Klifotun altıncı (yada inisasyon seviyelerinden sayarsak beşinci) seviyesine uyuşmazlık yada yargısal süreç anlamlarına gelen Thagirion denir. Bu birçok şekilde yorumlanabilir; Şeytanın savcılık yaptığı dini yargı süreci olarak veya Tanrının kararının yeri olarak, yada Tanrının hükmünün sorgulandığı yer olarak. Birçok mitolojik yorumun dışında bu isim, Sefirotun yasalarının etkisiz hale getirildiği değer-tanımazlık niteliğini ifade eder. Varolan düzene antitez olarak davrandıkları için Tüm Klifalar aşağılayıcı isimlere sahiptir. Sefirot birliği idealleştirirken onun gölge yanı ayrılmıştır. Bu aynı zamanda Thagirion adındaki uyuşmazlığın anlamını da açıklamaktadır.
Thagirion Ilan Hizonda -dışsal ağaç yada bilgi ağacı- merkezi Klifadır. Bu Klifa yaşam ağacındaki Tiferetin gölge yanıdır. İkisi de çocuğun yada dölün küreleridir ve Tiferet İsa ve Mesih karakterleriyle ilişkiliyken Thagirion Deccal ve 666/canavar ile alakalıdır. Bahsi geçen karakterler kurtuluşu kendi üzerlerinden isterlerken (İsa, Kitab-ı Mukaddeste kendisinin kurtuluşa giden tek yol olduğunu iddia eder), bu her kişinin kendisini kurtarabilmesi olasılığını gösteren öteki karakterlerin sorguladığı bir şeydir. Her iki küre bu seviyede bütün insanlık düzeyinde tezahür ettiği düşünülen insan kişilikleriyle alakalıdır. Bodhisattvalar, gizli Üstatlar veya peygamberler. Bu düzey merkezi seviye olduğundan bazı karakterlerin yukarıdaki düzeylerden aşağıdaki düzeylere aracılık edebildiği düşünülmüştür. Halkın bulunduğu duruma göre genellikle insanlar iki değişik seviyeyle bağlantılıdır: Hıristiyanlar için Deccal olarak görülüyor ve böylelikle Thagiriona yerleştiriliyorken, bir Müslüman için Muhammed bir çeşit Tiferet karakteri olacaktır (elbette sıradan Müslümanlar bu terminolojiyi kullanmıyor). Kariyerinin başlangıç zamanlarında Almanyayı kurtaracak bir Mesih olarak görülen Hitler bir Tiferet karakteri olmayı üstleniyordu. Sonraları canavara benzer bir karaktere dönüştü ve Deccal unvanına en popüler adaylardan biri oldu. Nero, Cengiz Han, Bill Clinton ve diğerlerine Deccal dendi ve halk için karanlık kişilikler olarak görüldüler. Nietzsche, Crowley ve Gurdjieff, Thagirionla bağlantılı sembol diliyle kişinin kendisini kurtarabilme olasılığını vaaz ettiklerinden daha sahici Thagirion karakterleridir. Kişi Thagiriona kanal olabilir ve karanlık tarafın öğretilerinde bir rehber olabilir.
Her kişi için bu seviye aydınlanmadır. Bu güneş küresidir, zihni düzlemdir ve burada majisyen kendi yüksek benliğiyle veya Sefirotta Kutsal Koruyucu Melek formunu alan kişisel Daemonuyla buluşur.
Bu Klifotta totem hayvanı şeklini alır. Sefirottaki aydınlanma entelektüel tabiattadır ve Klifottaki aydınlanma içgüdülerin aydınlanmasıdır. Işığın inisasyonu bulunulan zamana, mekana ve maddeselliğe zihinsel bir mesafe verirken; karanlık inisasyon içinde bulunulan zamanda, mekanda, bedende ve maddesellikte top yekün farkındalık getirir. Tiferet aydınlanmasına genellikle çilecilik yoluyla ulaşılırken Thagirion aydınlanmasına seksle veya kendinden geçiren dansla ulaşılır.
Drakonyan majisyen typhonian* simya yoluyla güneş küresinin her iki tarafını içeren bir aydınlanmaya ulaşır. Bu yolla erişilen bilince chepera-bilinci denir.
Simyada bu sarı elmasın seviyesini temsil eder. Güneş küresi rönesansın simyasındaki topaz ve altına da karşılık gelir (Kether-Thaumiel daha yüksek bir kırmızı formunda altınla da temsil edilir). Kişi altın küresine eriştiğinde genellikle güçlü bir şehvet hissi yaşanır.
Kişi burada amaçlar ve ideallerle birleşmiş ve benliğiyle tümüyle bir olur. Bu, dindarın cennetidir (yada cehennemi tercih edenler için de orası), doğu mistisizminde boddhi seviyesi veya satoridir. Karanlık majisyen için bu seviyeye yükselmek topyekun bir güç hissi verir, ama aşağı seviyelerde yaşanabilecek daha yanıltıcı ve naif formlarda değil. Ak majisyen için topyekun bir iyilik hali tecrübe edilir. Her iki hal kendi içlerinde kendilerine yeterlidir ama birçok majisyen için tuzaktırlar. Bu seviye yolun sadece yarısıdır. Güneş küresine temel bir terminoloji içinde kendinin her şeyi denebilir. Ötesinde daha yüksek ilahi seviyeler vardır: yıldız küresi yada kendinden daha fazlası denebilecek doğaüstü alem. Bu drakonyan majisyen için amaçtır.
Tiferet ışık formunda güneşe tekabül ederken, Thagirion kara güneşi temsil eder. Kara güneş, güneşi içsel formunda ifade eder -onun insanın içinde parladığı ve saklı Klifotik dünyaları ifşa ettiği halde. Sıradan güneş normal dünyanın üzerinde ışıldayan dışsal güneştir. Kara güneş typhonian simyada tanrı Set iken, sıradan güneş Setin ikizi Horustur. Eski nordik mitolojide Balder sıradan güneşe ve onun kör kardeşi Höder yada Loke kara güneşe karşılık gelir. Thagirion gölge tarafın güneşidir, yeraltı dünyasının güneşi olarak yorumlanabilir -Heldeki Balder, Amentideki Ra vb. gibi. Güneş, sadece yeraltındayken kendisinin farkında olabilecek olan benliğin tümünün birliğinin sembolüdür. Bu; güneşi yeraltında aşağıya taşıyan ve yeniden doğan ve kendisini burada yaratan, varoluşun prensibi ve dönüşümün prensibi olan Chepera ile izah edilmiştir. Başka bir açıklamada, karagüneş/Thagirion prensibi benlikten daha özgürdür ve içsel boyutlara bilincin yolculuklarında bilincin üzerinde ışıldayan ve ona aydınlanma veren prensip gibidir. Tüm formlarda kara güneş insana aydınlanma ve ilahi güç üreten içsel yada merkezi güneştir. Dışsal bir kara güneşin tarifleri vardır. Bir teori yerkürenin içinde olan bir dünyayı betimler; kara güneş denen kendine ait güneşi olan bir dünya. Bu spekülasyonlar vrille alakalıdır yerkürenin içinde Vril denen ilahi gücün kontrolünü üstün bir ırkın elinde tuttuğu Sir Bullwer-Lyttonun efsaneleri. Başka bir teori ise evrenin merkezinde ya da bizim galaksimizin merkezinde bizim görmeye yeteneğimizin olmadığı bir ışık yayan bir kara güneş olduğunu ve bize boş karanlık gibi göründüğünü betimler. Bu güneş aynı zamanda normal ışığı içine çeken bir kara deliktir. Bu kara güneş Thagirionla değil de, en yüksek Klifotik prensip olan Thaumiel ile bağlantılı olabilir.
Kara güneş vril, od ya da kundalini sözüyle yada ejderha gücü olarak adlandırılan gücü üretmektedir. O kaosun güçlerini tezahür ettiren prensip olarak tarif edilebilir. İncilde ve diğer mitolojik betimlemelerde bu prensip canavar olarak rol alır. Eski nordik mitolojide o kurt Fenrizdir, goetik Kabalada fallik Belfagordur. İncilde Vahiy kitabı 13:2′de Dragon canavara tahtını ve otoritesini verdi yazar. Sonrasında biz canavarın sayısının bir insan sayısı olduğunu okuyabiliriz. Bu, Dragon(kaos)un Thagirion yoluyla bir insan yada insanoğlu tarafından tezahür ettiği şeklinde anlaşılabilir. Gerçek şu ki, canavarın sayısının bir insan sayısı olduğu medeniyetin ve dinin baskılamaya çalıştığı vahşi hayvanlarla ilişkimizi gösterir.
Bu daha ezoterik bir düzlemde, insanın sadece hayvan olmadığı, insanın aynı zamanda bir tanrı olduğu anlamına gelir; çünkü 666 güneşin sayısıdır ve böylelikle insanı tanrı yapan sayı olmaktadır.
kısa bi açıklama yapayım ; Typhonian: Ezoterizmde karanlık bir okul, antik Yunanın Tanrı Katili canavarı Typhonu sembolü olarak kullanır. Draconian: İngilizcede günlük kullanımda vahşi, acımasız gibi anlamları vardır. Kök olarak antik Yunandaki büyük yargıç Dracodan gelen bu kelime, kendilerini ezoterizmde yılan ve ejderha ile alakalandıran cemiyetlerin sıkça kullandığı bir sıfattır.
ayrıca konunun kaynağı hakkında biraz daha net bilgiyi yine foruma eklediğim ŞU LİNK den alabilirsiniz
Thomas Karlsson 2009. Dragon Rouge : Ordo Draconis et Atri Adamantis
Çeviri: Aytaç Koray
Thagirion Ilan Hizonda -dışsal ağaç yada bilgi ağacı- merkezi Klifadır. Bu Klifa yaşam ağacındaki Tiferetin gölge yanıdır. İkisi de çocuğun yada dölün küreleridir ve Tiferet İsa ve Mesih karakterleriyle ilişkiliyken Thagirion Deccal ve 666/canavar ile alakalıdır. Bahsi geçen karakterler kurtuluşu kendi üzerlerinden isterlerken (İsa, Kitab-ı Mukaddeste kendisinin kurtuluşa giden tek yol olduğunu iddia eder), bu her kişinin kendisini kurtarabilmesi olasılığını gösteren öteki karakterlerin sorguladığı bir şeydir. Her iki küre bu seviyede bütün insanlık düzeyinde tezahür ettiği düşünülen insan kişilikleriyle alakalıdır. Bodhisattvalar, gizli Üstatlar veya peygamberler. Bu düzey merkezi seviye olduğundan bazı karakterlerin yukarıdaki düzeylerden aşağıdaki düzeylere aracılık edebildiği düşünülmüştür. Halkın bulunduğu duruma göre genellikle insanlar iki değişik seviyeyle bağlantılıdır: Hıristiyanlar için Deccal olarak görülüyor ve böylelikle Thagiriona yerleştiriliyorken, bir Müslüman için Muhammed bir çeşit Tiferet karakteri olacaktır (elbette sıradan Müslümanlar bu terminolojiyi kullanmıyor). Kariyerinin başlangıç zamanlarında Almanyayı kurtaracak bir Mesih olarak görülen Hitler bir Tiferet karakteri olmayı üstleniyordu. Sonraları canavara benzer bir karaktere dönüştü ve Deccal unvanına en popüler adaylardan biri oldu. Nero, Cengiz Han, Bill Clinton ve diğerlerine Deccal dendi ve halk için karanlık kişilikler olarak görüldüler. Nietzsche, Crowley ve Gurdjieff, Thagirionla bağlantılı sembol diliyle kişinin kendisini kurtarabilme olasılığını vaaz ettiklerinden daha sahici Thagirion karakterleridir. Kişi Thagiriona kanal olabilir ve karanlık tarafın öğretilerinde bir rehber olabilir.
Her kişi için bu seviye aydınlanmadır. Bu güneş küresidir, zihni düzlemdir ve burada majisyen kendi yüksek benliğiyle veya Sefirotta Kutsal Koruyucu Melek formunu alan kişisel Daemonuyla buluşur.
Bu Klifotta totem hayvanı şeklini alır. Sefirottaki aydınlanma entelektüel tabiattadır ve Klifottaki aydınlanma içgüdülerin aydınlanmasıdır. Işığın inisasyonu bulunulan zamana, mekana ve maddeselliğe zihinsel bir mesafe verirken; karanlık inisasyon içinde bulunulan zamanda, mekanda, bedende ve maddesellikte top yekün farkındalık getirir. Tiferet aydınlanmasına genellikle çilecilik yoluyla ulaşılırken Thagirion aydınlanmasına seksle veya kendinden geçiren dansla ulaşılır.
Drakonyan majisyen typhonian* simya yoluyla güneş küresinin her iki tarafını içeren bir aydınlanmaya ulaşır. Bu yolla erişilen bilince chepera-bilinci denir.
Simyada bu sarı elmasın seviyesini temsil eder. Güneş küresi rönesansın simyasındaki topaz ve altına da karşılık gelir (Kether-Thaumiel daha yüksek bir kırmızı formunda altınla da temsil edilir). Kişi altın küresine eriştiğinde genellikle güçlü bir şehvet hissi yaşanır.
Kişi burada amaçlar ve ideallerle birleşmiş ve benliğiyle tümüyle bir olur. Bu, dindarın cennetidir (yada cehennemi tercih edenler için de orası), doğu mistisizminde boddhi seviyesi veya satoridir. Karanlık majisyen için bu seviyeye yükselmek topyekun bir güç hissi verir, ama aşağı seviyelerde yaşanabilecek daha yanıltıcı ve naif formlarda değil. Ak majisyen için topyekun bir iyilik hali tecrübe edilir. Her iki hal kendi içlerinde kendilerine yeterlidir ama birçok majisyen için tuzaktırlar. Bu seviye yolun sadece yarısıdır. Güneş küresine temel bir terminoloji içinde kendinin her şeyi denebilir. Ötesinde daha yüksek ilahi seviyeler vardır: yıldız küresi yada kendinden daha fazlası denebilecek doğaüstü alem. Bu drakonyan majisyen için amaçtır.
Tiferet ışık formunda güneşe tekabül ederken, Thagirion kara güneşi temsil eder. Kara güneş, güneşi içsel formunda ifade eder -onun insanın içinde parladığı ve saklı Klifotik dünyaları ifşa ettiği halde. Sıradan güneş normal dünyanın üzerinde ışıldayan dışsal güneştir. Kara güneş typhonian simyada tanrı Set iken, sıradan güneş Setin ikizi Horustur. Eski nordik mitolojide Balder sıradan güneşe ve onun kör kardeşi Höder yada Loke kara güneşe karşılık gelir. Thagirion gölge tarafın güneşidir, yeraltı dünyasının güneşi olarak yorumlanabilir -Heldeki Balder, Amentideki Ra vb. gibi. Güneş, sadece yeraltındayken kendisinin farkında olabilecek olan benliğin tümünün birliğinin sembolüdür. Bu; güneşi yeraltında aşağıya taşıyan ve yeniden doğan ve kendisini burada yaratan, varoluşun prensibi ve dönüşümün prensibi olan Chepera ile izah edilmiştir. Başka bir açıklamada, karagüneş/Thagirion prensibi benlikten daha özgürdür ve içsel boyutlara bilincin yolculuklarında bilincin üzerinde ışıldayan ve ona aydınlanma veren prensip gibidir. Tüm formlarda kara güneş insana aydınlanma ve ilahi güç üreten içsel yada merkezi güneştir. Dışsal bir kara güneşin tarifleri vardır. Bir teori yerkürenin içinde olan bir dünyayı betimler; kara güneş denen kendine ait güneşi olan bir dünya. Bu spekülasyonlar vrille alakalıdır yerkürenin içinde Vril denen ilahi gücün kontrolünü üstün bir ırkın elinde tuttuğu Sir Bullwer-Lyttonun efsaneleri. Başka bir teori ise evrenin merkezinde ya da bizim galaksimizin merkezinde bizim görmeye yeteneğimizin olmadığı bir ışık yayan bir kara güneş olduğunu ve bize boş karanlık gibi göründüğünü betimler. Bu güneş aynı zamanda normal ışığı içine çeken bir kara deliktir. Bu kara güneş Thagirionla değil de, en yüksek Klifotik prensip olan Thaumiel ile bağlantılı olabilir.
Kara güneş vril, od ya da kundalini sözüyle yada ejderha gücü olarak adlandırılan gücü üretmektedir. O kaosun güçlerini tezahür ettiren prensip olarak tarif edilebilir. İncilde ve diğer mitolojik betimlemelerde bu prensip canavar olarak rol alır. Eski nordik mitolojide o kurt Fenrizdir, goetik Kabalada fallik Belfagordur. İncilde Vahiy kitabı 13:2′de Dragon canavara tahtını ve otoritesini verdi yazar. Sonrasında biz canavarın sayısının bir insan sayısı olduğunu okuyabiliriz. Bu, Dragon(kaos)un Thagirion yoluyla bir insan yada insanoğlu tarafından tezahür ettiği şeklinde anlaşılabilir. Gerçek şu ki, canavarın sayısının bir insan sayısı olduğu medeniyetin ve dinin baskılamaya çalıştığı vahşi hayvanlarla ilişkimizi gösterir.
Bu daha ezoterik bir düzlemde, insanın sadece hayvan olmadığı, insanın aynı zamanda bir tanrı olduğu anlamına gelir; çünkü 666 güneşin sayısıdır ve böylelikle insanı tanrı yapan sayı olmaktadır.
kısa bi açıklama yapayım ; Typhonian: Ezoterizmde karanlık bir okul, antik Yunanın Tanrı Katili canavarı Typhonu sembolü olarak kullanır. Draconian: İngilizcede günlük kullanımda vahşi, acımasız gibi anlamları vardır. Kök olarak antik Yunandaki büyük yargıç Dracodan gelen bu kelime, kendilerini ezoterizmde yılan ve ejderha ile alakalandıran cemiyetlerin sıkça kullandığı bir sıfattır.
ayrıca konunun kaynağı hakkında biraz daha net bilgiyi yine foruma eklediğim ŞU LİNK den alabilirsiniz
Thomas Karlsson 2009. Dragon Rouge : Ordo Draconis et Atri Adamantis
Çeviri: Aytaç Koray