Radikal'in ulaştığı Başbakanlık ve Kültür Bakanlığı'nın Devlet Tiyatroları'yla ilgili iki ayrı yasa taslağı tiyatro dünyasına 'bomba' gibi düştü. Tiyatroculara sorduk; "Gözümden yaş geldi" diyen de var, "Bu rant kavgasıdır" diyen de...
Gündemi Radikal belirledi
Radikal in Devlet Tiyatrolarının kapatılmasıyla ilgili Başbakanlık ve Kültür Bakanlığı tarafından yürütülen iki ayrı yasa taslağına ilişkin dün manşetten yayımladığı Perde böyle kapanacak başlıklı haber, sosyal medyanın gündeminde ilk sıralarda yer aldı. Ömer Erbil imzalı haber sabah saatlerinden itibaren sosyal paylaşım sitesi twitter da en çok konuşulan konu oldu. Haber siteleri de Radikalin özel haberine kayıtsız kalmadı. Onlarca haber sitesi habere manşetleri arasında yer verdi.
Tiyatroyu bitirmek demek
Şahin Ergüney (Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği Başkanı): Devlet Tiyatroları devam edecek, çünkü kapatılması çok büyük sıkıntı getirir. 70 yıllık bir kurumun kapatılması Türkiyede tiyatroyu bitirmek anlamına gelir. Türkiye de bunu kimse kabul etmez. DTnin kapatılması Hakkâriye, Vana, Çankırıya Edirneye tiyatroyu götürmemek demektir. DT, yıpranmış bir yapıdır ama yıpranmış yapıyı onarmak gerekir, kapatmak bir çözüm değildir. DT, devletin bir kamu hizmetidir.
Çok canım yanıyor, çok
Veda Yurtsever (DT sanatçısı): Ben hem bir bölge tiyatrosu oyuncusuyum hem de bir bölge tiyatrosu çocuğuyum. Bingölde doğdum, Diyarbakır da oyun oynadım. Başbakana yazdığım mektupta da çok net ifade ettim: DT, Anadolu çocuklarının sanat rehberidir. Çocukların sanatçıyı paparazzilerden öğrenmesini istiyorsa hükümet buyursun yapsın bu katliamı. Tarih bunu da yargılar. Bölge çocuğuyum, bölge oyuncusuyum, çok canım yanıyor, çok...
Bunu hiçbir devlet yapmaz
Tamer Levent (TOBAV Başkanı): Ben bu taslağı, yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan, uygulanabilirliği olmayan bir öneri olarak görüyorum. Bugün Radikalde çıkan haberde, Devlet Tiyatroları kaldırılıyor şeklinde bir cümle okudum. Bu cümle, bir ülkenin ulusal tiyatrosunun yok edilmesi anlamına geliyor. Bunu hiçbir devlet yapmaz. Nitekim hiçbir yerde de yapılmadı. Ancak ulusal tiyatrolarda kadrolu çalışanlar sözleşmeli statüsüne döndürüldü. Ben şahsen sosyal diyalogdan yanayım. Ancak, haberin sonunda Sayın Refik Erduranın konuya objektif yaklaşmadığını gösteren sözleri var. Oysa kurum içerisinde, bu konularda çok ciddi çalışmalar yapıldı.
Bu bir suikast
Hakan Meriçliler (DT oyuncusu): Böyle bir company bir daha oluşturulamayacak. Bu yol konusunda hiç kimsenin bir fikri olduğunu zannetmiyorum. Bu kurum, kâr amaçlı değildi. Toplum için, halk için olan bir kurumdu. Fakat punduna getirilip ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bunu bir suikast olarak değerlendiriyorum. Hiçbir zaman unutulmayacak bir acı verdiler bize. 1949da kurulmuş, kar, kış demeden her an çalışan, çok dinamik bir kurumu bombalamak neye sığar? Hangi zihniyet bunu yapıyorsa, bu tamamiyle bu topluma atılmış bir darbedir. Ama illa ki bir şey olacak ve bu böyle kalmayacak.
Rant kavgası
Nedim Saban (Tiyatrokare): Amaç sanatı susturmak, sanatçıyı sindirmek! Türkiyede bu kadar KİT varken konu tiyatroya mı kaldı? Bunu Başbakanın tiyatroculara öfkesi olarak görenler var, ben ise rant kavgası olarak değerlendiriyorum. Ankarada Küçük Tiyatrodan Operaya kadar bir alanın kentsel dönüşüm projesine dahil edilmek istenmesi iddiaları var. Aynı mesele Taksim için de geçerli Koskoca bir kurum, 60 sahneyle yılda 50 milyon dolar bütçe açığı vermiş, çok mu? Yüzde 0.4 kültür bütçemiz var, dünyanın en geri kalmış ülkelerinden bile düşük. Halkın parası talan ediliyormuş gibi bir hava vermek çok yakışıksız! Öte yandan Kültür Bakanlığının tasarısı daha mantıklı. Sanatçılara danışılıp, revize edilirse, bu yasa tasarısı üzerinde tartışılabilir. Başbakanlıkın tasarısı üzerineyse konuşacak hiçbir şey yok.
Gözümden yaşlar indi
Ayşenil Şamlıoğlu (İŞT eski genel sanat yönetmeni): Her tiyatro sanatçısı gibi böyle bir kararı Türkiye tarihindeki en acı gün olarak görüyorum. Duyduğum an, gözümden yaşlar inmeye başladı. Hâlâ daha net olarak sonuçlanmamış olduğunu biliyorum, bunun gerçekleşmemesini diliyorum. Tiyatro kapatan tek ülke olmak şerefine nail oluruz ki bu da bizim için ağır bir leke olur. Diğer bütün ülkelerde sanatın devlet tarafından nasıl desteklendiği net olarak ortada. Realite bu kadar açıkken böyle bir adım atılmamalı.
DT, amiral gemisidir
Yücel Erten (tiyatro yönetmeni): Görünen o ki Cumhuriyetin en değerli sanat kurumu DTye son verilmek isteniyor. DT Türkiye de sanat kurumlarının amiral gemisidir. Bir süre sonra opera, bale gibi bütün sanata yayılacağını kestirmek zor değil. Uygar devlet sanata destek verir.
Sanatı kimse eritemedi
Bülent Emin Yarar (DT sanatçısı): Sevgi bitmediği sürece devam eder. Sanattan korkuyorlarsa korkunun ecele faydası yok. Bugüne kadar hiçbir güç sanatı eritemedi, tıpkı sevgiyi eritemediği gibi. Biraz daha sembolize edecek olursak, yeryüzünde iki canlı kalana kadar tiyatro devam edecek. Her şeyin hoşgörüyle gerçekleşmesi, bir sorun varsa sevgiyle onarmak gerekiyor.
Radikal bir öneri
Oyun Atölyesi: Basına yansıyan Kültür Bakanlığının önerisi DTde reformu içeriyor. Halihazırdaki işleyişin reformu anlamına gelen bu seçeneğin DTye olumlu katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Başbakanlıkın önerisi ise radikal bir öneri. Bu öneri hakkında görüş bildirebilmek için önerinin ayrıntılarının bilinmesi gerekir. Özellikle de proje kurulunun kimlerden oluşacağı ve nasıl işleyeceği, destek verilecek projelerin belirlenme ölçütleri...
Demek ki erken değilmiş
Işıl Kasapoğlu (tiyatro yönetmeni): Ülkemizde değişimler gelişmiş ülkelere oranla 20, 40 yıl sonra gerçekleştirilebiliyor. Çok önce Tiyatroyu batırmak için iktidarlara ihtiyacımız yok, biz kendi kendimize batırabiliriz diye yazı yazmıştım. Meslek olmasını beceremeyen mesleğimizde Başbakanlıkın ve Kültür Bakanlığının getirdiğine benzer öneriler yıllardır tartışılır. Bu önerilere önce meslektaşlarımız karşı çıktılar. Burası Türkiye, henüz çok erken diyerek. Demek ki erken değilmiş...
Biz yolumuza devam ederiz
Cengiz Bozkurt (oyuncu): Bugünkü yapıyı savunmak maalesef mümkün değil. Haluk Abinin (Bilginer) açıklamalarına yüzde 100 imza atıyorum. Tiyatro özerk olmalı, devlet bizim verdiğimiz vergilerle, fonlar ve kurumlar aracılığıyla kültür sanat hayatına müdahale etmeden destek olmalı. Büyük hezeyanlara kapılmanın hiç âlemi yok, her altüst oluş yeni dinamikleri içinde barındırır. Büyük, küçük yeni kumpanyalar kurar, yolumuza devam ederiz. En ciddi kayıp, maalesef bölge tiyatrolarında yaşanacak.
Günay: İkinci bir çalışma yok
Antalyada bulunan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay , Devlet Tiyatrolarıyla ilgili kendilerinin bir yasa taslağı hazırladığını, Başbakanlık tarafından hazırlanan ikinci bir taslağın olmadığını söyledi. Bir gazetecinin Radikalde çıkan haber hakkında görüşünü sorması üzerine Günay, Bazı gazetelerde yer alan ikinci bir çalışma yapıldığıyla ilgili haberlerin aslı yok karşılığını verdi.
Nabi Avcı: Taslak hazırlığı içinde değilim
AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Radikal in haberi üzerine bir açıklama yaparak Başbakanlıkta kendi başkanlığında Devlet Tiyatrolarının kapatılmasıyla ilgili bir yasa taslağı hazırlığı içinde olmadığını belirtti. Avcının açıklaması şöyle: Devlet Tiyatrolarının statüsüyle ilgili olarak, Başbakanlıkta, benim başkanlığımda, Kültür Bakanlığının hazırladığı yasa taslağına taban tabana zıt bir yasa taslağı hazırlandığı iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır. Başbakanlıkın ve Kültür Bakanlığının kendi bürokrasisiyle yürüttüğü çalışmalar, hükümet tarafından benimsenip bir tasarıya dönüştüğünde Meclise sevk edilir ve ilgili komisyon olarak da bize havale edilirse, o aşamada biz de gerekli değerlendirmeyi en iyi şekilde yaparız. Dolayısıyla, aynı haberde yer alan, Bir yasa taslağı hazırlığına esas teşkil etmek üzere Uluslararası Tiyatro Festivalleri Enstitüsü Başkanı Refik Erduranı arayarak fikirlerini aldığım iddiası da doğru değildir. Erduranın kendi talebi üzerine gerçekleşen bir kahve sohbetinin, yasa taslağı hazırlığına ilişkin formel bir görüşme gibi değerlendirilmesi yanlıştır.
Gündemi Radikal belirledi
Radikal in Devlet Tiyatrolarının kapatılmasıyla ilgili Başbakanlık ve Kültür Bakanlığı tarafından yürütülen iki ayrı yasa taslağına ilişkin dün manşetten yayımladığı Perde böyle kapanacak başlıklı haber, sosyal medyanın gündeminde ilk sıralarda yer aldı. Ömer Erbil imzalı haber sabah saatlerinden itibaren sosyal paylaşım sitesi twitter da en çok konuşulan konu oldu. Haber siteleri de Radikalin özel haberine kayıtsız kalmadı. Onlarca haber sitesi habere manşetleri arasında yer verdi.
Tiyatroyu bitirmek demek
Şahin Ergüney (Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği Başkanı): Devlet Tiyatroları devam edecek, çünkü kapatılması çok büyük sıkıntı getirir. 70 yıllık bir kurumun kapatılması Türkiyede tiyatroyu bitirmek anlamına gelir. Türkiye de bunu kimse kabul etmez. DTnin kapatılması Hakkâriye, Vana, Çankırıya Edirneye tiyatroyu götürmemek demektir. DT, yıpranmış bir yapıdır ama yıpranmış yapıyı onarmak gerekir, kapatmak bir çözüm değildir. DT, devletin bir kamu hizmetidir.
Çok canım yanıyor, çok
Veda Yurtsever (DT sanatçısı): Ben hem bir bölge tiyatrosu oyuncusuyum hem de bir bölge tiyatrosu çocuğuyum. Bingölde doğdum, Diyarbakır da oyun oynadım. Başbakana yazdığım mektupta da çok net ifade ettim: DT, Anadolu çocuklarının sanat rehberidir. Çocukların sanatçıyı paparazzilerden öğrenmesini istiyorsa hükümet buyursun yapsın bu katliamı. Tarih bunu da yargılar. Bölge çocuğuyum, bölge oyuncusuyum, çok canım yanıyor, çok...
Bunu hiçbir devlet yapmaz
Tamer Levent (TOBAV Başkanı): Ben bu taslağı, yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan, uygulanabilirliği olmayan bir öneri olarak görüyorum. Bugün Radikalde çıkan haberde, Devlet Tiyatroları kaldırılıyor şeklinde bir cümle okudum. Bu cümle, bir ülkenin ulusal tiyatrosunun yok edilmesi anlamına geliyor. Bunu hiçbir devlet yapmaz. Nitekim hiçbir yerde de yapılmadı. Ancak ulusal tiyatrolarda kadrolu çalışanlar sözleşmeli statüsüne döndürüldü. Ben şahsen sosyal diyalogdan yanayım. Ancak, haberin sonunda Sayın Refik Erduranın konuya objektif yaklaşmadığını gösteren sözleri var. Oysa kurum içerisinde, bu konularda çok ciddi çalışmalar yapıldı.
Bu bir suikast
Hakan Meriçliler (DT oyuncusu): Böyle bir company bir daha oluşturulamayacak. Bu yol konusunda hiç kimsenin bir fikri olduğunu zannetmiyorum. Bu kurum, kâr amaçlı değildi. Toplum için, halk için olan bir kurumdu. Fakat punduna getirilip ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bunu bir suikast olarak değerlendiriyorum. Hiçbir zaman unutulmayacak bir acı verdiler bize. 1949da kurulmuş, kar, kış demeden her an çalışan, çok dinamik bir kurumu bombalamak neye sığar? Hangi zihniyet bunu yapıyorsa, bu tamamiyle bu topluma atılmış bir darbedir. Ama illa ki bir şey olacak ve bu böyle kalmayacak.
Rant kavgası
Nedim Saban (Tiyatrokare): Amaç sanatı susturmak, sanatçıyı sindirmek! Türkiyede bu kadar KİT varken konu tiyatroya mı kaldı? Bunu Başbakanın tiyatroculara öfkesi olarak görenler var, ben ise rant kavgası olarak değerlendiriyorum. Ankarada Küçük Tiyatrodan Operaya kadar bir alanın kentsel dönüşüm projesine dahil edilmek istenmesi iddiaları var. Aynı mesele Taksim için de geçerli Koskoca bir kurum, 60 sahneyle yılda 50 milyon dolar bütçe açığı vermiş, çok mu? Yüzde 0.4 kültür bütçemiz var, dünyanın en geri kalmış ülkelerinden bile düşük. Halkın parası talan ediliyormuş gibi bir hava vermek çok yakışıksız! Öte yandan Kültür Bakanlığının tasarısı daha mantıklı. Sanatçılara danışılıp, revize edilirse, bu yasa tasarısı üzerinde tartışılabilir. Başbakanlıkın tasarısı üzerineyse konuşacak hiçbir şey yok.
Gözümden yaşlar indi
Ayşenil Şamlıoğlu (İŞT eski genel sanat yönetmeni): Her tiyatro sanatçısı gibi böyle bir kararı Türkiye tarihindeki en acı gün olarak görüyorum. Duyduğum an, gözümden yaşlar inmeye başladı. Hâlâ daha net olarak sonuçlanmamış olduğunu biliyorum, bunun gerçekleşmemesini diliyorum. Tiyatro kapatan tek ülke olmak şerefine nail oluruz ki bu da bizim için ağır bir leke olur. Diğer bütün ülkelerde sanatın devlet tarafından nasıl desteklendiği net olarak ortada. Realite bu kadar açıkken böyle bir adım atılmamalı.
DT, amiral gemisidir
Yücel Erten (tiyatro yönetmeni): Görünen o ki Cumhuriyetin en değerli sanat kurumu DTye son verilmek isteniyor. DT Türkiye de sanat kurumlarının amiral gemisidir. Bir süre sonra opera, bale gibi bütün sanata yayılacağını kestirmek zor değil. Uygar devlet sanata destek verir.
Sanatı kimse eritemedi
Bülent Emin Yarar (DT sanatçısı): Sevgi bitmediği sürece devam eder. Sanattan korkuyorlarsa korkunun ecele faydası yok. Bugüne kadar hiçbir güç sanatı eritemedi, tıpkı sevgiyi eritemediği gibi. Biraz daha sembolize edecek olursak, yeryüzünde iki canlı kalana kadar tiyatro devam edecek. Her şeyin hoşgörüyle gerçekleşmesi, bir sorun varsa sevgiyle onarmak gerekiyor.
Radikal bir öneri
Oyun Atölyesi: Basına yansıyan Kültür Bakanlığının önerisi DTde reformu içeriyor. Halihazırdaki işleyişin reformu anlamına gelen bu seçeneğin DTye olumlu katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Başbakanlıkın önerisi ise radikal bir öneri. Bu öneri hakkında görüş bildirebilmek için önerinin ayrıntılarının bilinmesi gerekir. Özellikle de proje kurulunun kimlerden oluşacağı ve nasıl işleyeceği, destek verilecek projelerin belirlenme ölçütleri...
Demek ki erken değilmiş
Işıl Kasapoğlu (tiyatro yönetmeni): Ülkemizde değişimler gelişmiş ülkelere oranla 20, 40 yıl sonra gerçekleştirilebiliyor. Çok önce Tiyatroyu batırmak için iktidarlara ihtiyacımız yok, biz kendi kendimize batırabiliriz diye yazı yazmıştım. Meslek olmasını beceremeyen mesleğimizde Başbakanlıkın ve Kültür Bakanlığının getirdiğine benzer öneriler yıllardır tartışılır. Bu önerilere önce meslektaşlarımız karşı çıktılar. Burası Türkiye, henüz çok erken diyerek. Demek ki erken değilmiş...
Biz yolumuza devam ederiz
Cengiz Bozkurt (oyuncu): Bugünkü yapıyı savunmak maalesef mümkün değil. Haluk Abinin (Bilginer) açıklamalarına yüzde 100 imza atıyorum. Tiyatro özerk olmalı, devlet bizim verdiğimiz vergilerle, fonlar ve kurumlar aracılığıyla kültür sanat hayatına müdahale etmeden destek olmalı. Büyük hezeyanlara kapılmanın hiç âlemi yok, her altüst oluş yeni dinamikleri içinde barındırır. Büyük, küçük yeni kumpanyalar kurar, yolumuza devam ederiz. En ciddi kayıp, maalesef bölge tiyatrolarında yaşanacak.
Günay: İkinci bir çalışma yok
Antalyada bulunan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay , Devlet Tiyatrolarıyla ilgili kendilerinin bir yasa taslağı hazırladığını, Başbakanlık tarafından hazırlanan ikinci bir taslağın olmadığını söyledi. Bir gazetecinin Radikalde çıkan haber hakkında görüşünü sorması üzerine Günay, Bazı gazetelerde yer alan ikinci bir çalışma yapıldığıyla ilgili haberlerin aslı yok karşılığını verdi.
Nabi Avcı: Taslak hazırlığı içinde değilim
AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Radikal in haberi üzerine bir açıklama yaparak Başbakanlıkta kendi başkanlığında Devlet Tiyatrolarının kapatılmasıyla ilgili bir yasa taslağı hazırlığı içinde olmadığını belirtti. Avcının açıklaması şöyle: Devlet Tiyatrolarının statüsüyle ilgili olarak, Başbakanlıkta, benim başkanlığımda, Kültür Bakanlığının hazırladığı yasa taslağına taban tabana zıt bir yasa taslağı hazırlandığı iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır. Başbakanlıkın ve Kültür Bakanlığının kendi bürokrasisiyle yürüttüğü çalışmalar, hükümet tarafından benimsenip bir tasarıya dönüştüğünde Meclise sevk edilir ve ilgili komisyon olarak da bize havale edilirse, o aşamada biz de gerekli değerlendirmeyi en iyi şekilde yaparız. Dolayısıyla, aynı haberde yer alan, Bir yasa taslağı hazırlığına esas teşkil etmek üzere Uluslararası Tiyatro Festivalleri Enstitüsü Başkanı Refik Erduranı arayarak fikirlerini aldığım iddiası da doğru değildir. Erduranın kendi talebi üzerine gerçekleşen bir kahve sohbetinin, yasa taslağı hazırlığına ilişkin formel bir görüşme gibi değerlendirilmesi yanlıştır.