Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Tuzlu Bulamaç Olayı (Hukuk'un En çok Zorlandığı Dava)

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
1641.jpg

TÜRKİYE'DE GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK İŞKENCE OLAYI

Altınların Yerini Söyletmek İçin Günahsız 3 Kişiye Tuzlu Bulamaç Yedirerek Öldürmek
Tuzun işkence aracı olarak kullanılması.yargıtay kararlarına geçmiş bir olay.işin acı veren bir yanı da işkenceye jandarmalarla birlikte bir hekimin de bizzat katılması .yargıtay ceza genel kurulu’nun (cgk)4.4.1983 gün ve 8/64 e.156 k.sayılı kararı, bu olayı detaylı olarak(5 sahife) anlatmaktadır.olduğu gibi aktarmak istemiyorum.iki sebebi var: birincisi, 5 sayfa çok uzun.ikincisi,ayrıntılar sizleri sinirlendirip öfkelendirebilir.onun yerine özetleyip yazmayı deneyeceğim.

Adana’nın bir köyünde bir çobanın dağda kazı yapıp çok miktarda altın bulup ,bir kısmını sattığı,bir kısmını da satma teşebbüsünde bulunduğu ihbar edilir.jandarma astsubay başçavuş olayı araştırır.çoban ve 2 kişiyi yakalar,nezarete atar.altınların yerlerini söylemeleri için el ve ayak parmakları ile tenasül uzuvlarına elektrik verip,dövmek ve sövmek suretiyle işkence eder.gerçekte böyle bir olay ve altın olmadığı için sanıkların “bilmiyoruz “ feryadına karşılık işkencelere devam eder.

Olayı baştan itibaren bilen ve takip eden merkez karakol komutanı yüzbaşı ,sanıkları merkeze getirmelerini emreder.merkezde bu yüzbaşı da çeşitli işkencelerle altınların yerini söyletmeye çalışır.bu arada bölük komutan yardımcısı teğmen de başka türlü işkence dener.fakat ,hem sanık 3 kişide işkenceye dayanacak hal kalmaz hem de sanıklar gerçekte olmayan altınların yerini söyliyemezler. mecburen evrak düzenleyip savcılığa göndereceklerdir.önce dr.muayenesi gerekir.sanıkları dinleyen adli tabip “patalojik bulgu yok” diye rapor verir ve sanıkları geçiren başçavuş’a “ siz jandarmasınız ben sizin işinizden anlamam .ama ben doktorum,siz de benim işimden anlamazsınız.ben altınları bir dakikada çıkarttırırım ,git alay komutanına söyle izin verirse bu gece altınları çıkarttırırım” der.bölük komutanlığı “altınların yerinin tespiti için tıp ilmi yönünden gerekli işlemin yapılması” mealinde 9.7.1980 tarihli yazı yazar.

Gece saat 3.30 da doktor nezaretteki üç sanığa 2 kilo una 2 kilo tuz karıştırıp bulamaç yaptıktan sonra zorla yedirir. direnince başçavuş ve erlerin dövmeleri ve coplamaları ile kusturuncaya kadar tekrar yedirir.bir süre sonra bu 3 şahıs alttan ve üstten yediklerini çıkarmaya başlar.etraf pislik içinde kalır.bu halde iken doktor bir kaptan diğer kaba su boşaltarak susuzluklarını kamçılar ve “altınlar nerde” diye sorup bu işleme sabaha kadar devam eder.3 kişi kendilerini kaybederler.bahçeye çıkarıp başlarına su döker.fakat sanıklar düzelmez ve doktor “adliyede işim var” diyerek karakoldan ayrılır.

Bir süre sonra bu üç kişi ölür.

adli tıp meclisi bu üç kişi hakkında “ 10 gün müddetle başaşağı durumda dövme,elektrik cereyanına bağlama gibi muamelelere maruz bırakıldıkları bu müddetin son gecesinde ise çok yoğun tuz ihtiva eden bir bulamacı yedirdikten sonra aynı gece kendilerini kaybederek ertesi gün öldükleri , maktullerin bir taraftan merkezi sinir sistemi kanaması diğer taraftan aşırı tuzlu bulamacın meydana getirdiği elektrolik denge bozukluğuna bağlı beyin harabiyeti sonucu öldükleri,bunların her birinin tek başına dahi ölümü tevlit edebilecek nitelikte bulunduğunu”na dair rapor vermiştir.

İşkence yapanlar ağır cezalar almıştır.


NOT: İçlerinden Doktor olan zat Ziya Bey Yargıtay cezaları onayladıktan sonra Adana ceazevinde kendini iple asarak yaşamına son vermiştir. Birde (Görevimi kötüye kullandım) diye bir not bırakmıştır.
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
27.jpg
A93ED6518274CB4CB0BFF1F0b.jpg
Yavuz DONAT Mater KABAN

ADANA'DA BİR OLAY

Madem "ayrıntıya" girdik.
Dilerseniz "fi tarihine" kadar uzanabiliriz.
Adana'da 3 kişi "tuzlu bulamaç yedirilerek" öldürülmüştü. Dönem "zor" bir dönemdi.
"Sıkıyönetim" vardı.
"Olay" Adana Ağır Ceza'ya intikal etti. Devletin "derinlikleri" bu olayla fazlaca ilgiliydi."Sanıkların tutuklanmaması" isteniyordu. Yargı "etki altına alınmaya" çalışılıyordu. Ama yine de "sanıklar" tutuklandılar. Fakat dava "Adana'da görülemedi."
"İzmir'e" havale edildi.

DERİN DEVLET
İzmir'de de "derin devlet" devredeydi ama...
"Bağımsız yargı" bu etkileri aştı. Kararını açıkladı:
"Bir yüzbaşı, bir üsteğmen, bir astsubay ile bir adli tabibin, işkence yapmaktan dolayı 36'şar yıl mahkumiyetine..."

TEMYİZ
İzmir'in kararı "temyiz edildi." Derin devlet "Yargıtay nezdinde de" girişimlerde bulundu ama... Sonuç değişmedi. Fakat Yargıtay, İzmir'in "36 yıl" olarak belirlediği mahkumiyeti "20 yıla" indirdi.

İTİRAZ
İşte bu sırada "savcı kimliğiyle" Mater Kaban, Türk yargı tarihi için önemli olan bir çıkışta bulundu:
- İtiraz ediyorum.
Üç kez "tebliğname" yazdı. Yargıtay "Ceza Genel Kurulu'nun" toplanmasını sağladı. Ve orada dedi ki:
- Kimse yasalardan üstün değildir... İşkence bir insanlık suçudur... Sanıklara, her ölüm için ayrı ceza verilmelidir... Bu ceza da 30'ar yıl hapistir.
Ceza Genel Kurulu "kararını" açıkladı:
- Sanıkların 30'ar yıl hapsine.

HAKİMLER VAR
Mater beyin itirazı ve Ceza Genel Kurulu'nun kararı Türkiye'de "bazı çevreleri" çok rahatsız etti. Ama Batı'da "Türkiye'de hakimler var" yorumları yapıldı. Türkiye'nin işkence ile mücadelede samimi olduğuna bugün Batı inanıyorsa, bu inancın kaynağı "işte bu sözünü ettiğimiz olaydır.

1-9-2004
Yavuz DONAT
Gazeteci-Yazar
SABAH GAZETESİ
 

NiQuiL

Olduğu kadar,olmadığı kader!
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    24 Tem 2015
  • Mesajlar
    594
  • MFC Puanı
    125
Yorumsuuz. İnsanlık dışı, acaba o hazineleri, gerçekten açığa çıkarmakmıydı amaç zimmet etmekmiydi tartışılır ama 3 can gitikten sonra yorum yapmaya dahi değmeyecek bir olay olmuş. şimdi okudum ve öğrendim. Bunlar aslında duyduk bildiklerimiz ya bilmediklerimiz ya duyulmayanlar ?
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
4449 sayılı Kanunla yapılan değişiklikte bu ifade biçimi aynen korunmuştur. İşkence ve eziyet teşkil eden fiiller, aslında müessir fiil, hakaret, sövme, tehdit, ırza tasaddi veya ırza tecavüz niteliği taşıyan fiillerdir. İşkence kapsamında icra edilen fiiller, müessir fiil, sövme, tehdit ve sair suç niteliği taşıyan fiillerden bir veya birkaçı şeklinde olabilir. Aslında bu fiillerin suç açısından arzettiği özellik, aşağıda açıklayacağımız üzere, bunların belli bir amaç doğrultusunda işlenmiş olmalarıdır. Burada ön plana bu yazıda “izinsiz kazı yaparak altın bulmak, satmak, saklamak suçlar- ından sanık (olan) Mustafa, Mehmet, Ali (ve) Ahmet’in altın buldukları(nın) delillerle tespit edilmesine, Mustafa’nın altınları Mehmet’le birlikte kazı yapıp bulduklarını ve bu şahısta saklı olduğunu itiraf etmesine rağmen; diğer sanık Mehmet, olayı inkâr (ederek,) altınları teslim etmemektedir. Tarafınızdan altınların bulunması ve olayın aydınlanması için tıp ilmi yönünden gerekli işlemin yapılması hususunu arzederim” (ifadelerine yer veril)diği; bu yazıyı alan Adli Tabib sanık Z’nin, Başçavuş G’ye “saat 24.00’de Sahil Gazinosu’nda buluşup karakola gidelim” diyerek, gazinoda oturacağı masa için şef garsona hitaben bir pusula yazıp verdiği; sanık Başçavuşun da aldığı emir ve talimat üzerine, diğer şahısları, ertesi gün sabah gelmelerini ihtar ederek, serbest bırak(tığı;) maktûlleri (tekrar Karakola götürüp) nezarete koyduğu; serbest bıraktığı zanlılardan M.D.’nin kardeşi A.D.’nin akşam otomobili ile gelerek kendisini alıp Adana’ya götürmesini istediği; gece 21.00 sarılarında otomobil ile gelen A.D.’nin sanık Başçavuşu alarak Adana’ya (götürdüğü); gazinonun 24.00’de açılacağını öğrenip sağda solda oyalandıktan sonra, 24.00’de gazinoya gelerek doktorun masasına oturup O’nu bekledikleri; bir süre sonra gelen sanık doktorla orada saat 03.00’e kadar oturup program seyredip, yiyip içtikten sonra 03.00’de oradan çıkıp vasıta ile Kararola geldikleri; Karakolda sanık Doktorun, Başçavuş ve erlere tuz ve un getirmelerini söyle(diği;) temin olunan bir miktar tuz ile unu karıştırarak bulamaç haline getirip kaynattıktan sonra, soğu(maya terkettiği;) Mustafa, Ali ve Mehmet’e (soğuyan bu bulamacı) tatmalarını söylediği; bunların “acı” demeleri üzerine bir miktar daha tuz ilâve ettirip tattırdığı; yine “acıdır” diye söylemeleri üzerine, yeniden tuz getirip bulamaca karıştırdığı; bu suretle tahminen 2 kg. una, bir kısım beyana göre 1-2 kg., bir kısım beyana göre 5 kg. tuz karıştırdıktan sonra, Başçavuş G’nin yanında, erlerin de yardımı ile, maktûllerin direnmelerini dövmek ve coplamak sureti ile kırıp, kusturuncaya kadar zorla yedirdikleri; kısa bir süre sonra maktûllerin alttan, önden, arkadan ve üstten çıkarmaya başladıkları; etrafın pislik içinde kaldığı; sanık doktorun bu hareketler sırasında makt- ûlleri konuşturmak için ayrıca bir kaptan diğer kaba su boşaltarak su arzularını kamçılayıp, “ben 34 senelik deli doktorum; altınların yerini söylemezseniz tımarhanelik olursunuz; bunun tadını beğenmeyip numara yapıyorsunuz; ben yutmam” tarzında sözlerle sabaha kadar bu işi sürdürdüğü; perişan hale gelen, kendilerini kaybeden bu üç maktûlü daha sonra bahç- eye çıkartıp, orada duvar dibinde bir ağaç altına bıraktıkları; orada başlar- ına su döküp kendilerine gelmelerini sağlamaya çalıştıkları; ancak, makt-
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
4449 sayılı Kanunla yapılan değişiklikte bu ifade biçimi aynen korunmuştur. İşkence ve eziyet teşkil eden fiiller, aslında müessir fiil, hakaret, sövme, tehdit, ırza tasaddi veya ırza tecavüz niteliği taşıyan fiillerdir. İşkence kapsamında icra edilen fiiller, müessir fiil, sövme, tehdit ve sair suç niteliği taşıyan fiillerden bir veya birkaçı şeklinde olabilir. Aslında bu fiillerin suç açısından arzettiği özellik, aşağıda açıklayacağımız üzere, bunların belli bir amaç doğrultusunda işlenmiş olmalarıdır. Burada ön plana bu yazıda “izinsiz kazı yaparak altın bulmak, satmak, saklamak suçlar- ından sanık (olan) Mustafa, Mehmet, Ali (ve) Ahmet’in altın buldukları(nın) delillerle tespit edilmesine, Mustafa’nın altınları Mehmet’le birlikte kazı yapıp bulduklarını ve bu şahısta saklı olduğunu itiraf etmesine rağmen; diğer sanık Mehmet, olayı inkâr (ederek,) altınları teslim etmemektedir. Tarafınızdan altınların bulunması ve olayın aydınlanması için tıp ilmi yönünden gerekli işlemin yapılması hususunu arzederim” (ifadelerine yer veril)diği; bu yazıyı alan Adli Tabib sanık Z’nin, Başçavuş G’ye “saat 24.00’de Sahil Gazinosu’nda buluşup karakola gidelim” diyerek, gazinoda oturacağı masa için şef garsona hitaben bir pusula yazıp verdiği; sanık Başçavuşun da aldığı emir ve talimat üzerine, diğer şahısları, ertesi gün sabah gelmelerini ihtar ederek, serbest bırak(tığı;) maktûlleri (tekrar Karakola götürüp) nezarete koyduğu; serbest bıraktığı zanlılardan M.D.’nin kardeşi A.D.’nin akşam otomobili ile gelerek kendisini alıp Adana’ya götürmesini istediği; gece 21.00 sarılarında otomobil ile gelen A.D.’nin sanık Başçavuşu alarak Adana’ya (götürdüğü); gazinonun 24.00’de açılacağını öğrenip sağda solda oyalandıktan sonra, 24.00’de gazinoya gelerek doktorun masasına oturup O’nu bekledikleri; bir süre sonra gelen sanık doktorla orada saat 03.00’e kadar oturup program seyredip, yiyip içtikten sonra 03.00’de oradan çıkıp vasıta ile Kararola geldikleri; Karakolda sanık Doktorun, Başçavuş ve erlere tuz ve un getirmelerini söyle(diği;) temin olunan bir miktar tuz ile unu karıştırarak bulamaç haline getirip kaynattıktan sonra, soğu(maya terkettiği;) Mustafa, Ali ve Mehmet’e (soğuyan bu bulamacı) tatmalarını söylediği; bunların “acı” demeleri üzerine bir miktar daha tuz ilâve ettirip tattırdığı; yine “acıdır” diye söylemeleri üzerine, yeniden tuz getirip bulamaca karıştırdığı; bu suretle tahminen 2 kg. una, bir kısım beyana göre 1-2 kg., bir kısım beyana göre 5 kg. tuz karıştırdıktan sonra, Başçavuş G’nin yanında, erlerin de yardımı ile, maktûllerin direnmelerini dövmek ve coplamak sureti ile kırıp, kusturuncaya kadar zorla yedirdikleri; kısa bir süre sonra maktûllerin alttan, önden, arkadan ve üstten çıkarmaya başladıkları; etrafın pislik içinde kaldığı; sanık doktorun bu hareketler sırasında makt- ûlleri konuşturmak için ayrıca bir kaptan diğer kaba su boşaltarak su arzularını kamçılayıp, “ben 34 senelik deli doktorum; altınların yerini söylemezseniz tımarhanelik olursunuz; bunun tadını beğenmeyip numara yapıyorsunuz; ben yutmam” tarzında sözlerle sabaha kadar bu işi sürdürdüğü; perişan hale gelen, kendilerini kaybeden bu üç maktûlü daha sonra bahç- eye çıkartıp, orada duvar dibinde bir ağaç altına bıraktıkları; orada başlar- ına su döküp kendilerine gelmelerini sağlamaya çalıştıkları; ancak, makt-
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
ûllerin kendilerine gelmek bir tarafa gittikçe fenalaştıklarını gören sanık doktorun saat 07.00 sıralarında Adliyede işi olacağını bahane ederek oradan ayrılıp gittiği; sanık Başçavuş G’nin maktûlleri bu halde saat 08.00 sıralarına kadar beklettikten sonra, ellerinden ayaklarından askerlere tutturarak bir vasıtaya koyup Adana’ya Merkeze getirdiği; burada amirlerine haber verdiği; halkın tepkisinden çekinerek sivil hastaneye götürülemedikleri; Alayın revirine kaldırıldıklarından birer ikişer saat ara ile aynı gün peş peşe üçünün de öldüğü; yapılan otopsi ve Adlî Tıp Meclis mütalâaları(nda bu üç kişinin) “soruşturma sırasında 10 gün müddetle zaman zaman baş aşağı durumda dövme, elektrik cereyanına bağlama gibi muamelelere maruz bırakıldıkları; bu müddetin son gecesinde ise, çok yoğun tuz ihtiva eden bir un bulamacı yedirildikten sonra, aynı gece kendilerini kaybederek ertesi gün öldükleri; maktûllerin bir taraftan merkezî sinir sistemi kanaması, diğer taraftan aşırı tuzlu bulamacın meydana getirdiği elektrolik denge bozukluğuna bağlı beyin harabiyeti sonucu öld- ükleri; bunların her birinin tek başına dahi ölümü tevlit edebilelecek nitelikte bulundukları”nın bildirildiği olay(da) Özel Daire ile C.Başsavcğlığı arasında(ki) uyuşmazlığın, sanıkların eylemlerine uyacak kanun hükmünü belirlemekte(n ibaret) olduğu görülmektedir.» Yargıtay’a göre, «... Sanıkların izinsiz kazı yaparak altın bulduğu söylenen maktûllere suçlarını söyletmek ve altını meydana çıkartmak için işkence yaparak ölümlerine sebep olduklarına göre; eylemlerinin TCK.nun 243. maddesi içinde düşünülmesi gerekmektedir.»
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
Sevgili Berkay kardeş bu acı olayı yıllar önce ünlü bir Avukatla konuşmuştuk.
Bana aynen şöyle demişti. Ölenlerin arkası güçlü olmasaydı birde olay medyaya yansımasaydı. Bunlar o kadar ceza alırmıydı? Belkide olayı intihar diye kapatırlardı. Zaten öyle yapmışlar ölünce götürüp köy mezarlığına gömüyorlar. Köyün Muhtarı çok cesurmuş 4 tane Avukat tutuyorlar. Adamları mezardan çıkarıyorlar Adli Tıpa gönderiyorlar midelerini bir açıyorlarki mideleri yanmış tamamen kömür olmuş. Yüzbaşı, Üsteğmen ve Doktor kendi yaptıkları olaylı inkar ediyorlar. Astsubay ise hepsini itiraf ediyor. Astsubayın itirafı doğrultusunda hepside 30 sene ceza alıyorlar.

İçlerinden Doktor olan ise önce inkar ettiği olayı ceza aldıktan sonra vijdan azabına dayanamıyarak intihar ediyor. İlk ifadesinde diyorki ben gittim sanıkların yüzünü suyla yıkadım. Adamlara 2 kilo tuz yediriyor utanmadan birde adamların yüzünü yıkadım diyor. Ama sonunda hak ettiği cezayı buluyor.

DEMEKKİ HİÇ KİMSENİN AHI YERDE KALMAZ.

ALLAH BÖYLE ACI OLAYLARI HİÇ KİMSEYE YAŞATMASIN.
 

Zeynep1

¤ Cærpe di£m ¤
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    14 Mar 2015
  • Mesajlar
    1,920
  • MFC Puanı
    524
yaa neden hep adana :(( çok kötüymüşşş:(( böyle şeyler paylaşmayın:(((((((((
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
yaa neden hep adana :(( çok kötüymüşşş:(( böyle şeyler paylaşmayın:(((((((((

Sevgili Zeynep hanım bakın yılların duayen gazetecisi Yavuz Donat bu olay için ne demiş.

HAKİMLER VAR
Mater beyin itirazı ve Ceza Genel Kurulu'nun kararı Türkiye'de "bazı çevreleri" çok rahatsız etti. Ama Batı'da "Türkiye'de hakimler var" yorumları yapıldı. Türkiye'nin işkence ile mücadelede samimi olduğuna bugün Batı inanıyorsa, bu inancın kaynağı "işte bu sözünü ettiğimiz olaydır.
 

Zeynep1

¤ Cærpe di£m ¤
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    14 Mar 2015
  • Mesajlar
    1,920
  • MFC Puanı
    524
evt haklısın:(( açıklıymış olayda yaa gerçi ben bunun gibi birsürü işkence ve nazileri okudum ama Türkiyemde olması beni rahatsız ediyor acıkcası
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
Sevgili Zeynep hanım çok haklısınız böyle adi olayların ülkemizde yaşanması gerçekten çok üzücüdür. Ama insanı en çok kahreden konu ise bir Doktorun da bu olaya karışmış olması. Bu tam anlamıyla insanı kahrediyor.
 

MegaGençlik

MFC Üyesi
Konum
İstanbul
  • Üyelik Tarihi
    29 Haz 2015
  • Mesajlar
    69
  • MFC Puanı
    51
Sevgili Zeynep hanım yani işin sonucunda hep maddiyat var.
Yani bakın bir para hırsı kaç kişin hayatına mal oldu değil mi?

Ağır ceza reisi son kararında şöyle demiş.

Aslı astarı olmayan hayali bir olay için 3 ölü 7 yetim bir taraftan.
3 kişi 30 sene ceza (onlarda ölü sayılır) 5 yetim bir taraftan. Toplam 7 aile
paramparça olmuş. Ortada ne altın ne de bir şey. İşte bir Doktorun para hırsı
ile yaptığı bir olay tam 7 aileyi paramparça etmiş. Saygılarımla
 
Üst Alt