OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Somut hukuki uyuşmazlığa ilişkin davanın görüleceği mahkemeyi belirleyen yasalar yoluyla görev sınırları çizilen yargı erkine özgü işbölümü.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde mevcut olan yargı teşkilatı,
A) Adli Yargı Mahkemeleri
B) İdari Yargı Mahkemeleri
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunların ilk derece mahkemeleri aşağıdaki gibidir:
A) Adli Yargı Mahkemeleri
Adli yargı mahkemeleri idari yargı mahkemelerinin görev ve yetkisinde olmayan davalar için sorumludur. Adli yargı mahkemeleri de kendi içlerinde
I. Hukuk Mahkemeleri
II. Ceza Mahkemeleri
biçiminde iki öbeğe bölünmektedir.
I. Hukuk Mahkemeleri
Alacak, mülkiyet, sözleşme ihlali, icra, iflas, boşanma, miras, v.b. gibi özel kişilerin kendi aralarında çekişmeli olduğu davalara bakar. Hukuk mahkemeleri şu bölümlere ayrılır:
1. Sulh Hukuk Mahkemeleri
Ana madde: Türkiye'deki sulh hukuk mahkemeleri
Her ilçede bulunan sulh mahkemelerinde tek hâkim görev yapar. Görevi kanunlarla belirlenmiş olup, istisnaidir. [[01/10/2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu]]’nun 4. maddesinin ilk fıkrası uyarınca, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.
2. Asliye Hukuk Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 6. maddesine göre Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Asliye hukuk mahkemeleri de tek hâkimlidir.
3. Özel Kanunlarla Kurulan Diğer Hukuk Mahkemeleri
a) Ticaret Mahkemeleri
Ticaret mahkemeleri yalnız ticari davalara bakar. Ticaret mahkemeleri, asliye hukuk mahkemelerinin daireleri durumundadır, dolayısıyla asliye ticaret mahkemeleri olarak da adlandırılırlar. Görevleri Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine gösterilmiştir. Ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi aynı zamanda ticaret mahkemesi sıfatıyla da görev yapar.
b) İş Mahkemeleri
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuştur. Aynı kanunun ilk maddesine göre “işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevlidir”.
c) İcra Mahkemeleri
2004 yılında çıkarılan 5092 sayılı kanunla birlikte daha önceleri icra tetkik mercii olarak adlandırılan bu makamın adı icra mahkemesi olarak değiştirilmiştir. İcra mahkemesinin en önemli görevleri arasında icra dairelerinin gerçekleştirdiği işlemlere karşı yapılan şikâyetlerin incelenmesi, icra dairesine sunulan itirazların incelenmesi, mahcuz mala istihkak davasının görülmesi, icra ve iflas dairelerinin gözetimi ve denetimi yer alır.
d) Aile Mahkemeleri
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti yargı teşkilatındaki yerini almıştır. Adı geçen kanunun 2. maddesine göre aile mahkemeleri Adalet Bakanlığı tarafından her ilde ve nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede tek hâkimli ve asliye hukuk mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Aynı yasanın 4. maddesine göre “Medeni Kanun’un 2.kitabı olan aile hukuku kapsamına giren ve medeni kanunun yürürlüğü hakkındaki yasaya göre aile hukukundan doğan davalar ile aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi yanında, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasada öngörülen tedbir kararlarını almak, ayrıca diğer yasaların verdiği görevleri yapmak” aile mahkemelerinin görevlerini oluşturmaktadır.
e) Kadastro Mahkemeleri
3402 sayılı kanunun 24. maddesi uyarınca kurulmuşlardır. Adı geçen kanunun 25. maddesine göre, “kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı aynî haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastro veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir”.
II. Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Ad*liye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 8. maddesine göre ceza mahkemeleri, sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşur.
1. Sulh Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 10. maddesine göre “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adlî para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adlî para cezalarına ve güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanması” sulh ceza mahkemelerinin görevi içindedir.
2. Asliye Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 11. maddesi uyarınca “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır”.
3. Ağır Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m, 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir”. 2005 yılında yürürlüğe giren 5271 sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nun(CMK) yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni CMK’nın 250. maddesinde geçen suçlara yönelik özel yetkili ağır ceza mahkemeleri görevlidir.
4. Özel Kanunlarla Kurulan Diğer Ceza Mahkemeleri
a) Devlet Güvenlik Mahkemeleri (mülga)
1983 yılında kabul edilen 2845 sayılı yasa ile kurulan bu mahkemeler 2004 yılında çıkarılan 5190 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda Değişiklik Yapılması ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kaldırılmasına Dair Kanun’la ilga edilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevi, 2845 sayılı yasanın 9’uncu maddesi ile 1991 yılında yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda sayılan suçlarla ilgili davalara bakmaktı. Bu görevler artık ağır ceza mahkemelerine devredilmiştir.
b) Çocuk Mahkemeleri
1979 yılında çıkarılan 2253 sayılı mülga Çocuk Mahkemeleri Yasası ile öngörülen ve ilk defa 1987 yılında Ankara’da kurulan çocuk mahkemelerinin yasal dayanağını artık 2005 yılında çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanunun 25. maddesine göre, “Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz”. Bu mahkemelerin görevleri de aynı kanunun 26. maddesinde belirlenmiştir: “Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar”. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından aynı zamanda çocuk ağır ceza mahkemeleri kurulmuştur.
B) İdari Yargı Mahkemeleri
İdari yargı mahkemeleri idari yargının konusunu oluşturan davaları görür. İdari yargının adli yargıdan en önemli farkı, uyuşmazlıkta en azından bir tarafın yetkisini kamu hukukundan alan devlet organlarından biri olmasıdır.
İlk derece idari yargı mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinden oluşur.
I. Bölge İdare Mahkemeleri
Genel idari yargı düzeninde ilk derece idare mahkemelerinin bir üstünde olan yüksek mahkeme olarak oluşturulmuştur. Türkiye'deki bölge idare mahkemeleri, yargı çevresindeki idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararları itiraz üzerine inceler ve kesin olarak hükme bağlar. Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlar ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirir.
II. İdare Mahkemeleri
Yasal dayanağını 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’dan alan idare mahkemelerinin görevleri aynı kanunun 5. maddesinde, idare mahkemeleri
“vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki,
İptal davalarını,
Tam yargı davalarını,
Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,
Diğer kanunlarla verilen işleri,
çözümler” şeklinde belirlenmiştir. Türkiye’de 31 ilde idare mahkemesi bulunmaktadır.
III. Vergi Mahkemeleri
Yasal dayanağı idare mahkemeleri ile aynı olan vergi mahkemelerinin görev alanına, 6. madde uyarınca,
"genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar,
(a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davalar,
diğer kanunlarla verilen işler" girmektedir. Türkiye’de 30 ilde vergi mahkemesi bulunmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde mevcut olan yargı teşkilatı,
A) Adli Yargı Mahkemeleri
B) İdari Yargı Mahkemeleri
olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bunların ilk derece mahkemeleri aşağıdaki gibidir:
A) Adli Yargı Mahkemeleri
Adli yargı mahkemeleri idari yargı mahkemelerinin görev ve yetkisinde olmayan davalar için sorumludur. Adli yargı mahkemeleri de kendi içlerinde
I. Hukuk Mahkemeleri
II. Ceza Mahkemeleri
biçiminde iki öbeğe bölünmektedir.
I. Hukuk Mahkemeleri
Alacak, mülkiyet, sözleşme ihlali, icra, iflas, boşanma, miras, v.b. gibi özel kişilerin kendi aralarında çekişmeli olduğu davalara bakar. Hukuk mahkemeleri şu bölümlere ayrılır:
1. Sulh Hukuk Mahkemeleri
Ana madde: Türkiye'deki sulh hukuk mahkemeleri
Her ilçede bulunan sulh mahkemelerinde tek hâkim görev yapar. Görevi kanunlarla belirlenmiş olup, istisnaidir. [[01/10/2011 tarihinde yürülüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu]]’nun 4. maddesinin ilk fıkrası uyarınca, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;
a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları, görürler.
2. Asliye Hukuk Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 6. maddesine göre Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Asliye hukuk mahkemeleri de tek hâkimlidir.
3. Özel Kanunlarla Kurulan Diğer Hukuk Mahkemeleri
a) Ticaret Mahkemeleri
Ticaret mahkemeleri yalnız ticari davalara bakar. Ticaret mahkemeleri, asliye hukuk mahkemelerinin daireleri durumundadır, dolayısıyla asliye ticaret mahkemeleri olarak da adlandırılırlar. Görevleri Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine gösterilmiştir. Ayrı bir ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemesi aynı zamanda ticaret mahkemesi sıfatıyla da görev yapar.
b) İş Mahkemeleri
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile kurulmuştur. Aynı kanunun ilk maddesine göre “işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevlidir”.
c) İcra Mahkemeleri
2004 yılında çıkarılan 5092 sayılı kanunla birlikte daha önceleri icra tetkik mercii olarak adlandırılan bu makamın adı icra mahkemesi olarak değiştirilmiştir. İcra mahkemesinin en önemli görevleri arasında icra dairelerinin gerçekleştirdiği işlemlere karşı yapılan şikâyetlerin incelenmesi, icra dairesine sunulan itirazların incelenmesi, mahcuz mala istihkak davasının görülmesi, icra ve iflas dairelerinin gözetimi ve denetimi yer alır.
d) Aile Mahkemeleri
4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun ile Türkiye Cumhuriyeti yargı teşkilatındaki yerini almıştır. Adı geçen kanunun 2. maddesine göre aile mahkemeleri Adalet Bakanlığı tarafından her ilde ve nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede tek hâkimli ve asliye hukuk mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur. Aynı yasanın 4. maddesine göre “Medeni Kanun’un 2.kitabı olan aile hukuku kapsamına giren ve medeni kanunun yürürlüğü hakkındaki yasaya göre aile hukukundan doğan davalar ile aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi yanında, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasada öngörülen tedbir kararlarını almak, ayrıca diğer yasaların verdiği görevleri yapmak” aile mahkemelerinin görevlerini oluşturmaktadır.
e) Kadastro Mahkemeleri
3402 sayılı kanunun 24. maddesi uyarınca kurulmuşlardır. Adı geçen kanunun 25. maddesine göre, “kadastro mahkemesi; taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı aynî haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastroya ve tapu sicilini ilgilendiren benzeri davalara ve özel kanunlarca kendisine verilen işlere bakar; Kadastro veya kadastro ile ilgili verasete ait uyuşmazlıkları çözümleyebileceği gibi, istek üzerine veraset belgesi de verebilir”.
II. Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Ad*liye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun'un 8. maddesine göre ceza mahkemeleri, sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleri ile özel kanunlarla kurulan diğer ceza mahkemelerinden oluşur.
1. Sulh Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 10. maddesine göre “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adlî para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adlî para cezalarına ve güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uygulanması” sulh ceza mahkemelerinin görevi içindedir.
2. Asliye Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 11. maddesi uyarınca “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, sulh ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere asliye ceza mahkemelerince bakılır”.
3. Ağır Ceza Mahkemeleri
5235 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince “kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan yağma (m. 148), irtikâp (m. 250/1 ve 2), resmi belgede sahtecilik (m, 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili dava ve işlere bakmakla ağır ceza mahkemeleri görevlidir”. 2005 yılında yürürlüğe giren 5271 sayılı Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nun(CMK) yürürlüğe girmesiyle birlikte yeni CMK’nın 250. maddesinde geçen suçlara yönelik özel yetkili ağır ceza mahkemeleri görevlidir.
4. Özel Kanunlarla Kurulan Diğer Ceza Mahkemeleri
a) Devlet Güvenlik Mahkemeleri (mülga)
1983 yılında kabul edilen 2845 sayılı yasa ile kurulan bu mahkemeler 2004 yılında çıkarılan 5190 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda Değişiklik Yapılması ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kaldırılmasına Dair Kanun’la ilga edilmiştir. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevi, 2845 sayılı yasanın 9’uncu maddesi ile 1991 yılında yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nda sayılan suçlarla ilgili davalara bakmaktı. Bu görevler artık ağır ceza mahkemelerine devredilmiştir.
b) Çocuk Mahkemeleri
1979 yılında çıkarılan 2253 sayılı mülga Çocuk Mahkemeleri Yasası ile öngörülen ve ilk defa 1987 yılında Ankara’da kurulan çocuk mahkemelerinin yasal dayanağını artık 2005 yılında çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu oluşturmaktadır. Bu kanunun 25. maddesine göre, “Çocuk mahkemesi, tek hâkimden oluşur. Bu mahkemeler her il merkezinde kurulur. Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz”. Bu mahkemelerin görevleri de aynı kanunun 26. maddesinde belirlenmiştir: “Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar”. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından aynı zamanda çocuk ağır ceza mahkemeleri kurulmuştur.
B) İdari Yargı Mahkemeleri
İdari yargı mahkemeleri idari yargının konusunu oluşturan davaları görür. İdari yargının adli yargıdan en önemli farkı, uyuşmazlıkta en azından bir tarafın yetkisini kamu hukukundan alan devlet organlarından biri olmasıdır.
İlk derece idari yargı mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinden oluşur.
I. Bölge İdare Mahkemeleri
Genel idari yargı düzeninde ilk derece idare mahkemelerinin bir üstünde olan yüksek mahkeme olarak oluşturulmuştur. Türkiye'deki bölge idare mahkemeleri, yargı çevresindeki idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararları itiraz üzerine inceler ve kesin olarak hükme bağlar. Yargı çevresindeki idare ve vergi mahkemeleri arasında çıkan görev ve yetki uyuşmazlıklarını kesin karara bağlar ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirir.
II. İdare Mahkemeleri
Yasal dayanağını 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’dan alan idare mahkemelerinin görevleri aynı kanunun 5. maddesinde, idare mahkemeleri
“vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki,
İptal davalarını,
Tam yargı davalarını,
Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları,
Diğer kanunlarla verilen işleri,
çözümler” şeklinde belirlenmiştir. Türkiye’de 31 ilde idare mahkemesi bulunmaktadır.
III. Vergi Mahkemeleri
Yasal dayanağı idare mahkemeleri ile aynı olan vergi mahkemelerinin görev alanına, 6. madde uyarınca,
"genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar,
(a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un uygulanmasına ilişkin davalar,
diğer kanunlarla verilen işler" girmektedir. Türkiye’de 30 ilde vergi mahkemesi bulunmaktadır.