• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Ümitle Alt Yapı Futbol Hocalığı

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
futbolda yapılabilen

İnsanın bütün düşünceleri, hayalleri, sevgileri, öfkesi, mutluluğu, coşkusu ve daha pek çok şeyi beyindedir.
Dahası ruh diye tanımladığımız her şey ve daha fazlası beyindedir...
Dolayısıyla bedenimizi elbette ihmal etmeyelim ama gelişeceksek bu iş beyni beslemek ve beyni kullanmak ile gerçekleşecektir.
Teknik beceri diye tanımlanan bir işi, o işin amacına uygun en kolay, en ekonomik ve en sistematik yapabilmenin de,
Taktik beceri diye tanımlanan bir işi, o işin gerektirdiği bütün stratejileri kullanarak yapabilmenin de kaynağı ve esas yeri beyindir.
Düşünmeden, düşündürmeden, problem çözmeden, farklılıkları denemeden en doğruya ve tek doğruya odaklanmış bir futbol eğitimi kısır, fakir, çorak bir futbol eğitimidir..
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
FUTBOL SEÇMELERİ
Ülkemizde bir çok alanda adaletin olmadığı gibi futbolun tüm katmanlarında da adalet yok...
Türk Milli Takımlarının en üstten en alt yaş kategorisine kadar oluşturulan milli takımlara seçilen futbolcular oluşmuş olan yurt içi ve yurt dışı liglerden uzunca süre takip edilerek Milli takımlara alınıyorlar bir çoğuda yurt dışındaki gurbetçi çocuklarımızdan; bu durumda ayrı bir konu başlığı
Şimdi asıl futbolumuzun temelini oluşturan en alt yaş guruplarındaki çocuklarımıza dönük gerek profesyonel takımlarımızın gerekse futbolumuzun bazı paydaş kurumlarının yaptığı seçmelere bir göz atacak olursak;Şöyle
Bir yerden bir haber gelir belli bir yaş grubunun şampiyonası yada turnuvası olacak o yaş grubunun yerelde yada bölgede takımını oluşturun,bu haber üzerine hemen kim kime yakın kimin takımı nerenin takımı yakın hangi antrenörleri yandaş alalım vb, olay daha çocuğa ulaşmadan takımlar antrenörler veliler şehirdeki akil insanlar arasında bir diplomasi başlar ve oturulur hadi bir iki gün belirleyelim yandaşlarımızdanda fikir alışverişi yapalım organizasyonada ahbab çavuş ilişkileriyle bir kaç antrenör atayalım bu işi yapalım ve yapılır ,bir iki gün içinde seçme seçkin antrenörler nezdinde oyuncuların o anki görünen işleyişine bakılarak yapılır ve oyuncular ile ilgili terettüt ve ilişkilerden doğan bir kabarıklık olmuşsa hadi haftaya bir daha yapalım denilerek fazla kırgınlığın olmamasına dikkat edilir.Bazı profesyonel takımlar ise seçme için her yaş grubuna dönük tarihler vererek 15',20',30' lık süreler ile bir çok çocuğa bakarlar hatta bazıları çocuk başı parada alarak ticareti de ihmal etmezler ,yapılan seçmede de yüzlerce çocuktan bir kaç tane ançak alırlar, ha seçme yapmadan bir sezon boyu çocuğu onlarca seyredip takip edip bünyelerine katan kulüpleri de tenzih ederiz.Burada çocuk dışında herkes kendi egosunu tatmin eder göstermelik bir çok tanıdıklarınında gazını alırlar ve görevini bir başka bahara kadar tekrar buluşmak üzere yapmış olurlar.
O an kendini ama heyecandan ,ama yapısından kaynaklanan,yada o gün oluşan olumsuzluklardan ötürü gösteremeyen çocuk ta bir başka bahara kalacak vebali de biz büyüklerin olacak günümüz manzarası maalesef böyle!
Oyuncunun seçmesi olmaz ,Takibi olur takibinin olması içinde gerekli oluşumlar oluşturulur,çocuktur günü gününe tutmaz futbol adına bir gelecek oluşturmaksa gayemiz bu konuda daha çok kafa yormamız gerek unutmayalım ziyan ettiğimiz geleceğimiz.
Ha ne yapılması gerekir denirse büyük resim değişmeden bu düzende işleyiş bu, kalburun üstünde kalan şanslı bunların içindende süreçte bazıları tesadüfen futbolcu olur oda defolu olur altında kalana ise Rabbım kolaylık versin,ama yine derim ki mevcut şartlar dahilinde en adaletli ,hakkaniyetli nasıl olmalı adına kafa yorup az hasarla nasıl yapılırın çarelerini bulmak lazım...
Devlet ve TFF de çocuğu temel alan sportif politikalar geliştirmeli bilhassa amatör spora üvey evlat muamelesinden vaz geçmeli yapılan trilyonluk statlarda Türk genci oynamıyorsa bu çok iyi sorgulanıp irdelenmeli...
Çözüm:Amatör takımlara gerekli tüm fiziksel, eğitimsel, maddi destekler verilerek YETİŞTİRİCİ kimlik verilmeli,profesyonel takımların alt yapılarına da gerekli destekler yapılarak GELİŞTİRİCİ kimlik verilmeli...
ÇOCUĞU KAZANMAK GELECEĞİ KAZANMAKTIR
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
FUTBOLDA KURAL DEĞİŞİKLİKLERİ..
Uluslararası Futbol Birliği Kurulu IFAB, futbol sahalarında 8 kuralın değiştiğini resmen açıkladı.
İşte değişen kurallar:
*Çıkan oyuncu hakem tarafından aksi söylenmediği sürece en yakın yerden sahadan çıkmalıdır..
*Futbolcuların formaların içine giydikleri tişört renkli ve desenli olabilir. Formanın ucuyla aynı şekilde olduğu sürece iç tişörtler renkli ve desenli olabilir..
Kaliteli Futbol Eğitimi
*Hakem oyun tekrar başladıktan sonra karar değiştiremez. Ancak belli durumlarda önceki pozisyon için sarı ve kırmızı kart verebilir. Hakem VAR incelemek için monitörün başına geçerken, oyuncuları sahaya geri çağırırsa karar hala değiştirebilir. Kırmızı ve sarı kart gösterilebilir.. Teknik heyetten birisi kuralları ihlal ederse sarı veya kırmızı kart görebilir..
*Hakem atışı sırasında futbolcular en az 4 metre hakemin uzağında olacak..
*Herhangi bir nesneye tekme atmak veya fırlatmak aynı şekilde cezalandıracak. Sayılmayan gol sırasında futbolcu kurallara aykırı şekilde sevinir ve bundan dolayı sarı kartla cezalandırılırsa, gol iptal olsa bile o sarı kart değişmez..
*Kaleci aut atışını kullandıktan sonra futbolcu topla ceza sahası dışında buluşmak zorunda değil. Topun ceza sahasını terk etmesi gerekmiyor..
*Penaltı atışı sırasında kalecinin ayağı çizginin gerisinde olamaz. Bir adım önde veya çizginin üstünde olmalıdır..
*Futbolcu taç atışı kullanırken, rakibi ondan en az 2 metre uzakta olmalıdır..
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Önce çocuk!
Çocuğa öğretmen derste öğretir sınavda seyreder öğretdiklerini görebilmek için
Çocuk Futbolunda da aynıdır.
Çocuk Oyuncu yada Futbol Eğitiminde öğretilir Müsabakada da öğretilenler görülür.
Çocuk oyuncunun gelişim evrelerine dönük Bir şey öğretmeden çocuk oyuncunun potansiyelin den beslenmek çocuk oyuncuya yapılmış en büyük kötülüktür. ..
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
Türkiye’nin çocuk ve spor konusunda temel sorunu nedir?
Çocukların bir ülkede spora ulaşmak için çabalamasına ve yırtınmasına gerek olmamalıdır.

Bir ülkede sporun durumu, düzeyi ve geleceği ile ilgili en büyük ölçüt çocukların spor ile buluşabilmesi kolaylığı ve oranıdır…
Okullar bu anlamda önemlidir. Kulüpler de bu anlamda çok önemlidir.
Bir ülkede, örneğin Amerika’da olduğu gibi “okul-spor modeli” benimsenmiş ise okulların aynı zamanda birer spor kulübü ve yapısına kavuşmuş olması gerekmektedir.
Yok eğer örneğin Almanya modelinde olduğu gibi “kulüp-spor modeli” benimsenmiş ise, bu durumda da spor kulüplerinin tüm ilgili ve istekli çocuklara kapılarını açması gerekir. Bunun için de öncelikle yerel ve mahalli kulüplerin semtin tüm çocuklarına hitap edecek duruma, imkana ve zorunluluğa tabi olunmasının sağlanmış olması gerekmektedir.
Türkiye’de hem ikisi de var. Hem ikisi de yok.
Çünkü okullar arası spor müsabakası var, ama bunun yıl içinde sürdürülebilir ve çok fazla çocuğa yönelik kurumsal bir yapılanması yok.
Okul spor kulüpleri göstermelik ve işlevsel değil.
Okullar saha, alan başta olmak üzere yetersiz. Okul yöneticileri ve veliler malum nedenler ile ilgisiz..
performanceNative

Firmalar Yemek Masrafına %50 Devlet Desteği Alıyor
Ticket Restaurant ile yemek giderlerinde %50 devlet teşviğinden yararlanın
Hemen Başvur
Kulüplere gelince, kulüpler sayıca yetersiz, duyarsız ve istekli tüm çocukları kapsayacak imkanlardan yoksun durumdadırlar.
Peki bunca genç nüfusun oldukça yoğun olduğu bir ülkede, ilgili, istekli ve hatta farklı özellikleri olan on binlerce çocuk spora nasıl ulaşacak? Spor ile nasıl buluşacak ve kendilerini nasıl geliştirecekler?


Yani Türkiye’nin en batısından… İzmir’de böyle onlarca okul var…
Mesele sadece İzmir meselesi değil… Türkiye’de birçok okul bu şekildedir. Dahası yeni yapılan binalar da aynı şekilde spora ulaşmayı sağlayan düzenden ve imkanda uzak yapılmaktadır.
Beden eğitimi derslerinin bittiği veya bitirildiği; oyun etkinliklerinin öğretmenin kişisel çabasına kaldığı; spor takımları çalışmalarının beden eğitimi öğretmenlerinin salon ve saha bulmak için çırpındığı, bulursa da çocuklar için izin almak için uğraştığı bir ülkede; spor kulüplerinin ise kapılarını belli bir sayıda çocuğa açabildiği; 8-12 yaş arasında ise bir çok spor kulübünün neredeyse ciddi bir altyapısının olmadığı; spor okulları diye verimli olmayan ve haftada iki gün birer saat sözde eğitim verdiği bir ülkede spor ile ilgili tüm alanlarda gelebileceğimiz yer asla olması gereken ideal yer olamaz.
Ondan sonra da başta futbol olmak üzere spor pazarı olmaktan kurtulmayan, kendi özkaynaklarına sırtını dönmüş, yapay başarılar ile kendini avutan ve aldatan bir ülke olmaya devam ederiz.

Spor çocuklara ulaşmaz. Çocuklar spora ulaşır. Ama bunun için çocukların spora ulaştırılması gerekir. Kim yapacak bunu? Elbette başta federasyon, elbette başta spor bakanlığı ve elbette tüm ilgili kurum ve birimler…
alıntı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
spor yapan cocuklar derslerinde derslerinde daha başarılı olıuyor

Doç. Dr. Kerem Alptekin, fiziksel olarak aktif olan çocukların motor gelişimlerinin daha hızlı olduğunu söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Kerem Alptekin ve BAU Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Can Ergün, çocukların spor ve beslenmelerine ilişkin değerlendirmelerde bulunup, ebeveynlere önerilerde bulundu.
Spor yapan çocukların not ortalamaları daha yüksek
Doç. Dr. Alptekin, spor yapmanın büyüme çağında olan çocukların gelişiminde büyük bir rol oynadığına dikkat çekerek, çocukta fiziksel aktivitenin kemik hücre gelişimini arttırdığını ifade etti.
Uluslararası çalışmalarda spor yapan çocukların, yaşıtlarına göre genel not ortalamalarında yüzde 19 daha iyi olduklarının ve yüzde 22 oranında da akranlarıyla daha iyi geçindiklerinin tespit edildiğine vurgu yapan Alptekin;
“63 bin okul çocuğu üzerinde yapılan bir araştırmada bel ağrısı olan çocukların daha geç ergenlik çağına geçtikleri ve boy oranlarının yaşıtlarına göre daha kısa olduğu saptanmıştır. Dünya çapında yaşları 14-17 arasında değişen çocukların bel ağrıları yüzde 11-71 oranında.”
“Spor yapan veya fiziksel olarak aktif olan çocuklarda, aktivite düzeyi düşük olan çocuklara göre daha kontrollü bir postür izlenmektedir. Spor yapılmasının doğrudan boy uzunluğunu arttırdığına dair kanıtlar bulunmamakla birlikte, bu dönemde yapılan fiziksel aktiviteler kemik hücre gelişimini arttırmakta ve ileride kemik erimesine karşı önleyici rol oynamaktadır.”

“Ayrıca fiziksel olarak aktif çocukların motor gelişimleri daha hızlı olmaktadır. Erken yaşta başlanılan spor, çocukların sağlığını, eğitimini ve davranışını şekillendirmeye yardımcı olur. Kas kütlesi ve yağ kütlesi oranlarını da olumlu etkiler” dedi.
Yaşa göre spor önerisi

Çocukların 2 yaş civarında sportif aktivitelere başlamalarının uygun olacağına işaret eden Doç. Dr. Alptekin, “Mayo klinik verilerine göre 2-5 yaş aralığında yüzme, koşu, yuvarlanma ve fırlatma aktiviteleri oyun temalı olarak daha etkilidir. Bu dönemde henüz motor gelişim tamamlanmadığı için tenis, futbol gibi kompleks sporlara yönelme çok önerilmemektedir.”
“6-9 yaş aralığında ise futbol, tenis, beyzbol, kayak ve yaralanmaları minimumda tutacak şekilde kontakt sporlar yapılabilir. Basketbol, voleybol ve hentbol gibi daha ileri düzeyde takım organizasyonu, ani karar verme, kompleks görsel ve motor yetenek gerektiren sporlara ise bu yaşlarda başlanması uygun görülmektedir.”

“10-12 yaş grubunda bahsettiğimiz tüm bu sporlara başlanılabilir. Bazı erkek çocuklarında ergenlik döneminin geç başlaması nedeniyle boy uzamaları daha ileri yaşlara kalabilir. Bu çocukları ise raketle yapılan sporlar, yüzme, güreş gibi boy kısalığının ileri düzeyde dezavantaj getirmediği sporlara yönlendirmek daha doğru olacaktır” diye konuştu.

Kahvaltı öğünü atlanmamalı
BAU Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Can Ergün ise, büyüme ve gelişimi devam eden çocuklarda sporla harcanan enerjinin karşılanabilmesi için doğru beslenmenin şart olduğuna dikkat çekti.
Ergün, çocuk sporcuların besinlere olan ihtiyacının, yetişkinlere oranla daha fazla olduğunu vurgulayarak, çocukların egzersiz sırasında gerekli olan enerjiyi sağlamaları için yağ, karbonhidrat, proteine, sıvı-elektrolit dengesini sağlaması için de yeterli sıvıya ihtiyaç duyduklarını aktardı.
Çocukların artmış olan ihtiyacı karşılayabilmesi için mutlaka ana ve ara öğünleri atlamaması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Ergün, şunları söyledi:
“Beslenme, günlük 3 ana öğün, 3 ara öğün ve hatta gerekiyorsa 4 ara öğün şeklinde olmalı. Çocuklar için kahvaltı çok önemli. Güne zinde başlamak, antrenman/müsabaka performansı, okul başarısı, anlama ve hatırlama noktasında kahvaltının önemi büyüktür.”
“Antrenman ve müsabakadan 2-4 saat önce ana öğün tüketmek gerekir. Antrenman ve müsabakadan hemen sonra ise karbonhidrat ve proteinden zengin bir öğün tercih edilmelidir.”
“Tüm yaş grubu sporcularda, spor öncesi, sırası ve sonrasında sıvı alımı, performansı etkileyen en önemli noktalardandır. Sıvı ihtiyacının karşılanması için her 15-30 dakikada yaklaşık 100-200 ml sıvı tüketimi yeterli olacaktır.”

Düzenli beslenmede ekstra vitamine ihtiyaçları yok
Sağlıklı beslenme kurallarının spor yapan çocuklar için de geçerli olduğunu dile getiren Doç. Dr. Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlıklı beslenmede günlük alınan enerjinin yüzde 25-30’unun yağlardan gelmesi beklenmektedir. Yağ kaynağı seçiminde de yoğunluğunun doymamış yağ asitlerine verilmesi gerekmektedir.”
“Çocuk sporcular için de sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir. Sporcuların gün içinde kolaylıkla yiyebilecekleri ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar sağlıklı yağ kaynaklarıdır. Sporcu performansında demirin de önemi fazladır.”

“Demirin minimal yetersizlikleri bile performansı etkiler. Demirin en zengin kaynaklarında baş sıralarında et, yumurta, kuru baklagiller gibi proteinli kaynaklar yer almaktadır. Düzenli beslenen, artan enerji ve besin öğelerini karşılayan sporcuların ekstra vitamine ihtiyaçları yoktur.”
alıntı
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
BİR İŞİ BERABER ve BİRLİKTE YAPMAK BAŞKA ŞEY,
İŞBİRLİĞİ İLE YAPMAK BAŞKA ŞEYDİR...
Grup ve takım ile ilgili her türlü işin ve çalışmanın sonunda elde edilen başarıların nedeni grubun ve takımın "işbirliği" yapabilme düzeyi ve becerisidir.
Ne demek işbirliği?
İşbirliği bir işi birlikte veya beraberce yapmak demek değildir.
Beraber ve birlikte yapılan işlerde işbirliği olmayabilir.
İşbirliği, bir iş için bir araya gelenlerin her birinin o işi yaparken diğerlerine ihtiyaç duyması, diğerlerinin de ona ihtiyaç duyması temel,ne dayanan, her kişinin görevini yapıyor veya yapmıyor olmasının diğerinin görevini yapıyor veya yapmıyor olmasını doğrudan etkileyen çalışma yöntemidir.
Örneğin, Bir traktörün kasasındaki karpuzları dört kişinin indirdiğini düşünün. Bu dört kişi de birbirinden bağımsız gidiyorlar bir römorktan bir karpuz alıyor, getiriyor ve tezgaha sıralıyor.
Bu durumda ne yapıyorlar? Birlikte karpuz indiriyorlar.
Ama bu dört kişinin birisini römorkun içinde, ikisinin yan yana belli mesafelerde, son bir kişinin de tezgahta sıralandıklarını düşününüz. Römorktaki kişiden başlayarak, tezgahtaki son kişiye kadar karpuzların elden ele atılarak boşaltıldığını ve tezgaha dizildiğini düşünün.
Bu durumda bu dört kişi ne yapıyor? İşbirliği yaparak karpuz indiriyorlar...
Peki iki yöntem arasındaki fark ne?
Çok fark var...Ama en önemlisi zaman, emek farkıdır.
İşbirliğinde her dört kişi de aynı mesafeyi, defalarca katetmek durumunda kalmıyorlar. Bu mesafe ve zaman avantajı demektir.
Ama bundan çok daha önemlisi şudur; Dört kişiden her biri işbirliğinde aynı öneme, aynı değere sahip hisseder kendini..
Bu grup ve takım çalışmaları için pedagojik açıdan büyük bir gelişim motivasyonu demektir.
Futbolda ve futbol eğitiminde işbirliğine dayalı öğretim yöntemine en uygun çalışmalar
1. a) Teknik beceri gelişiminde mutlaka kullanılması gereken çeşitleme (varyasyon) döngüleri (hiç durmayan pas, kontrol drilleridir),
1. b) Yine teknik beceri ve alan çalışmalarında birleştirme döngüleri ( bir kaç varyasyonun sahanın ilgili bölümlerinde durmayacak ve tekrar edecek biçimde uygulama çalışmalarıdır)
2. Esas olarak da temel taktik, grup ve takım taktiği alan uygulamaları, işbirliği ile eğitimin ve işbirliği yaparak bir iş yapmayı öğrenmemin konularıdır.
Çünkü futbolda ve takım oyunlarının tümünde başarıyı belirleyen şey ağırlıklı olarak taktik uygulama becerileri olmuş durumdadır.
Grup ve takım taktiği becerisi dediğimiz şey, bölgesel ve tüm sahada oyun oynama biçimini (stratejiyi) uygulama işidir.
Bu uygulama da 11 oyuncunun her birinin yapacağı ve yapması gereken davranışın, diğerlerinin davranışını olumlu veya olumsuz etkilemesidir.
Futbolda işbirliği birlikte top oynamak değildir. Birlikte top oynarken herkesin oyunu oynama biçiminin bir sorumlusu olduğunu bilmesi ve bunu sahada gerçekleştirmesidir.
Çocuk yaşlardaki yaşantılarda, oyunlarda olsun, eğitim hayatında olsun işbirliğine yatkın olmayanların, ilerideki süreçlerde sadece futbol değil, diğer mesleki alanlarda da takım çalışmasına yeterince katılmaları mümkün olamamaktadır.
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
FUTBOL EĞİTİMİ” ASLINDA “FUTBOL OYUN EĞİTİMİ"DİR...
Futbol Eğitimi demek elbette öncelikle top ile ilişkili hareketlerin çeşitlendirilmesi ve geliştirilmesi eğitimi demektir...
Ama "futbol oyun eğitimi" sadece top ile eğitim demek değildir.
Dolayısıyla futbol eğitimlerini sadece top ayağında olan oyuncu gelişimi ve eğitimi olarak düşünmemek gerekir.
Çünkü futbol oyunu, oyun katılan bütün oyuncuların aynı zamanda topa uzaklık veya konum olarak bulundukları yere ve bölgeye göre değişen şekillerde hareketli olmalarını gerektiren bir oyundur.
Üstelik bu hareketli oluş, yer değiştirme ile ilgili sistematik, amaçlı, duruma göre ve asıl olarak da “olası olacak duruma göre” olması gereken bir hareketliliktir.
Yani anlamsız ve amaçsız yer değiştirmeler (koşmalar) değil, anlamlı ve amaçlı yürüme, koşma ve sprintler şeklinde yer değiştirmelerdir.
O halde futbol eğitimini düşünür, planlar ve uygularken,
1) Top ile futbol eğitimi (top ile ilişkili hareket ve beceri eğitimi) ve
2) Top ile ve topsuz oyun eğitimi (bireysel, grup ve takım ile ilgili yer değiştirmeye dayalı hareketlilik eğitimi) şeklinde düşünmek zorundayız.
Dediğimiz gibi öncelik ve temel eğitim formasyonu "top ile futbol eğitimi" olmalıdır...
Lakin ortada oynanması gereken bir oyun varsa, bu oyunun gerektirdiği bütün davranışları içerecek bir oyun eğitimi de olmak zorundadır.
Yani oyun eğitimi başka bir şeydir.
Oyun eğitimi oyunun devam etmesi için oyunun gerektirdiği top ile ve topsuz yapılması gereken davranışları en iyi yapabilme becerisine dayanır.
Futbol oyunu sadece top ayağında olan oyuncuların oyunu değildir...
Futbol oyunu aynı zamanda
1. Topu almak için olması gereken yerde olma
2. Top ayağında olan oyuncunun, çeşitli seçenekler yaratma oyunudur.
Dünyanın en iyi takımlarındaki en iyi oyuncuları analiz ediniz, çevresinde topsuz oyun eğitimi yüksek oyuncular olduğuna görürsünüz.
Çünkü top ile eğitim ve gelişim açısından muhteşem olan oyuncular, çevresinde onu anlayan, onun oyun oynama imkanlarını ve fırsatlarını arttıran topsuz oyun eğitimi yüksek olan oyunculardır.
Ama bu konunun bir de çocuk gelişimi ve eğitimi ile ilgili "oyun pedagojisi" boyutu vardır.
Dolayısıyla bu konu çocuk gelişimi ve oyun eğitimi şu açıklamayı zorunlu kılmaktadır.
Çocuklar 12 yaşlarına değin top ile oynamak isterler. Onlar için oyun demek top ile oynamak demektir. Topsuz oyunu, yani ayağında top olmadığı halde, öne-geriye veya sağa-sola yer değiştire koşuları onlar için çok anlamlı ve zevkli değildir.
Bu doğal ve anlaşılabilir bir durumdur.
Zaten topsuz oyun eğitimi de 11 yaşından itibaren geliştirilmesi ve üzerinde durulması gereken bir konudur.
Topsuz oyun becerileri ve oyun gereklerini yerine getirme 11-12 yaşlarına doğru yavaş ilerler… 12 yaş ve sonrası süreçte, oyunun gereklerini anlama ile birlikte topsuz oyun gelişimi ve ilgili davranışlar da artar.
Biliyorsunuz zaten bireysel ve grup taktiği dediğimiz şey, oyun içinde topsuz yer değiştirmelere dayalı bir formasyondur.
Dolayısıyla 12 yaşından çok önce bu davranışı çocuklara vermeye çalışmak yorucudur, keyifsizdir ve sıkıcıdır...
Ama futbol topu ile sınırlandırılmış alanda "eşli elim sende" oyunu oynatırsanız, eşlerden birisi topu almak için farklı yönlere ve açılarda topsuz hareket edecektir. Çünkü oyunun karakteri neyse çocuk ona yönelir.
Büyük futbol insanlarından birisi olan Johan Cruyff''u yad ederek, onun bir cümlesiyle konuyu bitirelim;
“Çoğu durumda topun nereye gideceğine karar veren, topa sahip olan oyuncu değildir. Topsuz oyunculardır. Bir sonraki pası onların koşu aksiyonları belirler.”
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
OYUN ZEKASI MI? YOKSA OYUN BECERİSİ Mİ?
"OYUN BECERİSİ" TANIMLAMASI İLE NEYİ KASTEDİYORUZ?
"Oyun zekası" olarak ifade edilen kavram aslında "oyun becerisidir"
Oyun becerisi sadece teknik beceri ve motor özelliklere sahip olmak ile elde edilecek bir beceri değildir.
Oyun becerisi; Oyun için gerekenleri yapma, yani bireysel, grup ve takım taktiği becerilerinin, bireydeki farklı şekillerde tezahür etme halidir.
Aynı eğitimi alan aynı yaşlardaki çocukların ve gençlerin ilerideki oyun becerileri farkını belirleyen şey, teknik-taktik becerilerin kendine özgü algılanışı ve pratiğe dönüştürürken bedensel olarak yorumlanışıdır.
Oyun becerisi klasik zeka ve IQ yüksekliği ile ilgili bir durum değildir.
Sahayı geniş görmenin, oyun akışını, hızını, yönünü değiştirmenin, oyunu birden fazla seçenekle oynayabilmenin bir tek açıklaması olabilir; Oyun becerisi...
İyi de nedir bu oyun becerisi;
Oyunu oynarken takım bütünlüğünü bozmadan, bencil olmadan, bireycilikten uzak bireyselci, inisiyatif alabilen, daha özgür ve daha bağımsız oynama eğilimi gösteren ve bu deneyimleri sonucu elde edilen "çok kurgulu oyun" yeteneğine ulaşmış olmaktır.
Oyun becerisi teknik beceri ve taktik beceri ile doğrudan ilgilidir.
Geliştirilmesi ise oyun içinde farklı roller verilmesi, rollerin değiştirilmesi, birden fazla rol verilmesi ama daha çok da oyun içinde "serbest oyuncu" statüsü ve sorumluluğu ve ayrıcalığı ile mümkün olabilmektedir.

kaynak futbolda aıt yapı egitimi
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
FUTBOLUN EMEK İNSANLARINA
Milyon dolarların havada uçuştuğu, her türlü para trafiğinin yaşandığı, perdenin önündekilerin şan, şöhret ve paraya boğulduğu dünya futbol sektörünün,
Karın tokluğuna çalıştırılarak o şov dünyasındaki deri futbol topların üretiminde kullanılan uzakdoğulu çocuk ellerin farkında olacağımız,
Görkemli futbol mabedi olan devasa stadyum inşaatlarında asgari ücretle çalışan ve hatta hayatlarını yitiren taşeron inşaat işçilerinin varlığını bileceğimiz,
Malzemecisinden, temizlikçisine, garsonundan, aşçısına, amatör sporcusundan, futbolcu olmak için umut pompalanarak yola çıkarılan ve yollarda helak edilen gencine, hakkını alamayan ve karın tokluğuna çalışan antrenöründen, perdenin arkasındaki tüm diğer futbol emek insanlarının,
daha insani, daha ahlaki, daha hukuki ve daha eşitlikçi bir futbol dünyasına ulaşması temennisi ve mücadelesi ile tüm futbol emekçilerinin bayramlarını kutlarız.
kaynak futbolda alt yapı egitimi
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
GENEL ANLAMDA FONKSİYONEL= İŞLEVSEL VE İŞLEVSELLİK NEDİR?
Kendi hayatımız ile ilgili olsun, çocuk ve gençlerin eğitim ve gelişim hayatıyla ilgili olsun, gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştirilmesini istediğimiz tüm pratiği "fonksiyonel" yani amaca yönelik biçimlendirmeyi başaramadığımız sürece, emeğimiz ve zamanımızı boşa harcamış olma olasılığımız yüksektir.
Kavramsal açıdan "fonksiyonel" işlevsel demektir. Uygulama ve amaç açısından ise işlevsellik olarak tanımlanması gerekir.
Fonksiyonel veya işlevsellik, bir iş ile ilgili olan her şeyin, o işin karakterine uygun dolayısıyla da amaca uygun olması anlamına gelmektedir.
Bu durumda iş ile ilgili gerçekleştirilen her şey aynı zamanda arzulanan ve istenen amaca uygun olur.
İşin karakterine uygun tüm çalışmalar işin amacına ulaşmasını sağlar.
Futbol oyunu için yapılan tüm eğitim çalışmaları ve uygulamalarının tam fonksiyonel olması, yarım fonksiyonel olması ve fonksiyonel olmaması demek, ortaya çıkan sonucun ve ürünün verimli, az verimli veya verimli olmaması belirleyen önemli etkenlerden birisidir.
Futbol altyapılarında tüm yaş gruplarındaki eğitim uygulamalarında olsun, üstyapılardaki tüm taktik ve kondisyonel çalışmalarda olsun harcanan eöeğin ve zamanın boşa harcanmış olmaması için yapılan tüm işlerin fonksiyonel yani işlevsel, yani işin karakterine ve amacına yönelik olup olmaması belirler.
Fonksiyonel Anatomi, Fonksiyonel Kuvvet, Fonksiyonel Okuma, Fonksiyonel Taktik, Fonksiyonel Eğitim gibi sıfat tamlamalarını ve kavramlarını bu anlamda değerlendirmek gerekir.
Yaşa göre eğitim, duruma göre eğitim, amaca göre egzersiz tanımlamaları da bu anlamda kullanılabilecek ifadelerdir.
Örneğin;
1. 8 yaşındaki çocukların 11 yaşındaki çocukların uygulamaların, fonksiyonel olma olasılığı çok düşüktür. Keza tam tersi için de aynı şey geçerlidir.
2. Üstyapılarda atletik anlamda 10.000 metre koşucusunun dayanıklılık antrenmanı ile, sahada 10.000 metre mesafe kat eden futbolcunun dayanıklılığı aynı şey değildir. O nedenle bir futbolcunun 10.000 metrelik mesafeyi zamana karşı çalışarak antrene edilmesi asla fonksiyonel değildir.
3. 4.3.3 dizilişi ile oynamaya karar veren bir takımın, taktik antrenmanlarda, doğru bir çalışma da olsa bu dizilişten bağımsız yapacağı bazı taktik antrenmanlar asla fonsiyonel değildir.
4. Çocukların topla ilişkili becerilerde gelişimlerinin en yoğun olduğu 10-12 yaş aralığında, onlara taktik oyun gereği sadece tek pas oynama zorunluluğu koymak, bireysel yaratıcılık ve bireysel teknik beceri gelişimi açısından hiç de fonksiyonel değildir..

kaynak futbolda alt yapı egitimi
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
KULÜP BAŞKANLARI
Şampiyonlar ligi ve Avrupa Kupasında final oynayacak takımların, ülkelerindeki futbol severlere sorunuz, çoğu kulüp başkanlarının adını bilmezler. Kendisini pek tanımazlar.
Çünkü söz konusu o ülkelerin kulüp başkanları, gösteriş yapma, şov yapma, kulüp başkanlığı aracılığı ile caka satma, ön planda olma gibi bir faaliyet içinde olma ihtiyacı ve görgüsüzlüğü içinde değillerdir.
Örneğin 100 İngiliz futbol severe sorun, en azı 90'ı size Liverpool'un, Tottenham'ın, Arsenal'in kulüp başkanının adını söyleyemez.
Yani oralarda kulüp başkanları iş adamlığı ve işletme yöneticiliği yaparlar ve amaçları şampiyon takım, kazanan takım ve kar eden takım yaratmaktır.
Bunun için de her akşam spor haberlerinde yer almak, her gün spor medyasında boy göstermek gerekmez.
Uzatmayalım, kulüp yönetimleri ve yöneticilerine bakarak, yönetimi ve işleyişi kurarsınız.
İşe başlayacaksanız öncelik buradadır...
Onun içi diyoruz ki,
Doğru yönetim ve doğru yöneticilik bir bütündür.
Ve bir şeyler düzelecekse işe buralardan başlanacaktır...
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
alt yapı hocalığı özellikleri

http://www.sporbilimleri.hacettepe.edu.tr/abk2013/documents/B.Celenk_Altyapi_Antrenor.pdf?fbclid=IwAR08B8likP9-6o0MKt
 

tufan35

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
14 Ara 2018
Konular
83
Mesajlar
1,149
MFC Puanı
650
cocuklar futbol 1

Çocuklar genel olarak 12 yaşına kadar futbolcu olmak için "futbol" oynamak peşinde olmazlar.
Çocuklar 12 yaşlarına değin sadece "top oynamak" peşinde olurlar.....
Top oynarken onları "futbol oynamaya zorlayan" eğitim içeriği ve anlayışı hem ahlaki, hem vicdani ve hem de gelişim psikolojisi açısından sorunlu bir yaklaşımdır.
Buradan çıkarılacak soru ve sonuç; Futbol eğitimi 12 yaşında mı başlasın sorusu ve sonucu değildir.
Başka bir şeydir. Elbette futbol eğitimi daha alt yaş düzeylerinde başlar. Ama başlayan şeyin neler olduğu önemlidir.
Çocuklar 12 yaşlarına kadar top oynamak isterler. Bunun ardında ve altında yatan şey;
Birlikte olmak isteğidir,
Eğlenmek isteğidir,
Bütünün parçası olmak isteğidir,
Önemli ve değerli hissetmek isteğidir,
Özgür ve bağımsız davranmak isteğidir ve
Herkesle eşit olmak isteğidir...
Bunları görmeden, bilmeden ve empati yapmadan verilecek her türlü futbol eğitimi "top oynama" çağı ve çocukluğuna uygun olmayan, vaktinden önce olgunlaştırma eğitimidir.
kaynak futbolda alt yapı egitimi
 
Üst