Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Yahudiler ve roma dönemi - yuhuda kralı herod

LeGoLaS

ikra
Onursal Üye
Konum
Türkiye
  • Üyelik Tarihi
    1 Ağu 2008
  • Mesajlar
    9,959
  • MFC Puanı
    3,016
Yahudiler ve roma dönemi - yuhuda kralı herod

MUSEVİLİK VE YAHUDİ TARİHİ

YAHUDİLER VE ROMA DÖNEMİ

YUHUDA KRALI HEROD
BÜYÜK HEROD



Büyük Herod (daha sonra gelen Herod Antipas ile karıştırılmamalı) Yahudi tarihindeki en önemli karakterlerden biridir. Kuşkusuz kötü biriydi ama Yahudi üzerindeki Roma egemenliğinin bu dönemini anlamak açısından çok önemli bir kişi olarak kalmaya devam etmektedir. Herod Yehuda kralı olarak (Romalılar tarafından atanarak) M.Ö. 37 yılında M.Ö. 4 yılında ölümüne kadar 33 yıl süren çok uzun bir süre boyunca iktidarda kaldı. Bu, ekonomik bolluk ve sosyal istikrar açısından altın bir çağdır. Bolluk ve istikrarın nedeninin bir kısmı, Romalıların bu zaman boyunca Yahudilerin gündelik yaşamında arka planda rol oynamasıdır. Romalıların genel tutumu hoşgörülüydü, yani Yahudiler resmi Roma devlet dininden muaf tutuluyordu. Hatırlanması gereken çok önemli bir nokta, eski dünyadaki tüm imparatorluklarda din ve devletin birlikte gittiği, Roma’nın imparatorlara tapması–yani imparatorun ölümünden sonra ilahlaştırılması- yüzünden bunun Roma’da her yerden daha çok uygulandığıdır. Devlet ve dini birleştirmek tabii ki hükümdarlarla fazladan bir yasallık kazandırıyordu. Cismani ve ruhani güç arasındaki bağlantı, tebaalarının fiziksel ve ruhani varoluşu üzerinde tam bir kontrol sağlıyordu. (Daha ileride Katolik kilisesinin Ortaçağ Avrupa’sında aynı şeyi yaptığını göreceğiz.) Devlet dinini kabul etmek Romalı kimliği ve devlete sadakatin çok önemli bir parçası olduğu halde Romalılar aynı zamanda pragmacıydı. Yunan deneyiminden Yahudilerin putlara tapmaya zorlanamayacaklarını öğrenmişlerdi. Ayrıca Yahudilerin diğer pagan halklar gibi olmadıklarını, boyun eğmeyeceklerini kendi gözleriyle görmüşlerdi. Dolayısıyla Romalılar Yahudilere, Roma devlet dininden muaf resmi bir statü verdi. Bu bir yandan çok akıllıca ve hoşgörülü bir politikaydı. Diğer yandan ise bu politikaya fiscus Judaicus adlı cezai bir vergi eşlik ediyordu. Devlet dininden muaf mı olmak istiyorsunuz? Bu ayrıcalık için para ödediğiniz sürece kabul. Yahudilerin vergiyi ödeyip kendi yollarına gitmesi mümkün olabilirdi ama bu kadar kolay olmadı (göreceğimiz gibi). EKONOMİK BOLLUK Yahudiler, büyük ölçüde Herod’un Roma ile dostane ilişkisi sayesinde şimdilik iyi durumdaydı... En azından ekonomik açıdan (ruhani açıdan değilse bile). Herod, birçok başlıca ticaret yolunu da içeren çok önemli bir alanı yönetmede Roma’nın tam desteğine sahipti. Her şey, Yemen’den Akdeniz’e giden tütsü ticaretinin bir tür büyük istasyonu olan Yehuda’dan geçiyordu. Ayrıca burası, zeytinyağı (sadece yemek pişirmede değil, başlıca aydınlanma kaynağı olarak da kullanılan) ve hurmaları (şekerden önceki ana tatlandırıcı) ile ünlü Ortadoğu’nun en bereketli tarım topraklarından biriydi. Herod ticaretten elde ettiği kârları, bazıları dünyada en harikuladeleri olan bir dizi devasa inşa projesini gerçekleştirmede kullandı. Gerçekten de, eğer eski dünyanın harikaları onun zamanından önce belirlenmiş olmasaydı muhtemelen listenin yarısını onun yaptıkları oluştururdu. Eski dünya mimarisinin hemen tüm arkeolog ve öğrencileri, insanlık tarihinin en büyük inşaatçılarından olduğunu kabul eder. Durmaksızın inşa etti: kentler, saraylar ve kaleler. Bazıları hâlâ ayaktadır. Masada, Antonia ve Herodium kaleleri Kesarya şehrinin limanı Hebron’da Atalar Mağarası’nın (Mearat Hamahpela) tepesindeki devasa yapı Yeruşalayim’in etrafındaki muazzam duvarlar ve şehrin girişindeki üç kule (kalıntıları günümüzde hatalı olarak David’in Kulesi diye adlandırılan) ve çok daha fazlası... Herod, inanılmaz bir mühendislik harikası olan Herodium’da yapay bir dağ inşa etmiş ve tepesine çok büyük bir saray oturtmuştur. Ne yazık ki bu saray M.Ö. 70 yılında Büyük İsyan sırasında yıkılmıştır. Çölde, kayadan bir platonun üzerinde başka bir kale olan Masada’yı inşa etmiştir. İnsanın gereksinim duyacağı tüm konforu ile Masada, tarım ürünlerinin yetiştirildiği bahçeleri besleyen inanılmaz bir su tedariki sistemine sahipti. (Masada günümüzde turistler açık olup görülmeğe değer bir yerdir.) Kesarya şehrindeki limanın özellikle belirtilmesi gerekir. Sadece bir ticaret ve Yehuda’nın Roma idari merkezi olduğu için değil, Yahudiliğin gözünde pagan, Roma’nın ve ahlak dışı olan her şeyin simgesi haline geldiği için. Herod burada şaşırtıcı bir yapay liman oluşturdu (İmparatorluklaki en büyük iki limanın biri), harika bir amfitiyatro, at arabası yarışları için bir hipodrom (Ben Hur filmindeki gibi), banyolar ve Romalı tanrı-imparatoru Augustus Sezar’a adanan dev bir tapınak inşa etti. (günümüzde, son derece etkileyici olan Kesarya Maritina kazılarını ziyaret edebilirsiniz.) HEROD’UN TAPINAĞI Herod’un projeleri arasında en iddialı olanı Bet-Amikdaş’ı yeniden inşa etmekti. Bu hareket onu hor gören tebaaları arasında sempati kazanma girişimiydi kuşkusuz. Mabet Tepesi’nın (günümüzde Müslümanların türbesi Kubbet-ül Sahra’nın bulunduğu tepe) etrafındaki istinat duvarlarını inşa etmek için bile 10.000 kişi ve on yıl gerekti. Batı Duvarı (eskiden ağlama Duvarı olarak bilinen) on iki futbol sahası büyüklüğünde insan yapımı dev bir platformu içerecek 500 metre uzunluğundaki istinat duvarının ancak bir parçasıdır. Tapınak Tepesi’ni niye bu kadar büyük yaptı? Tarihçiler Roma İmparatorluğu’nda yaşayan 6-7 milyon Yahudi olduğunu (ayrıca İran’da bir milyon) ve bunların çoğunun üç hac bayramı için Yeruşalayim’e geldiğini tahmin eder: Pesah, Şavuot ve Sukot. Bu kadar çok sayıda insanı barındırmak için dev bir alana gereksinim vardır. Bu platformun üzerinde Bet-Amikdaş’ı inşa etmeye gelince, Herod gerçekten kendisini aştı. Talmud bile son sonucun harikulade olduğunu kabul eder. Kodeş Hakodaşim altınla kaplıydı; diğer yapıların duvar ve sütunları beyaz mermerden, zeminler karara mermerindendi; mavi rengi insana denizin üzerinde hareket ediyormuş durgusunu veriyordu; perdeler mavi, beyaz, kızıl ve eflatun iplikten dokunmuş olup Jesephus’a göre gökyüzünün tüm manzarasını resimliyordu. Jesophus ne denli inanılmaz göründüğünü şöyle tanımlar: Dışarıdan bakıldığında mabet zihni ve gözleri büyüleyecek her şeye sahipti. Her taraf kalın altın tabakalarıyla kaplanmıştı. Güneşin ilk ışınları öyle kuvvetli bir ateşle yansıyordu ki bakmaya çalışanlar doğrudan güneşe bakmışçasına başlarını çevirmeye mecbur kalıyordu. Yaklaştıkça karla örtülü bir dağa benziyordu çünkü altınla kaplı olmayan her şey göz alıcı beyazlıktaydı. (Yahudi Savaşı, sh.304) Herod ana girişe, dindar Yahudilerin saygısızlık olarak gördüğü devasa bir Roma kartalı koymayı uygun görmüştü. Bir grup Tora öğrencisi bu putperestlik ve baskı simgesini kısa zaman sonra parçaladı ama Herod onları yakalattı, zincirleterek Yeriho’daki malikanesine getirtti ve canlı canlı yaktırdı. Bet- Amikdaş’ı inşa ettikten sonra Herod bu türden sorunlar olmadan yönetilmesi için çaba sarfetti. Sanhedrin’in önde gelen kırk altı üyesini ölüme gönderdikten sonra kendi Koen Gadol’unu atadı. HEROD’UN ZULÜMLERİ Herod’un zulmü kendi ailesine bile uzanıyordu. Yahudi kökenlerinin kuşkulu olduğunu bildiğinden, Yahudi halkı arasında yasallık kazanmak için Hyrcanus’un torunu, dolayısıyla bir Haşmonay prensesi olan Miryam ile evlenmişti. Ama aynı zamanda Miryam’ı delicesine seviyordu. Josephus’un aktardığı gibi: Herod’un Miryam’dan olan beş çocuğundan ikisi kız, üçü oğlandı. Bu oğulların en küçüğü Roma’da eğitim gördü ve orada öldü. En büyük ikisini annelerinin asaletinden ötürü ve Herod kral olduktan sonra doğduğu için onlara kraliyet kanı taşıyormuş gibi davranıyordu. Ama bütün bunlardan daha güçlü olan, Miyram’a karşı duyduğu ve gün geçtikçe alevlenen aşktı... Miryam ise Herod’dan nefret ediyordu. Buna büyük ölçüde neden, kardeşi Aristobulus’a yaptıklarıydı. Herod Aristobulus’u on yedi yaşındayken Koen Gadol yapmıştı. Genç adam popülarite kazandıkça onu endişeyle izliyordu. Aristobulus’un popüler olması şaşırtıcı değildi çünkü Koen Gadol olmak için yasal hakkı olan bir Haşmonay, gerçek bir Yahudi ve gerçek bir koen idi. Bu Herod’u öylesine ürküttü ki onu boğdurdu. Herod daha sonra kendi oğullarını kıskanmaya başladı, onları da öldürttü. Hatta bir kıskançlık krizi sırasında karısını da öldürttü. Yine Josephus’a göre: Hiddeti onu çılgına çevirdi ve yatağından fırlayarak sarayda deli gibi koşmaya başladı. Kızkardeşi Salome Miryam’a iftira etme fırsatını kaçırmadı ve Herod’un Yosef (Miryam’ın aşığı olduğu iddia edilen) hakkındaki kuşkularını doğruladı. Kontrol edemediği kıskançlık ve öfkesiyle her ikisinin derhal öldürülmesini emretti. Ama hiddeti diner dinmez pişmanlığa kapılıyor, öfkesi sönünce duyguları yeniden alevleniyordu... Miryam’a karşı duyduğu arzu öylesine güçlüydü ki ölmüş olduğunu düşünemiyor, hâlâ yaşıyormuş gibi onunla konuşuyordu... En hafifinden istikrarlı bir kişi değildi. Avgustus bile onun hakkında şöyle demişti: “Herod’un çocuklarından biri olmaktansa, köpeği olmak daha iyidir.” Herod’un paranoyası, Bet-Amikdaş hiyerarşisine müdahale etmesi, Yahudi halkının Helenleşmesine çalışması, artan ve ölümünden 70 yıl kadar sonra Roma’ya karşı bir başkaldırıyla sonuçlanacak bir hoşnutsuzluğa yol açtı. RUHANİ ÇATIŞMA Yüzeydeki olayların altında büyük bir ruhani çarpışma vardı: paganlık ve Yahudilik arasında. Dahası Yahudilerin milliyetçi duyguları yüzeye çıkıyordu. Helenizm’in Yehuda’ya hakim olması işleri daha da karıştırdı. Orada Yunan İmparatorluğu hakimiyetinden beri yaşayan önemli sayıda Yunanlı ile Yunan yaşam tarzını benimseyen diğer Yahudi olmayanların yanı sıra Romalıların teşvik ettiği başka Helenistler de ülkeye yerleşti. Ayrıca azınlıkta olsalar da, Yahudi üst sınıfları da bu “yüksek” kültürü kabul etti. Ve tabii kral onaylı bir Helenist idi. Geri kalmış halkını çağdaş dünyaya getirecek aydınlanmış bir lider olarak gören Herod “idealist” amaçlarına ulaşmak için gerekeni yaptı. Buna, sadece otoritesine karşı tehdit olarak değil, Yahudilerin kütle halinde Helenleşmesine karşı engeller olarak da gördüğü tüm rabi’lere zulmetmek ve onları öldürmek de dahildi. Herod’un müdahaleleri ve Yahudi üst sınıfları arasında yayılan Helen etkilerinin sonucunda Bet-Amikdaş hiyerarşisi yoldan çıktı. Güçlerini korumak için Romalılarla işbirliği yapan varlıklı bir dini grup olan Sadusiler, ana görüşü savunan Yahudi çoğunluk Farasilerin ve ekstrem dini azınlık Zilotları devreden çıkararak Bet-Amikdaş’ın kontrolünü ellerine geçirmişlerdi. (Bu gruplar hakkında daha fazla bilgi edinmek için 28. bölüme bakınız.) Kazan kaynamaya başlıyordu. Yakında patlayacaktı.​
 

djesr

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    11 Kas 2015
  • Mesajlar
    23
  • MFC Puanı
    10
İşte 410 yıldır Dünyayı kan gölüne çeviren Rothschıld ailesi !!!
Rothschıld ailesinin hikayesi

Rothschıld ailesi 410 Yıldır dünyayı yönetiyor
Bir çok kişi Rothschıld ailesinin adını bile bilmez..

Bu ailenin adı ne Forbes dergisinin düzenlediği ”Yılın Zenginleri” bölümünde yer alır nede dünya jet-sosyetesinin partilerinde adları eçer..Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır.

Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya bu yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini almıştır..
Çoğu kişi dünyada hiçbir aileninböylesine bir gücü elinde tutabileceğine inanamaz..Çünkü bir ailenin böylesine siyasi ve ekonomik bir gücü nasıl elde ettiğini anlayamaz..

Öncelikle şunu belirtmeliyimki aile derken üç-beş kişilik çekirdek bir aileden bahsetmiyorum..Roschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir.Bu aile ferdlerlerinin herbiri dünyanın gelişmiş olan yada gelişecek olan ekonomilerine sahip olan ülkelerinde çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır.

Dünyada olan her siyasi ve eknomik olan gelişmeyi İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir..

Ailenin geçmişi 16.yüzyıla dayanıyor..Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor önceleri..Kralın stratejik ve ekonomik danışmanlıklarını, izlemesi gereken siyasi tutumlarını ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor..Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp hatrı sayılır bir servetin desahibi oluyorlar..

Bu ticari faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları her ticari ve siyasi faaliyetten yüklü komisyonlar da almayı ihmal etmiyorlar..

İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip,İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar..

Faaliyet alanını iyice geliştirip, derinleştiren Rothschıld ailesi Avrupadaki tüm imparatorlukların saraylarında söz sahibi olur hale geliyorlar..Sadece İngiltere’de değil Avrupa’nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi verererek,altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice katlıyorlar..

Ekonomik gücü aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rothschild ailesi daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyorlar.

.İşin adı ”Savaşa giren devletlere faizle borçvermek”..

Bu işin ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşındagerçekleştiriyorlar İngiltere’ye savaşa girmesi için sermaye olarak 35 ton altını faizle borç olarak veriyorlar..İngiltere,Fransa karşısında yeniliyor ve Rothschıld ailesine olan borcunu ödeyemiyor..

Bunun karşısında borcun oluşturduğu mükellefiyettendolayı İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England ödenemeyen borç karşılığında Rothschıld ailesinedevrediliyor..

Rothschild ailesi İngiliz devletinin bu devir etme işlemini bir şartla kabul ediyor: ” İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı ile..”.

İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bir yahudi ailesine veriliyor..Görünüşde ekonomi hakkında pek bilgisi olmayan arkadaşlar için bu durum pek birşey ifade etmeyebilir..

Para basma yetkisini başka bir kuruluşa yada şirkete vermek demek aynı zamanda ülkenin bağımsızlığını da bu kuruluşa satmak demektir..Çünkü bir ülkenin bankası o ülkenin parasını basarken bastığı para karşılığında o ülkenin hazinesine değerli maden koymak zorundadır..

Örneğin Türkiye Merkez Bankası, devlet matbaasında 20 YTL basıyorsa eğer devlet hazinesinde 20 YTL değerindeki altını,elması yada petrolü koymak zorundadır.

Aksi halde basılan para kağıt parçasından başka bir şey olmaz..

İşte Rothschild ailesinin de yaptığı şey budur..İngiliz sterlinini basarak İngiliz hükümetine faizle borç olarak vermiş ve karşılığında altın ve elmas almıştır..

Bu şekilde bir yılda 12,000 ton altın kar ettiği ekonomi tarihçileri tarafından bilinmekteydi.

-----------------------------------------------------------------
MERKEZ BANKASINI NASIL ELE GEÇİRDİLER

Rothschıld dosyası – 2

Amerikan merkez bankası kiminİngiltere’yi nasıl oyuna getirdiler Rothschıld ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile Amerika’daki kolonilerin savaşı olmuştur..

Savaş sırasında Rothschıld ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemişlerdir..

Amerika’nın İngiltere’ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı yapılmış,İngiltere’nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir..İngiltere ile savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu karlı teklifi hiç düşünmeden kabul edilmiştir ve böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini alarak bir hayli karlı bir işe imza atmışlardır..

Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika’dan elini ayağını çekmek zorunda kalmıştır..İngiltere-Amerika savaşından yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika’ya yardım ettiğini düşünerek Fransa’ya saldırmıştır..

İngiltere,Rothschild ailesinin kendilerine finansal destekte bulunacağına güvenerek bu savaşa girdiyse de Rothschıld ailesinden umdukları desteği bulamamışlardır..

Rothschıld ailesi el altından Fransa’yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garanti etmek istemiştir..Bir taraftan da bu aile İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir..

İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsaya oynayan halk İngilizlerin savaşı kazanacağını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır

Bunu fırsat bilen Rothschild ailesi ”İngilizlerin savaşı kazandığı” iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının herşeyini borsaya oynamasını sağlamıştır..
Ancak generaller ve ordudan geriye kalanlar İngiltere’ye döndüğünde gerçekler ortaya çıkmış ve İngiltere’nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır..


Borsa norminal seviyesi,herkesin malını kurtarmaya çalışıp mal hisselerini geri almaya çalışmasından dolayı anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rotscild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur..

İngiliz tarihçilerin ”Kara eylül” diye nitelendirdiğ i bu olay ile Rothschild ailesi adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir..Bu ekonomik faaliyetleri sonucu iyice gelişen Rothschıld ailesi,kenan diyarında Tanrı’nın kendilerine vaad ettiği kutsal İsrail devletini kurmak için gerekli olan şablonu hazırlamaya başlamıştır..

----------------------------------------------------------------------------
Rothschild’ler yahudi Adolf Hitleri nasıl ortaya surduler

Adolf Hitlerin ortaya çıkışı ve 2. Dünya savaşının başlaması:

Almanya devleti Birinci Dünya savaşından adeta bir enkaz halinde oldukça demorolize bir biçimde çıkmıştı..Devlet tüm ekonomik ve askeri gücünü savaş sonrasında kaybetmişti..Ve tüm bunlara ilave olarak birde çok ağır yaptırımlar içeren savaş tazminatı anlaşmalarına imza atmışlardı…
Ancak Almanya’nın borçlu olduğu ülkelerin merkez bankalarının %85′i Rothschild ailesine ait olduğundan Almanya sadece yahudi Rothschild ailesine borçluydu..

Rothschıld ailesi Almanların bu yüklü borcun onda birini dahi ödeyemeyeceklerini adı gibi biliyordu..Rothschıld ailesi enkaz halindeki Almanya’ya Alman merkez bankasının kendilerine devredilmesi karşılığında dış borçlarının silinmesini teklif ediyordu ve Almanlar bocu ödeyemeyeklerini bildikleri için teklifi kabul etmek zorunda kalıyorlardı..
Aslında bu durum sonun başlangıcıydı..Bırakın savaşacak parayı ve silahı,savaşta asker olarak kullanılacak erkek vatandaşı bile kalmayan Alman devleti enkaz haldeyken tekrar sivirlerek tüm dünyaya kafa tutacak gücü nereden ve nasıl bulabilirdi??

Bunun için ancak Tanrının yardımı gerekirdi..

Ancak onlar intikam için plan yapmadan Rothschild ailesi onlar için çok gizli bir plan yapmıştı bile..Bu plana göre sahte ama çok inandırıcı bir faşizm rüzgarı Avrupa’da esecek ve yahudilere en ince ayrıntısına kadar planlanmış bir şekilde şiddet ve baskı uygulanarak İsrail’e göç etmeye mecburbırakılacaklardı..

Bu planın ilk parçası Almanya’nın ekonomisinin ayağa kaldırılması ve Almanya’nın hızla silahlanmasının sağlanmasıydı..Almanya yıllar boyu A’dan Z’ye her konuda finanse edilmiş, 2.dünya savaşında savaşmak üzere neredeyse çocukluktan askerler yetiştirilmiştir..

Muazzam bir ekonomik ve askeri güce kavuşan Almanya’nın başına ise 1.Dünya savaşında er olarak savaşan fanatik milliyetçi Hitler getirilmiştir..
İtalya ise Almanya’da başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan ve adınafaşizm denilen rüzgarın etkisi altında kalmış ve iktidara Mussoloni gelmiştir..Mussoloni’nin iktidara gelmesi Rothschild ailesinin bir planı değil kendiliğinden gelişmiş bir olaydı ama bu durum Rothschıld ailesinin ekmeğine yağ sürmüştü..

Hitler iktidara gelir gelmez müthiş hitap yeteneği ve ürkütücü karizması ile Alman halkını yediden yemişe peşinden koşturmuştur..Hitler’in konuşmalarında ve toplantılarında ise şaşırtıcı bir biçimde ana hedef yahudilerdir..

Hitler’in iktidara gelmesinden önce kardeş gibi birarada yaşayan Alman ve yahudi halkları birbirlerine hiçbir zararlarının dokunmamasıra rağmen oluşturulan yapay kaos ortamı yüzünden birbirleri ile kanlı bıçaklı hale gelmişlerdir..

Savaştan önce yahudi işadamlarına Nazi gençlerinin düzenlediği saldırılar,ev kundaklamalar ve cinayetler ortamı iyice germiştir..

Zengin olan yahudiler bir yolunu bulup Almanya’yı terk etselerde fakir olan zararsız yahudiler biryere gidecek paraları olmadığından oldukları yerde kalakalmışlardı ..

O dönemler savaş dönemleri olduğundan Almanya’nın dışına çıkmak için büyük paralar ve bazı önemli bağlantılar şarttı..

Fazla gereksiz detaya girmeden Hitler savaşı başlatmış ve Almanya’nın sahte intikam harekatı başlamıştı..

Almanya savaşın ilk yıllarında anormal bir başarı göstermiş ve
Fransa,Yugoslavya,Çekoslovakya,Avusurya ve Belçika gibi ülkelerin tamamını çok kısa sürede ele geçirerek Nazi ordularının gücünü ortaya koymuştur.

Özellikle Paris kentine 2 saatte giren Nazi orduları İngiltere ve İspanya’nın iyice ürkmesine neden olmuştur..İngiltere’yi hava saldırıları ile darmadağın eden Nazi orduları bir taraftandan da sözde yahudi soykırımı yapmaya başlamıştır..

Yahudiler birbir katledilmiş ve imha fırınlarında kılmıştır..Ortada öyle korkunç bir ortam vardırki savaştan sonra bölgeyi teftişe gelen Amerikalı generaller bile uçaklarından iner inmez havadaki pis kokudan dolayı hava alanına kusmuşlardır..Havadaki pis kokunun nedeni ise sürekli olarak yakılan insan cesedleri ve çürümüş cesedlerdir.

-----------------------------------------------------------------------

Adolf Hitler’in yaktığı insanların 0/0 85 çinegene ve Polonyalı olduğu ortaya çıktı

Yapılan araştırmalarda soykırımı yapılanlardan sadece o/o 15 Yahudi olduğu kanıtlandı

Savaştan sonra tam bir korku ülkesine dönen Almanya’da ortaya atılan iddialara göre neredeyse hiç yahudi bırakılmamıştır..

Ancak Sovyet araştırmacılar durumun hiç de öyle olmadığını savaşta katledilenlerin sadece %15′in yahudi olduğunu net ve çarpıcı belgelerle kanıtlamışlardır..

Bu belgelere göre savaşta öldürülenlerin çoğu çinegene ve Polonyalılardı. Geriye kalan zengin yahudiler Rotscild ailesinin kurduğu paravan şirketler aracılığı ile Amerikan askerleri denetiminde gizlice Amerika’ya değil İsrail’e kaçırılmışlardır..

İsrail’e getirildikleri dönemden İsrail devleti kuruluncaya kadar olan süreçte tabiri caizse Allah’ın dağında prefabrik usulü yapılmış evlerde kalmışlar ve büyük zorluk çekmişlerdi..

Kaçmak için girişimlerde bulunanlar ise Tevrat’ın emrettiği bir biçimde idam edilmişlerdir..Neticede yaratılan sahte milliyetçi bir hava ile sözde yahudi soykırımı yapılmış,tüm dünyada yahudilere yönelik şiddet eylemlerine girişilmiş ve yahudiler İsrail’e göç etmek zorunda bırakılmışlardır. .

Yani Rothschild ailesi 1.Dünya savaşında yarım bıraktığı işi 2.Dünya savaşında tamamlayabilmiştir..Aşırı dindar bir aile olan Rothschild ailesi kendilerine göre Tanrı’ya olan sözünü yerine getirmişlerdir..

Amerikan başbakanı John Fitzgerald Kennedy’nin öldürülmesi
2.Dünya savaşından sonra kurulan İsrail devleti’bde herşey 1960 yılında John Fitzgerald Kennedy’nin Amerikan başkanı olmasından sonra değişmiştir..

Kennedy Amerikan tarihinin en genç başkanıdır ve aynı zamanda Amerikan başkanı olmuş ilk katolik kişiydi Kennedy’den önce Amerika’da katolik birbaşkan hiçbir zaman olmamıştır..

John F Kennedy’nin babası olan Joseph Kennedy de politikacı olup aynı zamanda İngiltere büyükelçiliği yapmış olan katolik bir büyükelçiydi..
Ne babası, ne de başkan Kennedy yahudilerle iyi geçinemiyolardı ..Babası büyükelçilik yaptığı dönemde Londra’da yahudilerin boy hedefi haline gelmiş ve çeşitli saldılara maruz kalmıştır..

Kennedy de Amerika’da başkan seçilmeden önce Sigmund Rothschild’in kendisine yapmış olduğu ”başkan seçildiğinde ortadoğuda İsrail tarafını tutan bir politika izlemesi karşılığında milyonlarca doları bulan seçim kampanyası masraflarını karşılayacaklarını belirtmiştir..” Ancak Kennedy böyle bir teklifin bir daha kendisine yapılmamasını rica etmiş ve kendisini hakarete uğramış gibi hissettiğini belirtmiştir..

Kennedy İsrail lobisinin Amerikan devleti üzerindeki faaliyetlerinden anormal derecede rahatsız bir politikacıydı
Kennedy’e göre lobilerin Amerikadaki faaliyetleri Amerikan bağımsızlığına vurulmuş bir darbeydi..

Kennedy ile İsrail başkanı Ben Gurion’un NÜKLEER Kavgası:

İsrail kurulduğu günden beri ortadoğuda hep bir süpergüç olma hayali ile hareket etmiştir..Bu yüzden İsrail Devleti ortadoğuda hızlı bir ”nükleer silahlanma programı” izlemeye başlamıştır

İsrail’in Dimona çölünde kurduğu nükleer santralinde peynir-ekmek gibi atom bombası ve nükleer başlıklı füzeler üretmesi özellikle başkan Kennedy’i anormal derecede rahatsız etmiştir..

İsrail’in nükleer füzelerinin Ankara, İstanbul, Şam, Tahran, Bağdat ve Riyad gibi şehirleri vuracak kapasitede ve menzilde olması Kennedy yönetimini önlem almaya mecbur bırakmıştır..

Kennedy, Ben Gurıon’a yazdığı sert bir uyarı mektubunda ”İsrail’in nükleer programını durdurmaması durumunda Amerikan yönetiminin yaptırım uygulamaktan kaçınmayacağını belirtmiştir”..

Ben Gurıon’da cevap olarak gönderdiği mektupta Kennedy’e ”genç adam” diye hitap etmiş ve bazı ağır ithamlarda bulunmuştur..

Bu mektuplaşmalar iyice çığırından çıkmış ve hakaretleşmeye dönüşmüştür..Bu durum üzerine tepki olarak Ben Gurıon istifa etmiştir..Ünlü yahudi politikacı Henry Kissenger ”İsrail’in nükleer programına son vermesi İsrail’e büyük zarar verir” diyerek Kennedy’i ikna etmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır..

----------------------------------------------------------------------

ABD Başkanı John Fitzgerald Kennedy neden öldürüldü

Dünyayı yöneten derin güç Rotschild hanedanlığıABD dolarını basma yetkisini Rotshild ailesinden alınınca, intikam planı devreye girdi :

Kennedy bununlada yetinmemiş 4 Haziran 1963′te Amerikan temsilciler meclisine danışarak çıkarttığı 11110 sayılı kanunla Amerikan dolarını basma yetkisini Rotshild ailesine ait olan Federal Reserve Bank’ın elinden alarak Amerikan Merkez Bankası’na vermiş ve ”bir ülkenin parasının denetimin şahısların elinde olmasının büyük bir sorun olduğunu” belirterek kendi sonunu hazırlamıştır..

Federal Reserve Bank ve dolar İsrail’in en büyük gelir kaynağıdır tabiri caizse şah damarıdır..Kennedy, doları basma yetkisini Federal Reserve Bank’ın elinden alarak adeta İsrail’in şah damarını kesmiştir..Neticede İsrail için Kennedy’nin etkisiz hale getirilmesi farz olmuştur..

Kennedy’nin seçimleri kaybetmesini beklemek boş bir umuttu çünkü Kennedy halktan büyük destek görüyordu..

Kennedy’e seçimler kaybettirilse bile sonradan kazanması yüksek ihtimaldi..Üstelik Kennedy’nin kardeşi de gelecek vaad eden bir polikacıydı..Dünyada hiçbir aile böylesine politik bir gücü elinde tutmayı başaramamıştı..Tek bir çare gözüküyordu..O da suikastti..

ABD Başkanının yardımcılığına kadar sızmışlardı.

Kennedy birşekilde öldürülürse Amerikan yasaları gereği yerine yardımcısı getirecelecekti..Kennedy’nin yardımcısı Lyndon Johnson’dı..Johnson tam bir İsrail taraftarıydı..

Kendi politik hırsları yüzünden İsrail’e gözünü kırpmadan yardım edebilirdi..Üstelik Kennedy ile hiç iyi geçinemiyordu, söylentilere göre Kennedy kendisini kovmaya çalışıyordu..

İsrail Kennedy yok etmek için suikast kararı alır ve kararı Amerikan derin devleti için derin bağlantılarını kullanarak çok gizli bir biçimde uygulamaya koyar..Kennedy’i öldürmek için en uygun ortam seçim kampanyaları için geleceği Dallas’tır..

Dallas’ta herzamanki gibi üstü açık araba ile halkı selamlayacak olan Kennedy’i korumakla görevli CIA ajanları özel olarak ayarlanacak ve başkanın güvenliği sabote edilecekti..

Böylece suikast çetesi Kennedy’i rahatlıkla Öldürebilecekti Ve John Fitzgerald Kennedy’nin öldürüldü

Suikast çetesi için değişik rivayetler vardır.. Kimileri Kennedy’i Fransız suikast çetesinin öldürdüğünü, kimileri ise kübalı sürgünlerin öldürdüğünü iddia eder ancak kesin olan birşey varki Kennedy’i ödürenler çok profosyonel ve acımasız keskin nişancılar(snıper)’lardan oluşan bir suikast timidir..

Kennedy Dallas’ı ziyaret etmeden önce akşam yani 21 Kasım 1963 akşamı Dallas’ta gökten boşalırcasına yağmur yağmıştır Ancak şehir halkı buna rağmen başkanı eniyi şekilde karşılamak için elinden geleni yapmıştır..
‎22 Kasım 1963 sabahı Washington D.C’den Air Force One uçağı ile Dallas’a gelen başkan Kennedy ve eşi, sabah 9′ta şehir merkezinde Dallas valisi Connaly ile birlikte kahvaltı ettikten sonra üstü açık bir limuzine binerek halkı selamlamaya başlamışlardır..

Tam 6 aracın olduğu kortejde en son arabada başkan Kennedy ve vali Connaly vardır..Önde motosikletli SS korumalar ve yanda CIA ajanlarının bulunduğu arabalarla Kennedy’nin arabası Kortejle birlikte Elm caddesinden Houston’a doğru beklenmedik bir dönüş yapar…O sırada silah sesleri yükselmeye başlar..

Polisler telsizle anons etmeye başlar..”Korteje ateş ediyorlar yere yatın” diye..Tam 6 el silah sesi duyulur..Birinci mermi arabayı komple ıskalar ve alt geçitte bekleyen Edmund Harris adındaki taksi şöförünün kulağını parçalar..İkinci mermi Kennedy’i tam omzundan vurur..Üçüncü mermi Kennedy’i

ıskalayıp ön koltuktaki vali Connaly’i omzundan vurur.Dördüncü mermi Kennedy’i boynundan vurur,aynı mermi başkanın vücudundan çıkıp Vali Connaly’i sırtından vurur..Beşinci mermi arabayı ıskalayıp dikiz aynasını kırıp dışarı çıkar..ve Altıncı mermi…Altıncı mermi başkan Kennedy’i tam kafasından vurur..Başkanın kafasını parçalayan mermi bulunamaz..

Suikastten sonra yapılan araştırmalarda Kennedy’i sözde komünistlerden vatan haini Lee Harvey Oswald’ın vurduğu iddia edilir..Ortada altı mermi olmasına rağmen Oswald’ın tek katil olduğu görüşüne verilir..

İddialara göre Oswald Texas Okul kitapları bürosunun altıncı katındaki pencere dibinden İtalyan yapımı Manlicher Caracano marka snıper tüfeği ile başkan Kennedy’i ve Vali Connaly’i altı kez vurarak başkanı öldürmeyi başarmıştır..

Sözde suikastçi snıper Lee Harvey Oswald’ın vurduğu başkan Kennedy feci şekilde can vermiş ve Lee Harvey Oswald apar topar hapsi boylamıştır..Ortadaki deliller birden çok keskin nişancının olduğunu göstermesine rağmen İsrail denetimindeki Amerikan derin devleti suçu Lee Harvey Oswald’ın üzerine atarak delilleri bir bir yok etmiştir..Suikasti gören 57 kişi ya bir kaza ile yada intihar ile ölü bulunmuştur..

Lee Hervey Oswald ise suikastten iki gün sonra mahkeme çıkışında yüzlerce FBI ajanı ve polisin arasında yahudi bir bar işletmecisi olan Jack Ruby tarafından öldürülmüştür..

Bu Amerikan milliyetçisi yahudi,Lee Harvey Oswald’ı öldürmesinin nedenini ise ”komünistlerden Amerikanın aldığı intikam”olarak yorumlamıştır..

Birden çok keskin nişancı tarafından vurulan Kennedy’nin otopsisini Amerikan ordusundaki üst düzey amiral ve generaller yürütmüş ve otopsideki suikast delillerini bir bir sabote etmişlerdi..

Ailesi Kennedy’nin kafasının kesilerek incelenmesini ve böylelikle gerçek suikastçilerin bulunmasını istediğinde ise Amerikan birimleri konuyu şiddetle reddetmişlerdir..Kennedy apar topar gömülerek konu ört pas edilmiştir..

Başkan Kennedy’nin suikast sonucu öldürülmesinden sonra başkan adayı olan kardeşi senatör Robert Kennedy de bir basın toplantısı sırasında İsrail işbirlikçisi Filistinli bir genç tarafından kurşunlanarak öldürülmüştür

--------------------------------------------------------------------


ROTHSCHILD ---HEDEF--- İSRAİL DEVLETİNİ KURMAK İÇİN OSMANLIYI YIKMAK

Teodore HERLZ Abdülhamit ten 2 defa KUDÜS ü satmasını istemiştir malum . VE son gelişinde de yüklü miktarda para teklifinde bulunmuştur.

Paranın kaynağını sanırım artık az çok anladınız evet ROTHCHILD sülalesinin en büyük emeli her ZİONİST gibi KUDÜS merkezli bir dünya devleti kurmak ve KUDÜS te DEACCALLERİNi beklemektir.

ABDÜLHAMİT HAN bunu kabul etmeyince ROTHCILDS muhalifleri beslemeye karar verdi . JEUNE TURC ( jön türk = genç türk ) denilen ve İngilizlerle irtibatlı bir yapıyı kullandılar .

İTTİHAT VE TERRAKKİ denilen parti de JÖN TÜRKLERDEN çıkmadır . Bunlar sözde ilerlemecilik maskesi altında asıl amaçları olan OSMANLI YI ZAYIFLATIP yıkmak projesini adım adım uygulamaya koydular .

2.meşrutiyetin ilanıyla , 24 Temmuz 1908'de İktidarı ele geçirdiler ... ABDULHAMİT hanı gerçekleştirdikleri darbeyle saltanattan indirdiler . Ve 1911 de Kudüs te toprak satışına onay veren genelgeyi yayınlayarak efendileri olan MASONLARA ROTCHİLD sülalesinin ve İngilizlerin emirlerini yerine getirdiler.

Şimdi sizlere BALFOUR (Balfur ) deklarayonu olarak da bilinen ve İSRAİL devletinin kurulmasına önayak olan ingiliz BELFOURE un kime hizmet ettiğinin delilini sunacağım : öncelikle bu belgenin ne olduğunu anlamak için ansiklopedik bilgi verelim : " Balfour Deklerasyonu: Lloyd George'un başbakanlığındaki İngiliz savaş kabinesinde dışişleri bakanı olan Althur Balfour'un girişimiyle başlatılan ve sonuçta Filistin'de bir Yahudidevletinin -İsrail- kurulmasıyla sonuçlanan girişimdir.

1917 yılındaki bu deklerasyon, ilk Balfour Deklarasyonudur. Balfour girişimiyle 1926 yılında, İngiliz sömürgeleri konusunda ikinci bir Balfour Deklarasyonu yapılmıştır.

Lord Arthur Balfour, 2 Kasım 1917 tarihinde uluslararası Siyonist hereketin liderlerinden olan Lord Rothschild'e bir mektup göndererek, Filistin topraklarında bir Musevi devleti kurulması konusunda İngiliz hükümetinin destek vereceğini bildirmiştir. İngilizlerin Araplara yatırım yaptığı bir dönem olduğu için, bildiride ‘ülkedeki öteki sakinlerin medeni ve dinsel haklarının ihlal edilmemesi’ şart koşulmuştur.

Osmanlı Devleti'nin Orta Doğu topraklarının İngiltere ve Fransa arasında paylaşılması protokokü niteliğindenki Sykes-Picot Antlaşması ve Mekke Şerifi Hüseyin ile İngiltere'nin Mısır'daki Yüksek Komiseri McMahon arasında gizli olarak imzalanan McMahon Antlaşması ardından yapılan bu girişim, böyle bir maddeyi gerektirmiştir. Bu mektup ve bunun ardından gelişecekolan olaylar, dünya Siyonist kesimindesteğinin İtilaf Devletleri yönüne çekilmesinde önemli rol oynamıştır.

Ayrıca ABD tarafından da desteklenmişir. Amerika, Orta Doğu'da bir Musevi devletinin bulunmasının, Orta Doğu politikaları içinsağlam bir dayanak oluşturacağınıkavramıştır.

Lord Balfour'un bu mektubu üzerineyürütülen girişimler, 1918 yılında Fransa'nın, hemen ardından da İtalya'nın desteğini sağlamıştır. ABD başkanı Thomas Woodrow Wilson, Ekim 1918 ayında deklerasyonu desteklediklerini açıklamıştır. Sözkonusu deklerasyon, Orta Doğu'da bir
İsrail Devletinin kurulmasına giden sürecinönemli bir kilometre taşıdır.

" BU DEKLARASYON BİR MEKTUPTAN İBARETTİRVE TAHMİN EDİN BAKALIM KİME YAZILMIŞTI !

Foreign Office, November 2nd,1917 Dear Lord Rothschild, I have much pleasure in conveying to you on behalf of His Majesty's Government the following declaration of sympathy with Jewish Zionist aspirations, which has been submitted to and approved by the Cabinet: "His Majesty's Government view with favour the establishment in Palestine of a national home for the Jewish people, and will use their best endeavours to facilitate the achievement of this object, it being clearly understood that nothing shall be done which may prejudice the civil and religious rights of existing non-Jewish communities in Palestine or the rights and political status enjoyed by Jews in any other country." I should be grateful if you would bring this Declaration to the knowledge of the Zionist Federation. Yours sincerely, Arthur James Balfour.* belge kaynak : A Survey of Palestine, 1945-1946, H.M.S.O., vol. I, p.1. Belfoure Zionist federasyona belgeyi suması için ROTHCHİLD a gönderiyor . BELGE 2 : ERMENİLERİN KIŞKIRTILMASI İÇİN TEHCİRİ İLK DÜŞÜNEN Teodore HERLZ den başkası değil : Through intermediaries, he (Herlz) endeavoured to ingratiate himself with the Sultan of Turkey by activities designed to reduce the agitation by émigré Armenian committees in London and Brussels for Turkish reforms and cessation of oppression [A] and started a press campaign to calm public opinion in London on the Armenian question. But when offered money for Palestine, the Sultan replied that his people had won their Empire with blood, and owned it. ''The Jews may spend their millions. When my Empire is divided, perhaps they will get Palestine for nothing. But only our corpse can be divided. I will never consent to vivisection. '' [2b]

kaynak . [2a] Ibid., p.63. [2b] Ibid., pp. 128-129, 132, 152, 176.

Belçika ve Londra daki ERMENİLERİ TÜRKİYE deki baskıları arttırmaları için önayak olan HERLZ den başkası değil.

ABDÜLHAMİT Ha n Herlz e Filistin topraklarını , yani kanlarla ele geçirilen bu toprakalrın bir karışının bile verilmeyeceğinin cevabını alınca HERLZ viyana da PAPAL NUNCLO ile görüşür .

ZİONİST bir gazete çıkarmaya başlar : ADI : “ DİE WELT “ daha sonra ABD ye giderek Dr Gustave GOTTHEİL ZİONİST harekatı başlatması için görüşür .Tüm bunlar birkaç ay içinde gerçekleştirilir . BASEL deki ilk ZİONİST kongreyi organize den de HERLZ den başkası değildir .(29-30 ağustos 1897 ) 197 delege toplantıya katılmıştır .

FİLİSTİN de yahudilerin yasal oalrak yaşayıp tanınacağı bir devlet kurma arzusunu Herlz burada dile getirmiştir . Macar yahudisi olan fizikçi MAX NORDAU da Herlz e destek olmuştur .

Rusya onların BATIcı yaklaşımlarından rahtsız olurlar ve destek vermeyeceklerini ilan ederler . Kongrede çiftçi ve işçi organizasyonlarını kurulacak ülkede nasıl oluşturulacağı üzerine bildiri yayınlanır . Ayrıca Kutsal yazıtlarda kendini bulan MESİH inancından yola çıkarak ATA topraklarında bir DEVLET kurma amacı bildiri olarak sunulur .

“ Elbette fikirlerimizi türk kardeşlerimizin kabul etmesinin zor olacağı aşikardır . Bu bizi umutsuzluğa sürüklememeli . Biz amacımıza ulaşmak için başka yöntemler bulmaya çabalamalıyız .

Ortadoğu sorusu sadece bugüne ait değildir . Yakın zamanda uluslararasında bir çatışma görünmektedir . bir DÜNYA SAVAŞI kaçınılmazdır .Büyük dünya savaşı kapıdadır .

Büyük AVRUPA geliyor . Bu KRKUNÇ OLAYDAN KAÇIŞ YOK GİBİDİR . BÜYÜK AVRUPA SAVAŞINDAN SONRA BARIŞ KONFERANSI TOPLANACAKTIR .

Bu büyük zamana hazır olmalıyız .

Ulusların barış görüşmelerinde yeralmalı ve YAHUDİ sorununu gündeme getirmeliyiz . FİLİSTİN ve ORTADOĞUNUN bir YAHUDİ Sorunu olduğunu kanıtlamalıyız . ...

Yahudi sorunun bir DÜNYA sorununu olduğuna insanlrı ikna etmeliyiz ve bunun çözümün de küresel olması gerektiğini bildirmeliyiz .

“ (1897 deki bu toplantıyla ilgili belgenin yayınlanma tarihi : American Jewish News, 7 March 1919 )

HERLZ bu tarihten sonra adeta AVRUPA devletlerinde mekik dokumaya başlamıştır . 23 Ağustos 1903 te 3 tane konferans daha düzenler .

FİLİSTİN de ABDÜLHAMİT ten dolayı başarılı olamayınca YAHUDİ DEVLETİ için başka yer arayışına girişmiştir. SİNA yarımadasında MISIR -TÜRK sınırındaki EL ARİŞ teki bir yahudi kolonisi için PALL MALL ve DALY CHRONICLE gazeteleri vasıtasıyla baskı oluşturmuştur .

Kahire deki ingiliz ajanı LORD CROMER de bu konuyla ilgili şemayı sunmuştur .Ama kabul görmemiştir . Kenya da bir koloni kurma fikri de kabul görmemiştir .Uganda Şeması dan bunlardan birisidr .

DIŞ ODAKLI JÖN TÜRKLERİN SAHNEYE ÇIKIŞI In Turkey, the "Young Turk" (Committee of Union and Progress) revolution of 1908 was ostensibly a popular movement opposed to foreign influence. However, Jews and crypto- Jews known as Dunmeh had played a leading part in the Revolution .(Ibid., p. 35.) çeviri :

" Türkiye'de GENÇ TÜRKLER (JÖN TÜRKLER )= BİRLİK VE BASKI KOMİTESİ 1908 de dışarıdan yönlendirilen halkçı bir harekatla DEVRİM yapmıştır (yani İKİNCİ MEŞRUTİYET ) . Yahudiler ve “ DÖNME “ diye bilinen GİZLİ – kripto yahudilerin bu devrime liderlik yapmışlardır . "BANKAYI İRTİBAT MERKEZİ OLMASI İÇİN KURDULAR

İNGİLİZ-FİLİSTİN bankasının bir şubesini ZİONİSTLER Türkiye de açarlar . Bu banka Osmanlı da yapacakları harekatların finansmanı için kurulmuştur

BEYRUT ta Victor JACOBSON bu bakayla ilgili gerçeği şöyle tarif etmektedir : “ Anglo-Palestine şirketinin bir temsilciliği gibi açılmış olan banka aslında Osmanlı içindeki Ziyonist harekat hakkında TÜRK yahudilerini bilgilendirmek amacındaydı “ Partilerle , arap ve FİLiStin ve Suriyedeki parlamaenterle ve daha çok GENÇ OSMANLILARLA (jön Türklerle ) Zionist Büro tarafından desteklenen bir gazete çıkartmaya başladılar .

( Kaynak :Alsberg, F.A., Ha-Sh'ela ha-Aravit, vol. I, Shivat Zion, IV, pp. 161-209. Quoted by Halpern in The Idea of a Jewish State, p.267. )

Aynı zamanda Almanya ve fransa daki yahudiler de bilgilendirilmekte ve bir ulus bilinci oluşturulmaktadır . 1911 de 10. kongrelerini topladılar .

( bu tarih aynı zamanda İTTİHAT VE TERRAKİ nin FİLİSTİN topraklarını satışı için izin verdiği tarihtir )

ZİONİSTLERE karşı beslenen sempati zamanla GENÇ TÜRKLER içinde bir şüphe uyandırmaya başlayınca ZİONİSTLER bu defa araplara yönelmişler ve TÜRKLERDEN bağımsızlaşmak için ZİONİzMİN bağımsızlıklarına ve bir arap devletine katkı sağlayacak bir silah olabileceği fikrini onlara aşılamaya başlamışlardır .

1.Dünya savaşı siyonistler için bulunmaz bir nimet olmuştur . Adım adım OSMANLI dan kurtardıkları ve İNGİLİZLERİn önderliğinde İSRAİL devletini kurmuşlardır . İsrail devlet olarak kurulması aslında bizim tarihimizle içli dışlıdır . BUGÜN İSRAİL de THEODORE HERLZ in fotoğrafları bütün resmi dairelerde yeralır .

ROTCHİLD dan HERLZ e JÖN TÜRKLERe İTTİHAT VE TERRAKİ ye kadar OSMANLI nın ve gerçek TÜRK milletinin üzerinde oynana oyunlar hala bitmedi .

Günümüzde de kendilerini ulusalcı ilan eden bazı teröristlerin KİLİSELERDE toplandığına şahit oluyoruz .

Karaköy'deki Türk Ortodoks Kilisesi'nin avlu, koridor, salon ve kilise bölümünde çekildiği anlaşılan resimlerde, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, Kuvvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Kuvvayı Milliye Derneği Başkan Yardımcısı Hüseyin Görüm, Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin, Büyük Hukukçular Derneği Başkanı Av. Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Sözcüsü Sevgi Erenerol ile geçtiğimiz günlerde kanserden ölen ve Ergenekon'un kasası olduğu belirtilen Kuddusi Okkır gibi isimler hep birlikte görülüyor. Fotoğrafların yemekli toplantı bölümünde Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu grubun yemekle birlikte şarap içtikleri, ev sahibi Sevgi Erenerol'un da misafirlerini rahat ettirebilme çabasında olduğunu gösteriyor. Yemek yenen salonun duvarlarındaki Hıristiyan dininin sembolü olan ikonalı figürler ve bazı Hıristiyan din adamlarına ait resimlerin bulunması dikkat çekiyor.

Ortaya çıkan resimlerde Ergenekon Terör Örgütü'ne üye olmak ve yönetmek suçlarından gözaltına alınıp tutuklanan bu isimlerin toplantılarını kilisede bile yaptığı anlaşılıyor.

ÇAĞDAŞ YAŞAM adı altında gençleri burslarla DİNDEN uzaklaştırmak üzere çalışan LİONS kulüpleri , ROTARY kulüpleri MASON locaları BÜYÜK KULÜP( ki gerçek adı CERCLE D'ORİENT dır ve İNGİLİZLERİn 1800 lerin sonunda kurduğu gizli bir cemiyettir ) gibi oluşumlar hala ÜLKEMİZDE iktidarın gerçek sahipleridirler.

ADALET ve ORDU mekanizması MASONLARIN bir ülkede en çok önem verdikleri kurumlardır .

ORDU mensuplarının MASON localarına girmelerine büyük önem veriliyor . Masonik ritüel ve adımlar ŞÖVALYELİK gibi askeri bir makam gibi sunuluyor

İSLAMA karşı olanlar kimlerse bu kişilere şüpheyle yaklaşmakta fayda var .
YA dönmedir (sabetayist kökenlidir ,yani görünüşte MÜSLÜMAN ama içinde yahudi ) ya da İNANÇSIZDIR . Elbette herkes dilediği gibi yaşamakta serbesttir . Yeter ki ülkemizle oyun oynamasınlar .

Bugün PKK yı da JİTEM i de ERGENEKON u da kullananlar , ve birçok faili meçhule sebep olanlar aslında hep aynı yapıdır 100 yıldan fazla bir zamandır OSMANLI ruhuyla boğuşuyorlar ve biliyorlar ki MÜSLÜMAN BİR UYANIRSA artık kaçabilecekleri bir yer olmayacaktır EY müslüman kardeşim oyunlara gelme ve HAKİKATE sımsıkı sarıl TARİHİNİ iyi öğren ve sana YUTTURULMAYA ÇALIŞILAN zokalara dikkat et.

ÖZellikle KÖKÜ dışarıda olan medya kuruluşlarına dikkate et. Bugün DOĞAN YAYIN HOLDİNGİN en büyük ortağı AXEL SPRİNGER ALMAN YAHUDİSİ bir MEDYA teşikaltıdır .

Az önce de tarih içindeki bilgilerini verdim .HERLZ in ilk yaptığı iş Die WELT adlı GAZETE kurmak olmuştur hem de ALMANYA da . Açık açık Siyonist propagandası ve yayın organı olan bu gazete bugün AXEL SPRİNGER yayın grubuna dahil omuştur...

İLk amblemlerinde vaadedilmiş toprakları israil yıldızı içinde gösteren bu gazete bugün halen gizli propaganda ve manipülasyon aracı görevini sürdürüyor.... Almanya da Hz Muhammed sas hakaret içeren karikatürü yayınlayan da bu gazeteden başkası değildi ...

BUGÜN alman casuslarının ülkemizde yaptığı işler öyle karmaşıktır ki akıl almaz .

KANIT MI İSTİYORSUN İŞTE SANA KANIT :

HERLZ in ilk kurduğu DİE WELT adlı gazeteyi hatırlıyor musun ? " Die WELT " İşte o AXEL SPRİNGER in bir gazetesidir .

DOĞAN MEDYA ile ortak olan grubun bir gazetesidir.

Neden DOĞAN grubu ergenekon un sözcülüğünü yapıyor merak ediyor musun ? ÇÜNKÜ EFENDİLERİ ÖYLE İSTİYOR.
 
Üst Alt