-
- Üyelik Tarihi
- 5 Nis 2013
-
- Mesajlar
- 955
-
- MFC Puanı
- 1
Yahudiliğin tarihi Hz İbrahim'le başlar Yahudilerin büyük atası olan Hz İbrahim Tevrat'ın ifadesine göre Keldanîlerin Ur şehrinde dünyaya gelmiştir Babası Terah (İslam kaynaklarında Azer) ailesini alarak Harran'a göç etmiştir Tanrı daha sonra Hz İbrahim'e Kenan bölgesine gitmesini emretmiştir Bunun üzerine Hz İbrahim ailesini ve kardeşinin oğlu Lut'u yanına alarak Kenan'a gitmiştir Daha sonra Kenan'da kuraklığın baş göstermesi üzerine Mısır'a giden ve orada bir süre kalan Hz İbrahim Mısır firavunun verdiği hediyelerle zengin olarak tekrar Kenan'a dönmüştür Yanında eşi Sara'nın cariyesi Hacer (Hagear) de vardır
Hz İbrahim'in yaşı ilerlemiş olmasına rağmen eşi Sara'nın kısırlığı sebebiyle bir çocuğu olmamıştır Bu durumdan rahatsız olan eşi Sara Hz İbrahim'e cariyesi Hacer'le evlenmesini teklif etmiştir Hz İbrahim Hacer'le evlenmiş ve bu evlilikten İsmail dünyaya gelmiştir Hacer'in Hz İbrahim'e bir oğul vermesi Sara'nın kıskançlığına yol açmıştır Bunun üzerine Tanrı meleklerini misafir kılığında Hz İbrahim'e göndererek Sara'nın bir erkek çocuk doğuracağını müjdelemiştir
Sara kendi oğlu dünyaya gelince Hacer'e ve oğlu İsmail'e daha fazla kıskançlık duymaya başlamıştır Bu kıskançlığı yüzünden Hz İbrahim'den Hacer ve oğlu İsmail'i yanından uzaklaştırmasını istemiştir Tanrı Hz İbrahim'e Sara'nın sözünü dinlemesini soyunun İshak'ta yüceleceğini bildirmiştir Ayrıca onunla bir de ahit yapmış İsmail'in soyunu mübarek kılıp bir millet yapacağını vadetmiştir Bunun üzerine Hz İbrahim Hacer ile oğlu İsmail'i Paran denilen yere götürüp bırakmıştır İsmail oraya yerleşmiş ve Arapların atası olmuştur
Tevrat'a göre Hzİbrahim'in neslini devam ettiren İshak'ın da iki oğlu vardı Bunlardan birinin adı Esav diğerinin adı Yakup'tur Esav ile Yakup arasında doğdukları günden beri çekişme vardı Bu çekişme ilk oğul olmakla ilgiliydi O zamanlar İbraniler'de ailenin ilk oğlu olmak ayrıcalık taşımaktaydı Babanın otoritesi ve malının büyük bir kısmı ilk oğula kalıyordu İshak yaşlanıp gözleri görmez olunca ilk doğan Esav için bereket duası etmek istedi Fakat Yakupannesinin de yardımını alarak babasına kendisini Esav olarak tanıttı ve bereket duasını aldı Böylece Esav'ın hakkı olan ilk oğulluğun imtiyazını ele geçirmiş oldu Tanrı Yakub'un ilk oğulluğunu onaylayarak onu mübarek kıldı Onubüyük bir neslin atası yaptı Bu durum Esav'ın Yakup'a kin beslemesine yol açtı Esav'ın öldürmesinden korkan Yakup Harran'a dayısı Laban'ın yanına gitti Orada dayısının iki kızıyla evlendi Yakub'un dayısı Laban'ın iki kızından ve cariyelerinden on iki oğlu oldu İsrailoğullarının on iki kabilesinin kökeni Yakub'un bu on iki oğluna dayanmaktadır
Yakup Harran'da uzun bir süre kaldıktan sonra tekrar atalarının yurdu Kenan'a geldi Yakub'un küçük oğlu Yusuf'a karşı derin bir sevgisi vardı Kardeşleri Yusuf'u kıskandılar ve onu bir kuyuya attılar Mısır'a mal götüren bir ticaret kervanı Yusuf'u kuyudan çıkardı ve Mısır'da firavunun memuru Potifar'a sattı Daha sonra Yusuf Tanrının yardımıyla firavunun sarayına maliye nazırı oldu Mısır'ın bütün ekonomisi Yusuf'a teslim edildi
Hz İbrahim zamanında olduğu gibi Kenan'da tekrar kıtlık baş göstermişti Mısır'da erzakın olduğunu haber alan Yakup oğullarını Mısır'a gönderdi Bunlar Mısır'da Yusuf'la karşılaştılar Yusuf Mısır'a gelmesi için babasına haber gönderdi Bunun üzerine Yakup kabilesini de yanına alarak Mısır'a gidip yerleşti Fakat Yusuf'un ölümünden sonra Mısır'da durum değişti Tahta geçen yeni firavun İsrailoğullarını köleleştirdi İsrailoğulları dört yüz sene Mısır'da köle olarak kaldılar
İsrailoğullarının bu esareti sırasında dönemin Mısır firavunu bir rüya gördü Rüyayı yorumlayan kahinler yakında İsrailoğulları arasından bir erkek çocuğun dünyaya geleceğini ve bu çocuğun firavunun tahtını elinden alacağını söylediler Bu haber firavunu telaşlandırdı Firavun o yıl doğacak olan bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emretti Hz Musa da o yıl dünyaya gelmişti Hz Musa'yı gizlice dünyaya getiren annesi Tanrı'nın vahyi üzerine onu bir sepetin içine koyup Nil nehrine bıraktı Firavunun adamları sepeti alıp saraya götürdüler Firavun çocuğu evlat edindi
Firavun'un sarayında büyüyen Hz Musa bir gün şehre gitti Şehirde dolaşırken bir İsrailli ile bir Mısırlının kavga ettiğini gördü Musa İsrailliye yardım etmek amacıyla kavgaya müdahale etti ve Mısırlıya bir tokat vurdu ve kazaen Mısırlı öldü Firavunun kendisini cezalandırmasından korkan Hz Musa Mısır'ı terk edip Medyen'e kaçtı Orada Medyen kahini Yetro'nun (Şuayb) yanında çalışmaya başladı Bir süre sonra onun kızı ile evlendi
Tanrı bir gün Yetro'nun koyunlarını otlatırken Horeb dağında yanan bir çalılığın içinden Hz Musa'ya hitap etti ve ona İsrailoğullarını Mısır esaretinden kurtarma görevi verdi Kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptı Bu aynı zamanda Hz Musa'nın peygamberlik görevinin de başlangıcıydı
Hz Musa Tanrıdan bu görevi aldıktan sonra Mısır'a gitti ve firavundan kavmi İsrailoğullarını serbest bırakmasını istedi Kur'an-ı Kerim'e göre onu tek bir Allah'a inanmaya da davet etti Fakat firavun İsrailoğullarını serbest bırakmama konusunda inat etti Bunun üzerine Mısır'ın üzerine bir çok felaket geldi Sonunda Mısırlıların da baskısıyla firavun inadından vazgeçti Hz Musa İsrailoğullarıyla birlikte Mısır'dan çıktı Üç ay sonra Sina'ya vardı Orada Tanrı Yahudiliğin temel ilkelerini oluşturan On Emir'i iki levhaya yazılmış halde Hz Musa'ya verdi Bu levhalarda tek tanrıcılığın temel ilkeleri ile genel ahlak ilkeleri yer almaktaydı
Sina'daki bu vahiy olayından sonra Hz Musa ataları İbrahim'e İshak'a ve Yakub'a vadedilmiş olan kutsal topraklaraArz-ı Mevud'a gitmek için İsrailoğullarıyla birlikte yola çıktı İsrailoğulları bu göç esnasında sık sık isyan ettiler Hz Musa'ya zorluk çıkardılar Tanrı isyanları sebebiyle bir çok kez onları cezalandırdı En büyük ceza ise kırk yıl çölde dolaşmalarıydı Mısır'dan çıkan ilk nesil çölde telef oldu Bunlar hem Tevrat'ta hem de Kuran-ı Kerim'de detaylı olarak anlatılmaktadır Mısır'dan çıkan ilk nesilden sadece iki kişi Yefunne oğlu Kaleb ile Nun oğlu Yeşu vadedilen kutsal topraklara ulaşabildi Tevrat'ın ifadesine göre Hz Musa bile işlediği küçük bir suç yüzünden kutsal toprakları göremedi
Hz Musa peygamberlik görevi süresince Tanrının kendisine bildirdiği ayetleri bir kitap haline getirdi ve onu iki levhayla birlikte Ahit Sandığı'nın (Tabutu'l-âhd) içine koydu Bu Ahit Sandığı'nı İsrailoğulları göç yolunda daima yanlarında taşıdılar Hz Musa yüz yirmi yaşında iken Moab diyarında öldü ve oraya gömüldü
Hz Musa'nın peygamberliği döneminde Yahudi dini büyük ölçüde teşekkül etti İtikat ibadet ahlâk ve hukukla ilgili kurallar belirlendi Ayrıca İsrailoğulları kutsal topraklara yerleştikleri zaman kurulacak devletin yapısı da tayin edildi
Hz Musa'dan sonra onun yerine Nun oğlu Yeşu geçti Yeşu kutsal topraklara göç yolunda İsrailoğullarına hem liderlik hem peygamberlik yaptı Ona da Tanrı tarafından yeni hükümler gönderildi
Yeşu'dan sonra İsrailoğulları bir süre lidersiz kaldı Kabileler "şoftim" denilen hakimler tarafından idare edildi Bu dönemdin tarihinde ve İsrailoğullarının tarihinde farklı durum göstermektedir Kabilelerin başında bir peygamber bulunmamasına rağmen Tanrı onlara vahiy göndermeye devam etmiştir Bu o dönemdeki olayları ihtiva eden Eski Ahit'in Hakimler kitabında anlatılmaktadır
Daha sonra İsrailoğullarına peygamber olarak Samuel gönderildi Halkın isteği üzerine Saul (Kur'an'daki ismi Tâlut)onlara kral tayin edildi Saul zamanında İsrailoğulları Filistinlilerle savaştılar Hz Davud bu savaşta büyük başarılar gösterdi ve İsrailoğullarının zafer kazanmasını sağladı
Saul'un ölümünden sonra Davud İsrailoğullarının başına kral olarak geçti Yahudi kutsal kitabına göre onun peygamberlik görevi yoktu Onun zamanında Natan gibi peygamberler görevlendirilmişti Davud Kudüs'ü fethedip orasını başkent yaptı Böylece İsrailoğulları kutsal toprakları ele geçirdiler Davud Kudüs'te büyük bir mabet inşa etmek istedi fakat Tanrı bu işin oğlu Süleyman'a nasip olacağını söyleyerek vazgeçmesini sağladı
Bir peygamber sayılmamakla birlikte Davud kral olarak Yahudi tarihinde önemli bir isimdir Onun zamanında İsrailoğulları en ihtişamlı dönemlerini yaşamışlardır Tarih boyunca Yahudiler hep onun zamanındaki ihtişamlı yaşamı özlemişler Davud soyundan bir mesihin gelip onları kurtarmasını ve kutsal topraklara toplayıp o ihtişamlı krallığı kurmasını beklemişlerdir 1948'de bağımsız İsrail devletinin kurulmasına rağmen dindar Yahudilerin hepsi hâlâ o mesihi beklemektedir
Davud'un ölümünden sonra yerine oğlu Süleyman geçti Tanrının vadettiği gibi Süleyman Kudüs'deki Moriah dağında büyük mabedi inşa etti Böylece Yahudi tarihinde I Mabet Dönemi başlamış oldu Bu mabet Bet-Hamikdaş (Kutsal Ev) adıyla bilinmektedir İslam tarihinde ise adı Mescid-i Aksa'dır
Süleyman'ın ölümünden sonra İsraioğulları arasında huzursuzluk meydana geldi Bunun nedeni Davud'un işlemiş olduğu bir günah idi İsrailoğulları Süleyman'dan sonra bölünmekle cezalandırıldı Biri kuzeyde İsrail diğeri de güneyde Yahuda olmak üzere iki ayrı krallık ortaya çıktı Bunlardan İsrail krallığı putperestliğe yöneldi Bu krallık MS 722'de Asur'lular tarafından ortadan kaldırıldı Asur'lular bölgedeki kontrollerini sağlamak için Asur'dan bir grup insanı buraya getirip yerleştirdiler Bu grup daha sonra Yahudi inançlarını benimsedi Fakat Yahudiler İsrail ırkından olmamaları yüzünden bunları samimî Yahudi kabul etmediler Onları daima dışladılar
Yahuda krallığı bir süre varlığını devam ettikten sonra o da MS 587'de Babil kralı Nabukednazar tarafından yıkıldı Kudüs'deki mabet Babilliler tarafından tahrip edildi ve halk Babil'e sürüldü I Mabet Dönemi de böylece sona ermiş oldu Bundan sonra İsrailoğulları MS 1948'e kadar bağımsız bir devlet kuramadılar Daima sürgün hayatı yaşadılar
İsrailoğulları Babil'de yetmiş yıl kaldılar Babil'deki sürgün hayatları Perslilerin Babillileri yenmesinden sonra sona erdi Pers kralı Koreş (Cyrus) Yahudilerin Kudüs'e dönmelerine ve mabedi yeniden inşa etmelerine izin verdi Ezra'nın önderliğinde mabet yeniden inşa edildi ve Yahudiliğin kurum ve kuralları hayata geçirildi Böylece Yahudi tarihinde II Mabet Dönemi başlamış oldu
II Mabet Dönemi MS 70 yılına kadar devam etti Romalıların idaresi altında yaşayan Yahudiler çeşitli dinî ve siyasî baskılar altındaydılar Yahudi isyanları yüzünden MS 70 yılında Romalılar Kudüs'ü tamamen işgal ettiler ve Babil sürgünü dönüşünde inşa edilen Mabedi yıktılar Yahudilerin bazılarını da sürgüne gönderdiler Böylece ilk defa Asur sürgünüyle başlayan Yahudi diasporası dünyanın bir çok bölgesine yayılmış oldu.
Hz İbrahim'in yaşı ilerlemiş olmasına rağmen eşi Sara'nın kısırlığı sebebiyle bir çocuğu olmamıştır Bu durumdan rahatsız olan eşi Sara Hz İbrahim'e cariyesi Hacer'le evlenmesini teklif etmiştir Hz İbrahim Hacer'le evlenmiş ve bu evlilikten İsmail dünyaya gelmiştir Hacer'in Hz İbrahim'e bir oğul vermesi Sara'nın kıskançlığına yol açmıştır Bunun üzerine Tanrı meleklerini misafir kılığında Hz İbrahim'e göndererek Sara'nın bir erkek çocuk doğuracağını müjdelemiştir
Sara kendi oğlu dünyaya gelince Hacer'e ve oğlu İsmail'e daha fazla kıskançlık duymaya başlamıştır Bu kıskançlığı yüzünden Hz İbrahim'den Hacer ve oğlu İsmail'i yanından uzaklaştırmasını istemiştir Tanrı Hz İbrahim'e Sara'nın sözünü dinlemesini soyunun İshak'ta yüceleceğini bildirmiştir Ayrıca onunla bir de ahit yapmış İsmail'in soyunu mübarek kılıp bir millet yapacağını vadetmiştir Bunun üzerine Hz İbrahim Hacer ile oğlu İsmail'i Paran denilen yere götürüp bırakmıştır İsmail oraya yerleşmiş ve Arapların atası olmuştur
Tevrat'a göre Hzİbrahim'in neslini devam ettiren İshak'ın da iki oğlu vardı Bunlardan birinin adı Esav diğerinin adı Yakup'tur Esav ile Yakup arasında doğdukları günden beri çekişme vardı Bu çekişme ilk oğul olmakla ilgiliydi O zamanlar İbraniler'de ailenin ilk oğlu olmak ayrıcalık taşımaktaydı Babanın otoritesi ve malının büyük bir kısmı ilk oğula kalıyordu İshak yaşlanıp gözleri görmez olunca ilk doğan Esav için bereket duası etmek istedi Fakat Yakupannesinin de yardımını alarak babasına kendisini Esav olarak tanıttı ve bereket duasını aldı Böylece Esav'ın hakkı olan ilk oğulluğun imtiyazını ele geçirmiş oldu Tanrı Yakub'un ilk oğulluğunu onaylayarak onu mübarek kıldı Onubüyük bir neslin atası yaptı Bu durum Esav'ın Yakup'a kin beslemesine yol açtı Esav'ın öldürmesinden korkan Yakup Harran'a dayısı Laban'ın yanına gitti Orada dayısının iki kızıyla evlendi Yakub'un dayısı Laban'ın iki kızından ve cariyelerinden on iki oğlu oldu İsrailoğullarının on iki kabilesinin kökeni Yakub'un bu on iki oğluna dayanmaktadır
Yakup Harran'da uzun bir süre kaldıktan sonra tekrar atalarının yurdu Kenan'a geldi Yakub'un küçük oğlu Yusuf'a karşı derin bir sevgisi vardı Kardeşleri Yusuf'u kıskandılar ve onu bir kuyuya attılar Mısır'a mal götüren bir ticaret kervanı Yusuf'u kuyudan çıkardı ve Mısır'da firavunun memuru Potifar'a sattı Daha sonra Yusuf Tanrının yardımıyla firavunun sarayına maliye nazırı oldu Mısır'ın bütün ekonomisi Yusuf'a teslim edildi
Hz İbrahim zamanında olduğu gibi Kenan'da tekrar kıtlık baş göstermişti Mısır'da erzakın olduğunu haber alan Yakup oğullarını Mısır'a gönderdi Bunlar Mısır'da Yusuf'la karşılaştılar Yusuf Mısır'a gelmesi için babasına haber gönderdi Bunun üzerine Yakup kabilesini de yanına alarak Mısır'a gidip yerleşti Fakat Yusuf'un ölümünden sonra Mısır'da durum değişti Tahta geçen yeni firavun İsrailoğullarını köleleştirdi İsrailoğulları dört yüz sene Mısır'da köle olarak kaldılar
İsrailoğullarının bu esareti sırasında dönemin Mısır firavunu bir rüya gördü Rüyayı yorumlayan kahinler yakında İsrailoğulları arasından bir erkek çocuğun dünyaya geleceğini ve bu çocuğun firavunun tahtını elinden alacağını söylediler Bu haber firavunu telaşlandırdı Firavun o yıl doğacak olan bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emretti Hz Musa da o yıl dünyaya gelmişti Hz Musa'yı gizlice dünyaya getiren annesi Tanrı'nın vahyi üzerine onu bir sepetin içine koyup Nil nehrine bıraktı Firavunun adamları sepeti alıp saraya götürdüler Firavun çocuğu evlat edindi
Firavun'un sarayında büyüyen Hz Musa bir gün şehre gitti Şehirde dolaşırken bir İsrailli ile bir Mısırlının kavga ettiğini gördü Musa İsrailliye yardım etmek amacıyla kavgaya müdahale etti ve Mısırlıya bir tokat vurdu ve kazaen Mısırlı öldü Firavunun kendisini cezalandırmasından korkan Hz Musa Mısır'ı terk edip Medyen'e kaçtı Orada Medyen kahini Yetro'nun (Şuayb) yanında çalışmaya başladı Bir süre sonra onun kızı ile evlendi
Tanrı bir gün Yetro'nun koyunlarını otlatırken Horeb dağında yanan bir çalılığın içinden Hz Musa'ya hitap etti ve ona İsrailoğullarını Mısır esaretinden kurtarma görevi verdi Kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptı Bu aynı zamanda Hz Musa'nın peygamberlik görevinin de başlangıcıydı
Hz Musa Tanrıdan bu görevi aldıktan sonra Mısır'a gitti ve firavundan kavmi İsrailoğullarını serbest bırakmasını istedi Kur'an-ı Kerim'e göre onu tek bir Allah'a inanmaya da davet etti Fakat firavun İsrailoğullarını serbest bırakmama konusunda inat etti Bunun üzerine Mısır'ın üzerine bir çok felaket geldi Sonunda Mısırlıların da baskısıyla firavun inadından vazgeçti Hz Musa İsrailoğullarıyla birlikte Mısır'dan çıktı Üç ay sonra Sina'ya vardı Orada Tanrı Yahudiliğin temel ilkelerini oluşturan On Emir'i iki levhaya yazılmış halde Hz Musa'ya verdi Bu levhalarda tek tanrıcılığın temel ilkeleri ile genel ahlak ilkeleri yer almaktaydı
Sina'daki bu vahiy olayından sonra Hz Musa ataları İbrahim'e İshak'a ve Yakub'a vadedilmiş olan kutsal topraklaraArz-ı Mevud'a gitmek için İsrailoğullarıyla birlikte yola çıktı İsrailoğulları bu göç esnasında sık sık isyan ettiler Hz Musa'ya zorluk çıkardılar Tanrı isyanları sebebiyle bir çok kez onları cezalandırdı En büyük ceza ise kırk yıl çölde dolaşmalarıydı Mısır'dan çıkan ilk nesil çölde telef oldu Bunlar hem Tevrat'ta hem de Kuran-ı Kerim'de detaylı olarak anlatılmaktadır Mısır'dan çıkan ilk nesilden sadece iki kişi Yefunne oğlu Kaleb ile Nun oğlu Yeşu vadedilen kutsal topraklara ulaşabildi Tevrat'ın ifadesine göre Hz Musa bile işlediği küçük bir suç yüzünden kutsal toprakları göremedi
Hz Musa peygamberlik görevi süresince Tanrının kendisine bildirdiği ayetleri bir kitap haline getirdi ve onu iki levhayla birlikte Ahit Sandığı'nın (Tabutu'l-âhd) içine koydu Bu Ahit Sandığı'nı İsrailoğulları göç yolunda daima yanlarında taşıdılar Hz Musa yüz yirmi yaşında iken Moab diyarında öldü ve oraya gömüldü
Hz Musa'nın peygamberliği döneminde Yahudi dini büyük ölçüde teşekkül etti İtikat ibadet ahlâk ve hukukla ilgili kurallar belirlendi Ayrıca İsrailoğulları kutsal topraklara yerleştikleri zaman kurulacak devletin yapısı da tayin edildi
Hz Musa'dan sonra onun yerine Nun oğlu Yeşu geçti Yeşu kutsal topraklara göç yolunda İsrailoğullarına hem liderlik hem peygamberlik yaptı Ona da Tanrı tarafından yeni hükümler gönderildi
Yeşu'dan sonra İsrailoğulları bir süre lidersiz kaldı Kabileler "şoftim" denilen hakimler tarafından idare edildi Bu dönemdin tarihinde ve İsrailoğullarının tarihinde farklı durum göstermektedir Kabilelerin başında bir peygamber bulunmamasına rağmen Tanrı onlara vahiy göndermeye devam etmiştir Bu o dönemdeki olayları ihtiva eden Eski Ahit'in Hakimler kitabında anlatılmaktadır
Daha sonra İsrailoğullarına peygamber olarak Samuel gönderildi Halkın isteği üzerine Saul (Kur'an'daki ismi Tâlut)onlara kral tayin edildi Saul zamanında İsrailoğulları Filistinlilerle savaştılar Hz Davud bu savaşta büyük başarılar gösterdi ve İsrailoğullarının zafer kazanmasını sağladı
Saul'un ölümünden sonra Davud İsrailoğullarının başına kral olarak geçti Yahudi kutsal kitabına göre onun peygamberlik görevi yoktu Onun zamanında Natan gibi peygamberler görevlendirilmişti Davud Kudüs'ü fethedip orasını başkent yaptı Böylece İsrailoğulları kutsal toprakları ele geçirdiler Davud Kudüs'te büyük bir mabet inşa etmek istedi fakat Tanrı bu işin oğlu Süleyman'a nasip olacağını söyleyerek vazgeçmesini sağladı
Bir peygamber sayılmamakla birlikte Davud kral olarak Yahudi tarihinde önemli bir isimdir Onun zamanında İsrailoğulları en ihtişamlı dönemlerini yaşamışlardır Tarih boyunca Yahudiler hep onun zamanındaki ihtişamlı yaşamı özlemişler Davud soyundan bir mesihin gelip onları kurtarmasını ve kutsal topraklara toplayıp o ihtişamlı krallığı kurmasını beklemişlerdir 1948'de bağımsız İsrail devletinin kurulmasına rağmen dindar Yahudilerin hepsi hâlâ o mesihi beklemektedir
Davud'un ölümünden sonra yerine oğlu Süleyman geçti Tanrının vadettiği gibi Süleyman Kudüs'deki Moriah dağında büyük mabedi inşa etti Böylece Yahudi tarihinde I Mabet Dönemi başlamış oldu Bu mabet Bet-Hamikdaş (Kutsal Ev) adıyla bilinmektedir İslam tarihinde ise adı Mescid-i Aksa'dır
Süleyman'ın ölümünden sonra İsraioğulları arasında huzursuzluk meydana geldi Bunun nedeni Davud'un işlemiş olduğu bir günah idi İsrailoğulları Süleyman'dan sonra bölünmekle cezalandırıldı Biri kuzeyde İsrail diğeri de güneyde Yahuda olmak üzere iki ayrı krallık ortaya çıktı Bunlardan İsrail krallığı putperestliğe yöneldi Bu krallık MS 722'de Asur'lular tarafından ortadan kaldırıldı Asur'lular bölgedeki kontrollerini sağlamak için Asur'dan bir grup insanı buraya getirip yerleştirdiler Bu grup daha sonra Yahudi inançlarını benimsedi Fakat Yahudiler İsrail ırkından olmamaları yüzünden bunları samimî Yahudi kabul etmediler Onları daima dışladılar
Yahuda krallığı bir süre varlığını devam ettikten sonra o da MS 587'de Babil kralı Nabukednazar tarafından yıkıldı Kudüs'deki mabet Babilliler tarafından tahrip edildi ve halk Babil'e sürüldü I Mabet Dönemi de böylece sona ermiş oldu Bundan sonra İsrailoğulları MS 1948'e kadar bağımsız bir devlet kuramadılar Daima sürgün hayatı yaşadılar
İsrailoğulları Babil'de yetmiş yıl kaldılar Babil'deki sürgün hayatları Perslilerin Babillileri yenmesinden sonra sona erdi Pers kralı Koreş (Cyrus) Yahudilerin Kudüs'e dönmelerine ve mabedi yeniden inşa etmelerine izin verdi Ezra'nın önderliğinde mabet yeniden inşa edildi ve Yahudiliğin kurum ve kuralları hayata geçirildi Böylece Yahudi tarihinde II Mabet Dönemi başlamış oldu
II Mabet Dönemi MS 70 yılına kadar devam etti Romalıların idaresi altında yaşayan Yahudiler çeşitli dinî ve siyasî baskılar altındaydılar Yahudi isyanları yüzünden MS 70 yılında Romalılar Kudüs'ü tamamen işgal ettiler ve Babil sürgünü dönüşünde inşa edilen Mabedi yıktılar Yahudilerin bazılarını da sürgüne gönderdiler Böylece ilk defa Asur sürgünüyle başlayan Yahudi diasporası dünyanın bir çok bölgesine yayılmış oldu.