- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Yaşlı gözlerini göstererek
küçük başını göğsüme yaslama.
"Neden gözlerin yaşardı?" diyorum;
kesik kesik nefeslerle susuyorsun
başını kaldırıp bakmıyorsun yüzüme.
Biliyorum duygularını anlatamıyorsun. Çünkü hiçbir sözlükte senin duygularını anlatabilecek bir kelime yok.
Sen başkalarının duymadığı
anlayamadığı bir dille konuşuyorsun.
Konuşan insanların gözleri seninkiler gibi yaşarmadı hiç!..
Sen kimselere benzemiyorsun şu anda.
Kendini aşan bir yerlere kayıyor gibisin.
Bak saçlarını bile okşayamıyorum.
Ellerimi unuttum
düşüncelerim bir tozdumana karışıyor.
İçimde yığılıp duran duygular neredeyse boşalacak.
Kalbimden öylesine bir yel esecek ki
o zaman bütün gözyaşlarını şu dünyaya dökeceksin ve kuru gizlerle bakıp kalacaksın.
Yine insanlar
sıradan olaylara ağlayacaklar; Senin gibi ağlayan olmayacak artık buralarda.
İşte milyonlarca göz dikildi üstüme: Yaşlı
gülen ve ağlayan gözler...
İnsanlığın tüm medeniyetleri serildi önüme: Ağlatan
içindeki insanlık sevgisini yitirmişleri gözyaşı denizlerinde boğmak için ağlıyorlar. Ağlamayı bilmeyenler de gözyaşı denizlerinde çırpınıp duruyorlar.
İman ve sevgi fırtınaları esiyor içimde. Tapınaklar ve meyhaneler gelip gidiyor. İnsanlardan köşe bucak kaçan içli ve acı yüklü kimseler
durmadan içki kadehlerini kemiriyorlar. İnsanların yaptıkları içkiler onları kandıramıyor. Tapınaklardaki çağrılar onların kulaklarına ulaşmıyor. Onlar kendi iç dünyalarının sesini dinliyorlar. Kimselerle alış-verişleri yok onların.
Arkalarındaki cellât sürülerine emirler vererek hükümdarlar konuşuyorlar. Dünya kana bulanıyor ve bir kan seli akıyor derelerden
bütün gözler kuruyor...
Dünyanın ve insanlığın haline bakarak
ALLah sanılmadıklarına sevinenler var. Ama yine de dünyaya kendi düşüncelerine uygun bir düzen vermekten geri durmuyorlar. Bu isteklerinden bir türlü vazgeçemiyorlar: Kan denizlerinde boğulan insanlığın acısını bütün benliklerinde hissediyorlar.
Şu yaşlı gözlerini çek göğsümden. Ben ağlamasını ve avutmasını unutmuşum. Ben kalbimle ağlarım. Korkarım o zaman beraber ölürüz
kan denizlerinde yüze yüze boğuluruz.
Mutluluk nedir?
Acı çekmek nedir?
Son çare intihar mıdır?
İşte görüyorsun insanlık intihara koşuyor...
İhtiyar dünya
ya ben... Sevgi nedir öğrenmeseydim ve şuursuzca dolansaydım şu kan deryasında...
Bu meltem de nereden çıktı? Akdeniz'in serin yüzünü
susuzluktan çatlamış dudaklarını Akdeniz'e uzatıyor. Kendilerini Allah'a ve insanlığa adamış Peygamberler gelip gidiyor...
Yaşlı gözlerini çek göğsümden ve dinle. Akdeniz'den yanık kokusu geliyor. Bak
bir hükümdar az!.." diyor.
Ve insanlar dünyada geziniyorlar. Allah aşkıyla birer volkan olmuş da kaynayan ve insanlara imanı ve sevgiyi anlatmak için yarı deli bir halde dolanan ermiş kişiler sardı her yanı. İşte orada Hıra Dağı'nda bir divan toplandı. Dünün ve bugünün velileri hep oradalar. İnsanlık yepyeni ilâhi bir nizama uymak üzere. Ne olur
ha kuruyacak...
Ve gökler rahmet yağdırıyor dünyaya. İnsanlar bu rahmetin altına koşuyorlar. Ne olur artık kalbime gir ve orada ağla. Bu iman ve sevgi rüyasını bozma!.. Biliyorum bu rüya ebediyete dek sürecek ve gerçek olacak. Gel artık içimde ağla. Gözyaşlarını bu dünyaya serpme!..
Durali Yılmaz
"Neden gözlerin yaşardı?" diyorum;
kesik kesik nefeslerle susuyorsun
Biliyorum duygularını anlatamıyorsun. Çünkü hiçbir sözlükte senin duygularını anlatabilecek bir kelime yok.
Sen başkalarının duymadığı
Konuşan insanların gözleri seninkiler gibi yaşarmadı hiç!..
Sen kimselere benzemiyorsun şu anda.
Kendini aşan bir yerlere kayıyor gibisin.
Bak saçlarını bile okşayamıyorum.
Ellerimi unuttum
İçimde yığılıp duran duygular neredeyse boşalacak.
Kalbimden öylesine bir yel esecek ki
Yine insanlar
İşte milyonlarca göz dikildi üstüme: Yaşlı
İnsanlığın tüm medeniyetleri serildi önüme: Ağlatan
İman ve sevgi fırtınaları esiyor içimde. Tapınaklar ve meyhaneler gelip gidiyor. İnsanlardan köşe bucak kaçan içli ve acı yüklü kimseler
Arkalarındaki cellât sürülerine emirler vererek hükümdarlar konuşuyorlar. Dünya kana bulanıyor ve bir kan seli akıyor derelerden
Dünyanın ve insanlığın haline bakarak
Şu yaşlı gözlerini çek göğsümden. Ben ağlamasını ve avutmasını unutmuşum. Ben kalbimle ağlarım. Korkarım o zaman beraber ölürüz
Mutluluk nedir?
Acı çekmek nedir?
Son çare intihar mıdır?
İşte görüyorsun insanlık intihara koşuyor...
İhtiyar dünya
Bu meltem de nereden çıktı? Akdeniz'in serin yüzünü
Yaşlı gözlerini çek göğsümden ve dinle. Akdeniz'den yanık kokusu geliyor. Bak
Ve insanlar dünyada geziniyorlar. Allah aşkıyla birer volkan olmuş da kaynayan ve insanlara imanı ve sevgiyi anlatmak için yarı deli bir halde dolanan ermiş kişiler sardı her yanı. İşte orada Hıra Dağı'nda bir divan toplandı. Dünün ve bugünün velileri hep oradalar. İnsanlık yepyeni ilâhi bir nizama uymak üzere. Ne olur
Ve gökler rahmet yağdırıyor dünyaya. İnsanlar bu rahmetin altına koşuyorlar. Ne olur artık kalbime gir ve orada ağla. Bu iman ve sevgi rüyasını bozma!.. Biliyorum bu rüya ebediyete dek sürecek ve gerçek olacak. Gel artık içimde ağla. Gözyaşlarını bu dünyaya serpme!..
Durali Yılmaz