- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Zarafet ; adı bu kelimeyle özdeşleşmiş kibar ve çekici bir kadının , Oscar sahibi Audrey Hepburn ' ün hayatını anlatıyor . Katı , soğuk ve baskıcı bir karakter diye niteleyebileceğimiz Hollandalı Barones Ella 'nın kızı olarak dünyaya gelen Audrey , yaşadığı ilk travmayı şu sözlerle anlatıyor : 'Babama tapardım . Ondan ayrılmak çok acı vericiydi . Babam evi terk ederek bizi belki de hayat boyu sürecek bir güvensizliğe mahkum etti . '
Naziler ' in Hollanda' yı işgaliyle kabus dolu günler başlar ve Audrey o günleri şu sözlerle ifade eder : ' Her şeyimizi kaybetmiştik . Evlerimizi , eşyalarımızı , paramızı . Ama bunu düşünmüyorduk . Önemli olan tek şey hayatta kalmaktı . '
Savaş sonrasında bale ve dans dersleri , müzikal komediler , sahne şovları , ilk film denemesi ve şöhret gelir . Audrey bu dönemde birçok başarıya imza atar , mutlu günleri kadar , acı ve depresyonlu günleri de olur .
UNICEF'in Avrupa temsilcilerinden biri Audrey ' e gönüllü olarak TV programina katılmasını istediğinde kabul eder ve ölümüne kadar Etiyopya , Honduras , El Salvador , Guatemala , Vietnam gibi bir çok ülkede iyi niyet elçisi olarak çalışır .
Audrey yaşamı şöyle tanımlıyor :
' Yaşamak hayata birşeyler vermek demektir . Eğer bundan vazgeçersen yaşamının bir amacı kalmaz .