• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

The Dark Knight (Kara Şövalye) Hakkında 20 İnanılmaz Detay

DarkWoman

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 Kas 2019
Konular
5,318
Mesajlar
11,488
MFC Puanı
66,370
The Dark Knight ya da Türkçe adıyla Kara Şövalye, ünlü yönetmen Christopher Nolan'ın ustalık eserlerinden birisi. Toplamda 3 filmden oluşan Batman serisi, uzun yıllar önce son buldu. Ancak bu destansı maceranın Marvel filmlerini aratmayan detayları vardı.

Christopher Nolan’ın yönetmenlik koltuğuna geçtiği Batman üçlemesi genel anlamda çok başarılıydı. İkinci filmden itibaren Kara Şövalye (The Dark Knight) adını alan karakterle 1 film daha gördük. Her ne kadar üzerinden yıllar geçse de seri hâlâ tazeliğini koruyor.

Böylesine başarılı ve kültleşmiş bir film serisi, doğal olarak derinine inildiği zaman karşılaşılan şahane detaylar barındırıyor. Bahsettiğimiz detaylar arasında filmin genel olarak ne kadar yenilikçi bir duruş sergilediğinden tutun karakterlerin yaratılış aşamalarına kadar birçok farklı unsur var. Dilerseniz başlayalım.

The Dark Knight (Kara Şövalye) hakkında 20 inanılmaz detay:

IMAX için çekilmiş ilk büyük çaplı filmdi:

the dark knight imax



Şimdilerde her geçen gün IMAX teknolojisine uygun olarak çekilen büyük çaplı filmlere bir yenisi ekleniyor. 2008’de ise durum böyle değildi. Hatta o zamanlar, IMAX teknolojisiyle yayınlanan filmler bile özellikle IMAX formatına uygun olması için çekilmiyordu.

Christopher Nolan, IMAX’in adeta bir hayranı olduğu için filme ayrılan bütçenin bir kısmını kullanarak bazı sahneleri IMAX kameralarıyla çekti. Açılış sahnesi olan banka soygunu dahil toplamda dört sahne IMAX kameralarıyla çekildi. Şimdilerde IMAX teknolojisi görsel efektlerden oluşan süper kahramanlara harcanıyor.


Serinin ilk filmi Batman Begins ile The Dark Knight’ın senaristleri farklı:

jonathan nolan


Christopher Nolan’ın yönettiği filmlerin senaryolarını kardeşi Jonathan Nolan’a emanet etmesi artık alışılmış bir durum hâline geldi. Ancak Batman Begins filminde bu geleneğe uyulmayıp David S. Goyer ile çalışıldığını görüyoruz. Sebebini bilmesek de Warner Bros.’un parmağı olduğunu tahmin etmek çok da zor değil.

Sıra The Dark Knight’a geldiği zaman ise Jonathan Nolan ismini senarist koltuğunda görüyoruz. David S. Goyer ismi bu filmin senarist ekibinde yer alıyor olsa da asıl sorumluluk Jonathan Nolan’daydı. Bu arada David S. Goyer, Batman v Superman filminin de senaristliğini üstlendi.


Reklam kampanyaları bile filmin içinde hissetmenize yeterdi:

the dark knight dolar


2008 yılı, internet üzerinden reklam kampanyası yürütmenin bugünkü kadar yaygın olduğu bir zaman değildi. The Dark Knight zamanının ötesinde bir reklam kampanyası yürüttü.

Filmin çıkışından önceki on beş ay boyunca Warner Bros. internet üzerinde filmin broşürlerini yayınladı, Gotham Cable News için bir internet sitesi oluşturdu ve hatta üzerinde Joker makyajı çizili dolar banknotlarıdağıtmaya başladı.


Filmin ilham aldığı üç farklı çizgi roman serisi var:

batman çizgi film


Christopher Nolan’ın yarattığı Batman evreni ilk bakışta çizgi romanlardan çok uzak bir çizgide seyrediyor. Ancak her çizgi roman uyarlaması filmde olduğu gibi The Dark Knight’ın yapım aşamasında da esinlenilen çizgi romanlar var.

Esinlenilen çizgi romanlar arasında Joker’in geçmişine odaklanan “The Killing Joke”, Batman ve Gordon ilişkisini anlatan “Batman: Year One” ve Harvey Dent’in Two-Face'e dönüşmesini konu alan “Batman: The Long Halloween” yer alıyor.

Warner Bros. yeni Joker’i başta beğenmemişti:

joker



Christopher Nolan tarafından çekilen üçlemede çoğu karakter gibi Joker de kendine has bir karaktere sahipti. Daha önce görülmemiş bir karakter yapısı çizen bu Joker, en başta Warner Bros. tarafından anlaşılamadı. Stüdyo bu şekilde bir karakter yaratılmasına sıcak bakmadı. Ancak Nolan, fikrinin arkasında durarak gelmiş geçmiş en sağlam kötü karakterlerden birini sinemaya kazandırdı.

Heath Ledger’ın Joker rolünü alması o dönem şaşırtıcı bir durumdu:

heath ledger




Heath Ledger bugün geriye bakıldığı zaman Joker’in hakkını vermeyi en iyi şekilde başaran aktörler arasında yerini koruyor. Fakat Heath Ledger ismi ilk açıklandığı zaman insanlar böyle bir seçim yapılmasına şaşırmıştı. Çünkü Michael Caine, Christian Bale ve Morgan Freeman gibi büyük aktörlerin yer aldığı bir yapımda, o zamanlar başarılı olsa da bugünkü ününden uzak olan Heath Ledger, marjinal bir seçimdi.

Filmin çıkmasıyla birlikte Heath Ledger hakkındaki şüphelerin yersiz olduğu ortaya çıktı. Heath Ledger, uzun seneler geçtikten sonra bile insanların hayranlıkla hatırladığı bir performans ortaya koydu. Christopher Nolan’ın Heath Ledger ısrarı, The Dark Knight’ı bugün olduğu yere taşıyan en önemli faktörlerden biri.


Heath Ledger, Joker’i oynarken ciddi anlamda eğleniyordu:

the dark knight joker


Bir insanın işini iyi yapabilmesi için sevdiği, yaparken eğlendiği bir iş icra etmesi gerektiği söylenir. Heath Ledger’ın Joker’i bu kadar iyi canlandırmış olmasının arkasındaysa sıradan bir eğlenceden çok daha fazlası var. Aktör, bunu kendi açıkladı. Ledger’ın kendi söylediklerine göre Joker en severek canlandırdığı karakterdi.


Joker’in kendini çektiği sahnelerin yönetmeni Heath Ledger’dı:




The Dark Knight’ta Jokerin bir el kamerasıyla kendini çektiği iki sahne bulunuyor. Bu sahneler Heath Ledger tarafından özellikle amatörce görünecek şekilde yönetildi. Christopher Nolan her ne kadar gözetmenlik yapmış olsa da çekim tarzı, açılar ve ışıklar tamamıyla Heath Ledger’ın tercihine bırakıldı.


Joker’in müziği "Why So Serious" yalnızca iki notadan oluşuyor:




Christopher Nolan’ın Batman üçlemesiyle ilgili muazzam detaylardan biri de müziklerin Hans Zimmer tarafından bestelenmiş olması. Nolan dahil olmak üzere, Hollywood’daki çoğu yönetmenin ve hatta bazı video oyunu geliştiricilerinin, konu müzik olduğu zaman aklına gelen ilk isim Hans Zimmer’dır. Kısacası kendisi yaşayan müzisyenler arasında ayrı bir yere sahip.

Buna rağmen filmde duyduğumuz Why So Serious bestesinde yalnızca iki nota kullanılıyor olması tamamıyla Hans Zimmer’ın Joker’e bakış açısıyla ilgili. Hans Zimmer, Joker gibi karmaşık, anlaması güç bir karaktere teknik anlamda basit bir beste yazarak bir ironi oluşturuyor.


Eskiden Joker’i canlandıran Cesar Romero’nun stiline göndermeler var:

cesar romero


Cesar Romero, geçmişte Joker’i canlandıran sayısız aktörden biri. Christopher Nolan da Romero’ya bir saygı duruşu olarak filmin içine bazı göndermeler yerleştirdi. Filmdeki banka soygunu sahnesinde Joker’in taktığı maske, Batman’in 1966 yılında başlayan televizyon dizisinde Cesar Romero’nun Joker’i canlandırırken kullandığı bir maskeye oldukça benziyor.

Joker’in “kalem kaybetme” sahnesinde görsel efekt kullanılmadı:



Joker, The Dark Knight’ın bir sahnesinde palyaço olmasının gerekliliklerinden birini yerine getirerek bir kalemin ortadan kaybolmasını sağlıyordu. Tabii ki sihirbazlık gösterisini de kendi usulünce gerçekleştiren Joker, kalemi bir karakterin kafasına saplayarak yok ediyordu. İşte o sahnede tamamıyla doğal yöntemler kullanıldı.

Söz konusu kalem, saplanma esnasında kadrajda yer almıyor. Ancak sahne bir bütün hâlinde çekildiği için kalemin hâlâ o masa üzerinde olduğundan eminiz. Joker’in sihirbazlık gösterisinde “asistanı” olarak kullandığı karakteri canlandıran aktör, kafası masaya vurulurken elleriyle kalemi masadan hızlı bir şekilde alıyor. Tabii öncesinde yavaşlatılmış bir şekilde prova yapılıyor.


Heath Ledger’ın Joker performansı Michael Caine’e bile repliğini unutturmuştu:

michael caine



Heath Ledger’ın Joker performansıyla ilgili çok fazla madde var biliyoruz. Ancak The Dark Knight deyince hangimizin aklına ilk Joker gelmiyor ki? İşte Heath Ledger’ın performansının filme bu kadar büyük bir etkisi var. Bunu yalnızca biz değil, filmin kadrosundaki usta aktör Michael Caine de söylüyor.
Caine’in söylediğine göre, Heath Ledger’ın performansı o kadar iyiydi ki bazen gerçekten korkutucu bir hâl alabiliyordu. Batman’in uşağı Alfred’i canlandıran aktör, bir keresinde deneme çekimleri sırasında Joker’i gördüğü zaman repliğini unuttuğunu belirtiyor.


Joker’in ikonikleşen dudağını yalama hareketi rolünün bir parçası değildi:

the dark knight makyajsız joker



Muhtemelen siz de fark etmişsinizdir, Joker film boyunca konuşurken düzenli aralıklarla dudağını yalıyor. Bu hareket, Heath Ledger Joker’inin hiçbir şeyi ciddiye almayan karakterine o kadar iyi oturuyor ki karakterle bir alakası olmadığına inanmak çok güç.

Heath Ledger’ın bu hareketi yapmasının arkasındaki sebep, Joker makyajı için gerekli olan protezlerin çok çabuk kuruyor oluşuydu. Protezler kurudukça çatlıyor, makyajın bozulmasına sebep oluyordu. Heath Ledger da çareyi düzenli aralıklarla protezleri yalamakta buldu.


Joker’in kişiliği 1933 yılında çıkan bir Alman filminden esinlenildi:

doctor mabuse


Joker karakterinin hem çok iyi bir senarist tarafından yazıldığı hem de çok iyi bir aktör tarafından canlandırıldığı konusunda bütün dünya hemfikir. Çoğu insanın bilmediği şey ise Christopher Nolan'ın, karakteri yazan Jonathan Nolan'ı bir film izlemekle görevlendirmiş olması.

1933 yapımı bir Alman filmi olan “The Testament of Dr. Mabuse”, The Dark Knight filmindeki Joker karakterinin oluşmasında büyük bir rol oynamış. Dr. Mabuse’un nasıl bir karakter olduğunu söyleyince iki karakter arasındaki ilişkiyi siz de göreceksiniz. Dr. Mabuse, bir akıl hastanesinden kaçarak gittiği her yerde kaosa sebep olan bir karakter. Tanıdık geldi mi? :)


Filmde Heath Ledger’ın kızına yapılan bir gönderme var:


Joker filmin bir noktasında hemşire kılığına girerek bir hastaneye sızıyor. İşte bu sekansta Joker’in giydiği hemşire kıyafetinin yaka kısmında bulunan isim etiketinde “Matilda” yazıyor. Matilda, Heath Ledger ve eşinin kızlarına verdikleri isim. Heath Ledger, Matilda 3 yaşındayken hayatını kaybetti.


Coleman Reese karakteri, Riddler ile benzerlikler taşıyor:

coleman reese



Riddler, çizgi romanlarda Batman’in gerçek kimliğini ortaya çıkarmaya çalışan sayısız kötü karakterden biri. Coleman Reese de filmde Batman’in gerçek kimliğini açıklamaya çalışıyordu. Yalnız, iki karakter arasındaki tek benzerlik bu değil. Riddler’ın gerçek ismi E. Nygma, bilmece anlamına gelen ‘enygma’ kelimesine benziyor. Mr. Reese ismiyse gizem anlamına gelen ‘mysteries’ kelimesine benziyor.

Michael Caine’e göre Batman rolünü en iyi yapan aktör Christian Bale:

christian bale



Yıllar boyunca Batman karakterini film ve dizilerde canlandırmış çok iyi aktörler var. Michael Keaton, George Clooney, Christian Bale ve Ben Affleck bu aktörlerden bazıları. O yüzden Christian Bale’ın gelmiş geçmiş en iyi Batman aktörü olduğunu söylemek büyük bir övgü. Üstelik bu övgüyü Michael Caine gibi bir üstat yapıyorsa...
  • Michael Caine bu açıklamayı yaptığı zaman, Ben Affleck henüz Batman’i canlandırmamıştı.
The Dark Knight, gelmiş geçmiş en çok hasılat elde ettiren Batman filmi:


batman



The Dark Knight, 1 milyar dolardan fazla hasılat yaparak bugüne kadar çekilen Batman filmleri arasında en çok para kazandıran film oldu. Bu yönüyle aynı zamanda 1 milyar dolar barajını geçmeyi başaran ilk çizgi roman filmi olarak tarihe geçti. Filmin 185 milyon dolarlık maliyeti göz önüne alınırsa, muhteşem bir kazanç sağlandığını söylemek mümkün.

  • Filmin 1 milyar doları aşkın hasılatı, 2012 yılında ABD’de yeniden vizyona girdiğinde elde edilen hasılatın eklenmemiş hâli.
Aynı zamanda en yüksek puana sahip Batman filminin de ta kendisi:

batman



The Dark Knight belki de tam anlamıyla bir süper kahraman filmi olmanın ötesinde bir yer alarak harika bir kötü karakter sunduğu için otoriteler tarafından çok iyi eleştiriler aldı. Öyle ki filmin IMDb puanı 2.000.000’u aşkın oyla 9,0, Rotten Tomatoes puanı ise %94. Hâl böyle olunca tüm Batman filmleri arasında açık ara farkla en yüksek puan alan yapım oldu.


Harvey Dent rolü için yakından tanıdığımız başka aktörler de düşünüldü:


aaron eckhart



Aaron Eckhart tarafından canlandırılan Harvey Dent karakteri, The Dark Knight’ın hikâye örgüsünde kilit bir rol oynuyordu. Bu yüzden karakteri oynayacak aktör seçimi çok büyük bir öneme sahipti. Öyle ki rol için düşünülen diğer aktörler arasında bir başka çizgi roman karakteri Wolverine ile özdeşleşen Hugh Jackman, aynı seride Sabertooth’u canlandıran Liev Schreiber ve Hulk karakteriyle iyice ünlenen MarkRuffalo bulunuyor. The Dark Knight çıktığı zaman Mark Ruffalo henüz Hulk rolünü üstlenmemişti.

Çıkışından bu yana bir türlü eskimek bilmeyen The Dark Knight’ın ilginç detaylarına yakından baktığımız yazımızın sonuna geliyoruz. Sizlerin de filmle ilgili bildiği farklı anekdotlar varsa bunları yorumlar kısmından paylaşabilirsiniz.
 

DarkWoman

MFC Üyesi
Üyelik Tarihi
27 Kas 2019
Konular
5,318
Mesajlar
11,488
MFC Puanı
66,370
Bu üçleme bir muhteşemdi. Unutulmayacak bir seri müziği bile bir şaheser. christopher nolan ve hans zimmer ölümsüz bir eseri. Birdaha batmanı bu kadar gerçekçi yapabileceklermi hiç sanmam.
 

saphira

Emektar Üye
Üyelik Tarihi
14 Eki 2019
Konular
754
Mesajlar
6,695
MFC Puanı
53,990
Bu üçleme bir muhteşemdi. Unutulmayacak bir seri müziği bile bir şaheser. christopher nolan ve hans zimmer ölümsüz bir eseri. Birdaha batmanı bu kadar gerçekçi yapabileceklermi hiç sanmam.

+1000000000000000000000000000000000000000

kesinlikle katılıyorum.. zaten izlemek istediğimde bu 3 lü seriyi izliyorum..

sanki önceki batman lar ve sonra ki batman lar arasında tek gerçek batman ve diğer karakterler.. müthişti.. böle ben ve ejderya aşkım gibi bişiyidi.. yönetmen, oyuncular, senaryo, müzikler, kostüm makyaj.. saymakla bitmez.. tek kelimeyle muazzam bi seri film..

ve benim içinde batman sadece Christian Bale ile.. bu kadar iiiii karakter oyuncusu olmak zor..
ve tabiki de Joker, Heath Ledger.. sanırım başka bi Joker i sevmemiz mümkün bile deil..
 
Üst