Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Türklerde ve İslamda Kadın

Rapunzel

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    11 Mar 2015
  • Mesajlar
    5,320
  • MFC Puanı
    -445
Türklerde ve İslamda Kadın


Eski Türk boylarında kadın özgür ve eşit bir toplumsal konuma sahipti.
Ziya Gökalp’e göre eski Türkler “hem demokrat hem de feminist” idiler.
Türklerde feminizmin birinci nedeni toplumda var olan demokrasi ikinci nedeni ise Türklerin o zamanki dini olan şamanizmin kadındaki “kutsal” güce dayanmasıydı.



Eski Türk boylarında kadın özgür ve eşit bir toplumsal konuma sahipti.
Ziya Gökalp’e göre eski Türkler “hem demokrat hem de feminist” idiler.
Türklerde feminizmin birinci nedeni toplumda var olan demokrasi ikinci nedeni ise Türklerin o zamanki dini olan şamanizmin kadındaki “kutsal” güce dayanmasıydı.
Hukuksal açıdan kadın ve erkek tamamen eşitti.
Erkeğin yanlızca bir tane “zevce”si yani karısı olabilirdi.
Kadınlar doğrudan doğruya hükümdar kale muhafızı vali ve elçi olabilirlerdi.
Kızlar kendileriyle evlenmek isteyen erkeklerle bir çeşit düello yapıyor ve kendilerini yenemeyen erkeklerle evlenmiyorlardı.

Ev karı ile kocanın ikisine aitti. Çocukların velayeti konusunda baba kadar ana da hak sahibiydi.
Eski Türk topluluklarında devlet başkanlığı hatun-hakan’ın ortak sorumluluğu ile yürütülürdü. Yasa niteliğindeki emirname’ler her ikisince imzalanmadan uygulanamazdı.
Kadın devlet yönetiminde hatta askerlik ve sporda bile etkin rol oynuyordu. Elçi kabulü dahil bütün önemli törenlerde hakan ile hatun beraber bulunurlardı. Kadınlar savaşın her aşamasında erkeklerle eşit koşullarda katılırlardı. Hatun bizzat savaş kurulunun üyesiydi.

Tarihte devlet başkanlığı yapmış ilk kadınlar da Türklerdi.
Delhi Türk Devleti’nde Raziye Sultan Kirman’daki Kutluk Devletinde Türkan Hatun bunun en ünlü örneklerini oluşturuyordu.
Türklerin İslam’ı kabul etmelerinden ve Anadolu’ya yerleşmelerinden sonra bile bu kültürel etkilerbelirli ölçüler içinde azalarak sürebilmiştir.
Eski Türk kadınlarında örtünme ve erkeklerden kaçma yoktu.
Şerafettin Turan Arap gezgini İbni Fadlan’ın onuncu yüzyıldaki Türk kadınının yabancı erkeklerden bile kaçmadığını ve bedeninin hiçbir yerini saklamadığını görerek hayretler içinde kaldığını aktarıyor.
Aynı kaynağa dayanarak Bulgar Türklerinde kadınlarla erkeklerin birarada nehirde yıkandıklarından söz ediyor.
Türklerin İslam dinini kabul etmelerinden sonra da “kadın”a Arap ve İranlılardan farklı yaklaşımlarını sürdürmüş geçmiş birikim dolayısıyla da kültür farkının yansıması olmuştur.

İslamın kadına bakış açısını kadınla ilgili olarak getirdiği kuralları anlayabilmek için İslam öncesi Arap toplumlarında kadının hangi koşullar içinde yaşadığını ve konumunu bilmekte yarar var.
Kuran’ın “cahiliyye” dönemi olarak adlandırdığı İslam öncesi Arap toplumlarında kadın Türk toplumlarının tersine toplumun en aşağılanan öğesini oluşturuyordu.
Bazı hayvanlar örneğin deve bile kadından daha değerli sayılmaktaydı. Kız çocuklarının ölüme terk edildiği hatta diri diri gömüldüğü durumlar yaygındı. Kız çocuk doğuran kadınlar cezalandırılıyor kadın mal gibi satılıyordu.
Erkek istediği kadar kadınla evlenebiliyor ve dilediği zaman terk edebiliyordu.
İslam dini Arap kadınını işte bu konumdan aldı ve hiç değilse erkeğin yarısı kadar haklara sahip olduğu bir konuma getirdi.
Bu gelişme İslam’ı kabul eden Arap kadını için büyük bir ilerleme ama Türk kadını açısından da aynı ölçüde gerileme anlamı taşımaktadır.
İslam dinini ilk kabul eden Türkler Karahanlılar ve Hakaniler (926) oldular. 990-1000 yılları arasında da onları Selçuklu Türkleri izlemiştir.
Kadının da bir insan olduğu Arap toplumunda ancak İslam dini sayesinde kabul edilmiştir.
İslam dinini kabul ettikten sonra Türk toplumu da ağır ağır değişmeye başladı. Bu konuda dinin getirdiği kurallardan çok İran ve Arap kültürlerinin olumsuz etkileri görüldü.
Eski Türk destanları kadını hep yüceltirken Türklerin İslam dini kabulünden sonra 1070 yılında yazılan “Kutadgu Bilig” artık kız çocuğunu değersiz sayıyor kadınların örtünmemelerini eleştiriyordu.

Örtünme olayı ancak Fatih döneminden sonra özellikle Bizans’la ilişki içine girilmesinin etkisiyle başladı.
Çok kadın ile evlenmek harem oluşturmak gibi uygulamalar daha çok saray ve saray çevresinde yerleşti.
Evlenmede kızın rızası alınması giderek kaybolurken boşanmak sadece kocanın hakkı olarak görülür oldu.
Mirasta kadının payı azaldı mahkemelerde iki kadının tanıklığı bir erkeğe eşit sayıldı.
Kadın eğitim olanaklarından yoksun bırakıldı sokağa çıkması sınırlandı hatta bazı durumlarda tamamen yasaklandı.
Türk kadının konumundaki iyileştirmeler Tanzimattan sonra yeniden başladı.
Kız çocuklarının ilk ve orta okullara gitmesine 1858 yılında izin verildi ebe okulu ve kız öğretmen okulu açıldı. İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra ilk kız lisesi açıldı.
Atatürk Türk kadınına çağdaş bir konum kazandırma düşüncesini uygulama çalışmasına başladı ve kadının “vatandaş” sayılmasına bile karşı çıkan milletvekillerinin neredeyse çoğunlukta olduğu bir Meclis’te ve Kurtuluş Savaşı’nın en korkulu günlerinde Türk kadının en ileri toplumlardaki yasal haklara sahip kılmak için ilk adımları attı.

Bu sürecin son aşaması olarak Türk kadını 5 Aralık 1935’te Seçme ve Seçilme Hakkına kavuştuğu zamanlar demokrasinin beşiği sayılan bazı batı ülkelerinin kadınları henüz bu hakka sahip değildi.
Türk kadının Atatürkçü bir devrim anlayışı içinde elde ettiği kazanımların önemini iyi değerlendirebilmek için İran Cumhuriyeti’nin devrimini İran kadınına layık görülen konumu incelemekte yarar var.
Dünyada yalnız son altı bin yıldır ataerkil düzen görülmektedir. Daha önce tam bir milyon yıltoplulukları kadınlar yönetmiştir.

Bu millet modern olmaya devam edecekse bu kadınlar sayesinde olacaktır.
Kadınlar özgürlüğünüzü ve ruhunuzu baskılardan kurtarın.
Mustafa Kemal Atatürk



 
  • Üyelik Tarihi
    1 Mar 2017
  • Mesajlar
    5
  • MFC Puanı
    0
Gerici cahiliye araplarında kadın köle iken göçebe Türk toplumlarında kadın hükümdardı. Bu sevgi ve barış dinini de katliamlar olmasa sanıyorum kabul etmezdik. Hangi kadın hükümdarlığı bırakıp mirastan bilmem kaç pay alacak, kara çarşaf içine girecek, eve 4. gidecek, savaşta cariye olacak vs. vs. Ama arap topluluklarında bunlar modernleşme idi. O derece gerici bir topluluk demekki.
 

Jival VulRo

Üyeliği durduruldu!
Üyeliği durduruldu!
Konum
bak şurası
  • Üyelik Tarihi
    28 Ocak 2017
  • Mesajlar
    2,878
  • MFC Puanı
    1
hala bu durumda olan müslüman ülke kadınlarına allah yardım etsin. şükürler olsun ki ben vatanımda insan yerine konuluyorum. he akşam yolda yürürken korkuyorum biri bana bişey sorduğu zaman beni pıçaklıcağnı düşünebiliyorum :D ama yine de tek başıma sokağa çıkabiliyorum, çalışabiliyorum, rahat kıyafetler giyebiliyorum, erkek gibi kafası bir kadından daha fazla çalışmayan varlığın boyunduruğu altında hareket etmek zorunda değilim.. allah bu durumdaki kadınlara yardım etsin.
şu kara çarşaflıları artık görmeyelim..

derken 1 sene sonra kara çarşafa bürünmek zorunda kalacak kızın sözleri :D
 
  • Üyelik Tarihi
    1 Mar 2017
  • Mesajlar
    5
  • MFC Puanı
    0
erkek gibi kafası bir kadından daha fazla çalışmayan varlığın

Güldürdün, bundan tarihinde haberi var mı?
 

Jival VulRo

Üyeliği durduruldu!
Üyeliği durduruldu!
Konum
bak şurası
  • Üyelik Tarihi
    28 Ocak 2017
  • Mesajlar
    2,878
  • MFC Puanı
    1
bilmem var mı ? ben kendi düşüncemi söyledim. tersini savunuyosan bu normal değil bence :D
 

Araf

Üyeliği durduruldu!
Üyeliği durduruldu!
  • Üyelik Tarihi
    5 Ara 2016
  • Mesajlar
    3,206
  • MFC Puanı
    37
Türklerde kadınlar Ülke yönetimde ve evde söz sahibidir. Anaerkil bir aile yapısı vardır. Kadın ve erkek eşit yükümlülükler üstlenirler. Ailede erkeklerden çok kadının sözü geçer.Kadın çalıştığı için erkeğin bakımına ihtiyacı yoktur. Türk kadınları saygı ve sevgi görür yüceltilir. Türklerde kadınlar ve erkekler birlikte çalışırlar. Ailenin yürütülmesini beraber sağlarlar. Göç kurar hayvan otlatırlar. Kılıç kuşanır,silah ve ok kullanır kadın erkek beraber savaşır. Türkler kadınlar ve erkekler birlikte yemek yerler. Toplum içinde bir arada oturur sohbet ederler, Bir arada eğlenir, oyun oynarlar. Türkler de kadınlara cinsel meta olarak bakılmaz. Erkek kadın ayrımı Türklerde yoktur ve tarih boyunca hiç olmamıştır. Kadınları ve kızları için can verirler savaşırlar.


Müslümanlarda ise Ataerkil bir yapı vardır. Ailenin tek hakimi erkektir. Erkek ne derse o olur.
Kadınlar ülke yönetimine ve evdeki yönetime katılma hakkına sahip değillerdir. Müslüman Araplarda haremlik selamlık vardır. Eşler dışında erkekler ve kadınlar aynı yerde bulunamaz. Müslümanlarda Kadın tamamen örtünür ve erkeğin arkasından takip eder,yanında yürüyemez. Müslüman kadınları diğer erkeklerin görmesi yasaktır. Kadının evden çıkması dinen yasaktır. Kadın sadece cinsel öğe olarak düşünüldüğü için erkeğin nefsini uyandırır diye örtünmesi istenir. İslam da erkek maddi gücün yettiğince sayısız kadınla evlenebilir. Sayısız köleyi cariye edinebilir. Kadınlar Savaşta veya başka bir şekilde kocası öldüğünde bir yeteneği ve çalışma izni olmadığından başkaları tarafından nikahlarına alınırlar.Erkek kadını dövme hakkına sahiptir. Erkekler kadını boşama hakkına sahiptir.Kadının boşanma hakkı yoktur. Kuran da mirasta kadın erkeğin yarısı kadar pay alırlar. Kadınlar kurana göre akıllı görülmediklerinden kadının şahitliği kabul edilmez. Müslümanlarda evlilikte kızlarda alt yaşı sınırı yoktur.Küçücük kızlarla evlenmek serbestir. Erkek kadını yedirip giydirmek yükümlülüğünü yerine getirip üzerinde her hakka sahiptir.

Sonuç: Atalarımızın kadına verilen değeri tüm açıklığıyla gördük. Eğer Türk Milleti İslamiyete kapılmasaydı bugün dünyanın en medeni, en uygar ve en eşitlikçi toplumu Türklerdi. Türk Kadını için kötü günler müslümanlıkla beraber başlamıştır. Genede Türklüğün verdiği kültürel farklılıkla Türk kadınları Arap kadınları kadar aşalanmamış genede eskisi kadar olmasa da değer görmüştür. Günümüzde Türk kadınına verilen değerin kaynağı Müslümanlık değil binlerce yıllık Türk kültürüdür. Bunun aksini kimse iddia etmemeli.
 

Araf

Üyeliği durduruldu!
Üyeliği durduruldu!
  • Üyelik Tarihi
    5 Ara 2016
  • Mesajlar
    3,206
  • MFC Puanı
    37
Estğ bazen gerçekler acıdır acı olduğu kadarda yakıcıdır:(
 

Autocrat

"Korkaklıkta AR İlerlermekte ŞEREF Var"
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    7 Haz 2017
  • Mesajlar
    4,081
  • MFC Puanı
    -5
bak ben bu zaman foruma uye olsam ağzımı kotu bozardım..

İslam dinini ilk kabul eden Türkler Karahanlılar ve Hakaniler (926) oldular. 990-1000 yılları arasında da onları Selçuklu Türkleri izlemiştir."

demişsin ya sen din hakkında ahkamkesecek adammısın it ... sen bir kere tarihi ni oğren boşver dini gectim ... türkler islamiyeti talas savasından sonra yani 751 yılında sen bi ara bana ozelden adres yazsana yada benveriyim sana tarih deersi veririm din dersi vermem bildiğimi derim .. en olmadı bi halay atarız güzel zeybek oynarım ben olmadı halaya seni katar halayda dayak atarım ne dersin... riyakar mufteri seni..
 

Darksaga

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    11 Haz 2017
  • Mesajlar
    2,896
  • MFC Puanı
    3,262
Kuran kadına boşanma hakkı tanımış ama sahtekar din adamları geri elinden almışlardır.
Mezheplere göre kadın boşanamaz Kuran ve sahih hadise göre boşanabilir..

Kadın'ı yok sayan ikinci sınıf gören her anlayış gerici, barbar ve şeytanidir..
 
Üst Alt