(...)
XXVIII
Sevdan kıl beni, kaybetme ellerimi;
tutmazsam,
dağlardan çığ düşerken, o çınarlar susarken...
Tutmazsam kırılır elim,
tutmak kirlenir...
Ben yolculuğum,
sen bildiğim yol gibi...
Toplayıp ıssızlığa kirlenen eylülleri
geç hiç eskitmeden sevgileri;
bazen de çalarak kendine bedenimi.
Gitmesen,
geçmesen yollar kirlenir...
XXIX
Topla denklerini ürkmeden
külü dök, ateşi yüklen.
Kentlerde yazısı silik bulvarlarsa geçilen,
sen, sen ol apansız gelen/gece bitmeden;
gelmesen söz kirlenir...
Kime aitse kucağın
açık tut
ve diri;
tutmasan insanlığın kirlenir...
Bak sevda bu, tut sözlerimi;
hem kim var ki böyle sevecek seni?
Öpmesem dudakların,
yazmasam şiir,
sevişmesem kadınlığın kirlenir...
XXX
Bir gün değil, her gün her şey kirlenir.
Çalarak bir şeyleri hayattan ve insandan,
yenibaştan,
yenibaştan!
Kirlenmeyen tek şey ise,
kirdir…
(…)
XXVIII
Sevdan kıl beni, kaybetme ellerimi;
tutmazsam,
dağlardan çığ düşerken, o çınarlar susarken...
Tutmazsam kırılır elim,
tutmak kirlenir...
Ben yolculuğum,
sen bildiğim yol gibi...
Toplayıp ıssızlığa kirlenen eylülleri
geç hiç eskitmeden sevgileri;
bazen de çalarak kendine bedenimi.
Gitmesen,
geçmesen yollar kirlenir...
XXIX
Topla denklerini ürkmeden
külü dök, ateşi yüklen.
Kentlerde yazısı silik bulvarlarsa geçilen,
sen, sen ol apansız gelen/gece bitmeden;
gelmesen söz kirlenir...
Kime aitse kucağın
açık tut
ve diri;
tutmasan insanlığın kirlenir...
Bak sevda bu, tut sözlerimi;
hem kim var ki böyle sevecek seni?
Öpmesem dudakların,
yazmasam şiir,
sevişmesem kadınlığın kirlenir...
XXX
Bir gün değil, her gün her şey kirlenir.
Çalarak bir şeyleri hayattan ve insandan,
yenibaştan,
yenibaştan!
Kirlenmeyen tek şey ise,
kirdir…
(…)