Zayıflamak için midenizi eğitin
İnsan bedeni için beslenmenin önemi çok büyük. Ancak kimi zaman yaptığımız yanlışlarla yeme-içme arzumuzu kontrol edemeyerek kilo almamıza yol açabiliyoruz. Oysa ki midemizi eğiterek hem yeterli beslenebilir hem de kilomuzu kontrol altında tutabiliriz.
Bedenin büyüyerek gelişmesi, hücre ve dokuların yenilenmesi ile diğer faaliyetler için gerekli enerjinin sağlanması gıdalarla beslenerek mümkün. Yeme-içme arzu ve isteği olmazsa insanlar beslenmeyi unutabilirler. Bu arzu, mide ile beyin arasındaki koordinasyon sonucu ortaya çıkar veya yok olur.
Gıdalar ağız yolu ile çiğnenerek aldıktan sonra, mide ve bağırsaklarda sindirilip emilir, daha sonra bedenimize dağıtılır.
Diyetisyen Merve Kalelioğlu, zayıflamak için mideyi eğitmenin önemini anlattı:
YEME İÇME ARZUMUZ DİSİPLİNE EDİLEBİLİR Mİ?
"Mide ve bağırsaklar esneyerek büyüyen ve büzülerek küçülen organlardır. Yediğimiz besinler midemize doldukça büyüyüp genişler, midenin içi boşalınca da daralıp küçülür. Normal bir insanın mide hacmi 1000-1500 ml (1-1,5 litre) kadardır. Eğer midemiz içerisindeki gıdaları tam sindiremeden, yeni besinler mideye gelmeye başlarsa zorlanan mide, hacmini genişleterek yeni besinlere yer açmaya başlar. Bu süreç alışkanlık haline gelirse, mide normal hacminden daha çok yiyecek alma kapasitesini göz önünde bulundurarak beyne mesaj gönderir. Bu mesajı alan beyin acıktığımızı ve yemek yememiz gerektiği sinyalini verir. Dolayısıyla midemiz tam boşalmadan, yani henüz sindirim işlemi devam etmekte iken ağızda öğütülmüş taze besinler mideye gelir ve mide taze besinlerle birlikte sindirime tekrar başlar. Önceki besinler midede çok kaldığı için bozulma emaresi göstererek, midede şişkinlik ve hazımsızlık gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden olur.
Yeme arzusu, disipline edilmesi ve düzene sokulması gereken bir istektir. Şişmanlığın ana nedeni, bedenin ihtiyacından fazla olan sindirilmiş gıdaları, vücuttan enerji harcayarak atamadığı durumlarda, yağa dönüştürmesidir.
ÖNLEM ALMAK İÇİN:
- Acıkmadan ve gereğinden fazla miktarda yemek yenmemeli.
- Öğün içerisinde meyve yenilecekse meyve, yemekten yarım saat önce tüketilmelid.
- Yemekler yavaş ve iyice çiğnenerek yenmeli, bu sayede öğün süresi uzatılarak midede tokluk hissinin oluşması sağlanmalı. Ağızdaki çiğneme süresi ne kadar uzarsa tokluk hissi de o ölçüde çok olur. İnsanda doyma hissi yemek yemeye başladıktan 15-20 dakika kadar sonra oluşmaya başlar. Hızlı yemek yemek bu süre içerisinde ihtiyaçtan fazla besin tüketilmesine sebep olur.
- Hazır gıdaları tüketmemeye gayret gösterilmeli. Hazır gıdaların içerisinde genellikle Çin Tuzu dediğimiz monosodyum glutamat maddesi bulunur. Bu madde gıdaların daha lezzetli olduğunu hissetmemize ve yeme arzusunun artmasına sebep olur.
- Büyüklerin çocukları mutlu etmek için aldıkları aburcubur gıdalar (çikolata, şeker, asitli içecekler gibi) ölçülü tüketilmeli.
Dengesiz ve yanlış beslenme insanlarda; hazımsızlık, reflü, ülser, gibi sindirim sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasının yanında, kalp-damar, şeker ve tansiyon rahatsızlıkları ve kanser gibi birçok hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı etken olarak gösteriliyor. Bu hastalıkların artış sebeplerinden en önemlileri ihtiyaçtan fazla yemek, acıkmadan yemek, birçok kimyasal işlemlerden geçirilmiş ve doğal olmayan katkılarla üretilmiş yiyeceklerle beslenmek. Bu nedenlerle de sağlıklı yaşam için doğru beslenme kurallarına dikkat edilmeli ve hareketli bir yaşam tarzına geçilmeli."