Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Yahudi Tarihine kıSa Bir Bakış.

LeGoLaS

ikra
Onursal Üye
Konum
Türkiye
  • Üyelik Tarihi
    1 Ağu 2008
  • Mesajlar
    9,959
  • MFC Puanı
    3,016
Yahudi Tarihine kıSa Bir Bakış.

YAHUDİ TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ​

Siyonistlerin neyi savunduğunu görebilmek için, sık sık atıfta bulundukları Yahudi tarihi hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Siyonistler Yahudi tarihini değerlendirirken, öncelikle ırk birliğini ve içinde putperest ahlakın yoğun etkilerinin olduğu gelenek ve görenekleri göz önünde bulundurur, bu geleneklerden yola çıkarak birtakım zorlama yorumlar yaparlar. Siyonistlerin din dışı ahlakları, Yahudi tarihine bakış açılarında da yoğun olarak görülür.
Tarihin en eski toplumlarından biri olarak kabul edilen Yahudilerin geçmişinin MÖ 2000'li yıllara uzandığı var sayılır. Kendi inançlarına göre Yahudiler, Kenan diyarı olarak bilinen topraklarda yaşayan bir kabileden gelmektedirler. Kenan diyarının, İsrail, Ürdün ve Suriye'yi de kapsayan bugünkü Ortadoğu'nun oldukça büyük bir bölümüne verilen bir isim olduğu kabul edilir. Buradaki putperest kavimlerden ayrılan Hz. İbrahim, yeni bir milletin atası olmuştur. Bu millet, Yahudilerdir. (Hz. İbrahim Müslümanlar için olduğu gibi Yahudiler için de kutsal bir peygamberdir.)

Muharref Tevrat'ta, İsrailoğullarının, o dönemde Filistin bölgesinde yaşayan putperest kavimlerle olan savaşları anlatılır. Bu putperest kavimler, Allah'a düşman ve pek çok sapıklıkla kirlenmiş olan halklardır. Bu nedenle Muharref Tevrat'ta Yahudilere hitaben "Mülk edinmek için gitmekte olduğunuz ülke, orada yaşayan halkların iğrençlikleriyle kirlenmiştir" denir. (Ezra, 9:10-11)
Çeşitli tarihi kaynaklara ve tefsir kitaplarına göre, Hz. İbrahim'in yaşamış olduğu Kenan diyarında, putperest bir toplum yaşamaktadır. Hz. İbrahim bu topluma, Allah'ın varlığını ve birliğini anlatmış, onlara Allah'ın emirlerini ve yasaklarını tebliğ etmiştir. Tarihi kaynaklara göre Hz. İbrahim, oğullarından Hz. İsmail'i Mekke ve çevresine yerleştirmiş, ikinci oğlu Hz. İshak ise Kenan'da kalmıştır.

Eski Ahit'in yazıldığı dönemlerde Kenan diyarını gösteren antik bir harita.

Allah, Kuran'da Hz. İbrahim'in oğullarından bir kısmını Beyt-i Haram'ın yakınlarına yerleştirdiğini bildirmektedir:
"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarımdan bir kısmını Beyt-i Haram yanında ekini olmayan bir vadiye yerleştirdim; Rabbimiz, dosdoğru namazı kılsınlar diye (öyle yaptım), böylelikle Sen, insanların bir kısmının kalblerini onlara ilgi duyar kıl ve onları birtakım ürünlerden rızıklandır. Umulur ki şükrederler." (İbrahim Suresi, 37)
Tefsir kitaplarında bu mekanın Mekke Vadisi olduğu belirtilir.

Yahudilerin Muharref Tevrat kaynaklı sembolleri birarada: Şaha kalkmış aslan ve yedi kollu şamdan.
Kenan diyarında kalan Hz. İshak'ın oğlu Hz. Yakup ise, oğulları ile birlikte Mısır'a göç etmiştir. Hz. Yakub'un bir diğer ismi "İsrail"dir ve bu nedenle oğulları aynı zamanda İsrailoğulları olarak anılır. Bilindiği gibi, İsrailoğulları Yahudi toplumunun bir diğer adıdır. Yahudiler, Hz. Yakub'un oğlu olan Hz. Yusuf'un iktidarı boyunca Mısır'da huzur ve güvenlik içinde yaşamış, çok büyük nimetlere sahip olmuşlardır. Ancak Hz. Yusuf'un ardından Yahudiler için, zorlu bir dönem başlamıştır. Putperest Firavun rejimi esnasında Yahudiler Mısır'da köle konumuna düşmüşlerdir. Tarihin en acımasız ve despot diktatörlerinden biri olan Firavun Yahudilere, çeşitli işkenceler yapmış, onları en ağır işlerde kullanmıştır. İsrail soyunun tüm erkek çocuklarının katledilmesini emretmesi, masum insanları cezalandırmak için ellerini ve ayaklarını çaprazlama kesmesi, Firavun'un zalimliğini gösteren önemli bilgilerdir. İşte bu dönemde Allah, Yahudilere Hz. Musa'yı elçi olarak göndermiş ve onun önderliğinde kendilerini Firavun'un zulmünden kurtaracağını müjdelemiştir.
Hz. Musa'nın tebliği ve Yahudileri kendisi ile birlikte Mısır'dan çıkarmak istemesi Firavun tarafından öfke ile karşılanmıştır.
Ancak Firavun izin vermek istemese de, Allah'ın mucizeleri ve yardımıyla, Yahudiler tarihi kaynaklara göre MÖ 1250 yıllarında Mısır'dan göç etmişlerdir.

"Bana karşı lütuf-dediğin nimet de, İsrailoğullarını köle kılmandan dolayıdır."
(Şuara Suresi, 22)Yahudiler, Firavun rejimi altında büyük bir baskı ve zulüm gördüler. Bu eski Mısır çiziminde, Firavun, pek çok insanı köleleştirerek hayali tanrılarının önüne çıkan muzaffer bir kumandan gibi resmediliyordu. Köleleştirilenler, Allah'a olan imanlarıyla Mısır halkından ayrılan İsrail soyuydu.
Mısır'dan çıkan Yahudiler, 40 yıl Sina Yarımadası'nda kaldıktan sonra Kenan diyarının doğusuna yerleştiler. Hz. Musa'dan sonra da Kenan diyarında yaşamayı sürdürdüler. Yine tarihçilerin görüşüne göre MÖ 1000'lerde Hz. Davud, İsrail soyunun yönetimine geçti ve güçlü bir krallık kurdu.

Süleyman Tapınağı'ndaki kutsal eşyaları simgeleyen duvar rölyefi
Onun oğlu olan Hz. Süleyman'ın döneminde ise İsrail'in sınırları güneyde Nil Nehrinden, kuzeyde Suriye içlerindeki Fırat Nehri'ne kadar uzanıyordu.
Bu dönemde İsrail Krallığı, başta mimari olmak üzere pek çok alanda çok görkemli bir dönem yaşadı. Kudüs'te Hz. Süleyman'ın emriyle görkemli bir saray (aynı zamanda tapınak) inşa edildi. Hz. Süleyman'ın vefatının ardından Allah İsrailoğullarına daha pek çok peygamber gönderdi, ancak İsrailoğulları çoğu zaman peygamberleri dinlemediler ve Allah'a isyankar oldular.

Bu dejenerasyonun bir sonucu olarak İsrail Krallığı bölündü, ardından putperest krallıklar tarafından işgal edildi. İsrail soyu köleleştirildi. Filistin'e hakim olan en büyük putperest imparatorluk ise Roma oldu. Hz. İsa, Filistin'de Roma egemenliğinin sürdüğü bir dönemde geldi ve İsrailoğullarını bir kez daha kibirlerinden, batıl inançlarından ve isyankarlıklarından vazgeçip Allah'ın dinine göre yaşamaya davet etti. Çok az Yahudi ona inandı. İsrailoğullarının büyük bölümü, inkarda diretti. Ve Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi onlara "Meryem oğlu İsa diliyle lanet edildi." (Maide Suresi, 78) Bir süre sonra da Allah, Romalıları Yahudilere musallat etti ve onların eliyle tümü Filistin'den sürüldüler.


"Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun." (Taha Suresi, 47)
Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık. Tur'un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik. (Taha Suresi, 80)
Sina Dağı'ndan bir görünüm, yağlıboya, Colnaghi, New York




Biz onları (İsrailoğullarını) ayrı ayrı oymaklar olarak on iki topluluk
(ümmet) olarak ayırdık....
(Araf Suresi, 160)
On iki kabileden oluşan İsrailoğullarının yerleşimlerini tasvir eden İbranice eski bir harita.



Yahudilere vaat edilmiş toprakların bir bölümünü gösteren antik harita.​

Ancak burada bir kez daha belirtmekte yarar vardır ki, tüm Yahudi toplumu elbette bir değildir. Allah Kuran'da Yahudiler içinde Hz. Musa'nın getirdiği dine samimiyetle bağlılık gösteren ihlaslı kişiler olduğunu bildirmiştir. Bugün de Hz. Musa'nın kendilerine getirdiği dine sadık kalanlar, samimi olarak Allah'ın emrettiği gibi bir ahlak gösterip ona göre bir yaşam sürenler, Kuran'da bildirilen güzel ahlaklı kişilerdendirler:

Yahudiler, Romalılar tarafından sürüldükten sonra dünyanın dört bir yanına üstteki haritada gösterildiği gibi dağıldılar.
Musa'nın kavminden hakka ileten ve onunla adalet yapan bir toplulukvardır. (Araf Suresi, 159)
Allah, Yahudilerin içinde Kendisi'nden korkan ve sakınan dürüst, vicdanlı, sağduyulu kimseler olduğunu bazı ayetlerde de şu şekilde haber vermektedir:
Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. (Al-i İmran Suresi, 113-114)

Romalılar, Yahudileri Filistin'den sürmelerinin anısına üstteki ünlü Titus anıtını inşa ettiler.
Allah bu kişilere yaptıklarının en güzeli ile karşılık vereceğini ise şöyle müjdelemiştir:
Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 62)
Ne var ki Siyonistler, Allah'ın kendilerine indirmiş olduğu dini değil, zaman içinde dejenerasyona uğramış olan bazı gelenekleri ve dahası 19. yüzyılda ortaya çıkan din-dışı Sosyal Darwinist ve sömürgeci ideolojileri temel almaktadırlar. Oysa Yahudilerin tarihi, hak dinden saptıklarında, inkarcı ahlaka sahip kişileri kendilerine önder edindiklerinde içine düştükleri sıkıntı ve zorlukların örnekleri ile doludur. Bu durumda, samimi olarak Allah'a ve ahiret gününe iman eden Yahudilerin de Siyonizme karşı verecekleri fikri mücadele büyük önem taşımaktadır. Onlar da diğer vicdan sahibi insanlarla birlikte Siyonizmin saldırganlığını lanetlemekle, buna engel olmak için çaba göstermekle ve bunun için de Siyonizmin yanılgı ve aldatmacalarını deşifre etmekle yükümlüdürler.
 
Üst Alt