ihinsel Özür ve sınıflandırılması ZİHİNSEL ÖZÜR ( MENTAL RETARDASYON)
Zeka, zihinsel birçok yeteneğin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler bileşimidir. Bu yetenekler algılama, bellek, düşünme, öğrenme, mantık yürütme gibi yeteneklerdir ve bunların birbiriyle uyumlu ve ilişkili çalışması sonucu zihinsel fonksiyonlar yürütülmektedir. Zihinsel özür, kişinin yaşadığı toplum içerisinde sorunlarla başa çıkma yeteneğini etkileyen, zihinsel bir kısıtlama ya da sınırlanmadır. Bir çocuk ya da yetişkine zihinsel özürlü tanısı konulabilmesi için ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, öz bakımda, evdeki yaşamda, toplumsal becerilerde, toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığı korumada, akademik becerilerde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlaması öngörülür. Zihinsel özür, ülkemizde yaygın olarak karşılaşılan özür gruplarından birisidir. Çocuğunuzun zihinsel özürlü olmasına neden olan çeşitli etmenler vardır. Bunlar dört grupta incelenebilir:
A. Doğum öncesi Gebeliğin özellikle ilk üç ayında uzun süren yüksek ateş,
Gebelik döneminde geçirilen çeşitli hastalıklar, Gebelikte doktor denetimi dışında ilaç kullanımı,
Alkol, sigara ve benzeri madde kullanımı, Annenin kansızlığı, Annenin geçirdiği bazı kronik hastalıklar (hipotroidi vb ),
Yetersiz ve dengesiz beslenme, Gebelik sırasında geçirilen kazalar.
B. Doğum sırası Doğum sırasında çocuğun oksijensiz kalması (anoksi), Zor ve uzun süren doğum, Doğum sırasında beyin zedelenmesi, Erken doğum, Düşük doğum ağırlıklı bebek.
C. Doğum sonrası Yeterli miktarda anne sütü almaması, Çevre kirliliğine maruz kalması, Uyaran eksikliği, Demir eksikliği, Merkezi sinir sisteminin enfeksiyon hastalıkları (menenjit gibi), Metabolik hastalıklar (fenilketonüri, hipotroidi vs), Geçirilen kazalar sonucu beyin zedelenmesi.
D. Genetik nedenler Akraba evlilikleri (ailede zihinsel özürlülük nedeni olan genlerin varlığında hastalık ortaya çıkar),
Kromozom hastalıkları (Down Sendromu gibi).
2-ZİHİNSEL ÖZRÜN TEŞHİSİ
Tıbbi açıdan değerlendirmeler yapılır; kişinin beyninin öğrenme, problem çözme ve IQ veya entelektüel fonksiyonlarını yerine getirme yeteneği genellikle IQ testleri ile ölçülür. Ortalama puan 100 dür. 70-75'in altında puan alanlarda zihinsel özür vardır.
Eğitimsel açıdan değerlendirmeler yapılır; kişinin bağımsız olarak yaşamak için ihtiyaç duyulan becerileri yerine getirip getiremediği(adaptif davranışlar veya adaptif fonksiyonlar) incelenir. Bu becerilere örnek verirsek, giyinme, kendi kendine yemek yeme gibi günlük yaşam aktiviteleri, anlama ve cevap verme gibi iletişim becerileri, aile üyeleri, yetişkinler ve yaşıtları ile sosyal becerileri değerlendirilir.Zihinsel özürlü bir çocuğun kesin tanısı ve özür durumunun değerlendirilmesi birçok bilim dalının (multidisipliner) incelemesiyle yapılır. Zihinsel gelişme geriliği çocuğun yaşıtlarına göre algılama, problem çözme, bellek, soyut düşünme yeteneği, neden sonuç bağlantısı kurabilme, gerçeği değerlendirme, yargılama, anlama ve anlatabilme, öğrenme gibi bilişsel yeteneklerinde eksiklik, yetmezlik ya da bozukluk olması ile belirlenir. Zihinsel özürlülüğün birçok belirtisi vardır. Başlıcaları şunlardır:
Oturmayı, emeklemeyi ve yürümeyi diğer çocuklardan daha geç öğrenebilirler. Konuşulan dili anlamada güçlük yaşayabilirler. Konuşmayı daha geç öğrenebilirler. Sınırlı sözcük dağarcıkları ile dikkati çekerler . Sesleri doğru olarak çıkarabilme (artikülasyon) ile ses bozuklukları ve kekemelik görülme sıklığı normal gelişim gösteren çocuklara göre daha fazladır.
Hatırlamada zorlanabilirler. Anlamada güçlükleri olabilir. Sosyal kuralları anlamada güçlük çekebilirler. Problem çözmede zorlanabilirler. Mantıklı düşünmede zorlanabilirler. Dikkat süreleri kısa olabilir. Okuma-yazma, matematik gibi akademik becerilerde güçlükler görülebilir. Kendi başlarına karar verme ve uygulamada zorlanırlar. Yetişkin tarafından yönlendirilmeye gereksinim duyarlar. Yeterli destek verildiğinde, zihinsel özürlü çocukların çoğu öğrenebilir, gelişebilir ve büyüyebilir. Zihinsel özürlü çocuklar toplumdaki diğer çocuklardan farklıdır. Bu farklılığın zihinsel bir özür olduğunu söylemek için, çeşitli testler kullanılır. Bu testler ile bireyin/çocuğun düşünme, öğrenme ve sorun çözme ile ilgili yetenekleri ölçülür.
Zeka Özrünün Sınıflandırılması A- Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 50-55 ile yaklaşık 70 arası. B- Orta düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 35-40 ile yaklaşık 50-55 arası. C- Ağır düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 20-25 ile yaklaşık 35-40 arası. D- İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 20-25'in altında. Yukarıda verilen sınıflandırmalar tek başına çocukların değerlendirilmesinde yeterli değildir .
A. Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği: Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, eğitilebilir olarak nitelendirilen grubu işaret eder. Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklar, toplumsal ve konuşma yeteneklerini okul öncesi yıllarda 0-5 yaş arasında kazanırlar. Duyusal ve motor alanlardaki bozuklukları çok azdır ve çoğunlukla daha ileri yaşlara kadar zihinsel özürlü olmayan çocuklardan ayırt edilemezler. Bu çocuklar, on yaşın sonuna doğru, altıncı sınıf düzeyinde okul becerileri kazanabilirler. Erişkin yaşlarda, ancak kendi başına yaşayabilmeye yeten toplumsal ve mesleki yetenekler kazanırlar. Ancak, alışılmışın dışında toplumsal ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarında rehberliğe gereksinim duyarlar. Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, uygun destekle çoğunlukla kendi başlarına ya da bir yetişkinin denetimiyle toplum içinde bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilirler. Hafif düzeyde zihinsel özürde hareket, bedeni kullanmaya ilişkin (motor) problemler az görülür ya da yoktur. İletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal etkileşim, toplum içinde yaşayabilme, kendini yönlendirme, sağlık ve emniyeti gözetebilme, akademik/okula ilişkin beceriler, boş vakitlerini değerlendirme, iş becerileri gibi özellikler yaşıtlarına çok yakın değerlerde gözlenir.
B. Orta düzeyde zihinsel gelişme geriliği Orta düzeyde özürlü olan bireyler, öğretilebilir olarak sınıflandırılan gruba eşdeğerdir. Orta düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklar, konuşma becerilerinin çoğunu erken çocukluk yıllarında kazanırlar. Mesleki eğitimden faydalanır ve belirli bir denetimle kişisel bakımlarını yapabilirler. Aynı zamanda toplumsal ve iş ve uğraşı alanlarındaki eğitimden de yararlanırlar. Örneğin duyu-algı-motor bütünleştirme ve bilişsel gelişim için aktivite eğitimi, iş ve uğraşı yaklaşımı olarak uygulanır. Ancak akademik olarak ilkokul ikinci sınıf düzeyinden ileri gitmekte zorlanırlar. Ergenlik döneminde, toplumsal kuralları öğrenmedeki zorlukları, yaşıtları ile ilişkilerini bozabilir. Erişkinlikte, çoğunluğu beceri istemeyen işlerde ya da uygun destekle yarı beceri isteyen işlerde çalışabilirler. Yeterli destek ile toplumsal hayata uyum sağlarlar.
C. Ağır düzeyde zihinsel gelişme geriliği Ağır düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, erken çocukluk yıllarında konuşma becerilerini ya çok az kazanırlar ya da hiç kazanamazlar. Okul dönemi boyunca konuşmayı öğrenebilirler ve ancak temel (özbakım) ihtiyaçlar konusunda eğitilebilirler. Sadece okul öncesi eğitim düzeyinde (gerekli işaret ve harfleri tanıma gibi) bir eğitim alabilirler. Erişkinliklerinde yakın bir denetimle basit işleri yapabilirler. Zihinsel özre eşlik eden başka bir sorun nedeni ile özel bir bakıma gereksinimleri yoksa, aile içinde ya da küçük gruplardan oluşturulmuş grup evlerinde toplum hayatına uyum sağlayabilirler
D. İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği Çoğunda zihinsel özre neden olan özel bir nörolojik sorun vardır. Erken çocukluk yıllarında duyu-motor işlevlerinde uyarı eksikliği nedeniyle önemli gerilikler vardır. Devamlı yardıma ve bakıma ihtiyaç duyarlar. Eğer uygun bir şekilde eğitilebilirlerse motor gelişmeleri, kendine bakım ve konuşma becerileri geliştirilebilir. Çok yakın denetim ve koruma altında basit işleri yapabilirler. Zihinsel özür, erken çocukluk döneminde ve okul öncesi yaşlarda gelişim geriliği ile kendini gösterir. Bu çocukların çoğu gelişim alanlarında (bilişsel, motor, özbakım, dil, sosyal-duygusal) yavaş bir gelişme gösterir ve kronolojik takvim yaşına göre geri kalırlar. Bu nedenle ağır düzeyde zihinsel özürlü bireyler genellikle erken çocukluk döneminde tanınır. Ancak hafif düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklarda tanı okul çağına kadar gecikebilir. Zihinsel özürlü bir çocukta, öğrenmede güçlükler vardır.
Bu çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi (diğer kişilerle iletişim kurma, arkadaş olma) ve kendilerini idare etmeleri uzun zaman alır ve sabır gerektirir. Bu çocukların da sevgi ve şefkate gereksinimleri vardır. Buna karşın bazen anlaşılamayabilirler ve istenmedik davranışlarla karşılaşabilirler. Öğrenmek, okula gitmek, eğlenmek isterler. Ancak, desteğe gereksinimleri vardır, bu da onları anlayabilecek uygun davranışlar gösterebilecek eğitim ortamlarında olabilir. Gerekli eğitim ve destek aldıklarında, birçok zihinsel özürlü olan çocuk, iş sahibi olabilir ve bağımsız yaşayabilirler. Erken tanı, beraberinde erken eğitim ve rehabilitasyonu mümkün kılar. Ancak, bazı durumlarda çocuğun mevcut sorunlarının ve mevcut kapasitesinin ortaya konması zaman gerektirir. Bu zaman sürecinde, çocuğun gelişiminin değerlendirilmesi önemlidir
Okul öncesi yaşlarda gelişim geriliğine dikkat çeken ve en çok karşılaşılan belirtiler şu şekilde özetlenebilir: İlk aylarda : Emme güçlüğü, Hareket azlığı, Çevresel uyarılara işitsel veya görsel tepkilerin zayıf olması veya olmaması. 6 aydan sonra : Oturma, emekleme, yürümede gecikmeler. 2-3 yaşında : Dil gelişiminde gecikme ve davranış bozukluğu. 4-6 yaşında : Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite. 3- ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ BİREYLERE SAHİP AİLELERE GENETİK DANIŞMA
Genetik hastalıklar çok çeşitlidir ve büyük bölümünde zihinsel özürlülük gözlenir. Bu nedenle çocuğunuzda, akrabalarınızda ağır seyreden zihinsel özürlülük varsa; gelişimi ve davranışları diğer yaşıtlarına göre farklı ise (Örneğin üniversiteler bünyesinde bulunan) bir genetik merkezine başvurmanız gerekir. Genetik merkezine başvurmanız gereken durumlar;
Ailenizde ve yakın akrabalarınız arasında nedeni bilinmeyen zihinsel özürlü bireyler var ise, Önceki çocuklarınızda Down Sendromu gibi kromozom bozuklukları nedeniyle oluşan hastalıklar var ise, Çok sayıda (2 ve daha fazla) düşük yaptıysanız,
Tüm gebelikleriniz düşük ya da ölü doğumla sonuçlanıyorsa, Nedeni belirlenemeyen büyüme düzensizliği var ise, Nedeni belirlenemeyen cinsel organ, göğüs gelişim bozuklukları var ise, Gebe olma yaşınız 35 ve daha üstü ise,
Anne ya da babada bilinen bir kromozom ya da gen düzensizliği var ise, Ailenizde zihinsel ve gelişim özürlü bireyler var ve siz akraba evliliği yapmış iseniz, Gebeliğiniz sırasında anne karnındaki bebeğin ultrason ile değerlendirilmesinde bir problem ile karşılaşılmış ise. Eğer yukarıdaki maddelerden en az biri sizde bulunuyorsa bir genetik merkezine başvurun. Gebelik döneminde anne karnındaki bebeği (fetus) çevreleyen zar ya da sıvıdan ultrason eşliğinde alınan bir miktar parça/sıvıda genetik testler yapılır ve doğacak olan bebeğinizin test edilen hastalığa sahip olup olmadığı söylenir. Eğer bebeğiniz hasta doğacak ise nelerle karşılaşacağınız genetik uzmanlarınca size anlatılır ve yardımcı olunur. Doğum sonrasında yapılan genetik analizlerde, kolunuzdan alınacak ufak bir miktar kan ile genetik testler yapılır ve sizlere ilgili hastalık hakkında bilgi verilir.
Anne-baba adayları, akraba evliliği yapmamış olsalar bile, zihinsel özürlülüğe yol açan risklerin olup olmadığını araştırmalı ve ilgili testleri yaptırmayı ihmal etmemelidirler. Çünkü testlerle ortaya konacak olan durumlarda erken tanı ve tedavi ile birçok zihinsel özürlülük önlenebilir. Bu testlerin bir kısmı annenin gebeliği döneminde yapılır. Sağlıklı çocuklar ve sağlıklı bir toplum için; üniversiteler bünyesindeki genetik danışmanlık merkezleri/servisleri ile ilişki içerisinde olun.
4- ÇOCUĞUN İZLENMESİ Zihinsel özürlü çocukların da yenidoğan bebekler gibi bir sağlık kuruluşunda büyüme ve gelişme, beslenme ve aşılarının düzenlenmesi açısından izlenmesi gerekir. Uygun beslenmemesi durumunda mevcut sorunlarına beslenme bozuklukları da eklenebilir. Ayrıca, beslenmenin de zihinsel gelişimle ilişkisi vardır. Bebeğinizin yutma sorunları varsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Aşılar, her çocuğun enfeksiyon hastalıklarından korunması için önemlidir. Ancak bakım, beslenme sorunu olan ve enfeksiyonlara daha duyarlı olan zihinsel özürlü çocuklarda daha da önemlidir. Bu nedenle, aşılarının zamanında yapılması gerekmektedir. Aksi durumda enfeksiyon geçirirlerse, mikroorganizmalar ve yüksek ateş, zihinsel gelişimini olumsuz etkiler.
5- ZİHİNSEL ÖZÜRLÜLERDE GÖRÜLEBİLECEK SAĞLIK PROBLEMLERİ
Zihinsel özürlü bebeklerin/çocukların oturmasını, dönmesini ve yürümesini zorlaştıran kas tonusundan (gerginliğinden) ileri gelen sorunlar olabilir. Beslenme, yutma, kusma, mide ve barsaklarda sorunları olabilir.
Görme ve /veya işitme sorunları olabilir (Doğuştan katarakt gibi).
Kemiklerinde ve eklemlerinde sorunlar olabilir. Dişleri geç çıkabilir. Kalpte ritim bozuklukları görülebilir. Troid bozuklukları olabilir.
Solunum yolları, kulak, akciğer rahatsızlıkları soğuk ve enfeksiyonlara karşı dirençlerinin düşük olması nedeniyle oluşabilir.
Havale geçirebilir. Bütün bu bulguların bir ya da daha çoğunun zihinsel yetersizliğe eşlik etmesi, sorunu daha da ağırlaştırır, baş etmeyi güçleştirir. Çocuğun var olan sorunlar açısından ilgili uzmanlar tarafından muayene edilmesi ve gerekenlerin yapılması ihmal edilmemelidir. Ayrıca, zihinsel özre eşlik eden sağlık sorunlarına travmalar, zehirlenmeler gibi yeni sorunlar da eklenebilir. Yeni özürlülük durumları ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle çok destekli, çok yönlü, düzenli, aralıksız izleme zorunludur. Ancak, kaliteli bir izleme sonunda en üst düzeyde başarıya ulaşmak için öncelikle, tanısının doğru konması, sorunun boyutlarının iyi belirlenmesi ve uygun eğitim programları ile rehabilitasyon programlarının uygulanması gerekmektedir.
Alıntı...
Zeka, zihinsel birçok yeteneğin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler bileşimidir. Bu yetenekler algılama, bellek, düşünme, öğrenme, mantık yürütme gibi yeteneklerdir ve bunların birbiriyle uyumlu ve ilişkili çalışması sonucu zihinsel fonksiyonlar yürütülmektedir. Zihinsel özür, kişinin yaşadığı toplum içerisinde sorunlarla başa çıkma yeteneğini etkileyen, zihinsel bir kısıtlama ya da sınırlanmadır. Bir çocuk ya da yetişkine zihinsel özürlü tanısı konulabilmesi için ortalamanın altındaki zeka işlevi ile birlikte iletişimde, öz bakımda, evdeki yaşamda, toplumsal becerilerde, toplumsal yararlılıkta, kendini yönlendirmede, sağlığı korumada, akademik becerilerde ve çalışma alanlarında iki veya daha fazla bozukluğun bir arada olması ve bu durumun 18 yaşından önce başlaması öngörülür. Zihinsel özür, ülkemizde yaygın olarak karşılaşılan özür gruplarından birisidir. Çocuğunuzun zihinsel özürlü olmasına neden olan çeşitli etmenler vardır. Bunlar dört grupta incelenebilir:
A. Doğum öncesi Gebeliğin özellikle ilk üç ayında uzun süren yüksek ateş,
Gebelik döneminde geçirilen çeşitli hastalıklar, Gebelikte doktor denetimi dışında ilaç kullanımı,
Alkol, sigara ve benzeri madde kullanımı, Annenin kansızlığı, Annenin geçirdiği bazı kronik hastalıklar (hipotroidi vb ),
Yetersiz ve dengesiz beslenme, Gebelik sırasında geçirilen kazalar.
B. Doğum sırası Doğum sırasında çocuğun oksijensiz kalması (anoksi), Zor ve uzun süren doğum, Doğum sırasında beyin zedelenmesi, Erken doğum, Düşük doğum ağırlıklı bebek.
C. Doğum sonrası Yeterli miktarda anne sütü almaması, Çevre kirliliğine maruz kalması, Uyaran eksikliği, Demir eksikliği, Merkezi sinir sisteminin enfeksiyon hastalıkları (menenjit gibi), Metabolik hastalıklar (fenilketonüri, hipotroidi vs), Geçirilen kazalar sonucu beyin zedelenmesi.
D. Genetik nedenler Akraba evlilikleri (ailede zihinsel özürlülük nedeni olan genlerin varlığında hastalık ortaya çıkar),
Kromozom hastalıkları (Down Sendromu gibi).
2-ZİHİNSEL ÖZRÜN TEŞHİSİ
Tıbbi açıdan değerlendirmeler yapılır; kişinin beyninin öğrenme, problem çözme ve IQ veya entelektüel fonksiyonlarını yerine getirme yeteneği genellikle IQ testleri ile ölçülür. Ortalama puan 100 dür. 70-75'in altında puan alanlarda zihinsel özür vardır.
Eğitimsel açıdan değerlendirmeler yapılır; kişinin bağımsız olarak yaşamak için ihtiyaç duyulan becerileri yerine getirip getiremediği(adaptif davranışlar veya adaptif fonksiyonlar) incelenir. Bu becerilere örnek verirsek, giyinme, kendi kendine yemek yeme gibi günlük yaşam aktiviteleri, anlama ve cevap verme gibi iletişim becerileri, aile üyeleri, yetişkinler ve yaşıtları ile sosyal becerileri değerlendirilir.Zihinsel özürlü bir çocuğun kesin tanısı ve özür durumunun değerlendirilmesi birçok bilim dalının (multidisipliner) incelemesiyle yapılır. Zihinsel gelişme geriliği çocuğun yaşıtlarına göre algılama, problem çözme, bellek, soyut düşünme yeteneği, neden sonuç bağlantısı kurabilme, gerçeği değerlendirme, yargılama, anlama ve anlatabilme, öğrenme gibi bilişsel yeteneklerinde eksiklik, yetmezlik ya da bozukluk olması ile belirlenir. Zihinsel özürlülüğün birçok belirtisi vardır. Başlıcaları şunlardır:
Oturmayı, emeklemeyi ve yürümeyi diğer çocuklardan daha geç öğrenebilirler. Konuşulan dili anlamada güçlük yaşayabilirler. Konuşmayı daha geç öğrenebilirler. Sınırlı sözcük dağarcıkları ile dikkati çekerler . Sesleri doğru olarak çıkarabilme (artikülasyon) ile ses bozuklukları ve kekemelik görülme sıklığı normal gelişim gösteren çocuklara göre daha fazladır.
Hatırlamada zorlanabilirler. Anlamada güçlükleri olabilir. Sosyal kuralları anlamada güçlük çekebilirler. Problem çözmede zorlanabilirler. Mantıklı düşünmede zorlanabilirler. Dikkat süreleri kısa olabilir. Okuma-yazma, matematik gibi akademik becerilerde güçlükler görülebilir. Kendi başlarına karar verme ve uygulamada zorlanırlar. Yetişkin tarafından yönlendirilmeye gereksinim duyarlar. Yeterli destek verildiğinde, zihinsel özürlü çocukların çoğu öğrenebilir, gelişebilir ve büyüyebilir. Zihinsel özürlü çocuklar toplumdaki diğer çocuklardan farklıdır. Bu farklılığın zihinsel bir özür olduğunu söylemek için, çeşitli testler kullanılır. Bu testler ile bireyin/çocuğun düşünme, öğrenme ve sorun çözme ile ilgili yetenekleri ölçülür.
Zeka Özrünün Sınıflandırılması A- Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 50-55 ile yaklaşık 70 arası. B- Orta düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 35-40 ile yaklaşık 50-55 arası. C- Ağır düzeyde zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 20-25 ile yaklaşık 35-40 arası. D- İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği : IQ düzeyi 20-25'in altında. Yukarıda verilen sınıflandırmalar tek başına çocukların değerlendirilmesinde yeterli değildir .
A. Hafif düzeyde zihinsel gelişme geriliği: Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, eğitilebilir olarak nitelendirilen grubu işaret eder. Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklar, toplumsal ve konuşma yeteneklerini okul öncesi yıllarda 0-5 yaş arasında kazanırlar. Duyusal ve motor alanlardaki bozuklukları çok azdır ve çoğunlukla daha ileri yaşlara kadar zihinsel özürlü olmayan çocuklardan ayırt edilemezler. Bu çocuklar, on yaşın sonuna doğru, altıncı sınıf düzeyinde okul becerileri kazanabilirler. Erişkin yaşlarda, ancak kendi başına yaşayabilmeye yeten toplumsal ve mesleki yetenekler kazanırlar. Ancak, alışılmışın dışında toplumsal ve ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldıklarında rehberliğe gereksinim duyarlar. Hafif düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, uygun destekle çoğunlukla kendi başlarına ya da bir yetişkinin denetimiyle toplum içinde bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilirler. Hafif düzeyde zihinsel özürde hareket, bedeni kullanmaya ilişkin (motor) problemler az görülür ya da yoktur. İletişim, öz bakım, ev yaşamı, sosyal etkileşim, toplum içinde yaşayabilme, kendini yönlendirme, sağlık ve emniyeti gözetebilme, akademik/okula ilişkin beceriler, boş vakitlerini değerlendirme, iş becerileri gibi özellikler yaşıtlarına çok yakın değerlerde gözlenir.
B. Orta düzeyde zihinsel gelişme geriliği Orta düzeyde özürlü olan bireyler, öğretilebilir olarak sınıflandırılan gruba eşdeğerdir. Orta düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklar, konuşma becerilerinin çoğunu erken çocukluk yıllarında kazanırlar. Mesleki eğitimden faydalanır ve belirli bir denetimle kişisel bakımlarını yapabilirler. Aynı zamanda toplumsal ve iş ve uğraşı alanlarındaki eğitimden de yararlanırlar. Örneğin duyu-algı-motor bütünleştirme ve bilişsel gelişim için aktivite eğitimi, iş ve uğraşı yaklaşımı olarak uygulanır. Ancak akademik olarak ilkokul ikinci sınıf düzeyinden ileri gitmekte zorlanırlar. Ergenlik döneminde, toplumsal kuralları öğrenmedeki zorlukları, yaşıtları ile ilişkilerini bozabilir. Erişkinlikte, çoğunluğu beceri istemeyen işlerde ya da uygun destekle yarı beceri isteyen işlerde çalışabilirler. Yeterli destek ile toplumsal hayata uyum sağlarlar.
C. Ağır düzeyde zihinsel gelişme geriliği Ağır düzeyde zihinsel özürlü olan bireyler, erken çocukluk yıllarında konuşma becerilerini ya çok az kazanırlar ya da hiç kazanamazlar. Okul dönemi boyunca konuşmayı öğrenebilirler ve ancak temel (özbakım) ihtiyaçlar konusunda eğitilebilirler. Sadece okul öncesi eğitim düzeyinde (gerekli işaret ve harfleri tanıma gibi) bir eğitim alabilirler. Erişkinliklerinde yakın bir denetimle basit işleri yapabilirler. Zihinsel özre eşlik eden başka bir sorun nedeni ile özel bir bakıma gereksinimleri yoksa, aile içinde ya da küçük gruplardan oluşturulmuş grup evlerinde toplum hayatına uyum sağlayabilirler
D. İleri derecede ağır zihinsel gelişme geriliği Çoğunda zihinsel özre neden olan özel bir nörolojik sorun vardır. Erken çocukluk yıllarında duyu-motor işlevlerinde uyarı eksikliği nedeniyle önemli gerilikler vardır. Devamlı yardıma ve bakıma ihtiyaç duyarlar. Eğer uygun bir şekilde eğitilebilirlerse motor gelişmeleri, kendine bakım ve konuşma becerileri geliştirilebilir. Çok yakın denetim ve koruma altında basit işleri yapabilirler. Zihinsel özür, erken çocukluk döneminde ve okul öncesi yaşlarda gelişim geriliği ile kendini gösterir. Bu çocukların çoğu gelişim alanlarında (bilişsel, motor, özbakım, dil, sosyal-duygusal) yavaş bir gelişme gösterir ve kronolojik takvim yaşına göre geri kalırlar. Bu nedenle ağır düzeyde zihinsel özürlü bireyler genellikle erken çocukluk döneminde tanınır. Ancak hafif düzeyde zihinsel özürlü olan çocuklarda tanı okul çağına kadar gecikebilir. Zihinsel özürlü bir çocukta, öğrenmede güçlükler vardır.
Bu çocukların sosyal becerilerinin gelişmesi (diğer kişilerle iletişim kurma, arkadaş olma) ve kendilerini idare etmeleri uzun zaman alır ve sabır gerektirir. Bu çocukların da sevgi ve şefkate gereksinimleri vardır. Buna karşın bazen anlaşılamayabilirler ve istenmedik davranışlarla karşılaşabilirler. Öğrenmek, okula gitmek, eğlenmek isterler. Ancak, desteğe gereksinimleri vardır, bu da onları anlayabilecek uygun davranışlar gösterebilecek eğitim ortamlarında olabilir. Gerekli eğitim ve destek aldıklarında, birçok zihinsel özürlü olan çocuk, iş sahibi olabilir ve bağımsız yaşayabilirler. Erken tanı, beraberinde erken eğitim ve rehabilitasyonu mümkün kılar. Ancak, bazı durumlarda çocuğun mevcut sorunlarının ve mevcut kapasitesinin ortaya konması zaman gerektirir. Bu zaman sürecinde, çocuğun gelişiminin değerlendirilmesi önemlidir
Okul öncesi yaşlarda gelişim geriliğine dikkat çeken ve en çok karşılaşılan belirtiler şu şekilde özetlenebilir: İlk aylarda : Emme güçlüğü, Hareket azlığı, Çevresel uyarılara işitsel veya görsel tepkilerin zayıf olması veya olmaması. 6 aydan sonra : Oturma, emekleme, yürümede gecikmeler. 2-3 yaşında : Dil gelişiminde gecikme ve davranış bozukluğu. 4-6 yaşında : Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite. 3- ZİHİNSEL ÖZÜRLÜ BİREYLERE SAHİP AİLELERE GENETİK DANIŞMA
Genetik hastalıklar çok çeşitlidir ve büyük bölümünde zihinsel özürlülük gözlenir. Bu nedenle çocuğunuzda, akrabalarınızda ağır seyreden zihinsel özürlülük varsa; gelişimi ve davranışları diğer yaşıtlarına göre farklı ise (Örneğin üniversiteler bünyesinde bulunan) bir genetik merkezine başvurmanız gerekir. Genetik merkezine başvurmanız gereken durumlar;
Ailenizde ve yakın akrabalarınız arasında nedeni bilinmeyen zihinsel özürlü bireyler var ise, Önceki çocuklarınızda Down Sendromu gibi kromozom bozuklukları nedeniyle oluşan hastalıklar var ise, Çok sayıda (2 ve daha fazla) düşük yaptıysanız,
Tüm gebelikleriniz düşük ya da ölü doğumla sonuçlanıyorsa, Nedeni belirlenemeyen büyüme düzensizliği var ise, Nedeni belirlenemeyen cinsel organ, göğüs gelişim bozuklukları var ise, Gebe olma yaşınız 35 ve daha üstü ise,
Anne ya da babada bilinen bir kromozom ya da gen düzensizliği var ise, Ailenizde zihinsel ve gelişim özürlü bireyler var ve siz akraba evliliği yapmış iseniz, Gebeliğiniz sırasında anne karnındaki bebeğin ultrason ile değerlendirilmesinde bir problem ile karşılaşılmış ise. Eğer yukarıdaki maddelerden en az biri sizde bulunuyorsa bir genetik merkezine başvurun. Gebelik döneminde anne karnındaki bebeği (fetus) çevreleyen zar ya da sıvıdan ultrason eşliğinde alınan bir miktar parça/sıvıda genetik testler yapılır ve doğacak olan bebeğinizin test edilen hastalığa sahip olup olmadığı söylenir. Eğer bebeğiniz hasta doğacak ise nelerle karşılaşacağınız genetik uzmanlarınca size anlatılır ve yardımcı olunur. Doğum sonrasında yapılan genetik analizlerde, kolunuzdan alınacak ufak bir miktar kan ile genetik testler yapılır ve sizlere ilgili hastalık hakkında bilgi verilir.
Anne-baba adayları, akraba evliliği yapmamış olsalar bile, zihinsel özürlülüğe yol açan risklerin olup olmadığını araştırmalı ve ilgili testleri yaptırmayı ihmal etmemelidirler. Çünkü testlerle ortaya konacak olan durumlarda erken tanı ve tedavi ile birçok zihinsel özürlülük önlenebilir. Bu testlerin bir kısmı annenin gebeliği döneminde yapılır. Sağlıklı çocuklar ve sağlıklı bir toplum için; üniversiteler bünyesindeki genetik danışmanlık merkezleri/servisleri ile ilişki içerisinde olun.
4- ÇOCUĞUN İZLENMESİ Zihinsel özürlü çocukların da yenidoğan bebekler gibi bir sağlık kuruluşunda büyüme ve gelişme, beslenme ve aşılarının düzenlenmesi açısından izlenmesi gerekir. Uygun beslenmemesi durumunda mevcut sorunlarına beslenme bozuklukları da eklenebilir. Ayrıca, beslenmenin de zihinsel gelişimle ilişkisi vardır. Bebeğinizin yutma sorunları varsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz. Aşılar, her çocuğun enfeksiyon hastalıklarından korunması için önemlidir. Ancak bakım, beslenme sorunu olan ve enfeksiyonlara daha duyarlı olan zihinsel özürlü çocuklarda daha da önemlidir. Bu nedenle, aşılarının zamanında yapılması gerekmektedir. Aksi durumda enfeksiyon geçirirlerse, mikroorganizmalar ve yüksek ateş, zihinsel gelişimini olumsuz etkiler.
5- ZİHİNSEL ÖZÜRLÜLERDE GÖRÜLEBİLECEK SAĞLIK PROBLEMLERİ
Zihinsel özürlü bebeklerin/çocukların oturmasını, dönmesini ve yürümesini zorlaştıran kas tonusundan (gerginliğinden) ileri gelen sorunlar olabilir. Beslenme, yutma, kusma, mide ve barsaklarda sorunları olabilir.
Görme ve /veya işitme sorunları olabilir (Doğuştan katarakt gibi).
Kemiklerinde ve eklemlerinde sorunlar olabilir. Dişleri geç çıkabilir. Kalpte ritim bozuklukları görülebilir. Troid bozuklukları olabilir.
Solunum yolları, kulak, akciğer rahatsızlıkları soğuk ve enfeksiyonlara karşı dirençlerinin düşük olması nedeniyle oluşabilir.
Havale geçirebilir. Bütün bu bulguların bir ya da daha çoğunun zihinsel yetersizliğe eşlik etmesi, sorunu daha da ağırlaştırır, baş etmeyi güçleştirir. Çocuğun var olan sorunlar açısından ilgili uzmanlar tarafından muayene edilmesi ve gerekenlerin yapılması ihmal edilmemelidir. Ayrıca, zihinsel özre eşlik eden sağlık sorunlarına travmalar, zehirlenmeler gibi yeni sorunlar da eklenebilir. Yeni özürlülük durumları ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle çok destekli, çok yönlü, düzenli, aralıksız izleme zorunludur. Ancak, kaliteli bir izleme sonunda en üst düzeyde başarıya ulaşmak için öncelikle, tanısının doğru konması, sorunun boyutlarının iyi belirlenmesi ve uygun eğitim programları ile rehabilitasyon programlarının uygulanması gerekmektedir.
Alıntı...