-
- Üyelik Tarihi
- 8 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 17,522
-
- MFC Puanı
- 3,901
Hukuk, son yıllarda hiç olmadığı kadar popüler bir meslek dalı haline gelmiştir. Aslında ülke içinde yeteri kadar hukuk fakültesi olsa da bunların kaliteleri ciddi anlamda tartışma konusu haline gelmiştir. Özellikle İstanbul Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi gibi önde gelen eğitim kurumlarını bir kenara koyarsak, diğer hukuk eğitimi veren üniversitelerin kaliteleri ciddi anlamda sorgulanmaktadır. Öncelikle çok yüksek sayıda kontenjana sahip olan eğitim kurumlarında öğrenciler bire bir etkileşime girmek şöyle dursun okula uğramasalar dahi dikkati çekmemektedir. Bu da kalitenin düşmesini mezun olan hukuk fakültesi öğrencilerinin akademik anlamda zayıf olmasına neden olmaktadır. Yine de çok iyi eğitim alan hukuk fakültesi öğrencileri de vardır. Bunların birçoğu Türkiyede çalışsa da bir sonraki hayalleri genelde yurtdışında avukatlık yapmaktır. Ancak bu sanıldığı kadar kolay bir durum değildir. Öncelikle, gideceğiniz ülkede yasal olarak barınmanız gerekir. Burada yasal barınma ifadesinden anlaşılması gereken, oturum hakkına sahip olmanızın yanı sıra çalışma izninin de olmasıdır. Dünyanın en önde gelen eğitim kurumlarından Harvard Üniversitesini de bitirseniz, eğer sosyal haklarınız yoksa çalışmanız yasal olarak mümkün değildir. Örneğin Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde eğitim veren bir kurumdan mezun iseniz ve yurtdışı hayalleriniz varsa bunu tekrar gözden geçirmenizde fayda var.
Çünkü Türk eğitim kurumlarından verilen diplomaların seyahat edeceğiniz ülkede denklik alması en önemli mesele olarak sanılsa da aslında durum hiç de öyle değildir. Örneğin Avrupa Birliğine üye bir ülkede avukatlık yapma fikriniz varsa, bu durumda öncelikle yasal olarak orada çalışma iznine sahip olmanız ve de ülkelerin kendi iç yasalarına göre vatandaşlık bağı aranıyor olmaması gerekir. Nasıl ki, bir Alman vatandaşı Türkiyede avukatlık yapamıyorsa, siz de Almanyada vatandaşlık bağınız bulunmadığı için avukatlık yapamazsınız. Başka bir ifadeyle bir Alman vatandaşı, Avrupa Birliği üyesi bütün ülkelerde avukatlık yapabilir. Hatta bu kişi Türkiyeden mezun olsa dahi, yine de pasaportu sayesinde Avrupa Birliğinde avukatlık yapabilir. Ancak bir Türk vatandaşı Avrupa Birliğinde ancak Avrupa Birliği vatandaşı olması halinde avukatlık yapabilir. Bunun bazı istisnaları mevcuttur. O da Birleşik Krallık olarak bilinen İngilteredir. İngiltere geçerli bir oturumunuz varsa bu durumda başka bir şart aranmaksızın belirli alanlarda Türk diplomanızla avukatlık yapabilirsiniz. Bu alanlar doğrudan Türk hukukuyla bağlantılı olan alanlardır. Aslında söz konusu alan, son yıllarda ihtiyaç duyulan en gözde alanları da kapsar.
Bunun için Türkiye Barolar Birliğine üye olmanız ve de Avrupa Birliği pasaportu taşımanız size Avrupada Avukatlık yapma imkanı sağlayacaktır. Amerika için de benzer bir durumda vardır. Amerika Birleşik Devletlerinde avukatlık yapmak için öncelikle sosyal haklarınızın tam olarak kısıtlanmamış olması gerekir. Başka bir ifadeyle yasal olarak çalışma iznine sahip olmanız gerekir. Bu durumda avukatlık yapmanıza herhangi bir engel durum çıkmaz. Çok sayıda Türk vatandaşı, yasal olmayan şekillerde yurtdışında hukuki açıdan ayak işleri olarak da adlandırılan işleri yapmaktadır. Çünkü kişilerin sosyal hakları yoktur hatta birçoğu da kaçak konumundadır. Bu yüzden avukat olarak yurtdışında çalışma fikriniz varsa bunu çok iyi düşünmelisiniz ve size hangi ülkelerin avantaj sağlayacağını belirlemelisiniz. Aksi halde hiç ummadığınız durumlarla karşılaşmanız kaçınılmazdır. Unutmayın Türkiyede avukatlık mesleği sadece Türk vatandaşlarına tanınmıştır. Aynı durum Avrupa Birliği için de geçerlidir. Önce üye ülke vatandaşlık bağı aranır. Sonra eğitim durumu değerlendirilir.
Alıntıdır.