- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Selam olsun sana, nemli gözlerimin ve ümitsiz günlerimin sebebi olan yar.Senden kilometrelerce
uzakta bir yaz akşamı kuytu bir park köşesinde hüzünlü gönlümden kağıda döküldü benim hikayemi
anlatan bu satırlar.
Ne zaman ansam seni ne zaman aklıma düşsen, kalbim damarlarıma kan yerine sevgi gönderir, bütün
bedenim sevda kesilir. Ağırlaşır adımlarım dolar gözlerim ve başım yere eğilir. Dalarım o eski o
mutlu günlere, kimi zaman gülümserim kimi zamanda içten bir ah çekerim kendimce. Görenler beni deli zannetsede sen geldiğin gibi hatırıma kaybederim şurumu kalemi kağıdı alıp, türküleri çalıp, yazarım saatlerce.
Kimseye anlatamam kimseyle paylaşamam seninle geçirdiğim zamanları. Bir tek sessiz gecelerde
karanlıklarla anlatırım bir tek onunla paylaşırım yalnızlığımı.
Seni görmeden kokunu bile bilmeden aşık oluyordum her görüşmemizde.O bülbüleri kıskandıracak sesini duyduğum zamanlar, gönlümün çorak topraklarında bir çiçek filizlenmişti yıllar sonra, neşeleniyordumşaçma sapan bahanelerle seni arıyordum, seni dinlerken endamını hayal ediyordum gözlerimde.
Sonraları teknolojinin nimetlerinden faydalanıp hep hayalini kurduğum o müthiş güzelliğini görme
imkanı bulmuştum ne çok sevinmiştim ne çok mutlu olmuştum. Gözlerimde canlandırdığım hayalden bile güzeldin, sesine aşık olan ben o cuma akşamı gül yüzüne de vurulmuştum...
Herşey çok mükemmeldi, aramızda sıra sıra dağlar uzun yollar olmasına rağmen ben sana aşık olmuştum. Sana gelme ellerini tutma hayalleri kuruyordum. Sen ayın 13'ünde müsaitim gel demiştin. Sevinçten çılgına dönmüştüm ve vuslat sayıyordum. Seninde beni sevdiğini zannediyordum.
Vuslata son 4 gün kalmışken senden bir ses çıkmıyordu üzülüyordum ve bir daha zor tamiri olacak
biçimde kırılıyordum. Bir kaç gün evvel vuslat saydıran sen şimdi gelmiyordun ses vermiyordun
sebebini anlamıyordum..
Hasretin göğsümde hapis olmuş bir kedi gibi dışarı çıkmak için içimi tırmalarken, dayanamıyordum bu
acılara, anlıyordum ki sıkılmıştın benden ve sevmiyordun beni seni unutayım diye fazla üzülmeyim
diye yaşatıyordun yokluğunu bana..
Sonra aylarca gelmedin. Seni unutmamı istiyordun ve sen beni çoktan unutmuştun. Kaç kere çağırdım kaç kere yalvardım Lakin boşunaydı bu haykırışlar boşunaydı bu yalvarışlar sen silmiştin beni
hayatından ama ben seni silemedim, çekip gittiğinden beri, ben seni çıkaramadım aklımdan..
Şimdi seni hatırlatan heryerden seni hatırlatan herşeyden kaçıp duruyorum ama nafile, adı BAHAR olan yar yeşile bürünmüş her yer ismini hatırlatıyor, ondördünde ay yüzünü,karanlık gece gözlerini
unutamıyorum işte napayım unutamıyorum seni...
Beni yokluğuna ve sessizliğe mahkum ettiğin günden beri , her gün böyle saçmalıyorum ve sana şiirler yazıyorum Gel gör perişan halimi, gel gör Sevdiğim
uzakta bir yaz akşamı kuytu bir park köşesinde hüzünlü gönlümden kağıda döküldü benim hikayemi
anlatan bu satırlar.
Ne zaman ansam seni ne zaman aklıma düşsen, kalbim damarlarıma kan yerine sevgi gönderir, bütün
bedenim sevda kesilir. Ağırlaşır adımlarım dolar gözlerim ve başım yere eğilir. Dalarım o eski o
mutlu günlere, kimi zaman gülümserim kimi zamanda içten bir ah çekerim kendimce. Görenler beni deli zannetsede sen geldiğin gibi hatırıma kaybederim şurumu kalemi kağıdı alıp, türküleri çalıp, yazarım saatlerce.
Kimseye anlatamam kimseyle paylaşamam seninle geçirdiğim zamanları. Bir tek sessiz gecelerde
karanlıklarla anlatırım bir tek onunla paylaşırım yalnızlığımı.
Seni görmeden kokunu bile bilmeden aşık oluyordum her görüşmemizde.O bülbüleri kıskandıracak sesini duyduğum zamanlar, gönlümün çorak topraklarında bir çiçek filizlenmişti yıllar sonra, neşeleniyordumşaçma sapan bahanelerle seni arıyordum, seni dinlerken endamını hayal ediyordum gözlerimde.
Sonraları teknolojinin nimetlerinden faydalanıp hep hayalini kurduğum o müthiş güzelliğini görme
imkanı bulmuştum ne çok sevinmiştim ne çok mutlu olmuştum. Gözlerimde canlandırdığım hayalden bile güzeldin, sesine aşık olan ben o cuma akşamı gül yüzüne de vurulmuştum...
Herşey çok mükemmeldi, aramızda sıra sıra dağlar uzun yollar olmasına rağmen ben sana aşık olmuştum. Sana gelme ellerini tutma hayalleri kuruyordum. Sen ayın 13'ünde müsaitim gel demiştin. Sevinçten çılgına dönmüştüm ve vuslat sayıyordum. Seninde beni sevdiğini zannediyordum.
Vuslata son 4 gün kalmışken senden bir ses çıkmıyordu üzülüyordum ve bir daha zor tamiri olacak
biçimde kırılıyordum. Bir kaç gün evvel vuslat saydıran sen şimdi gelmiyordun ses vermiyordun
sebebini anlamıyordum..
Hasretin göğsümde hapis olmuş bir kedi gibi dışarı çıkmak için içimi tırmalarken, dayanamıyordum bu
acılara, anlıyordum ki sıkılmıştın benden ve sevmiyordun beni seni unutayım diye fazla üzülmeyim
diye yaşatıyordun yokluğunu bana..
Sonra aylarca gelmedin. Seni unutmamı istiyordun ve sen beni çoktan unutmuştun. Kaç kere çağırdım kaç kere yalvardım Lakin boşunaydı bu haykırışlar boşunaydı bu yalvarışlar sen silmiştin beni
hayatından ama ben seni silemedim, çekip gittiğinden beri, ben seni çıkaramadım aklımdan..
Şimdi seni hatırlatan heryerden seni hatırlatan herşeyden kaçıp duruyorum ama nafile, adı BAHAR olan yar yeşile bürünmüş her yer ismini hatırlatıyor, ondördünde ay yüzünü,karanlık gece gözlerini
unutamıyorum işte napayım unutamıyorum seni...
Beni yokluğuna ve sessizliğe mahkum ettiğin günden beri , her gün böyle saçmalıyorum ve sana şiirler yazıyorum Gel gör perişan halimi, gel gör Sevdiğim