-
- Üyelik Tarihi
- 8 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 17,522
-
- MFC Puanı
- 3,901
Thomas More 1516 yılında yayınlanacak Ütopya isimli kitabında yeni kavram yaratmıştır. Thomas Moreun ütopyasından yola çıkılarak oluşturulan bu terim ile ideal bir ülke yani eşit, mutlu ve doğru bir toplum ifade edilir.
Ütopya için Distopyanın tam tersi de denilebilir. Ütopyayı mükemmel ancak hayali bir toplum olarak da tanımlayabiliriz. Mükemmeldir çünkü insanların umutları ve hayallerinin sembolize edildiği yerdir. Haylidir çünkü Ütopyanın sunduğu mükemmel topluma ulaşılamayacağı düşünüldüğü içinde imkansız veya hayal olduğu düşünülür.
Genellikle ütopyaların yazarları kendi toplumlarına benzer ama daha iyi organize olmuş toplumların nasıl oluşacağını ve nasıl işleyeceğini anlatırlar. Thomas Moreun Ütopyasın da kurgu ve politika mükemmel bir şekilde harmanlayarak eşitlik, ekonomik, ve politik refah temelli ve yoksulluk ve sefaletin olmadığı ideal bir toplumu anlatır. Moreun Ütopyası ilk ütopik kitap olan Platonun Devletin den esinlenmiştir.
Ütopyalar yani ideal toplumlar olarak tanımlanırken bu toplumların hareketsizlik özellikleri de ön plana çıkmaktadır. Yazar Jean Servier ütopyaların donup kalmış bir dünyayı anlattığını söyler ve kaygılarından kurtulmuş insanların kentidir diye tanımlar.
Ütopik Edebiyat
Ütopyalar arasında en önemli eserleri sıralamak istersek;
Rabelaisnin Theleme Manastırı (1534),
Campanellanın Güneş Ülkesi (1623),
Francis Baconun Yeni Atlantis (1627),
Sebastien Merciernin Yıl 2440 (1771),
Cabetin İkarosa Yolculuk (1839) ilk dönem ütopyalarından sayabiliriz.
H.G. Wells in 1905de yazdığı Modern Bir Ütopya isimli kitabı ile birlikte Ütopya kavramı edebiyatta daha derin bir yer edinmiştir.
Ütopik edebiyatta dört önemli özelliği göze çarpar
1.Toplumsal eşitlilik
2.Çalışan bir toplum olması
3.Toplumun iyiliği için çalışan bir grup ve konsey olması
4.Bir umut mesajı olması.
Ütopik edebiyatta anlatılan mükemmel toplum dinlerle elde edilen idealizm yerine maddi dünyada elde edilen ideal koşulları anlatır. Bu toplumlarda mükemmel ahlaki kurallar vardır ve bu kuralları ihlal edenler sert bir şekilde cezalandırılır. Ütopik toplumlar, özellikle sosyal kötülüklerin iyileştiği toplumlardır.
Ütopik edebiyat, daha iyi bir yaşam biçiminin tasarlandığı bir tür değildir, bu tür edebiyattın amacı okuyucunun mevcut siyasi yapı içinde yer alan sorun, paradoks ve hataları görmesine yardımcı olmaktır. Yazar hedef kitlesine toplumsal ve ahlak açısından mükemmel bir örnek sunarken aslında mevcutta olan çeşitli eksiklikleri göstermek için yarattığı ütopyasını kullanır. Yaratılan ütopya aslında kusurları, sorun ve hataları ortaya çıkarmak için kullanılan bir araçtır.
Ütopya için Distopyanın tam tersi de denilebilir. Ütopyayı mükemmel ancak hayali bir toplum olarak da tanımlayabiliriz. Mükemmeldir çünkü insanların umutları ve hayallerinin sembolize edildiği yerdir. Haylidir çünkü Ütopyanın sunduğu mükemmel topluma ulaşılamayacağı düşünüldüğü içinde imkansız veya hayal olduğu düşünülür.
Genellikle ütopyaların yazarları kendi toplumlarına benzer ama daha iyi organize olmuş toplumların nasıl oluşacağını ve nasıl işleyeceğini anlatırlar. Thomas Moreun Ütopyasın da kurgu ve politika mükemmel bir şekilde harmanlayarak eşitlik, ekonomik, ve politik refah temelli ve yoksulluk ve sefaletin olmadığı ideal bir toplumu anlatır. Moreun Ütopyası ilk ütopik kitap olan Platonun Devletin den esinlenmiştir.
Ütopyalar yani ideal toplumlar olarak tanımlanırken bu toplumların hareketsizlik özellikleri de ön plana çıkmaktadır. Yazar Jean Servier ütopyaların donup kalmış bir dünyayı anlattığını söyler ve kaygılarından kurtulmuş insanların kentidir diye tanımlar.
Ütopik Edebiyat
Ütopyalar arasında en önemli eserleri sıralamak istersek;
Rabelaisnin Theleme Manastırı (1534),
Campanellanın Güneş Ülkesi (1623),
Francis Baconun Yeni Atlantis (1627),
Sebastien Merciernin Yıl 2440 (1771),
Cabetin İkarosa Yolculuk (1839) ilk dönem ütopyalarından sayabiliriz.
H.G. Wells in 1905de yazdığı Modern Bir Ütopya isimli kitabı ile birlikte Ütopya kavramı edebiyatta daha derin bir yer edinmiştir.
Ütopik edebiyatta dört önemli özelliği göze çarpar
1.Toplumsal eşitlilik
2.Çalışan bir toplum olması
3.Toplumun iyiliği için çalışan bir grup ve konsey olması
4.Bir umut mesajı olması.
Ütopik edebiyatta anlatılan mükemmel toplum dinlerle elde edilen idealizm yerine maddi dünyada elde edilen ideal koşulları anlatır. Bu toplumlarda mükemmel ahlaki kurallar vardır ve bu kuralları ihlal edenler sert bir şekilde cezalandırılır. Ütopik toplumlar, özellikle sosyal kötülüklerin iyileştiği toplumlardır.
Ütopik edebiyat, daha iyi bir yaşam biçiminin tasarlandığı bir tür değildir, bu tür edebiyattın amacı okuyucunun mevcut siyasi yapı içinde yer alan sorun, paradoks ve hataları görmesine yardımcı olmaktır. Yazar hedef kitlesine toplumsal ve ahlak açısından mükemmel bir örnek sunarken aslında mevcutta olan çeşitli eksiklikleri göstermek için yarattığı ütopyasını kullanır. Yaratılan ütopya aslında kusurları, sorun ve hataları ortaya çıkarmak için kullanılan bir araçtır.