İlginç olan ise sadece Artemisin kasası değildi.Belediye başkanının arazi davaları, sahilde yer almak isteyen kişilerden aldığı rüşvetleri , kısacası yolsuzlukla kazandığı paraları saklayan kasasıydı. Min bulduk mu sence katil bunlar mı dedi. AlcatrazZ emin olamıyordu ters giden birşeyler vardı. Bu adamı paraları almadan uyuşturucuyu almadan neden öldürsünler yada ne de öldürtsünler dedi. Ancak cinayetle ilgisi olsun yada olmasın bu kadar malla Artemis'in hayatının geri kalanını hapiste geçireceği kesin.Savcıya ve Legolasa haber verdiler destek ekibi istediler.
Artemis restaurantında çok gergindi.Polislerin aniden çıkıp gitmesiyle bir şeylerin ters gittiğini hissetmiş Reyyan'ı çağırmıştı. Reyyan'la görüşmelerinde ''Çok büyük bir tuzağa düştük birileri kasamızı herşeyimizi bilen adamı öldürdü.Benim kontrolüm dışında ilk defa burada birisi öldürüldü ve benim en yakınlarımdan biriydi.Ve ben hâlâ bu konuyla ilgili birşey bilmiyorum.Bu konuyu daha sonra araştırırız.Ben toparlanıyorum gece yarısı kasabadan ayrılacağım,sende hemen ortadan kaybol'' dedi.Reyyan restauranttan çıktı.Reyyan'ın telefonuna gelen mesaj keyfini kaçırmıştı.'' Gece yarısı kızlardan da kurtul '' Reyyan kendisine gelen bu mesaja cevap veremedi.Yıllar boyunca onun hiç dostu olmamış.Liya ve Sade dışında birde Deep ona arkadaşlık ediyordu ama kızkardeşler onun bu hayatta sevdiği tek insanlardı.Gözünden bir damla yaş süzüldü.''Peki'' diyerek mesajı cevapladı.
Saat, akşam dokuza geliyordu savcı Lydia ve Legolas beraberindeki ekiple birlikte Kolibandı'nın dükkanına geldiler. Mahzendeki manzarayı gören savcı gözlerine inanamadı milyonlarca dolar ve bir o kadar daha edecek uyuşturucu oradaydı. Min ve AlcatrazZ dosyayı ve defteri savcıya uzattılar. Savcı inceledikçe morali yerine gelmeye başlamıştı. ''Nihayet delil bulabildik'' Legolas'a döndü ''amirim Artemis'i alalım başkan zaten elimizde illaki bu cinayeti ikisinden biri işlemiştir'' dedi.AlcatrazZ ve Min sona yaklaştıklarını düşünerek yanlarına aldıkları polislerle birlikte Artemis'in restaurantına doğru ilerlemeye başladılar. Kendisine doğru gelen polisleri gören Artemis sonun yaklaştığını hissediyordu. Kafasını çevirip denize baktı, motoru oradaydı ama polisler o kadar yaklaşmışlardı ki, artık kaçamayacağını biliyordu. Elini beline atıp silahını çekti bir an için çatışmayı düşünüyordu.Çok kalabalıklar dedi.
AlcatrazZ ''bırak silahını teslim ol'' komutu verdi.Artemis duymuyordu, derin bir boşluğun içindeydi hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyordu.Kolibandı nı defalarca uyardığı zamanı düşündü onun öldürüldüğü günü hâyâl etti.Bir an için Reyyan geldi aklına, cinayet günü ayağında çamur lekeleriyle gelmişti. O kırmızı çamur sadece ormanlık arazide bulunurdu. İnanamıyordu, kulakları uğulduyor, başı dönüyordu.
AlcatrazZ tekrar bağırdı.Teslim ol !
''Asla'' dedi Artemis ''Cinayetle bir ilgim yok asla teslim olmam '' silahı başına dayadı tetiğe bastı.
Derin bir boşluğun, sonsuz bir karanlığın içine bıraktı kendini...
Bölüm 9 Hastane
Savcı Lydia,Legolas,AlcatrazZ, Min herkes şoktaydı.
Tam bitirdik derken Artemis arkasında bir sürü cevapsız soruyu bırakarak intihar etmişti.
Kerolayn hıçkıra hıçkıra abisine sarılmış ağlıyordu.Yeter artık buradan gitmek istiyorum. Abisi tamam dedi yarın gemiyle İstanbul'a oradan da Amerika'ya gidersin.
Savcı Lydia komiser yardımcısı Min'i yanına çağırdı.Komiserim sizinle birlikte hastaneye, kızların yanına gidelim onlara tekrar sormak istediğim şeyler var. Arkadaşlar burayı toparlasın AlcatrazZ da kardeşinin yanında kalsa iyi olacak. Min yolda ilerlerken savcı Lydia ile elindeki dosya ve bilgileri paylaşmaya başladı. Yol boyunca gerçekleşen olayları tekrar tekrar konuştular Min kafasına yatmayan emin olamadığı şeylerden bahsediyordu.
Savcı Lydia komiser yardımcısına bir an için çantasından çıkardığı dosyaları uzattı. Bunlar FBI tarafından gönderildi dedi. Basit bir çete davası değil bu komiser. Çok uluslu bir güçten bahsediyoruz ama buradaki uzantılarına iyi bir darbe olacağı kesin.
Vakit gece yarısına gelmişti.Savcı ve komiser yardımcısı Min hastane kapısından içeri girerken Reyyan'da kızların odasından içeriye girmişti.
Sade'nin yanına yaklaştı. Bir süre yakın arkadaşını seyretti gözleri bir an diğer yatakta derin bir uykuda olan Liya'ya baktı. Sessizce herşeyi bitirmeye kararlıydı.
Bir an Sade onu hissetmiş olmalı ki gözlerini açtı.Reyyan eldivenli eliyle Sade'nin ağzını kapattı diziyle göğsüne bastırdı. Çırpınma dedi çırpınırsan daha çok acı çekersin.
Cebindeki altın saplı bıçağını çıkardı Sade'nin boğazına dayadı adeta ayin yapıyor gibi bir havası vardı.
Sade'nin kulağına eğildi bir şarkı mırıldanmaya başladı.
Göğsüm daralıyor
Yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle...
Yavaş yavaş Sade'nin boğazını kesmeye başladı.Sade'nin boğazından fırlayan kanlar Reyyan'ın yüzüne çarpıyor Reyyan aldırış etmiyordu.
Çırpınma az kaldı bitecek diye fısıldadı.
Şarkıya devam etti.
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla ürperen birer serçe. hep aynı yerde
Karşılaşırdık tesadüf bu , birer tomurcuktuk hayatın
Kollarında , birer çiğ damlasıydık bahar sabahında gül
Yaprağında , dedim ya hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor , yüreğim kanıyor
Bitmeseydi bizim öykümüz böyle
Göğsüm daralıyor , yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle...
Sade son nefesini verirken Min ve Lydia kapıdan içeri girdiler. Reyyan pencereden atlamak üzereydi ki Min tetiğe bastı.
Üst üste ateş ediyordu.Reyyan'ın kafatasının bir bölümü parçalandı.Vücudunun her yerinden kanlar akıyordu.Min bir şarjör mermiyi boşaltmıştı.Reyyan pencereden aşağı düşerken Liya'nın çığlıkları hastaneyi inletiyordu.
Bölüm 10 Acı Gerçekler / Final
Min hızlıca aşağıya indi.Savcı Lydia, ağlayan Liya'yı teselli etme çabasının boşa olduğunun farkındaydı.Kısa sürede iki kardeşini de kaybetmişti. Hemşire Deep Liya'nın çığlıklarını duyup, kapıdan içeri girdi gördüğü manzara korkunçtu, midesi ağzına geldi bir an için yutkundu. Lydia ve doktor dip, Sade'nin cansız bedeni ile ilgileniyordu.
Liya şoktaydı, sıkıca Deep'in boynuna sarılmış ağlıyordu. "Ne yaptık biz" dedi. "Lanet olsun ne yaptık biz!". Deep eliyle Liya'nın ağzına bastırdı "kapa çeneni" dedi ve Liya'yı odadan çıkardı.
******Min, aşağıda Reyyan'nın parçalanmış bedenine baktı. Reyyanın üzerine giydiği, siyah kapşonlu poların cebindeki yazılı kağıt, Min'in dikkatini çekti. Uzandı kağıdı aldı " eğer bu notu bulduysanız,ben artık yokum demektir.Kime ne olacağı umurumda değil, evimdeki tablonun arkasında sizin için birşey var."
O sırada gelen ekiplerden cesedin etrafını çevirmelerini istedi.Artık kimseye güveni kalmamıştı.Reyyan'ın cep telefonunu bulduğu temiz bir poşetle aldı.Savcı Lydia nın yanına çıktı. Savcım ben Reyyan'ın evine gideyim belki işimize yarayacak birşeyler bulabilirim.Savcı Lydia'ya Reyyan'ın cep telefonunu teslim ettikten sonra arabaya binip Reyyan'ın evine doğru ilerlemeye başladı. Savcıya telefonu teslim etmeden önce gelen son mesajı gördü. C. den gelen son mesaj şöyleydi "temizliği bitirdin mi ".
Hayır dedi,kendi kendine ben temizliğe başladım.Reyyan'ın evi iki; oda,mutfak,banyo ve tuvaletten ibaret küçük bir evdi.Şanslıyım diye düşündü.Salonun duvarında asılı duran, dev truva atı tablosuna yaklaştı.Tabloyu kaldırdı, altında herhangi birşey görünmüyordu.Tablonun arka kısmına, koruma amacıyla yapıştırılan bezin; açılıp sonradan gelişigüzel yapıştırıldığını anlaması uzun sürmedi.Bezi kenarından yavaşça açtı.Bezin iç kısmına yerleştirilmiş şeffaf bir poşet içerisinde bir silah ve zarf duruyordu. Zarfın üzerine komiser AlcatrazZ'a notu düşülmüştü.Silaha dokunmadı,zarfı açtı içerisinde AlcatrazZ'a yazılmış bir mektup ve fotoğraflar vardı.Mektubu okudu,fotoğrafları kontrol etti.Savcı Lydia'nın yolda kendisine gösterdiği dosyayı anımsadı,bütün bilgiler ve kafasındaki şüpheler örtüşüyordu.Savcıyı aradı "aradığımızı buldum" dedi.Savcı Lydia "siz elinizdekilerle birlikte buraya gelin ben oraya başka bir ekip gönderiyorum" dedikten sonra telefonu kapattı.Min, hastaneye gitmek üzere yola çıktığında aklında tek bir soru vardı. AlacatrazZ'a nasıl anlatacağım?
*******Komiser AlcatrazZ, Sade'nin hastane'de Reyyan tarafından öldürüldüğü haberini alınca kardeşi kerolayn ile vedalaştı "sen beni bekleme gemi gelince gidersin" kerolayn "hoşçakal" dedikten sonra abisine sarıldı "seni özleyeceğim komiser." AlcatrazZ, arabasına binerken cinayet mahaline tekrar baktı Sade'nin öldürülmesi cinayetle ilgili kafasındaki taşların yerine oturmasını sağladı. Son kalanda öldürülmeden yetişmeliyim dedi. Sade'nin öldülmesi olayının üzerinden birkaç saat geçmişti. AlcatrazZ, hastane kapısından içeri girdi.Kendisini karşılayan savcı Lydia ile bir süre görüştükten sonra Liya'yı sorgulamak istediğini söyledi.Sizde gelin beraber gidelim dedikten sonra Liya'nın bulunduğu odaya girdiler. Onların odaya geldiğini gören hemşire Deep yavaşça odadan çıktı. Liya iyice sakinleşmişti sessizce gözünden akan yaşları sildi kafasını kaldırdı komisere baktı.
AlcatrazZ yavaşça Liya'ya yaklaştı. "Ailende senden başka kimse kalmadı.Hayatını korumamızı istiyorsan herşeyi doğru düzgün anlat."
Ben herşeyi anlattım size.
Komiserin vazgeçmeye niyeti yoktu. " Abinin öldürüldüğü gün biz oradaydık, içeride Sade ve senden başka kimse yoktu.Üstelik mahzene açılan kapının üzerindeki koliler ,ben oraya baktığımda duruyordu.Sizin yardımınız olmadan, o kolilerin orayı kapatılma ihtimali hiç yok.Ayrıca abinin kafasına isabet eden kurşun düz bir açıyla duvara saplanmış, mahzenden ateş edilen bir silahtan çıkacak kurşun oraya saplanmaz, hanginiz yaptınız." Savcı Lydia başkomiser AlcatrazZ 'a hayranlık ve hüzün dolu gözlerle baktı. Cinayeti çözdü ,fakat bütün gerçekleri öğrendiğinde yıkılacak diye düşündü. Söze karıştı " cinayet silahı elimizde komiserim balistikte hangisinin yaptığı ortaya çıkar"
Liya daha fazla dayanamadı.
"Ben" dedi. "Ben vurdum abimi"
Nasıl oldu anlat.
" Abim bizi hiçbir zaman önemsemezdi.Onun için sadece dükkanda duran, pis işlerini gizlemek için dükkana sıcak aile dükkanı görüntüsü sağlayan, iki kuklaydık.Reyyanla uzun süredir iyi bir ahbaplığımız vardı. Özellikle Sade ona çok düşkündü.Bundan altı ay önce Sade ve Reyyan'ın, abimin ve Artemis'in devirlerinin artık bitmesi gerektiği ve onların işlerini nasıl yönetecekleri konusunu konuşurken dinledim.Belki o an Reyyan planlarına zarar gelmemsi için beni öldürebilirdi ama Sade beni çok sevdiği için bana zarar gelmesine müsaade etmedi benide yanlarına aldılar. Reyyan araziye çıktığımızda bana silahla talim yaptırıyordu. Yeteneklisin sende iş var derdi. İlk başlarda benim için çok eğlenceliydi benden daha sonra ne isteyeceklerini tahmin bile edemezdim.İleride birgün bize lazım olacak diye hemşire Deep'in hesabına sürekli düzenli paralar yatırıyorduk.Deep bu durumdan son derece memnundu daha rahat bir hayat yaşıyordu. Cinayetten birgün önce hepimiz Reyyan'nın evinde buluştuk. Reyyan kendisini buraya gönderen Artemis'in ortağının artık abimin ölmesini istediğini söyledi. Sade bugünü beklediğinden olsa gerek hiç şaşırmamıştı. Abim ölünce Artemis kontrolsüzce etrafa saldıracak ve açık verecekti. Buda onun sonu olacaktı. Ben ve Deep itiraz ettik.Reyyan elindeki kılıcı önümüze koydu, ya bu plana uyar bundan sonra bu işleri benimle birlikte yürütüp hayatınızın geri kalanını zenginlik içinde sürdürürsünüz yada sizin burada kafanızı keserim dedi. Bundan sonra kabul ettik.Ölmek istemiyorduk üstelik Kolibandı olmadan istediğim gibi bir hayat sürebilecektik. Deep bize o gün abimi sersemletecek ve bizimde cinayetten sonra şüphe çekmememiz için bayılmamızı sağlayacak ilacı ayarladı. Sade çaylara ilaç attı.Abimin çayına biraz daha fazla ilaç koymuştu.Siz kasabaya dükkana gelmeden önce ilaçlı çayı abime içirmiş, kendimizde yavaş yavaş içmeye başlamıştık.Belki siz çay içmek için oyalansaydınız bütün plan alt üst olabilirdi. Abim sizinle konuşurken ben mahzenin kapı kilidini açtım,kolibandı iyice sersemlemeye başlamıştı.Normalde mahzene hiçbirimizin girmesine izin vermezdi.Siz çıktıktan sonra beni fark etti "ne yapıyorsun sen orada " diye sağa sola yalpalayarak üzerime doğru geliyordu. Son ana kadar onu öldüremeyeceğimi düşünüyordum.O elini silahına attı.Yakalarsa beni öldüreceğinden emindim silahı çıkarıp onu başından vurdum.Silahı mahzenin kapağından aşağı atıp kolileri üzerine serpiştirebildim. Reyyan'da silahı alıp oradan kaçırdı. Sonra biz kendimizi yere bıraktık birkaç dakika sonra bayılmışız."
AlcatrazZ merakla sordu "Artemis'in ortağı kim " Savcı Lydia "onu biliyoruz komserim diğer tarafa gidelim ben size anlatırım."
Meraklanan AlcatrazZ savcı ile birlikte başhekimin odasına geçti.Min elindekilerle birlikte onları bekliyordu. Savcının yönlendirmesi ile koltuklara oturdular Min elindeki zardı savcıya uzattı. Savcı fotoğrafları ve mektubu kontrol etti yazılanlara göz attı zarfı AlcatrazZ'ın önüne koydu.Fotoğraflara bakan AlcatrazZ şaşkınlık içindeydi. Artemis,Reyyan ve kerolayn aynı karelerdeydi.Birden fazla bir fotoğraf vardı. Amerika'da birlikte çektirdikleri fotoğraflar AlcatrazZ'ın ellerindeydi.Kardeşimle ne ilgisi var demek istiyordu. Yutkundu mektubu açtı.
"Merhaba AlcatrazZ yada komserim diye mi hitap etmeliyim.Hangisi hoşuna gider bilemiyorum. Ben hayatı boyunca ölümle yan yana yaşamış bir insanım, o yüzden şimdi kendi sonumu hissediyorum. O yüzden bundan sonra kimin sonunun nasıl olduğu umurumda değil.
Yıllar önce Amerika'da belalı bir hayat yaşarken kızkardeşin kerolayn benim hayatımı kurtardı. O, kayıtlarda ceolayn kodlarda bayan C. yada en bilinen adıyla CEO. Çetenin Amerika ve Avrupadaki ortağı oydu.Buradaki işleri hallediyor onu rakiplerini ortadan kaldırıyorduk.
Benim her konuda eğitim almamı ve profesyonel bir katil olmamı sağladı.Daha sonra Amerika'ya gelen ortağı Artemis ile tanıştırıp onun en yakınındaki adam olmam için beni buraya gönderdi. Artemisin emriyle öldürdüğüm adamlar okyanusta çoktan balıklara yem olmuştur. Kolibandının keyfi yaşam sürmek istemesi çete için büyük tehlikeydi. Artemis'e teklif edilse onun ortadan kaldırılmasını kabul etmeyeceğini biliyorduk. Ceo, o yüzden bu işin başka yolla hâlledilmesi gerektiğine karar verdi.Kızları kullanarak Kolibandı'nı kardeşine öldürttük.Artemisin öfkesinin onun sonunu hazırlayacağından emindik.Bunları benden öğrendiğinde pişman olmayacağım çünkü ben Ceo'ya olan can borcumu hayatımla ödedim. Hoşçakal."
"Saçmalık bu"diyebildi AlcatrazZ'ın gözleri dolmuştu.Savcı Lydia çantasındaki dosyayı uzattı.FBI'dan gelen dosyalarda kerolayn'ın Amerika'daki faaliyetleri ile ilgili bilgiler vardı.O dosyayı incelerken Min konuşmaya başladı."Cinayetin işlendiği gün biz orayla ilgilenirken Artemis'in kerolayn'ın cebine bir kağıt koyduğunu gördüm.Kağıdı bir şekilde kerolayn'ın cebinden alıp baktığımda bir telefon numarası yazıyordu. Telefon numarasını araştırdığımda Reyyan'ın yeni aldıgı özel bir numara olduğunu öğrendim.Başkomiser Legolasla bilgileri paylaştım. İkisi arasında Amerika'daki bağlantıyı bulmamız uzun sürmedi. Mahzendeki malların Artemis'e ait olduğunu öğrendiğimde şüphelerim iyice arttı. En son savcı Lydia nın gösterdiği evraklar emin olmamı sağladı.Sonrada bunlara ulaştım".
AlcatrazZ hâyâl kırıklığına uğramıştı."Neden benimle paylaşmadın "
Abi o senin kardeşin delillerim olmadan bana inanmazdın.Üstelik sende işin içinde olabilirdin,üzgünüm.
Dünya AlcatrazZ'ın başına yıkılmıştı.Kızkardeşi çetenin diğer ortağıydı üstelik Kolibandı cinayetinin talimatınıda o vermişti ve kimbilir daha kaç kişinin...
Savcı Lydia ayağa kalktı "komiserim biz kerolayn'ı almaya gidiyoruz isterseniz siz burada kalın." AlcatrazZ itiraz etti "bu işi ben bitirmeliyim."
*******Limana yanaşan gemi bir türlü yolcuları almıyordu.Başkomiser Legolas ve yanındaki polisler limanın etrafını sarmış gemiye kimsenin binmesine izin vermiyordu.Kerolayn sinirlenmişti husursuz ve gergin bir şekilde dolanıyor sorduğu sorulara kimseden cevap alamıyordu.Başkomiser Legolasın yanına gitti. "Bu saçmalık daha ne kadar sürecek bir an önce bu lanet kasabadan gitmek istiyorum. Legolas umursamadı "merak etmeyin birazdan gideceksiniz".AlcatrazZ'ın chevroleti limana girdi. Kerolayn şaşkınlıkla AlcatrazZ'a bakıyordu .Min ve AlcatrazZ arabadan inip yaklaşırken Min'in elinde fotoğraflar AlcatrazZ'ın elinde kelepçe vardı.AlcatrazZ hüzünlüydü gözünden yaşlar süzülüyordu. Aralarında on metre mesafe vardı. AlcatrazZ durdu,uzun uzun Kerolayn'a baktı. "Neden,neden Ceo" dedi.AlcatrazZ kendisine çetedeki adıyla hitap etmişti.
Alaycı alaycı baktı "öğrendin demek".
AlcatrazZ bütün gücüyle bağırdı "Allah kahretsin neden".
Kerolayn umursamazca devam etti."Ne sandın komiser ömür boyu insanların pis yağlarıyla mı uğraşacaktım !"
Min "teslim ol kerolayn" dedi.
Kerolayn ani bir hareketle yanında duran başkomiser Legolas'ın silahını aldı. Silahı Min'e doğrulttu. Herşey senin yüzünden öldüreceğim seni dedi.Baştan beri benim peşimdeydin herkesten önce senden kurtulmalıydım !
Herkes donup kalmıştı bunu kimse beklemiyordu. AlcatrazZ silahını kerolayn'a doğrulttu. "Böyle bitmesi gerekmiyor silahı bırak teslim ol!"
Ben Ceo'yum komiser ben nasıl istersem öyle bitecek! dedi.Tetiği çekti.
O esnada AlcatrazZ'da silahını ateşlemişti.Min yere düşerken kerolyn göğsüne isabet eden kurşun yarasıyla sallanıyordu.Düşmek üzereyken AlcatrazZ onu yakaladı.
"Neden bunu yaptın neden teslim olmadın seni kurtaracağım" diyerek ağlıyordu.
Kerolayn son bir gayretle elini abisini yanaklarına götürdü "sen iyi bir adamsın komiser seni seviyorum ama ben Ceo'yum beni kolayca teslim alamazsın."
Son.