-Ruhefza-
MFC Üyesi
- Üyelik Tarihi
- 4 Mar 2019
- Konular
- 932
- Mesajlar
- 4,109
- MFC Puanı
- 1,190
Türklerdeki Kutsal Sayılar
Türkler yaşamlarındaki bazı rastlantı ve benzetmeleri dikkate alarak bazı sayılar için çeşitli şekillerde yorum getirir ve kendilerine göre inanırlar. Bu sayılar üç dört - beş - yedi - dokuz ve kırktır.
Türklerdeki Kutsal Sayılar
Üç sayısı :
Hazer denizinin kıyısında Gaokerena adında üç ayaklı eşekler vardır. Avcı Binegar hikâyesindeki sözü edilen geyikler üç ayakıdır. Şamanların törenlerde kullandıkları davullarının üzerinde yapılmış olan Pura adındaki koçlar üç boynuzludur. Oğuzun oğullarından Dağ Hanın yönetimindeki boyun Ongunu dikili üç çubuktur. Ölümden üçgün sonra yemek verilir.
Dört sayısı :
Göktürklerin ve Taoistlerin dört yönü temsil eden tanrıları vardır. Şamanların giydikleri Manyak adındaki hırkanın kolunda dört çıngırak asılıdır. Abakan Türkleri din törenlerini dört kutsal kayın ağacının yanında yapmak için toplanırlar. At ilk defa cennetten çıkmıştır ve bu atların dört gözü vardır.
Beş sayısı :
Tuğla ve Selenga ırmaklarının birleştiği Kumlanço adındaki yerde bir fıstık ve birde kayın ağacı vardır. Bu iki ağaç beş çocuk doğurur. Yugurları kurban törenlerinde büyük tanrı adına dikilmiş üç çubuktan birinde beş şerit vardır ve bunlar Ongol Hana aittir. Şamanların manyak adındaki hırkalarının sol kolunda beş çınğırak asılıdır.
Yedi sayısı :
Altaylıların bie efsanesine göre Nuhun tufanının olacağını ilk olarak demir boynuzlu demir yeleli bir keçi yedigün dolaşır ve şöyle der. Yedi gün zelzele oldu yedi gün yerden ateş püskürdü yedi gün yagmur yağdı yedi gün fırtına ve yedi gün kar yağdı. Yine Nuhun gemisini yapan yedi aziz kardeş vardır. Gökler ve denizler yedişer kattır. Altaylılar göre ölü bir evden çıktıktan sonra Aldacı denilen kötü ruhlar evde kalır. Bunun için o evden yedi gün dışarıya eşya verilmez ve içeriyede alın maz. O ev yedi gün sonra temizlenir. Yedi gün sonra o eve girilir ve yine o evde yedigün sonra yemek verilir. Türklerde yedi başlı ejdarhalardan çok bahsedilir.
Dokuz sayısı :
Türklerin en büyük tanrılarından biri olan Kara Han dünyanın tam merkezine dokuz dallı çam dikmiştir. Altaylılar görede insanın iskeletinde; baş bel diz topuk ayak bileğiomuz dirsek avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır. Şamanların davulunda tanrı Ülgenin dokuz kızının resmi var iken yine üzerlerine giydikleri Manyak adlı hırkalarında dokuz çıngırak asılıdır. Şamanlara göre yer altı dokuz tabakadır. Oğuz destanında görüldüğü gibi dokuz oðuzlardan büyük boylar türemiştir. Yakutlara göre gök tanrılarının sayısı dokuzdur. Altaylıların bir inancına görede kıyamet zamanında deniz dibinde bulunan dokuz çatallı karataş parçalanarak yerinden ayrılacak ve oradan demirden ve sarı renkte atlara binmiş dokuz suvari etrafa saldıracaktır.
Kırk sayısı :
Türkler arasında en çok kullanılan sayıda budur. Bununla ilğili inanmalarda şöyledir. Bazı erdarhalar vardırki onları hiç bir güç yenemez ve ölmez ler. Tılısımlı oldugu ve tılısımı bozulunca öleceğine inanılan bu ejdarhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır. İşte bu uyku esnasında üzerinden kıl kopartılarak ateşte yakılan ejderhalar ölür. Yine Türk destanlarında kırk sayısı sık sık geçer. Kırk kızlar ve Manas destabnında olduğu gibi kırk yiğitler çokca geçer. Kırgızların türeyiş efsanelerinde de Sağan Hanın bir kızı otuz dokuz hizmetcisi ile kırk kız bir gölün kena- rına giderek sudan gebe kalmışlar. Oğuzun verdiği şölende diktirdiği sırııkların boyu kırk kulaç uzunlugundadır. Bundan başka Türklere ait hikâye ve masallarda kırk gün kırk gece düğünler kırk haremiler ve kırk satır kırk katır sözleri çok geçer.
Türkler yaşamlarındaki bazı rastlantı ve benzetmeleri dikkate alarak bazı sayılar için çeşitli şekillerde yorum getirir ve kendilerine göre inanırlar. Bu sayılar üç dört - beş - yedi - dokuz ve kırktır.
Türklerdeki Kutsal Sayılar
Üç sayısı :
Hazer denizinin kıyısında Gaokerena adında üç ayaklı eşekler vardır. Avcı Binegar hikâyesindeki sözü edilen geyikler üç ayakıdır. Şamanların törenlerde kullandıkları davullarının üzerinde yapılmış olan Pura adındaki koçlar üç boynuzludur. Oğuzun oğullarından Dağ Hanın yönetimindeki boyun Ongunu dikili üç çubuktur. Ölümden üçgün sonra yemek verilir.
Dört sayısı :
Göktürklerin ve Taoistlerin dört yönü temsil eden tanrıları vardır. Şamanların giydikleri Manyak adındaki hırkanın kolunda dört çıngırak asılıdır. Abakan Türkleri din törenlerini dört kutsal kayın ağacının yanında yapmak için toplanırlar. At ilk defa cennetten çıkmıştır ve bu atların dört gözü vardır.
Beş sayısı :
Tuğla ve Selenga ırmaklarının birleştiği Kumlanço adındaki yerde bir fıstık ve birde kayın ağacı vardır. Bu iki ağaç beş çocuk doğurur. Yugurları kurban törenlerinde büyük tanrı adına dikilmiş üç çubuktan birinde beş şerit vardır ve bunlar Ongol Hana aittir. Şamanların manyak adındaki hırkalarının sol kolunda beş çınğırak asılıdır.
Yedi sayısı :
Altaylıların bie efsanesine göre Nuhun tufanının olacağını ilk olarak demir boynuzlu demir yeleli bir keçi yedigün dolaşır ve şöyle der. Yedi gün zelzele oldu yedi gün yerden ateş püskürdü yedi gün yagmur yağdı yedi gün fırtına ve yedi gün kar yağdı. Yine Nuhun gemisini yapan yedi aziz kardeş vardır. Gökler ve denizler yedişer kattır. Altaylılar göre ölü bir evden çıktıktan sonra Aldacı denilen kötü ruhlar evde kalır. Bunun için o evden yedi gün dışarıya eşya verilmez ve içeriyede alın maz. O ev yedi gün sonra temizlenir. Yedi gün sonra o eve girilir ve yine o evde yedigün sonra yemek verilir. Türklerde yedi başlı ejdarhalardan çok bahsedilir.
Dokuz sayısı :
Türklerin en büyük tanrılarından biri olan Kara Han dünyanın tam merkezine dokuz dallı çam dikmiştir. Altaylılar görede insanın iskeletinde; baş bel diz topuk ayak bileğiomuz dirsek avuç ve el bileği olmak üzere dokuz ek vardır. Şamanların davulunda tanrı Ülgenin dokuz kızının resmi var iken yine üzerlerine giydikleri Manyak adlı hırkalarında dokuz çıngırak asılıdır. Şamanlara göre yer altı dokuz tabakadır. Oğuz destanında görüldüğü gibi dokuz oðuzlardan büyük boylar türemiştir. Yakutlara göre gök tanrılarının sayısı dokuzdur. Altaylıların bir inancına görede kıyamet zamanında deniz dibinde bulunan dokuz çatallı karataş parçalanarak yerinden ayrılacak ve oradan demirden ve sarı renkte atlara binmiş dokuz suvari etrafa saldıracaktır.
Kırk sayısı :
Türkler arasında en çok kullanılan sayıda budur. Bununla ilğili inanmalarda şöyledir. Bazı erdarhalar vardırki onları hiç bir güç yenemez ve ölmez ler. Tılısımlı oldugu ve tılısımı bozulunca öleceğine inanılan bu ejdarhaların kırk günlük bir uyku zamanı vardır. İşte bu uyku esnasında üzerinden kıl kopartılarak ateşte yakılan ejderhalar ölür. Yine Türk destanlarında kırk sayısı sık sık geçer. Kırk kızlar ve Manas destabnında olduğu gibi kırk yiğitler çokca geçer. Kırgızların türeyiş efsanelerinde de Sağan Hanın bir kızı otuz dokuz hizmetcisi ile kırk kız bir gölün kena- rına giderek sudan gebe kalmışlar. Oğuzun verdiği şölende diktirdiği sırııkların boyu kırk kulaç uzunlugundadır. Bundan başka Türklere ait hikâye ve masallarda kırk gün kırk gece düğünler kırk haremiler ve kırk satır kırk katır sözleri çok geçer.