Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Türkiye'nin Neotektonigi

diShy

~ یơυℓℓεss ..
Onursal Üye
  • Üyelik Tarihi
    27 Kas 2009
  • Mesajlar
    24,120
  • MFC Puanı
    79
Türkiye’de Neotektonik Orta Miyosenden itibaren başlamaktadır. Bundan önceki kısım ise Paleotektoniktir.Neotektonik: Miyosen sonrası yaşlı tektoniğe bu ad verilir. Bu dönemdeki yapılara ise Neotektonik Yapılar adı verilir. Paleotektonik: Miyosen öncesindeki tektonik faaliyete denir. Bu dönemde meydana gelen yapılara ise Paleotektonik Yapılar adı verilir. Türkiye’de oluşmuş volkanizmalardan doğudakiler K-G yönlü sıkışmalar sonucu gerilme çatlaklarından meydana gelmiştir. Batıdaki volkanizma ise graben sistemine bağlı olarak gelişmiş volkanizmadır. Bu volkanizmalardan doğudakiler perlit yataklarını, batıdakiler ise bor cevherlerini oluşturmuşlardır.

Türkiye’deki Neotektonik Yapıları şöyle sıralayabiliriz:

1. GD. Anadolu Bindirmesi (çift bindirme)

2. Doğu Anadolu Fayı

3. Kuzey Anadolu Fayı

4. KD. Anadolu Fayı

5. Batı Anadolu Grabenleri

6. GD. Anadolu Kıvrımları

7. Ecemiş Çukuru Fayı (Eosen yaşlı)

8. Tuz Gölü Fayı

9. Isparta büklümü

10. Doğu Anadolu’da ki Doğrultu Atımlı Fayı (Kağızman, Tutak, Çaldıran, Süphan, Malazgirt)

11. Doğu ve Orta Anadolu’da ki Dağ Arası Havzalar

12. Pull-Apart Havzalar

13. Doğu ve GD. Anadolu’da ki Açılma Çatlakları

Ege’deki graben sisteminin K-G çekme kuvvetleri sonucu olduğunu bazı yazarlar öne sürmektedirler (E. Kasapoğlu). Türkiye’de ki neotektoniğin gelişiminde.

1. Afrika-Anadolu çarpışması ve Afrika’nın kuzeye ilerlemesiyle Doğu Anadolu’da meydana gelen sıkışma,

2. Günümüzdeki Akdeniz’de dalma-batma sonucu oluşan Ege graben sisteminin oluşumu etkili olmaktadır.

Türkiye’de ki neotektonik yapıların en önemlileri ve en baskınları doğrultu atımlı faylardır. Tüm Anadolu sathına yayılmışlardır. Ancak Ege Bölgesi hariç. Bu bölgede doğrultu atımlı faylar az, ancak gravite fayları oldukça fazladır. Anadolu’da ki yapılar genellikle kırıklı yapılardır. Ancak GD. Anadolu’nun kıvrım kuşağı kıvrımlı yapılar yönünden önemlidir.

KUZEY ANADOLU FAYI (KAF)

Saros körfezinden başlayıp, Marmara denizinden geçip, Bolu’ya doğru KD. ‘ya yönelerek Kastamonu güneyinde ki Kargı’ya ulaşmaktadır. Kargı’da GD.’ ya yön değiştirerek Karlıova’ya kadar uzanmaktadır. Karlıova’nın 10 km. kadar doğusunda eşleniği olan DAF ile kesişmektedir. Bu fay literatürde Kuzey Anadolu Deprem fayı veya Kuzey Anadolu Transform Fayı olarak da geçer. Transform faylar özellikle kıta kenarında oluşurlar ve litosferi boydan boya keserler.

Normalde stres basıncı doğrultusu dar açı olması gerekir. Fakat burada geniş açı durumundadır. Bu da ilk oluştuğu zamanlar dar açı ilerledikçe genişlediği şeklinde yorumlanmaktadır. . Doğrudan plaka arası faylara İntraplaying Faylar denir. Kıta içi faylara da İnterplaying Faylar denir. Bu ikisi de asıl bildiğimiz transform faylar değildir .KAF doğrultu atımlı sağ yönlü bir faydır. Fayın sıçrama yaptığı yelerde önemli çek ayı havzalar oluşmuştur.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BİNDİRME KUŞAĞI

Hakkari’den Kahramanmaraş civarına kadar devam eden ve orada DAF ile kesilen bir bindirme fayıdır. Kesilme yerinde bindirmenin 25 km. lik bir atımı vardır. Bu bindirme kuşağı aynı zamanda Avrasya ile Gondwana arasındaki Tetis’in kapanması ile oluşmuş bir kenet kuşağıdır. Bu hat gerçekten kıt’a-kıt’a çarpışması niteliğindedir. Güney kesim ön ülke durumunda olup kuzeyde ki kesim ise kuzeyde ki sıradağları meydana getirir.

KENAR KIVRIMLARI

Genellikle GD. Anadolu bölgesi kıvrımlar bakımından oldukça yoğun bir şekilde olması bakımından önemlidir. Bu kıvrımların eksenleri genelde D-B doğrultuludur. Kıvrımlanma tamamen kuzeyden güneye bindiren orojenik silsilenin etkisiyle ön ülke kayaçları üzerindeki kayaçların sıkışmasıyla meydana gelmiştir.

Türkiye’de oluşan ilk tektonik yapı Orta Miyosen sonunda oluşmuş olan GD. Anadolu bindirmesidir. Bundan sonra GD. Anadolu kıvrımları meydana gelmiştir. Kabuğun fayla kalınlaşması sonucu alt kısımda kısmi ergimeler meydana gelmiş ve kabukta kırılmalar oluşmuştur. Bunun en önemli işareti Türkiye’de ki volkanik faaliyetler ve kabuk yırtılması (KAF ve DAF) olaylarıdır. Bu olaylar sıkışma neticesinde meydana gelmiştir. Bu fayların oluşumu ve blokların hareket kazanması ile parçalanan Anadolu levhasının doğuya doğuya doğru bir koni biçimde daralan Karlıova’da birleşen KAF ve DAF ile oluşmuştur. Bu levhanın batıya doğru kayması ile Batı Anadolu bölgesinde özellikle Üst Miyosen üstü (Mesiniyen) zamanda D-B yönlü sıkıştırması ile Ege grabenlerinin oluşumu sağlanmıştır. Bu KAF ve DAF’a göre daha geç bir zamanı temsil eder. Bu olayın zamanı birtakım jeolojik verilerden tespit edilebilmektedir. Batı Anadolu’da ki grabenlerin oluşum yaşı Mesiniyendir.

NEOTEKTONİK YAPILARIN OLUŞUMUNA ETKİ EDEN ETKENLER

En büyük etken bir kıtasal çarpışma olayıdır. Tetis okyanusunun Miyosen ortasında kapanması ve bunun sonucunda kıtasal çarpışmanın olması neticesinde Türkiye’de ki neotektonik yapılar meydana gelmiştir. Ancak bu nedenin doğurduğu sonuçlar diğer yapıların oluşmasını sağlamıştır. Yapılar birbirlerinin sebep ve sonuçları olarak meydana gelmiştir. Ana sebep bu çarpışmadır.

TÜRKİYE’NİN NEOTEKTONİK BÖLGELERİ

Türkiye doğudan batıya doğru birtakım neotektonik bölgelere ayrılmaktadır. Bu konuda ki ilk bilgileri Şengör (1980) vermektedir. Türkiye’yi neotektonik bölgeler açısından 4 bölgeye ayırmaktadır:

1.Doğu Anadolu Sıkışma Provensi

2. Kuzey Türkiye Provensi

3. Orta Anadolu Ova Provensi

4. Batı Anadolu Gerilme Provensi

Bu bölgeler kendine has yapı aileleri ile temsil edilirler. Bunlar doğrultu atımlı faylar, bindirmeler, kıvrımlar ve grabenler gibi özellikle kendilerine mahsus özellikleri olan yapılardır. Bu 4 provensten iki tanesi Doğu ve Batı Anadolu’dakiler. Halen tektonik bakımdan kuvvetle aktif bölgeleri meydana getirirken, Kuzey Anadolu bölgesi ile Orta Anadolu Ova bölgesi gerek sismik gerekse tektonik bakımdan az bir aktivite gösterirler. Orta Anadolu Ova bölgesi genç çökellerle örtülü olduğundan belki de mevcut olan tektonik yapı aileleri daha derine gömülmüş vaziyettedir. Bu sebeple durum tam olarak açığa kavuşturulabilmiş değildir. Fakat diğer bölgelerde veriler oldukça açıktır.
 
Üst Alt