- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
Bir öğle vakti, bir lokantada yemek yerken, yan masalardan birinde kanser uzmanı olduklarını anladığım 2 doktorun konuşmalarına kulak misafiri oldum.
Biri, yana yakıla şikayet ediyordu:
- Bob, anlamıyorum bir türlü. Seninle ben aynı ilaçları, aynı dozda, aynı düzende ve aynı kriterlere göre uyguluyoruz fakat benim hastalarımın tedaviye cevap verme oranı yüzde 22, seninkilerin ise yüzde74 ki bu oranda bir iyileşme, metastaz kanserinde duyulmamış bir şey. Bunu nasıl başarıyorsun?
Meslek taşı cevap verdi:
- İkimizde tedavi için etoposide, platinum,oncovin ve hydroxyurea kullanıyoruz. Biliyorsun, biz doktorlar bu 4 ilacın ismini birleştirip kısaca EPOH demeyi adet edinmişiz.
Ben bu sıralamayı değiştirdim hastalarıma, kendilerine HOPE (UmuT) verdiğimi söylüyorum.
Böylece, durumları kötü olsa bile, onlara yinede bir umudun var olduğunu hissettiriyorum
Biri, yana yakıla şikayet ediyordu:
- Bob, anlamıyorum bir türlü. Seninle ben aynı ilaçları, aynı dozda, aynı düzende ve aynı kriterlere göre uyguluyoruz fakat benim hastalarımın tedaviye cevap verme oranı yüzde 22, seninkilerin ise yüzde74 ki bu oranda bir iyileşme, metastaz kanserinde duyulmamış bir şey. Bunu nasıl başarıyorsun?
Meslek taşı cevap verdi:
- İkimizde tedavi için etoposide, platinum,oncovin ve hydroxyurea kullanıyoruz. Biliyorsun, biz doktorlar bu 4 ilacın ismini birleştirip kısaca EPOH demeyi adet edinmişiz.
Ben bu sıralamayı değiştirdim hastalarıma, kendilerine HOPE (UmuT) verdiğimi söylüyorum.
Böylece, durumları kötü olsa bile, onlara yinede bir umudun var olduğunu hissettiriyorum