Uzaylılara Ait Olduğu Düşünülen 10 Şey
Tarih boyunca insan, tanımlayamadığı her olguyu ve her objeyi ilahi bir nedene bağlamıştır. Yeryüzünde yer alan ve insan yapımı olduğu düşünülmeyen birçok yapı, yıllar önce uzaylıların gezegenimize gelip bıraktıkları işaretler olarak görülmektedir. Bazıları ise insanoğlunun sahip olduğu tüm teknolojinin uzaylılar tarafından insanlara öğretildiğini düşünmektedir. Bu listede görecekleriniz, tanımlayamayan ve uzaylıların yaptığı düşünülen yapılar ve işaretlerden oluşmaktadır.
10. Mağara Resimleri
İtalya’nın Val Camonica ve Avusturalya’nın Wandjina Petroglyph bölgesinde bulunan mağara resimleri, görenleri oldukça şaşırtıyor. Uzay gemileri ve uzaylı canlıların resimlerin, taş devri zamanından kaldığı tahmin ediliyor. Bu bulgular, o tarihteki insanların uzaylılar ile iletişimde olduğu ve bilgi paylaşımı gerçekleştirdiği iddialarını güçlendiriyor.
9. Mısır Hiyeroglifleri
Abydos’ta bulunan Osiris Tapınağı’ndaki hiyerogliflerde jet uçağı, helikopter ve uzay aracına benzer şekiller görülmüştür. Garip olan kısım ise Mısır’da hiç uçan bir taşıtın bulunmuyor olmasıydı.
8. Nazca Çizgileri
Nazca Çizgileri, Güney Peru’daki Nazca Çölü’nde bulunan kilometrelerce uzunlukta olan çizgilere verilen genel addır. Çizgilerin çizildiği ya da kazındığı zemin, demiroksitin gri rengini kazandırdığı çakıllarla kaplıdır. Düz çizgi, üçgen, sarmal, kuş, maymun, köpek, örümcek, çiçek vb. biçimler çok büyük olduğu için yerden bakıldığında anlaşılmaz, ancak uydu fotoğraflarında belirgin olarak görünmektedir. Araştırmacılar uzaylıların Peru uygarlığı ile iletişime geçmek için bu çizgileri çizdiğini düşünüyor.
7. Antikythera Mekanizması
Antikythera, 1902 yılında Ege’de Girit adası yakınlarında sünger avcıları tarafından bir Roma gemi batığında bulunmuştu. Cihazın, yapıldığı tarihi takip eden 1000 yıl için dahi en karmaşık makine olduğu tahmin ediliyor. Galler’in Cardiff Üniversitesi’nden Mike Edmunds yaptığı araştırmada, ‘Antikythera’ cihazının Güneş ve Ay tutulmalarını Dünya, Ay ve Güneş’in birbirlerine konumundan tahmin edilmesine yaradığını öne sürüyor. Edmunds’a göre Antikythera mekanizması uzun ve köklü bir geleneğin ürünüdür. Araştırmaya katılan Selanik’teki Aristoteles Üniversitesi profesörü John Seiradakis şimdiye dek mekanizmaya ait 81 parçanın çıktığını, bunların 30’unun el yapımı bronz olduğu ve en büyük parçada da 27 adet dişli bulunduğunu ifade etti. İngiliz tarihçi Derek Solla Price’a göre Antikythera mekanizmasının bir astronomi saati olduğunu düşünüyor. Edmunds, Antikythera’nın aynı zamanda gezegenlerin hareket ve Dünya’ya konumlarını gösteren astronomik bir pusula olduğunu düşünüyor. Cihazın 72 parçadan oluşan bir replikasını yapan Michael Wright ise Antikythera’nın Mars, Jüpiter ve Satürn gibi uzak gezegenlerin koordinatlarını da tahmin edebileceğini savunuyor.
6. Sakkara Kuşu
1898 yılındaki kazılarda bulunan bulunan tahtadan yontulmuş bu oyuncak, birçoklarına göre ilk uçak modellerinden biridir. İngiltere havacılık üssünde, bu modelden yola çıkılarak yapılan prototiplerin uçabildiği saptanmıştır. Hatta modern uçaklara uygulanan rüzgar tribünü testinden de geçmiştir. Araştırmacılar, bundan 2000 yıl önce tahtadan yapılmış bir planörün giza deltasında uçurulmuş olabileceğini düşünüyor.
5. Doğu Heykelleri
Doğu heykelleri perçinlerinden göz merceklerine, kolluklarından çıkarılabilir miğferlerine, vidalarından karın boşluğundaki sisteme kadar günümüzdeki modele tıpatıp uygun yapılmış uzay giysilerinin heykelleridir. Bu heykeller üzerindeki tuhaf görünüşlü 30’u aşkın şekil ve motifin, teknik donanım olarak modern NASA astronot giysilerinde müşterek fonksiyonlar için kullanılıyor olması da oldukça ilgi çekicidir. Bu küçük kilden heykelcikler, tarih öncesi çağlarda Japonya’da yaşamış olan taş devri insanları Jomonlar tarafından yapılmıştır. Boyları 7.5-30 cm arasında değişmektedir ve yapımları 10000 yıl evveline kadar uzanmaktadır.
4. Ekin Çemberleri
Yeryüzündeki en ilgi çekici figürlerinden olan ekin çemberleri, birçok kişinin düşündüğü gibi sadece günümüzde görülen şekiller değil aksine tarihi yüzyıllar öncesine kadar gitmektedir. Kızılderililer ekin çemberlerinin dünya dışı ziyaretçiler tarafından yapıldığına inanıyorlardı. Bu fikir günümüzdede çok yaygındır. Her ne kadar günümüzde sahte ekin çemberleri yapılıyorsa da bir çoğuna açıklama getirilemiyor.Genelde gerçek ekin çemberleri enerji alanları ve fay hatları yakınlarında ortaya çıkıyor. Mesela İngitere – Wiltshire ‘deki Stonehenge gibi… Güncel olan spekülasyonlardan biri bu şekillerin bize bir mesaj vermeye çalıştıklarıdır. Ekin çemberlerinin yakınlarında normal olmayan ölçülerde yüksek enerji alanları ölçümlenmiş hatta ufo gözlemleri yapılmıştır.
3. Norveç Spiral Işığı
9 Aralık 2009 tarihinde Norveç semalarında görülen ışık herkesi şaşırttı. 2-3 dakika boyunca spiraller çizerek ilerleyen bu ışık hüzmesi hakkında birçok iddia ortaya atıldı. Kimileri tarafından ülkede yapılan havacılık denemelerinin bir sonucu olduğu öne sürüldü. Kimileri de, olası bir UFO ziyaretinin habercisi veya bir solucan deliği olduğunun düşündü.
2. Stonehedge
Antik Çağ’ın bilgeliğinin en önemli sembolü olan bu yapı astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. Stonehedge’in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 Haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması ve buna karşılık yakındaki İrlanda’da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen Newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 Aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması ilginçtir. Stonehenge çember halinde yerleştirilmiş, büyük taş bloklardan oluşan bir yapıt olup; ortalama olarak 4.5 metre yüksekliğinde ve her biri ortalama 25 ton ağırlığında yaklaşık 30 adet taş bloğun bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Londra’nın kilometrelerce vadilerinde bir çakıl taşı bile bulunamazken, birdenbire orada bir abide gibi dikilen o büyük kayalar nasıl oraya gelmiş olabilir ve neden belli bir düzende sıralanmış olabilirler hala bilinmiyor.
1. Gize Piramitleri
Gize piramitlerinin tahmini olarak MÖ 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilmektedir. Gize piramitleri Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir ve isimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Bu piramitleri diğerlerinden ayıran farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamış olmasıdır. Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunmaktadır. Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır. Aynı zamanda piramit dev bir güneş saatidir. Kirletilmiş suyu birkaç gün Piramit’in içine bırakırsanız, suyu arıtılmış olarak bulursunuz. Bitkiler Piramit’in içinde daha hızlı büyürler. Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar piramitin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir. Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur ve bunun gibi birçok açıklanamayan durum gözlemlenmektedir. Tüm bu bulgular, bu piramitlerin bu gezegene ait olmayan bir teknoloji ile yapıldığı düşüncesini güçlendirmektedir.
Tarih boyunca insan, tanımlayamadığı her olguyu ve her objeyi ilahi bir nedene bağlamıştır. Yeryüzünde yer alan ve insan yapımı olduğu düşünülmeyen birçok yapı, yıllar önce uzaylıların gezegenimize gelip bıraktıkları işaretler olarak görülmektedir. Bazıları ise insanoğlunun sahip olduğu tüm teknolojinin uzaylılar tarafından insanlara öğretildiğini düşünmektedir. Bu listede görecekleriniz, tanımlayamayan ve uzaylıların yaptığı düşünülen yapılar ve işaretlerden oluşmaktadır.
10. Mağara Resimleri
İtalya’nın Val Camonica ve Avusturalya’nın Wandjina Petroglyph bölgesinde bulunan mağara resimleri, görenleri oldukça şaşırtıyor. Uzay gemileri ve uzaylı canlıların resimlerin, taş devri zamanından kaldığı tahmin ediliyor. Bu bulgular, o tarihteki insanların uzaylılar ile iletişimde olduğu ve bilgi paylaşımı gerçekleştirdiği iddialarını güçlendiriyor.
9. Mısır Hiyeroglifleri
Abydos’ta bulunan Osiris Tapınağı’ndaki hiyerogliflerde jet uçağı, helikopter ve uzay aracına benzer şekiller görülmüştür. Garip olan kısım ise Mısır’da hiç uçan bir taşıtın bulunmuyor olmasıydı.
8. Nazca Çizgileri
Nazca Çizgileri, Güney Peru’daki Nazca Çölü’nde bulunan kilometrelerce uzunlukta olan çizgilere verilen genel addır. Çizgilerin çizildiği ya da kazındığı zemin, demiroksitin gri rengini kazandırdığı çakıllarla kaplıdır. Düz çizgi, üçgen, sarmal, kuş, maymun, köpek, örümcek, çiçek vb. biçimler çok büyük olduğu için yerden bakıldığında anlaşılmaz, ancak uydu fotoğraflarında belirgin olarak görünmektedir. Araştırmacılar uzaylıların Peru uygarlığı ile iletişime geçmek için bu çizgileri çizdiğini düşünüyor.
7. Antikythera Mekanizması
Antikythera, 1902 yılında Ege’de Girit adası yakınlarında sünger avcıları tarafından bir Roma gemi batığında bulunmuştu. Cihazın, yapıldığı tarihi takip eden 1000 yıl için dahi en karmaşık makine olduğu tahmin ediliyor. Galler’in Cardiff Üniversitesi’nden Mike Edmunds yaptığı araştırmada, ‘Antikythera’ cihazının Güneş ve Ay tutulmalarını Dünya, Ay ve Güneş’in birbirlerine konumundan tahmin edilmesine yaradığını öne sürüyor. Edmunds’a göre Antikythera mekanizması uzun ve köklü bir geleneğin ürünüdür. Araştırmaya katılan Selanik’teki Aristoteles Üniversitesi profesörü John Seiradakis şimdiye dek mekanizmaya ait 81 parçanın çıktığını, bunların 30’unun el yapımı bronz olduğu ve en büyük parçada da 27 adet dişli bulunduğunu ifade etti. İngiliz tarihçi Derek Solla Price’a göre Antikythera mekanizmasının bir astronomi saati olduğunu düşünüyor. Edmunds, Antikythera’nın aynı zamanda gezegenlerin hareket ve Dünya’ya konumlarını gösteren astronomik bir pusula olduğunu düşünüyor. Cihazın 72 parçadan oluşan bir replikasını yapan Michael Wright ise Antikythera’nın Mars, Jüpiter ve Satürn gibi uzak gezegenlerin koordinatlarını da tahmin edebileceğini savunuyor.
6. Sakkara Kuşu
1898 yılındaki kazılarda bulunan bulunan tahtadan yontulmuş bu oyuncak, birçoklarına göre ilk uçak modellerinden biridir. İngiltere havacılık üssünde, bu modelden yola çıkılarak yapılan prototiplerin uçabildiği saptanmıştır. Hatta modern uçaklara uygulanan rüzgar tribünü testinden de geçmiştir. Araştırmacılar, bundan 2000 yıl önce tahtadan yapılmış bir planörün giza deltasında uçurulmuş olabileceğini düşünüyor.
5. Doğu Heykelleri
Doğu heykelleri perçinlerinden göz merceklerine, kolluklarından çıkarılabilir miğferlerine, vidalarından karın boşluğundaki sisteme kadar günümüzdeki modele tıpatıp uygun yapılmış uzay giysilerinin heykelleridir. Bu heykeller üzerindeki tuhaf görünüşlü 30’u aşkın şekil ve motifin, teknik donanım olarak modern NASA astronot giysilerinde müşterek fonksiyonlar için kullanılıyor olması da oldukça ilgi çekicidir. Bu küçük kilden heykelcikler, tarih öncesi çağlarda Japonya’da yaşamış olan taş devri insanları Jomonlar tarafından yapılmıştır. Boyları 7.5-30 cm arasında değişmektedir ve yapımları 10000 yıl evveline kadar uzanmaktadır.
4. Ekin Çemberleri
Yeryüzündeki en ilgi çekici figürlerinden olan ekin çemberleri, birçok kişinin düşündüğü gibi sadece günümüzde görülen şekiller değil aksine tarihi yüzyıllar öncesine kadar gitmektedir. Kızılderililer ekin çemberlerinin dünya dışı ziyaretçiler tarafından yapıldığına inanıyorlardı. Bu fikir günümüzdede çok yaygındır. Her ne kadar günümüzde sahte ekin çemberleri yapılıyorsa da bir çoğuna açıklama getirilemiyor.Genelde gerçek ekin çemberleri enerji alanları ve fay hatları yakınlarında ortaya çıkıyor. Mesela İngitere – Wiltshire ‘deki Stonehenge gibi… Güncel olan spekülasyonlardan biri bu şekillerin bize bir mesaj vermeye çalıştıklarıdır. Ekin çemberlerinin yakınlarında normal olmayan ölçülerde yüksek enerji alanları ölçümlenmiş hatta ufo gözlemleri yapılmıştır.
3. Norveç Spiral Işığı
9 Aralık 2009 tarihinde Norveç semalarında görülen ışık herkesi şaşırttı. 2-3 dakika boyunca spiraller çizerek ilerleyen bu ışık hüzmesi hakkında birçok iddia ortaya atıldı. Kimileri tarafından ülkede yapılan havacılık denemelerinin bir sonucu olduğu öne sürüldü. Kimileri de, olası bir UFO ziyaretinin habercisi veya bir solucan deliği olduğunun düşündü.
2. Stonehedge
Antik Çağ’ın bilgeliğinin en önemli sembolü olan bu yapı astronomi, astroloji, geometri, meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir. Stonehedge’in çemberi bölen ve yapının girişinden geçen ekseninin yaz dönencesindeki (21 Haziran) gündoğumuna doğru konumlandırılmış olması ve buna karşılık yakındaki İrlanda’da yaklaşık olarak aynı zamanlarda inşa edilen Newgrange anıtının kış dönencesindeki (21 Aralık) gündoğumuna yöneltilmiş olması ilginçtir. Stonehenge çember halinde yerleştirilmiş, büyük taş bloklardan oluşan bir yapıt olup; ortalama olarak 4.5 metre yüksekliğinde ve her biri ortalama 25 ton ağırlığında yaklaşık 30 adet taş bloğun bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Londra’nın kilometrelerce vadilerinde bir çakıl taşı bile bulunamazken, birdenbire orada bir abide gibi dikilen o büyük kayalar nasıl oraya gelmiş olabilir ve neden belli bir düzende sıralanmış olabilirler hala bilinmiyor.
1. Gize Piramitleri
Gize piramitlerinin tahmini olarak MÖ 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilmektedir. Gize piramitleri Keops, Kefren ve Mikerinos piramitleridir ve isimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Bu piramitleri diğerlerinden ayıran farkların başında içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamış olmasıdır. Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildiği konusunda kesin olmayan farklı varsayımlar bulunmaktadır. Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır. Aynı zamanda piramit dev bir güneş saatidir. Kirletilmiş suyu birkaç gün Piramit’in içine bırakırsanız, suyu arıtılmış olarak bulursunuz. Bitkiler Piramit’in içinde daha hızlı büyürler. Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar piramitin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir. Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur ve bunun gibi birçok açıklanamayan durum gözlemlenmektedir. Tüm bu bulgular, bu piramitlerin bu gezegene ait olmayan bir teknoloji ile yapıldığı düşüncesini güçlendirmektedir.