TÜRK EDEBİYATINDA ROMANIN GELİŞİMİ
Türk edebiyatında önceki yüzyıllarda roman türüne benzer edebî eserler vardı. Bunlar: Halk Hikâyeleri, meddah hikâyeleri , dinî hikâyeler, destansı hikâyelerdir.
Tür olarak roman, edebiyatımızda, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat
la başlayan batılılaşma sürecinin bir parçası olarak Türk Edebiyatına girmiştir. Romanın tür olarak Türk Edebiyatında görülmesi, Fransızcadan Yusuf Kamil Paşanın yaptığı, Fenelonun Telemak adlı eserinin çevirisi Terceme-i Telemak ile olmuştur. Daha sonra adı bilinmeyen bir çevirmen Victor Hugonun ünlü romanı Sefilleri çevirmiştir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu Fransa ile yakın siyasi ve kültürel ilişkiler içinde olduğu için, özellikle Fransız romanının etkisi ön plana çıkmaktadır.Böylece bir süre Fransız romanlarının çeviri ve uyarlamaları okunmuş ve benzer örneklerin yazılması için zemin hazırlanmıştır. Özellikle 1860-1880 yılları arası yoğun bir şekilde çevirilerin yapıldığı bir dönem olmuştur.
İlk Türk romanı Şemseddin Saminin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir (1872). Osmanlı yazarları tarafından yazılan ilk romanlar, genellikle oldukça zayıftır. Bunda romanın tür olarak batıdan alınmasının büyük payı vardır.Türk yazarlar, özellikle karakter yaratmak konusunda yüzeysel kalmışlar ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmışlardır. İlk yazılan romanlar, kimi zaman nerdeyse birebir olacak şekilde, batılı örneklerin taklitleri olarak görülebilir. Bu ilk dönem yazarları daha çok Fransız Romantizm akımını örnek almışlardır. Bu nedenle dönemin romanlarında daha çok romantik aşklar ve yanlış batılılaşma ana tema olarak ön plana çıkmaktadır.
Dönemin bazı önemli romanları şunlardır: Recaizade Mahmud Ekremin Araba Sevdası (1896), Namık Kemal
ın İntibah (1878) ve Ahmet Mithat Efendi
nin Felatun Bey
le Rakım Efendi
si (1875).
Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde ilk usta romanlar ve usta yazarlar kendilerini gösterdi. "Sanat sanat içindir" tezini savunan bu yazarlar aşk ve acıma gibi konuları işledi. Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısı sayılır. Uşaklıgil
in Aşk-ı Memnu (1925) adlı romanı günümüzde de en başarılı Türk romanlarından biri olarak kabul edilir.
1910dan sonra milli duyguların ağır basmasıyla birlikte "Genç Kalemler" dergisi çevresinde Türkçülük akımı gelişti. Milli romanların yazılması bu dönemde başladı. Halide Edip Adıvarın Vurun Kahpeye, Reşat Nuri Güntekinin Çalıkuşu romanları bu dönemin örneklerindendir.
Cumhuriyet döneminin ilk romanları ulusçuluk akımını oluşturmuştur. Çoğunlukla Kurtuluş Savaşı
nı konu edinen romanları bu ilk örnekleri ise, ulusal modernleşme hareketinin etkisiyle, "köy romanı" takip etmiştir. 1960 sonrasında ise toplumcu romanlar yazılmaya başlanmıştır.
Türk edebiyatında önceki yüzyıllarda roman türüne benzer edebî eserler vardı. Bunlar: Halk Hikâyeleri, meddah hikâyeleri , dinî hikâyeler, destansı hikâyelerdir.
Tür olarak roman, edebiyatımızda, 19. yüzyılda ortaya çıkan bir yazım türüdür. Roman, Tanzimat
İlk Türk romanı Şemseddin Saminin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı eseridir (1872). Osmanlı yazarları tarafından yazılan ilk romanlar, genellikle oldukça zayıftır. Bunda romanın tür olarak batıdan alınmasının büyük payı vardır.Türk yazarlar, özellikle karakter yaratmak konusunda yüzeysel kalmışlar ve karikatüre benzeyen tipler ortaya çıkarmışlardır. İlk yazılan romanlar, kimi zaman nerdeyse birebir olacak şekilde, batılı örneklerin taklitleri olarak görülebilir. Bu ilk dönem yazarları daha çok Fransız Romantizm akımını örnek almışlardır. Bu nedenle dönemin romanlarında daha çok romantik aşklar ve yanlış batılılaşma ana tema olarak ön plana çıkmaktadır.
Dönemin bazı önemli romanları şunlardır: Recaizade Mahmud Ekremin Araba Sevdası (1896), Namık Kemal
Servet-i Fünun Edebiyatı döneminde ilk usta romanlar ve usta yazarlar kendilerini gösterdi. "Sanat sanat içindir" tezini savunan bu yazarlar aşk ve acıma gibi konuları işledi. Halit Ziya Uşaklıgil bu dönemin en önemli romancısı sayılır. Uşaklıgil
1910dan sonra milli duyguların ağır basmasıyla birlikte "Genç Kalemler" dergisi çevresinde Türkçülük akımı gelişti. Milli romanların yazılması bu dönemde başladı. Halide Edip Adıvarın Vurun Kahpeye, Reşat Nuri Güntekinin Çalıkuşu romanları bu dönemin örneklerindendir.
Cumhuriyet döneminin ilk romanları ulusçuluk akımını oluşturmuştur. Çoğunlukla Kurtuluş Savaşı