Winter
Forum Yöneticisi
- Üyelik Tarihi
- 20 Haz 2022
- Konular
- 176
- Mesajlar
- 4,427
- MFC Puanı
- 41,820
Bir varmış bir yokmuş.. Uzak diyarların tozlu rüzgarlarının sarıp sarmaladığı bir şehirde gizemli bir şekerleme dükkanı varmış.
Bu dükkanın vitrini kalp şeklinde simsiyah kutulardan oluşuyormuş. İçeri girdiğinizde küçük bir zil tüm gücüyle titreşiyormuş. Ve şekerleme dükkanının sahibi sizi yüzüne başka bir yerden çalıp yerleştirmiş gibi duran gülümsemesi ile karşılıyormuş. Ona yaklaştığınızda hissettiğiniz gariplik çok geçmeden yerini sahte bir rahatlığa bırakıyormuş. Adam vitrinden bir kutu alıp önünüze koyar ve açmanız için sizi davet edermiş.
Siyah kutuyu açtığınızda içi kan kırmızı 9 bölmeli bir astarla karşılaşıyormuşsunuz. Her bölmede rengarenk kağıtlara sarılmış birer çikolata varmış. Birini alıp ağzınıza götürdüğünüzde damağınızda ki tat gitmeden gölgeler görmeye başlıyormuşsunuz.
Aydınlığın kuytularına saklanmaya çalışan gölgeler. Bir diğerinde ucunda altın bir zincirin sallandığı keskin bir usturanın boğazınızı nasıl yardığını hissedebiliyormuşsunuz.Sıradakinde küçük bir kızın ona dokunan gölge ellere karşı döktüğü gözyaşındaki tuzu tadabiliyormuşsunuz.
Her çikolatanın bir hikayesi varmış. Son çikolataya geldiğinizde ise yüzleşme sırası sizin içinizde ki karanlık sırlarmış.Masumiyet maskesi arkasında gizlediğiniz, yüzünüzü kemiren sırlarınız. Gecenin karanlığında ruhunuzun bir parçasının size fısıldadığı sırlarınız. Kimsenin duymadığına emin olduğunuz, kendinizden bile saklamaya çalıştıklarınız..
derler ki o dükkana giren bir daha asla dışarı çıkamazmış. Ruhu o kutuya hapsolur, sonsuza dek çığlık atarmış.. ruhların cehenneminin kalp şeklinde bir kutu olacağı kimsenin aklına gelmezmiş…
Bu dükkanın vitrini kalp şeklinde simsiyah kutulardan oluşuyormuş. İçeri girdiğinizde küçük bir zil tüm gücüyle titreşiyormuş. Ve şekerleme dükkanının sahibi sizi yüzüne başka bir yerden çalıp yerleştirmiş gibi duran gülümsemesi ile karşılıyormuş. Ona yaklaştığınızda hissettiğiniz gariplik çok geçmeden yerini sahte bir rahatlığa bırakıyormuş. Adam vitrinden bir kutu alıp önünüze koyar ve açmanız için sizi davet edermiş.
Siyah kutuyu açtığınızda içi kan kırmızı 9 bölmeli bir astarla karşılaşıyormuşsunuz. Her bölmede rengarenk kağıtlara sarılmış birer çikolata varmış. Birini alıp ağzınıza götürdüğünüzde damağınızda ki tat gitmeden gölgeler görmeye başlıyormuşsunuz.
Aydınlığın kuytularına saklanmaya çalışan gölgeler. Bir diğerinde ucunda altın bir zincirin sallandığı keskin bir usturanın boğazınızı nasıl yardığını hissedebiliyormuşsunuz.Sıradakinde küçük bir kızın ona dokunan gölge ellere karşı döktüğü gözyaşındaki tuzu tadabiliyormuşsunuz.
Her çikolatanın bir hikayesi varmış. Son çikolataya geldiğinizde ise yüzleşme sırası sizin içinizde ki karanlık sırlarmış.Masumiyet maskesi arkasında gizlediğiniz, yüzünüzü kemiren sırlarınız. Gecenin karanlığında ruhunuzun bir parçasının size fısıldadığı sırlarınız. Kimsenin duymadığına emin olduğunuz, kendinizden bile saklamaya çalıştıklarınız..
derler ki o dükkana giren bir daha asla dışarı çıkamazmış. Ruhu o kutuya hapsolur, sonsuza dek çığlık atarmış.. ruhların cehenneminin kalp şeklinde bir kutu olacağı kimsenin aklına gelmezmiş…