-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
İnsanlar tarih boyunca bazı gereksinimlerin karşılamak için denizin içine girmiştir. Bazı insanlar eğlence amaçlı dalgıçlık yapmış, bazıları denizin dibinden besin maddeleri çıkarmış kimisi ise denizi temizlemek için su altında bulunmuştur.
Deniz seviyesinde olan hava basıncı 1 Atmosferdir.İnsanlarda bulunan solunum ve dolaşım sistemi 1 Atmosfer olan basınca göre ayarlıdır. Suyun içinde derine doğru gittikçe basınç daha da artmaktadır. Her 10 metrede 1 atmosfer basıncı artmaktadır. Mesela 50 metre derine inen bir yüzücünün vücudunun her santimetrekaresine denizdeki suyun yapmış olduğu basınç miktara yüzeye oranla 5 misline çıkmaktadır.
Derinlere gidildikçe akciğer kapasitesi düşer ve kan basıncı artar. Bu olaylar sonucu vücut ısısı düştüğü için kalp atışları hızlanır ve bilinç gitmeye başlar.
Derinlere inmede kritik eşik 30 metredir.30 metreden daha derinlere dalacak olanlar mutlaka tüp kullanmalıdır. Derinlere daldığımızda ve süratle su yüzeyine çıkıldığında ani olarak değişen atmosfer basıncından dolayı vurgun yenilmektedir. Aniden su yüzeyine geldiğimizde gazlar süratle genleşir. Özellikle azot gazı damarlarda genleşerek hayati vücut hasarlarına neden olur.
Dalış ile birlikte basınç artmaktadır. Vücut dokularında erimiş halde bulunan azot gazı basıncın azalması ile sıvı halden gaz haline geçer. Bundan dolayı doku ya da kan damarları içinde kabarcıklar oluşur.Bu ise damarlarda tıkanmalara sebebiyet vermektedir. Tıkanma ile birlikte vurgun yiyen hastada kan akışı engellenmektedir. Acil müdahale yapılmadığı takdirde doku kaybına neden olabilir.