Yusuf İle Züleyha / Aşk Hikayesi Oku / Yusuf İle Züleyha Hakkında
Firdevsi'nin muhteşem bir üslupla destanlaştırıp dünya edebiyatına sunduğu öykünün özeti şöyle: Yusuf, Hazreti Yakub'un oğluydu. Zeki, mert ve bir o kadar da güzel yüzlüydü. (Öyle ki; günümüzde, dahi Hüsnü Yusuf yani Yusuf'un Yüzü, beğenilen bir çiçeğe verilmiş ad olarak hâlâ kullanılıyor) Öykü genç adamın kardeşlerinin kıskançlığı yüzünden önce bir tüccara verilmesi, sonra da Mısır firavununun muhafız komutanı Potifar'a satılmasıyla başlıyor. Köle olarak girdiği evde zekâsı ve dürüstlüğüyle dikkat çeken Yusuf çok geçmeden kâhyalığa yükselir ve Potifar'ın karısı Züleyha'nın ilgi odağı haline gelir. Mısırlı olmayan, Mısır'ın taptığı ilahlara tapmayan kölesini evin işerinin nasıl gittiğini öğrenmek bahanesiyle sürekli yanında tutmaya başlar, nihayet aşkını saklamayan Züleyha sonunda ondan kendisiyle sevişmesini ister. İşledikleri günahı görmemesi için odasındaki tanrı heykelinin üzerini çarşafla örttüğünü, dolayısıyla sırrın aralarında kalacağını söyler. Kutsal metinler öykünün burasında şu parantezi açıyorlar. Yusuf'un cevabı: "Sen üzeri örtülünce göremeyen bu heykelden korkuyorsun, benim her şeyi bilen Allah'tan korkmamamı nasıl beklersin."
Züleyha'nın reddedilişinden önce Mısır'ın Amon rahiplerinin sonra da bütün ahalinin haberdar olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek. Mısır firavunun yani 'tanrı'nın huzurunda dans etmek şerefine ermiş bir kadının ilahlara tapmayan bir köleye âşık olması, kendisini ona vermeyi teklif edişi ve daha da aşağılayıcı olarak reddedilmesi inanılır gibi gelmiyordu kimseye. Züleyha aşkının haklılığını kanıtlamak için önce sarayında arkadaşı olan kadınlara bir davet verdi; türlü ikramlarda bulundu. Son olarak meyve servisi yapılmasını ve bu hizmeti Yusuf'un görmesini istedi.
Ona her zamankinden daha itinalı giyinip süslenmesini emretti. Yusuf itaatkâr tavrıyla denileni yaptı. Portakalları tek tek özenle soyup sundu. Kadınlar, güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. "Bu insan değil melek" diyorlardı. Züleyha, "Siz bir an görmekle böyle düşünmeye başladınız. Onu her an yakınında gören ben ne yapayım" diyerek dostlarından içinde bulunduğu hali anlamalarını istedi. Kadınların hepsi kendilerine ikramda bulunurken türlü vaadlerle onun ilgisini çekmeye çalıştı, evlerinin onunla aşk yuvası haline geleceğini söyledi. Kutsal kitapların ikinci parantezine geldi sıra: "Yusuf onlara şayet Şeytan'a uyacak olsa Züleyha'yı tercih edeceğini söyledi." Züleyha bu davetten sonra dedikodunun yön değiştireceğinden emindi, haklı çıktı. Soyluların hanımları birbirlerinin Yusuf'a söyledikleri aşk vaatlerini dillerine doladılar.
Aşk ve iftira
Züleyha, Yusuf'u ikna etmek ümidiyle, "Benimle olursan senin tanrına inanırım, tüm Mısır'ı o tanrıya tapar hale getiririm" vaadinde bulundu. Yusuf'a sarıldı.
Yusuf yine kabul etmedi. Odadan çıkarken Züleyha onu giysisinden çekti, kumaş yırtıldı. Yusuf duraksamadı. Bunun üzerine Züleyha öfkelendi ve kocasına çıkıp Yusuf'un kendisine saldırdığını, sevişmek istediğini, uzun mücadeleden sonra onun elinden kurtulduğunu anlattı. "Yırtılmış kıyafeti, olayın kanıtıdır" dedi. Potifar vakit geçirmeden Yusuf'u yargıçların hükmüne terk etti. Züleyha hâkimlere de olayı aynı şekilde anlatmayı sürdürdü. Ancak yagıç heyeti "Elbise önden yırtılmışsa kadının anlattıkları doğrudur. Şayet elbise arkadan yırtılmışsa köle masumdur" dediler ve Züleyha'nın iftirada bulunduğuna hükmettiler. Hikâye Yusuf'un Allah tarafından bilgiyle donatılmış olması sayesinde firavunun gözüne girerek imparatorun yardımcılığına yükselmesiyle devam eder. Potifar eski kölesinin emrine girmiş olmayı kendisine yediremez, hastalanır ve ölür. Züleyha suçluluk duygusuyla inzivaya çekilmiştir ve ağlamaktan gözleri görmez haldedir. Evindeki bütün putları kırar ve gizli gizli Yusuf'un tanrısına tapmaya başlar. Ama aşkında hiçbir değişiklik yoktur.
Yusuf'un merasimler vesilesiyle kralın yanında halk arasında görüneceğini her öğrendiğinde fakir halktan biri gibi kalabalığa karışır ve onu seyrederek tatmin olur. Kutsal metinlerin son notu şöyle: "Yeni seçtiği tanrı sonunda ona yardım etti. Yusuf kalabalık arasında onu fark edip saraya getirilmesini istedi. Züleyha onun makamına götürüldüğünde eski güzelliğinden eser kalmamıştı, bitkindi. Baş başa kaldıklarında yaşadığı sıkıntıları anlattı.
Onun çektiği acıları diledikçe Yusuf da gözyaşlarına hâkim olamadı. Ve yerine getireceği vaadiyle ondan üç şey istemesini söyledi. Züleyha ilk olarak, "Gözlerim yeniden görsün" dedi. Yusuf dua etti ve bu dilek o an yerine geldi. Züleyha'nın ikinci isteği eski güzelliğine kavuşmaktı. Yusuf tekrar dua etti, bu dilek de yerine geldi. "Son dileğin ne" dedi Yusuf. Züleyha, "Beni eş olarak al" dedi Züleyha. Yusuf tereddüt etti. O sırada ilahi telkinin beyninde yankılandığını işitti Yusuf. Tanrı, "Vaadini tut. İsteğini yerine getir" diyordu.