• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Vurmalı Çalgılar Hakkında Bilgi

Herkül

Admin
Üyelik Tarihi
4 Haz 2013
Konular
8,797
Mesajlar
29,749
MFC Puanı
17,440
vurmali_calgilar.jpeg

Batı dillerinde genellikle “percussion” ailesi olarak adlandırılır. Dilimizde “vurma çalgılar” da denmektedir. Vurmalılar ailesi, tarihin en eski çalgılarının önemli bir bölümünü içerir. Bu çalgıların en ilkelleri bile çağdaş orkestraların vurmalıları arasında yer almaktadır. Bunlar, müziğin yalnızca ritm, renk ve dinamik gücüne katgıda bulunmakla kalmazlar, aynı zamanda müziğin melodik ve armonik öğelerine de katgıda bulunurlar.

Vurmalı çalgılar iki ana dala ayrılır: Perdesi belirli olmayan ve tek ses verenler ile belirli sesleri perdeli olarak olarak çıkarabilenler. Birinci grupta trampet, dümbelek, davul, kastanyet, kaynana zırıltısı, kamçı vb. vardır. İkinci gruba girenler vibrafon, ksilofon, marimba vb.’dir.

Timpani ise akord edilebilme üstünlüğüyle davuldan ayrılır. Timpaniciler bu çalgının az ya da çok gerilebilen derileri üzerinde değişik sesler elde edebilirler.

Vurmalılarda birden fazla notanın olağan bir biçimde icra edilişi, Beethoven ile başlar. Aynı yıllarda, crescando ve decrescendo gibi özelliklerden esinlenerek timpani ve benzeri davulların sesini ayarlamak çabaları görülmüştür. Beethoven’den sonra timpaninin kullanılması, kendine özgü ve gelişkin bir sanat biçimine dönüşmüştür.

XIX. yüzyılın ortalarına doğru, orkestrasyon tekniğinde devrim sayılabilecek yenilikler gerçekleşmiştir. Vurmalıların kullanımı, bu devrimin önemli bir parçasıdır. Berlioz, 1831’ de Fantastik Senfoni’ sinde dört timpaniyi birden kullanarak akor sesleri elde etmiştir.

Berlioz, 1843’ de yazdığı orkestralama kitabında timpaninin çok yönlü tonal niteliklere sahip olduğunu vurgulamış ve bazı yapıtlarında bunu kanıtlamıştır.

XX. yüzyılda vurmalıların önemi daha da artmıştır. Glazunov ve Holst, yapıtlarında sololara yer vermişlerdir. Rimski-Korsakov Strauss, Stravinski ve Shönberg vurmalıları üst düzeyde değerlendirmeyi bilmişlerdir.

Timpani için, Pieranzorini (1814-1885) bir konçerto bestelemiştir. Türkiye’ de ise Kemal Sünder’ in “Timpani Konçertosu” 1986’ da Haşim Yedican tarafından CSO eşliğinde seslendirilmiştir.

Evrensel geçerliliği olmasına rağmen, vurmalı çalgılar dünyaya Asya ve Afrika müziklerinin etkisiyle yayılmıştır. Timpaninin ilk türleri Avrupa’ da Haçlı Seferlerinden sonra görülmüştür. XVIII. yüzyılda türk askeri müziği Avrupa’ da derin izler bırakmış ve timpani benzeri davulun yaygınlaşmasında önemli rol oynamıştır.

Mozart 1773’ de yazdığı bir divertimentoda, iki flüt, beş trompet ile sol-do ve la-re’ ye akord edilmiş dört timpani kullanmıştır. Bu yapıtla birlikte timpaninin özellikle bakır üflemeli çalgıları ne denli desteklediği anlaşılmıştır. Simbal daha çok Gounot ve Saint-Saens gfibi fransız besteciler tarafından benimsenmiştir. Trampete orkestrada ilk kez Rossini yer vermiştir. Çelik üçgen, Haydn, Mozart ve Beethoven tarafından tatlı bir efekt olarak değerlendirilmiştir. Türk müziği üslubu dönemi geçtikten sonra bile bu çalgı geçerliliğini kaybetmemiş, Schumann ve Brahms’ ın elinde daha da yaygınlaşmıştır. Lizst’ in mi bemol Piyano Konçertosu’ nda çelik üçgen bir ara solo yapar.

XIX. yüzyıl Fransız bestecileri ve ayrıca Çaykovski, gongu kullanmışlardır. Darbukayı Bizet ve Saint-Seans değerlenmişlerdir.

Çağdaş müzikte vurmalıların önemi artmıştır. XX. yüzyılın başından beri vurmalılar yeni müziğe damgasını vurmuştur. Afrika’ nın ritmlerinden esinlenen Albeniz ve her yeniliğe açık olan Shönberg, 1911’ de bestelediği yapıtında altı timpani ve bas davul, tenor davul, trampet, simbal, üçgen, tam tam, ksilofon, glockenspiel ve demir zincirler kullanmıştır.

Cazla birlikte vurmalıların konumu değişik bir niteliğe kavuşmuştur. Caz ve ardından gelen pop müziğinde ritm ve temponun belirleyici özelliği, vurmalıların önemini arttırmıştır.

Timpani
Madeni büyük bir çanağın üstüne geçirilen deriden oluşur. Deri, gerginliğine göre belirli bir notayla uyum içindedir. XIX.yüzyılın başlarından beri timpani mekanik olarak akord edilebilmektedir.

Deriye iki tokmakla vurulur. Tokmakların ucu istenilen tonal özelliğe göre değişik maddelerden yapılır. Beethoven dönemine kadar orkestralarda genellikle iki timpani bulunurdu. Günümüzdeki yaygın uygulama, tek müzikçinin kullandığı üç timpanidir.

Bu çalgının başlıca işlevi, belirli bir notanın tekrarı ve arkasından gelen gümbürtüyle müziği vurgulamaktır. Değişik tokmaklarla daha yumuşak ya da kuvvetli ses çıkartmak mümkündür.

Glockenspiel
İki küçük tokmakla bir dizi çelik levhaya vurarak çalınır. Haendel ve Moart, bazı bestelerinde bu çalgıya yer vermişlerdir. Çağdaş bir akrabası tubofondur. Bunda, levha yerine borular vardır.

Klavyelidir. Rezonansın yarattığı seslerden yararlanır. Vibrafon da bu ailedendir.

Çelesta
Glockenspiel gibi, çelik plakalardan oluşur. Ancak bu plakalar tahta rezonatörlere tutturulmuştur. Klavya aracılığıyla çalınan bir dizi çekiçleri vardır. 1880’ de icad edilen bu çalgıyı ilk kez Çaykovski “Fındıkıran” da kullanmıştır. Dolgun ve kalıcı bir ses rengi vardır.

Trompet
“Side-Drum” ya da “Snare-Drum” silindir biçimindeki küçük davul. Bir yüzeyinde snare denen teller vardır. Bu sayede takırtı sağlanır. İki değnekle çalınır. Dilenen notalar elde edilemez. Gümbürtü ve başka efektlere uygunluğundan ötürü, özellikle askeri müzikte kullanılır.

Tenor Davul , Bas Davul
Tenor davulun snare telleri yoktur. Trampetten biraz büyüktür. Bas davul ise çok büyüktür. Güçlü bir gümbürtüsü vardır.

Çelik Üçgen (Triangle): Üçgen biçiminde bükülmüş çelik bir çubuktur. Metal çubukla vurularak çalınır.

Simbal (Cymbal): Bakır alışımlı iki yuvarlak levhadan oluşur. Ayak mekanizmasıyla, ya da elle levhaların birbirine çarptırılmasıyla çalınır. İstenirse levhalar birbirine değdirilip titretilir. Davul sopasıyla da çalınabilir. Orkestralarda yer alır.

Gong: Sini gibi büyük ve ağır bir metal levhadır. Genellikle keçeden bir tokmakla çalınır.

Kaynana Zırıltısı (Rattle): Beethoven ve R.Strauss tarafından da kullanılmıştır. Çağdaş yapıtlarda sıkça yer alır.

Def: Dar bir kasnağınyalnızca bir yanına deri gererek yapılmıştır. Elle çalınır. Zilli ve zilsiz olarak kullanılır. Bazı yörelerde “tef” adı verilir.

Bendir: Zilsiz büyük deflere denir. Özellikle dini müzikte kullanılır.

Kudüm: Büyük bakır taslara deve derisi gerilerek yapılan bir çalgıdır. İki kaptan biri ince, diğeri kalın ses çıkartır. Daha çok dini müzikte kullanılır. İki ayrı kaptan ses çıkarmak üzere yapılmış iki ayrı küçük tokmağı vardır.

Zil: Dövme bakırdan yapılır. Kenarları daire şeklindedir. Ortasından geçirilen lastiklerle parmaklara takılarak çalınır. Bazı yörelerde “parmak zih” de denilmektedir.
 
Üst