TAVŞAN HAKKINDA BİLGİ VE TAVŞAN IRKLARI
TAVŞAN
Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar.Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus [oryctologus] cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır. Tavşangiller (Leporidae) familyası Tavşan hakkında ansiklopedik bilgi Tavşan Familyası: Ortak özellikleri aynı olan yakın cinslerin topluluğuna aile ( familya) denir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Tavşangiller (Leporidae). Yaşadığı yerler: Antarktika hariç, hemen hemen bütün dünyada. Lepus harici cinslerin tüm üyeleri genel olarak ada tavşanı olarak adlandırılır. Ada tavşanları başka hayvanların yuvalarında veya kendi kazdıkları yuvalarda barınırken, tavşanlar uzun ot ve çalıklarda yaşar. Tavşanlar arasında en çarpıcı özelliklere sahip olan beyaz tüylü sera tavşanı 21. yüzyıla damgasını vurmuştur.
Tavşangiller familyası yaklaşık elli türü içine alır. Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Familya üyelerine tavşan veya ada tavşanı adı verilir. Tavşangiller, Ochotonidae familyasını oluşturan pikalardan tüylü küçük kuyrukları, uzun kulakları ve arka ayakları ile ayrılır.
Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar. Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus oryctologus cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır.
Tavşangiller (Leporidae) familyası türlerine verilen genel ad. Kulakları ve arka bacakları uzun, ön bacakları daha kısa olan, karada yaşayan otçul memelilerdir. Kuzey kutup dairesinden çöller bölgesine kadar hemen hemen dünyanın her yerinde bulunurlar. Hepsi kısa kuyrukludur. Bazıları kazdıkları tünellerde barınır. Bir kısmıysa asla tünel kazmaz. Satıhta barınır. Hepsinin keskiye benzeyen ve daimi süren dişleri vardır. Kesici ön dişlerle azı dişleri arasında boşluk bulunur. Bu hususta onlar kemiricilere benzerler. Uzun süre kemiriciler takımında sınıflandırıldı. Şimdiyse Lagomorpha (Tavşanımsılar) takımının çiftdişliler (Duplicidentata) alt takımında incelenirler. Bunları Rodentia (Kemiriciler) takımından ayıran en önemli özellik; üst çenelerindeki kemirmeye yarayan bir çift kesici dişlerinin iç kısmında bir çift daha küçük dişlerin bulunmasıdır.
adi tavşanlar, Ada tavşanları ve pikalar (Islıklı tavşanlar) bu takımın en iyi tanınan türleridir. Yalnız Antarktika'da bulunmazlar. Ağırlıkları genellikle 1-3 kg kadardır. Yokuş yukarı çok iyi koşarlar. Pikalar tamamen kaya altlarında barınırlar. Asya vee Amerika'da yaşarlar. Tombul vücutları ve kısa, yuvarlak kulakları vardır. Gündüz faaliyet gösterirler. Kış uykusuna yatmazlar. Fakat kuru otları kış için biriktirip kayalar altında depolarlar.
Ada tavşanlarının boyları 35-45 cm ve ağırlıkları 2-2,5 kg kadardır. Sırt ve yanları kızılımtrak sarı, karın ve ayaklarının içleri beyazdır. Çok ürkek bir hayvandır. Tehlike sezince mırıldanır gibi bir çığlık atar ve şiddetle ayaklarını toprağa vurur. Yumuşak topraklarda eştikleri tünellerde barınırlar. Yuvaları karmaşık tünellerden meydana gelir. Birkaç çıkışı, havalandırma delikleri ve daha geniş olan ana doğum odası mevcuttur. Yabani ada tavşanı çoğu defa adi tavşanla karıştırılır. Ada tavşanı yuvasını toprak altına yapar. Yavrularını postundan yolduğu tüyler üstünde gözleri kapalı ve tüysüz olarak doğurur. Koşarken sıçramalarla yol alır. Kırkar gün aralıklarla yılda 4-8 defa yavrular. Her doğumda 4-12 yavru doğurur. Yavrularını 20 gün kadar emzirir. Bir aylık olunca kendi başlarına bırakır. Yavrular on ayda tam ergenliğe kavuşurlar. 5-7 yıl kadar yaşarlar.
adi tavşan (Lepus europaeus) ise daha iri ve daha ince uzundur. Siyah uçlu kulakları ve uzun arka bacakları ve sarımtrak kahverengi tüyleriyle ada tavşanından ayrılır. 70 cm boyunda ve ağırlığı 3-6 kg gelenleri vardır. Yuvalarını çukur ve kuytu yerlere yaparlar. Tünel kazmazlar. Yalnızca yeri biraz eşeler ve orada kurumuş çimenlerin üzerinde iskan ederler. Dağlarda, kırlarda ve ormanlarda bulunurlar. Orta ve Güney Amerika ile Avustralya'da rastlanmaz.
Koştuğunda uzun değnekle yürüyen canbazları andırır. Bu yürüyüşü onu sıçramalarla hareket eden ada tavşanından ayırır. Münzevi, yalnız bir hayvandır. Fakat ilkbahar başlangıcında toplu görülürler. 2-4 yavru doğurur, yavrular gelişimleri ilerlemiş vaziyette, vücutları tüylü, gözleri açık ve ayaklarını derhal kullanabilecek kabiliyette doğarlar. 2-3 hafta süt emerler. Gebeliği 5-6 hafta olup, yılda 4-5 defa gebe kalabilirler. 8-12 yıl kadar yaşarlar. Postu kürkçülükte kullanılır. İnsana çabuk alışırlar.
Soğuk memlekette yaşayanların mevsime göre rengi değişir. adi kutup tavşanı (L.areticus) ve kar tavşanı(L.timidus) kutup ve dağlık yurtlarında kışın tüy değiştirerek beyaza dönüşür.
Ada tavşanları yiyecek aramak için akşamları yuvalarından çıkarlar. Besinleri çeşitli otlar, kök, sürgün ve ağaç kabuklarıdır. Etleri yenir, postu kürkçülükte kullanılır. Etleri gayet lezzetliyse de tünellerde yaşadıkları için avlanmaları çok zordur. Sekiz tanesi bir koyunun yediği kadar ot yer. En önemli düşmanları, tilki, gelincik ve salgın olan ***8220;Myxomatosis***8221; hastalığıdır. Bir çift ada tavşanından üç yılda dokuz milyon tavşan üreyebilir.
On sekizinci yüzyılda Avustralya'ya götürülen iki çift ada tavşanından 2 milyardan fazla üremiş ve mer'aları koyunlarla paylaşmış, ziraat için bir afet olmuşlardır. Bunlara karşı dışardan tilki getirilmişse de bunlar yalnız yaşlı ve hasta tavşanları avlayabilmişlerdir. Bunun üzerine genel bir tavşan avı başlatılmış, buna paralel olarak konservecilik ve tavşan deri sanayiinde büyük gelişmeler olmuştur.
adi tavşanla çiftleştirilerek elde edilen melezine leporidi denir. En önemli evcil ırkı beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanıdır. Asıl ada tavşanından başka yarım metre boyunda ***8220;iri bataklık ada tavşanı***8221; (Limnologus palastrigs) ile ***8220;su ada tavşanı***8221; (L.aquaticus) vardır. İlki Güney Amerika'da ev kenarlarında, ikincisi Mississippi'de yaşar. Suya dalarlar. 6-7 yavru doğururlar.
Evcil ada tavşanı: Yıllarca süren çalışmalar sonucu birçok evcil ırklar üretilmiştir. Bunlar etleri, derileri, tüyleri veya süs için yetiştirilir. Laboratuvarlarda deney hayvanı olarak kullanılanları da vardır.
Ankara tavşanı: Beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanı en önemli evcil ırktır. Beyaz tüylüdür ve 2,5-3 kg gelir. Tüyü için yetiştirilir. Postu uzun ve sık tüylerle örtülüdür. Tüyleri gayet makbul olup pamuk gibi yumuşaktır. Her kırkımda 300 gr tüy çıkar. 9 sene kadar yaşar. Her doğumda 8 yavru verir. Ankara tavşanı denmesinin sebebi tüylerinin Ankara keçisi gibi beyaz ve makbul olmasıdır. Tüyünden istifade edilen tavşanların çoğunlukla yumurtalıkları çıkartılır. Çünkü yumurtalıkları olmayan tavşanların tüyleri daha sık ve çok olur.
Alman, Belçika ve Normandiya ırkları et için beslenir. Post için yetiştirilenlerin en önemlisi Çinçilyalardır. Postu beyaz ve siyah lekeli olan İngiliz kelebeği tavşanı, süs için beslenir. Yine postu beyaz ve kahverengi, kulakları sarkık olan Japon ırkı da süs için beslenir. Siyah-beyaz Hollanda tavşanı dayanıklı ve arkadaşlığa uygun yaradılışta olduğundan evlerde çocuklara oyun hayvanı olarak yetiştirilirler.
Tavşanlar, yedikleri nebati besinleri en az iki defa sindirimden geçirirler. Gece çıkardıkları nemli ve yumuşak dışkılarını çiğnemeden yeniden yutarak tekrar sindirirler. Kalın barsakta sindirim bakterilerinin hazırladığı ve birinci dışkıyla atılan B vitaminlerinin zayi olmasına mani olurlar. Bu sindirim özelliğiyle yaprak ve otlardan en iyi şekilde faydalanmış olurlar. Gündüz, dışkıları katıdır. Gece, dışkısını doğrudan doğruya anüs (makat)ten alındığı için ağzıyla makat bölgesini kaşıdığı sanılır. 45 günlük bir deneyde, boyunlarına tasmalık takılarak dışkılarını yemeleri önlenen tavşanların iştahlarının düştüğü, hızla zayıfladıkları, kulaklarının içlerinde ve gözlerinin çevrelerinde yaraların meydana geldiği görülmüştür.
Tavşanlar genellikle gündüzleri dinlenir. Sabahın erken saatlerinde ve akşam vakitlerinde beslenmek için aktiflik gösterirler. Tarlalara büyük ziyanlar verirler. Tabii düşmanları tilki, gelincik, puma, kartal gibi hayvanlardır. Mykomatosis hastalığı da bunların aşırı artışlarını önemli derecede önler. Bugün tüyleri, postları ve etleri için evcil olarak birçok tavşan ırkı yetiştirilmektedir. Tavşan eti idrar söker, fazlası uykusuzluk yapar.
Bedayi kitabında diyor ki; ***8220;Abdullah ibni Abbas buyurdu ki: Resulullah'ın yanında oturuyorduk. Bir köylü, tavşan kebabı hediye getirdi. Bize; ***8220;Yiyiniz!***8221; buyurdu. Muhammed bin Safvan radıyallahü teala anhüma dedi ki: ***8220;İki tavşan yakaladım, kestim. Resululah'a sordum. İkisini de yememi emr buyurdu.***8221;
Kitab-ül-İrşad'da diyor ki: ***8220;Tavşan kanı, kelef denilen yüzdeki çillere ve Behak denilen esmer lekelere ve Beras, yani abraş denilen beyaz lekelere iyi gelmektedir. Kanı bu lekelere sürülür. Tavşan beyni yemek, hastalıklardan sonra hasıl olan titremeye iyi gelir. Çocukların diş etlerine sürülünce, diş gelmesine yardım eder. Tavşan yavrusunu kesip midesinden çıkan ***8220;Enfiha***8221; denilen sıvı, sirke ile karıştırılıp üç gün öğleden sonra kadın içince, hamile kalmasını önler ve sar'a illetine ve zehirlenmelere karşı iyi gelir.***8221;
Tavşanların sınıflandırılması Tavşanların evcilleştirilmesi diğer çiftlik hayvanlarına göre oldukça yakın bir dönemde gerçekleşmiş ve bugünkü ırklar ve populasyonların büyük çoğunluğu son 200-300 yıllık dönemde geliştirilmiştir. Yirminci yüzyılın başından beri tavşan genetik, üreme fizyolojisi ile diğer araştırmalarda deneme hayvanı olarak kullanılmıştır. Fakat 1950***8217;de Venge***8217;nin çalışmaları ile tavşanlarda doğum ağırlığının maternal etkileri konusundaki kantitatıf genetik çalışmalarına kadar konu önem kazanmamıştır (Lebas ve ark, 1986). Bu çalışma et üretimi amacıyla tavşanların kullanılması konusundaki genetik ıslah çalışmalarına bir başlangıç oluşturmuştur. Fransada (INRA) bilim adamları kendi bölgelerinde araştırma ve geliştirme çalışmalarına 1961 yılında başlamışlar ve bunları diğer ülkelerde yapılan çalışmalar izlemiştır.
Fransada 1970-1980 yılları arasında tavşanlarda seleksiyonla elde edilen başanlara ait sonuçlar yayınlanmıştır (Rouvier, 1981). Bununla birlikte Avrupa***8217;da elde edilen başarılı sonuçlar doğrudan gelişmekte olan ülkelere transfer edilememiştir. Bu ülkelerde seleksiyon çalışmalarında yöresel tavşan ırkları yanında, ithal edilen tavşan ırklan da kullanılarak genetik varyasyon yaratılmıştır. Araştırmalar aile tipi ve kırsal kesimdeki tavşancılık olarak başlatılmıştır. Bu küçük, entegre olmamış üretim birimleri düşük yatırımlı ve yerel kaynak kullanarak oluşmuşlardır. Bu işletmeler kabul edilebilir bir verimlilik düzeyi elde edebilmişlerdir.
Sınıflamanın alt sırasında yer alan ırk tanımlaması değişik şekillerde yapılmış olmakla birlikte en ıyi tanımlama; bir tür içerisinde belirli morfolojik ve fizyolojik özellikler bakımından farklılaşmış, bu özelliklerini kendi döllerine geçirme kabiliyetinde olan ve kendi aralarında çiftleştikleri zaman döl verebilen hayvanlar olarak yapılabilmektedir.
Değişik ırkların genetik özelliklerinin değerlendirilmesinde en uygun yol bunlar üzerinde çalışmalar yapmaktır. Bir ırk doğal ve yapay seleksiyonun etkileri sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Tavşan ırkları veya populasyonları aynı zamanda gen frekansları ile de tanımlanabilir. Bu genler görüntülerini ebeveyn veya döllerde ortaya çıkarabilirler. Döllerde renk dağılımı ve kıl yapısı ayrılabilir özellikler olarak sınıflandırılmaktadır. Genlerin etkisiyle oluşan kan grupları, biyokimyasal özellikler ve protein polimorphizmi ile kalıtsal anormallikler şu anda bilinen diğer belirleme faktörleridir.
Tavşan populasyonları aynı zamanda yetiştirme stoklarının büyüklüğü, doğal seleksiyon baskısı, orijin ve coğrafik bölgelere göre de tanımlanabilir, Ayrıca ırkların özelleşmiş alt grupları; soylar, akrabalı yetiştirilmiş hatlar ve bölgesel populasyonlar olarak ele alınmakta olup etkilen çok sayıda gen çiftine dayanan kantıtatif karakterleri ile değerlendirilmektedir. Tavşanların kromozom yapıları 2n=44 gen tarafindan determine edilir. Genlerın 70 lokusta yerleşmiş olduğu ve 6 bağlantılı gruptan oluştuğu bilinmektedir. Bilinen lokuslar arasında yaklaşık üçte birinin kıl (renk ve yapı), üçte birinin kan grupları ve antijenlerin üretimi, diğerlerinin kalıtımla ilgili hastalıkları oluşturduğu bilinmektedir.
ABD***8217;de ırklar, seleksiyon çalışması yapanlar, amatörler, ve zevk için bu üretim dalı ıle uğraşanlar tarafindan geliştirilmışlerdir. Fransa***8217;da yayınlanan bir kıtapta 44 adet tavşan ırkına ait özellik belirlenerek standart ırk tanımlamaları yapılmıştır. Bu ırklar lokal veya bolgesel populasyonlardan veya ırklar arasında yapılan melezlemelerden yada mutasyonlar vasıtasıyla renk ve kıl gelişimindeki farklılıklardan ortaya çıkmışlardır. Cüsse büyüklüğü ve vücutta morfolojik özellikler yönünde yapıları kitle seleksıyonu ıle bu ırklar kendi içerisinde ağır (in cusseli), orta ağır, hafif ve çok hafif ırklar olmak üzere ayrılmışlardır. Aynca kıl uzunluğu da bir ırk sınıflandırma kriteri olarak kullanılmıştır.
Hayvanlann ırk standartları vücut ağırlığı, kompakt bır yapı gösterip göstermemesi, kıl rengi ve yoğunluğu, kulak uzunluğu gibi özelliklerdir. Bunlar hayvanlarda vücut sıcaklığının oluşmasında, dolayısıyla değişik iklimlere adaptasyonda önemli etkenlerdir. Kıl rengi ve yapısı genelde tavşan ırklarının geliştirilmesinde en fazla etken olmuştur.
Kıl Rengi ve Yapısı: Evcil tavşanların genetığı konusunda yayınlanan kitaplarda kıl rengi üzerinde 6, kıl şeklinde 2, kıl yapısında 3, abdomınal yağın yeşıl rengi üzerinde 1 ve bunlarla bağlantılı 2 mutant genin etkisi tanımlanmıştır. Değişik mutasyonların etkilerini ortaya koymanın en uygun yolu tavşanların yabani renklerinin belirlenmesidir. Post üzerinde 3 değişik kıl vardir: Daha uzun olan üst kıllar, orta kıllar ve alt kıllar. ilenkı yaşlarda alt kıllar esas yapıyı oluşturur ve kürk tavşanlannda önem arzederler. Yabani tavşanlarda kürk rengi aguti (Amerikan tavşanının kıl rengi) olarak isimlendirilmiştir ve gri sırt ıle yanlarda daha uzun beyaz kıllardan oluşmuştur. Uzun koruma kılları siyah, daha derinlerde sarı, derinin hemen üst kısmında ise maviye doğru değişmektedir. Kırkılan kıllar renkli bölgedeki sıyahtan sarıya kadar değişen kılları ifade eder. Kürkün alt kısmındakı elyaflar temelde mavimsi, üstte sarı ile karışıktır. Renk dağılımında temel olarak siyah ve sarı pigmentlerin dağılımı kil renginde özellikle de kırkılan kıl renginde etkili olmaktadır. Değişik renklerin oluşmasında mutasyonların etkisi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir.
Kıl Rengi Mutasyonları A geni agutı (Amerikan tavşanı); aguti olmayan mutasyon (a) geni ise kürkte san renkli bandın oluşmamasını ve daha açık renklilik kazanmasını sağlar. Bunların renkliliği bir örnektir. A gem a üzenne dominanttır Bu lokus üzerinde üçüncü bir allel gen olan a geni belirlenmiş olup bu gen Aya resesif aya domınant etkilidir. 13 geni, siyah, b alleli ise kürk üzerinde siyah renk yerine çikolata renginde kahverengı pigment oluşmasına neden olmaktadır. Bu mutasyonun varlığı 1900lü yıllarda keşfedilmiştir.
C geni kürkte, deride, gözlerde pigmentlerin gelişmesi ve renkliliğın dağılması için gereklidir. Resesif c geni ise renkliliğin gizli kalmasına, homozigot cc geni albinoluğa neden olur. Bu lokus üzerinde birçok allel gen vardır. Bunların değişik etkileri aşağıda ızah edilmiştir. C: Renkliliğin tam oluşmasını sağlar.
cck: Şinşilla rengi olup, kürkte bant şeklindeki rengin örtülmesini sağlar.
ch: Himalaya rengi. Sadece vücut kısımlarında kıl beyazdır. Bu genın etkisi çevre sıcaklığına bağlı olarak değişir.
c: Albinoluk.
Albinoluğu sağlayan gen renk geni üzerinde epistatik etkiye sahiptir. cc genotipine sahip olan hayvanlarda diğer genler üzerindeki etkiler nedeniyle renklilik tamamen örtülmektedir. Renk açıcı D ve d genleri; resesif mutant d geni pigmentasyonun yoğunluğunu etkiler. Pıgment oluşumunun açılmasına sebep olur. Dominant D alleli normal pigmentasyon yoğunluğu sağlar. Resesif homozigot dd alleli mavı (siyah maviye açılmıştır) veya bej rengi (san bej rengine açılmıştır) genotipte tavşanların oluşmasını sağlar.
Siyahın normal oluşumu (E) veya san (e) rengi; e gen mutasyonu san pıgmentin artmasına neden olur. Gri, siyah veya kahverengı ırklar E genine sahiptirler. San ve kırmızı ırklar resesif ee geni bakımından homozigotturlar.
Alacalı (benekli) kürk oluşumu; bu mutasyonlar için lokus üzerinde En, en (Ingilizcede) veya Du, du(Hollanda***8217;da) genleri bulunmalıdır. Papillon tavşanı En en heterozigot genotipindedir. En geni sürekli dominant etkiye sahip değildir. En En homozigot genotipleri heterozigotlardan daha beyaz iken resesif homozigotları daha siyahtır. Papillon tavşanının renk genotipi tam olarak belirlenemez. Diğer taraftan du du genotipli Hollanda tavşanlarında beyaz deri üretimi sağlanmaktadır.
Kıl Yapısı Mutasyonları:
Angora: Bu resesif mutasyon uzun kıl üretimini sağlar. Yün üretimi için normal kıl üretimini sağlayan L dominant geninin 1 geni ile mutasyonu gereklidir. İki Angora tavşanın çiftleştirilmesi ile sürekli Angora döller elde edilir. İki normal kıl uzunluğuna sahip tavşan çıftleştirildiğinde eğer onlar LI heterozigot genotiplerini taşıyorlarsa Angoranın bazı fraksıyonları gerçekleşebilir.
Rex: Bu resesif mutasyon zıt etkili bir fonksiyona sahiptir ve nadiren kısa kıl üretır. Rex geninin sembolü r ve domınant alleli R dir.
Kılsızlık: Bu resesif bir mutasyon tarafından oluşturulur ve genellikle letal etkilidir.
Tavşan ırkların da kıl rengi ve yapısı bu lokuslar bilindiği taktirde önceden tahmin edilebilir. Şimdiye kadar vücut rengi ve ırk karakterleri arasında çok fazla gen interaksiyonu bulunmadığı tespit edildiği halde bu konudaki araştırmalar oldukça yetersizdir.
Angora ve Rex genlerinin fonksiyonu ile kaliteli kürk ve tavşan yünü üretimi mümkün olabilmektedir.
4.2. Ergin Ağırlıklarına Göre Tavşan Irklarının Özellikleri
Konu Başlığı Önceki Konu Sonraki Konu
Tavşan ırklarının ortaya çıkmasında çok değişik etkenler rol oynamıştır Sınıflandınlmalarında da çok değişik faktörler dikkate alınmaktadır.
1) Primitif veya yöresel ırklar: Bu ırklar bugün üretimi yapılan modern ırkların oluşmasında kullanılmışlardır. Sürekli uygulanan yapay seleksiyon yöntemleri ile elde edilen ırklar: Bunlar içerisinde en önemlileri Burgundy Fawn, Beyaz Yeni Zelanda, Kırmızı Yeni Zelanda ve Şaınpanya tavşanları sayılabilir. Cüce Hollanda tavşanı da, Hollandaya ithal edilen Polonya tavşanından seleksiyon yoluyla elde edilerek üretilmiştir. Sentetik soylar: Bunlar değişik ırklar arasında planlanmış melezleme yöntemleri ile elde edilmişlerdir. Beyaz Bouskat ve Kaliforniya tavşanları bunlar arasındadır. Kırmızı Yeni Zelanda tavşanı, 1910 yılında Kaliforniya da Belçika tavşanı ile Golden Fawn tavşanının melezlenmesi ile elde edilmiştir.
2) Mutasyon veya belirli yeni karakterlerin fiksasyonu ile elde edilmiş ırklar. Mutasyonla elde edilen ırklara örnek olarak Satin, Reks ve Japon tavşanları verilebilir.
TAVŞAN
Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar.Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus [oryctologus] cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır. Tavşangiller (Leporidae) familyası Tavşan hakkında ansiklopedik bilgi Tavşan Familyası: Ortak özellikleri aynı olan yakın cinslerin topluluğuna aile ( familya) denir.
...Tümünü okumak için linke tıklayınız.
Tavşangiller (Leporidae). Yaşadığı yerler: Antarktika hariç, hemen hemen bütün dünyada. Lepus harici cinslerin tüm üyeleri genel olarak ada tavşanı olarak adlandırılır. Ada tavşanları başka hayvanların yuvalarında veya kendi kazdıkları yuvalarda barınırken, tavşanlar uzun ot ve çalıklarda yaşar. Tavşanlar arasında en çarpıcı özelliklere sahip olan beyaz tüylü sera tavşanı 21. yüzyıla damgasını vurmuştur.
Tavşangiller familyası yaklaşık elli türü içine alır. Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Familya üyelerine tavşan veya ada tavşanı adı verilir. Tavşangiller, Ochotonidae familyasını oluşturan pikalardan tüylü küçük kuyrukları, uzun kulakları ve arka ayakları ile ayrılır.
Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar. Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus oryctologus cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır.
Tavşangiller (Leporidae) familyası türlerine verilen genel ad. Kulakları ve arka bacakları uzun, ön bacakları daha kısa olan, karada yaşayan otçul memelilerdir. Kuzey kutup dairesinden çöller bölgesine kadar hemen hemen dünyanın her yerinde bulunurlar. Hepsi kısa kuyrukludur. Bazıları kazdıkları tünellerde barınır. Bir kısmıysa asla tünel kazmaz. Satıhta barınır. Hepsinin keskiye benzeyen ve daimi süren dişleri vardır. Kesici ön dişlerle azı dişleri arasında boşluk bulunur. Bu hususta onlar kemiricilere benzerler. Uzun süre kemiriciler takımında sınıflandırıldı. Şimdiyse Lagomorpha (Tavşanımsılar) takımının çiftdişliler (Duplicidentata) alt takımında incelenirler. Bunları Rodentia (Kemiriciler) takımından ayıran en önemli özellik; üst çenelerindeki kemirmeye yarayan bir çift kesici dişlerinin iç kısmında bir çift daha küçük dişlerin bulunmasıdır.
adi tavşanlar, Ada tavşanları ve pikalar (Islıklı tavşanlar) bu takımın en iyi tanınan türleridir. Yalnız Antarktika'da bulunmazlar. Ağırlıkları genellikle 1-3 kg kadardır. Yokuş yukarı çok iyi koşarlar. Pikalar tamamen kaya altlarında barınırlar. Asya vee Amerika'da yaşarlar. Tombul vücutları ve kısa, yuvarlak kulakları vardır. Gündüz faaliyet gösterirler. Kış uykusuna yatmazlar. Fakat kuru otları kış için biriktirip kayalar altında depolarlar.
Ada tavşanlarının boyları 35-45 cm ve ağırlıkları 2-2,5 kg kadardır. Sırt ve yanları kızılımtrak sarı, karın ve ayaklarının içleri beyazdır. Çok ürkek bir hayvandır. Tehlike sezince mırıldanır gibi bir çığlık atar ve şiddetle ayaklarını toprağa vurur. Yumuşak topraklarda eştikleri tünellerde barınırlar. Yuvaları karmaşık tünellerden meydana gelir. Birkaç çıkışı, havalandırma delikleri ve daha geniş olan ana doğum odası mevcuttur. Yabani ada tavşanı çoğu defa adi tavşanla karıştırılır. Ada tavşanı yuvasını toprak altına yapar. Yavrularını postundan yolduğu tüyler üstünde gözleri kapalı ve tüysüz olarak doğurur. Koşarken sıçramalarla yol alır. Kırkar gün aralıklarla yılda 4-8 defa yavrular. Her doğumda 4-12 yavru doğurur. Yavrularını 20 gün kadar emzirir. Bir aylık olunca kendi başlarına bırakır. Yavrular on ayda tam ergenliğe kavuşurlar. 5-7 yıl kadar yaşarlar.
adi tavşan (Lepus europaeus) ise daha iri ve daha ince uzundur. Siyah uçlu kulakları ve uzun arka bacakları ve sarımtrak kahverengi tüyleriyle ada tavşanından ayrılır. 70 cm boyunda ve ağırlığı 3-6 kg gelenleri vardır. Yuvalarını çukur ve kuytu yerlere yaparlar. Tünel kazmazlar. Yalnızca yeri biraz eşeler ve orada kurumuş çimenlerin üzerinde iskan ederler. Dağlarda, kırlarda ve ormanlarda bulunurlar. Orta ve Güney Amerika ile Avustralya'da rastlanmaz.
Koştuğunda uzun değnekle yürüyen canbazları andırır. Bu yürüyüşü onu sıçramalarla hareket eden ada tavşanından ayırır. Münzevi, yalnız bir hayvandır. Fakat ilkbahar başlangıcında toplu görülürler. 2-4 yavru doğurur, yavrular gelişimleri ilerlemiş vaziyette, vücutları tüylü, gözleri açık ve ayaklarını derhal kullanabilecek kabiliyette doğarlar. 2-3 hafta süt emerler. Gebeliği 5-6 hafta olup, yılda 4-5 defa gebe kalabilirler. 8-12 yıl kadar yaşarlar. Postu kürkçülükte kullanılır. İnsana çabuk alışırlar.
Soğuk memlekette yaşayanların mevsime göre rengi değişir. adi kutup tavşanı (L.areticus) ve kar tavşanı(L.timidus) kutup ve dağlık yurtlarında kışın tüy değiştirerek beyaza dönüşür.
Ada tavşanları yiyecek aramak için akşamları yuvalarından çıkarlar. Besinleri çeşitli otlar, kök, sürgün ve ağaç kabuklarıdır. Etleri yenir, postu kürkçülükte kullanılır. Etleri gayet lezzetliyse de tünellerde yaşadıkları için avlanmaları çok zordur. Sekiz tanesi bir koyunun yediği kadar ot yer. En önemli düşmanları, tilki, gelincik ve salgın olan ***8220;Myxomatosis***8221; hastalığıdır. Bir çift ada tavşanından üç yılda dokuz milyon tavşan üreyebilir.
On sekizinci yüzyılda Avustralya'ya götürülen iki çift ada tavşanından 2 milyardan fazla üremiş ve mer'aları koyunlarla paylaşmış, ziraat için bir afet olmuşlardır. Bunlara karşı dışardan tilki getirilmişse de bunlar yalnız yaşlı ve hasta tavşanları avlayabilmişlerdir. Bunun üzerine genel bir tavşan avı başlatılmış, buna paralel olarak konservecilik ve tavşan deri sanayiinde büyük gelişmeler olmuştur.
adi tavşanla çiftleştirilerek elde edilen melezine leporidi denir. En önemli evcil ırkı beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanıdır. Asıl ada tavşanından başka yarım metre boyunda ***8220;iri bataklık ada tavşanı***8221; (Limnologus palastrigs) ile ***8220;su ada tavşanı***8221; (L.aquaticus) vardır. İlki Güney Amerika'da ev kenarlarında, ikincisi Mississippi'de yaşar. Suya dalarlar. 6-7 yavru doğururlar.
Evcil ada tavşanı: Yıllarca süren çalışmalar sonucu birçok evcil ırklar üretilmiştir. Bunlar etleri, derileri, tüyleri veya süs için yetiştirilir. Laboratuvarlarda deney hayvanı olarak kullanılanları da vardır.
Ankara tavşanı: Beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanı en önemli evcil ırktır. Beyaz tüylüdür ve 2,5-3 kg gelir. Tüyü için yetiştirilir. Postu uzun ve sık tüylerle örtülüdür. Tüyleri gayet makbul olup pamuk gibi yumuşaktır. Her kırkımda 300 gr tüy çıkar. 9 sene kadar yaşar. Her doğumda 8 yavru verir. Ankara tavşanı denmesinin sebebi tüylerinin Ankara keçisi gibi beyaz ve makbul olmasıdır. Tüyünden istifade edilen tavşanların çoğunlukla yumurtalıkları çıkartılır. Çünkü yumurtalıkları olmayan tavşanların tüyleri daha sık ve çok olur.
Alman, Belçika ve Normandiya ırkları et için beslenir. Post için yetiştirilenlerin en önemlisi Çinçilyalardır. Postu beyaz ve siyah lekeli olan İngiliz kelebeği tavşanı, süs için beslenir. Yine postu beyaz ve kahverengi, kulakları sarkık olan Japon ırkı da süs için beslenir. Siyah-beyaz Hollanda tavşanı dayanıklı ve arkadaşlığa uygun yaradılışta olduğundan evlerde çocuklara oyun hayvanı olarak yetiştirilirler.
Tavşanlar, yedikleri nebati besinleri en az iki defa sindirimden geçirirler. Gece çıkardıkları nemli ve yumuşak dışkılarını çiğnemeden yeniden yutarak tekrar sindirirler. Kalın barsakta sindirim bakterilerinin hazırladığı ve birinci dışkıyla atılan B vitaminlerinin zayi olmasına mani olurlar. Bu sindirim özelliğiyle yaprak ve otlardan en iyi şekilde faydalanmış olurlar. Gündüz, dışkıları katıdır. Gece, dışkısını doğrudan doğruya anüs (makat)ten alındığı için ağzıyla makat bölgesini kaşıdığı sanılır. 45 günlük bir deneyde, boyunlarına tasmalık takılarak dışkılarını yemeleri önlenen tavşanların iştahlarının düştüğü, hızla zayıfladıkları, kulaklarının içlerinde ve gözlerinin çevrelerinde yaraların meydana geldiği görülmüştür.
Tavşanlar genellikle gündüzleri dinlenir. Sabahın erken saatlerinde ve akşam vakitlerinde beslenmek için aktiflik gösterirler. Tarlalara büyük ziyanlar verirler. Tabii düşmanları tilki, gelincik, puma, kartal gibi hayvanlardır. Mykomatosis hastalığı da bunların aşırı artışlarını önemli derecede önler. Bugün tüyleri, postları ve etleri için evcil olarak birçok tavşan ırkı yetiştirilmektedir. Tavşan eti idrar söker, fazlası uykusuzluk yapar.
Bedayi kitabında diyor ki; ***8220;Abdullah ibni Abbas buyurdu ki: Resulullah'ın yanında oturuyorduk. Bir köylü, tavşan kebabı hediye getirdi. Bize; ***8220;Yiyiniz!***8221; buyurdu. Muhammed bin Safvan radıyallahü teala anhüma dedi ki: ***8220;İki tavşan yakaladım, kestim. Resululah'a sordum. İkisini de yememi emr buyurdu.***8221;
Kitab-ül-İrşad'da diyor ki: ***8220;Tavşan kanı, kelef denilen yüzdeki çillere ve Behak denilen esmer lekelere ve Beras, yani abraş denilen beyaz lekelere iyi gelmektedir. Kanı bu lekelere sürülür. Tavşan beyni yemek, hastalıklardan sonra hasıl olan titremeye iyi gelir. Çocukların diş etlerine sürülünce, diş gelmesine yardım eder. Tavşan yavrusunu kesip midesinden çıkan ***8220;Enfiha***8221; denilen sıvı, sirke ile karıştırılıp üç gün öğleden sonra kadın içince, hamile kalmasını önler ve sar'a illetine ve zehirlenmelere karşı iyi gelir.***8221;
Tavşanların sınıflandırılması Tavşanların evcilleştirilmesi diğer çiftlik hayvanlarına göre oldukça yakın bir dönemde gerçekleşmiş ve bugünkü ırklar ve populasyonların büyük çoğunluğu son 200-300 yıllık dönemde geliştirilmiştir. Yirminci yüzyılın başından beri tavşan genetik, üreme fizyolojisi ile diğer araştırmalarda deneme hayvanı olarak kullanılmıştır. Fakat 1950***8217;de Venge***8217;nin çalışmaları ile tavşanlarda doğum ağırlığının maternal etkileri konusundaki kantitatıf genetik çalışmalarına kadar konu önem kazanmamıştır (Lebas ve ark, 1986). Bu çalışma et üretimi amacıyla tavşanların kullanılması konusundaki genetik ıslah çalışmalarına bir başlangıç oluşturmuştur. Fransada (INRA) bilim adamları kendi bölgelerinde araştırma ve geliştirme çalışmalarına 1961 yılında başlamışlar ve bunları diğer ülkelerde yapılan çalışmalar izlemiştır.
Fransada 1970-1980 yılları arasında tavşanlarda seleksiyonla elde edilen başanlara ait sonuçlar yayınlanmıştır (Rouvier, 1981). Bununla birlikte Avrupa***8217;da elde edilen başarılı sonuçlar doğrudan gelişmekte olan ülkelere transfer edilememiştir. Bu ülkelerde seleksiyon çalışmalarında yöresel tavşan ırkları yanında, ithal edilen tavşan ırklan da kullanılarak genetik varyasyon yaratılmıştır. Araştırmalar aile tipi ve kırsal kesimdeki tavşancılık olarak başlatılmıştır. Bu küçük, entegre olmamış üretim birimleri düşük yatırımlı ve yerel kaynak kullanarak oluşmuşlardır. Bu işletmeler kabul edilebilir bir verimlilik düzeyi elde edebilmişlerdir.
Sınıflamanın alt sırasında yer alan ırk tanımlaması değişik şekillerde yapılmış olmakla birlikte en ıyi tanımlama; bir tür içerisinde belirli morfolojik ve fizyolojik özellikler bakımından farklılaşmış, bu özelliklerini kendi döllerine geçirme kabiliyetinde olan ve kendi aralarında çiftleştikleri zaman döl verebilen hayvanlar olarak yapılabilmektedir.
Değişik ırkların genetik özelliklerinin değerlendirilmesinde en uygun yol bunlar üzerinde çalışmalar yapmaktır. Bir ırk doğal ve yapay seleksiyonun etkileri sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Tavşan ırkları veya populasyonları aynı zamanda gen frekansları ile de tanımlanabilir. Bu genler görüntülerini ebeveyn veya döllerde ortaya çıkarabilirler. Döllerde renk dağılımı ve kıl yapısı ayrılabilir özellikler olarak sınıflandırılmaktadır. Genlerin etkisiyle oluşan kan grupları, biyokimyasal özellikler ve protein polimorphizmi ile kalıtsal anormallikler şu anda bilinen diğer belirleme faktörleridir.
Tavşan populasyonları aynı zamanda yetiştirme stoklarının büyüklüğü, doğal seleksiyon baskısı, orijin ve coğrafik bölgelere göre de tanımlanabilir, Ayrıca ırkların özelleşmiş alt grupları; soylar, akrabalı yetiştirilmiş hatlar ve bölgesel populasyonlar olarak ele alınmakta olup etkilen çok sayıda gen çiftine dayanan kantıtatif karakterleri ile değerlendirilmektedir. Tavşanların kromozom yapıları 2n=44 gen tarafindan determine edilir. Genlerın 70 lokusta yerleşmiş olduğu ve 6 bağlantılı gruptan oluştuğu bilinmektedir. Bilinen lokuslar arasında yaklaşık üçte birinin kıl (renk ve yapı), üçte birinin kan grupları ve antijenlerin üretimi, diğerlerinin kalıtımla ilgili hastalıkları oluşturduğu bilinmektedir.
ABD***8217;de ırklar, seleksiyon çalışması yapanlar, amatörler, ve zevk için bu üretim dalı ıle uğraşanlar tarafindan geliştirilmışlerdir. Fransa***8217;da yayınlanan bir kıtapta 44 adet tavşan ırkına ait özellik belirlenerek standart ırk tanımlamaları yapılmıştır. Bu ırklar lokal veya bolgesel populasyonlardan veya ırklar arasında yapılan melezlemelerden yada mutasyonlar vasıtasıyla renk ve kıl gelişimindeki farklılıklardan ortaya çıkmışlardır. Cüsse büyüklüğü ve vücutta morfolojik özellikler yönünde yapıları kitle seleksıyonu ıle bu ırklar kendi içerisinde ağır (in cusseli), orta ağır, hafif ve çok hafif ırklar olmak üzere ayrılmışlardır. Aynca kıl uzunluğu da bir ırk sınıflandırma kriteri olarak kullanılmıştır.
Hayvanlann ırk standartları vücut ağırlığı, kompakt bır yapı gösterip göstermemesi, kıl rengi ve yoğunluğu, kulak uzunluğu gibi özelliklerdir. Bunlar hayvanlarda vücut sıcaklığının oluşmasında, dolayısıyla değişik iklimlere adaptasyonda önemli etkenlerdir. Kıl rengi ve yapısı genelde tavşan ırklarının geliştirilmesinde en fazla etken olmuştur.
Kıl Rengi ve Yapısı: Evcil tavşanların genetığı konusunda yayınlanan kitaplarda kıl rengi üzerinde 6, kıl şeklinde 2, kıl yapısında 3, abdomınal yağın yeşıl rengi üzerinde 1 ve bunlarla bağlantılı 2 mutant genin etkisi tanımlanmıştır. Değişik mutasyonların etkilerini ortaya koymanın en uygun yolu tavşanların yabani renklerinin belirlenmesidir. Post üzerinde 3 değişik kıl vardir: Daha uzun olan üst kıllar, orta kıllar ve alt kıllar. ilenkı yaşlarda alt kıllar esas yapıyı oluşturur ve kürk tavşanlannda önem arzederler. Yabani tavşanlarda kürk rengi aguti (Amerikan tavşanının kıl rengi) olarak isimlendirilmiştir ve gri sırt ıle yanlarda daha uzun beyaz kıllardan oluşmuştur. Uzun koruma kılları siyah, daha derinlerde sarı, derinin hemen üst kısmında ise maviye doğru değişmektedir. Kırkılan kıllar renkli bölgedeki sıyahtan sarıya kadar değişen kılları ifade eder. Kürkün alt kısmındakı elyaflar temelde mavimsi, üstte sarı ile karışıktır. Renk dağılımında temel olarak siyah ve sarı pigmentlerin dağılımı kil renginde özellikle de kırkılan kıl renginde etkili olmaktadır. Değişik renklerin oluşmasında mutasyonların etkisi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir.
Kıl Rengi Mutasyonları A geni agutı (Amerikan tavşanı); aguti olmayan mutasyon (a) geni ise kürkte san renkli bandın oluşmamasını ve daha açık renklilik kazanmasını sağlar. Bunların renkliliği bir örnektir. A gem a üzenne dominanttır Bu lokus üzerinde üçüncü bir allel gen olan a geni belirlenmiş olup bu gen Aya resesif aya domınant etkilidir. 13 geni, siyah, b alleli ise kürk üzerinde siyah renk yerine çikolata renginde kahverengı pigment oluşmasına neden olmaktadır. Bu mutasyonun varlığı 1900lü yıllarda keşfedilmiştir.
C geni kürkte, deride, gözlerde pigmentlerin gelişmesi ve renkliliğın dağılması için gereklidir. Resesif c geni ise renkliliğin gizli kalmasına, homozigot cc geni albinoluğa neden olur. Bu lokus üzerinde birçok allel gen vardır. Bunların değişik etkileri aşağıda ızah edilmiştir. C: Renkliliğin tam oluşmasını sağlar.
cck: Şinşilla rengi olup, kürkte bant şeklindeki rengin örtülmesini sağlar.
ch: Himalaya rengi. Sadece vücut kısımlarında kıl beyazdır. Bu genın etkisi çevre sıcaklığına bağlı olarak değişir.
c: Albinoluk.
Albinoluğu sağlayan gen renk geni üzerinde epistatik etkiye sahiptir. cc genotipine sahip olan hayvanlarda diğer genler üzerindeki etkiler nedeniyle renklilik tamamen örtülmektedir. Renk açıcı D ve d genleri; resesif mutant d geni pigmentasyonun yoğunluğunu etkiler. Pıgment oluşumunun açılmasına sebep olur. Dominant D alleli normal pigmentasyon yoğunluğu sağlar. Resesif homozigot dd alleli mavı (siyah maviye açılmıştır) veya bej rengi (san bej rengine açılmıştır) genotipte tavşanların oluşmasını sağlar.
Siyahın normal oluşumu (E) veya san (e) rengi; e gen mutasyonu san pıgmentin artmasına neden olur. Gri, siyah veya kahverengı ırklar E genine sahiptirler. San ve kırmızı ırklar resesif ee geni bakımından homozigotturlar.
Alacalı (benekli) kürk oluşumu; bu mutasyonlar için lokus üzerinde En, en (Ingilizcede) veya Du, du(Hollanda***8217;da) genleri bulunmalıdır. Papillon tavşanı En en heterozigot genotipindedir. En geni sürekli dominant etkiye sahip değildir. En En homozigot genotipleri heterozigotlardan daha beyaz iken resesif homozigotları daha siyahtır. Papillon tavşanının renk genotipi tam olarak belirlenemez. Diğer taraftan du du genotipli Hollanda tavşanlarında beyaz deri üretimi sağlanmaktadır.
Kıl Yapısı Mutasyonları:
Angora: Bu resesif mutasyon uzun kıl üretimini sağlar. Yün üretimi için normal kıl üretimini sağlayan L dominant geninin 1 geni ile mutasyonu gereklidir. İki Angora tavşanın çiftleştirilmesi ile sürekli Angora döller elde edilir. İki normal kıl uzunluğuna sahip tavşan çıftleştirildiğinde eğer onlar LI heterozigot genotiplerini taşıyorlarsa Angoranın bazı fraksıyonları gerçekleşebilir.
Rex: Bu resesif mutasyon zıt etkili bir fonksiyona sahiptir ve nadiren kısa kıl üretır. Rex geninin sembolü r ve domınant alleli R dir.
Kılsızlık: Bu resesif bir mutasyon tarafından oluşturulur ve genellikle letal etkilidir.
Tavşan ırkların da kıl rengi ve yapısı bu lokuslar bilindiği taktirde önceden tahmin edilebilir. Şimdiye kadar vücut rengi ve ırk karakterleri arasında çok fazla gen interaksiyonu bulunmadığı tespit edildiği halde bu konudaki araştırmalar oldukça yetersizdir.
Angora ve Rex genlerinin fonksiyonu ile kaliteli kürk ve tavşan yünü üretimi mümkün olabilmektedir.
4.2. Ergin Ağırlıklarına Göre Tavşan Irklarının Özellikleri
Konu Başlığı Önceki Konu Sonraki Konu
Tavşan ırklarının ortaya çıkmasında çok değişik etkenler rol oynamıştır Sınıflandınlmalarında da çok değişik faktörler dikkate alınmaktadır.
1) Primitif veya yöresel ırklar: Bu ırklar bugün üretimi yapılan modern ırkların oluşmasında kullanılmışlardır. Sürekli uygulanan yapay seleksiyon yöntemleri ile elde edilen ırklar: Bunlar içerisinde en önemlileri Burgundy Fawn, Beyaz Yeni Zelanda, Kırmızı Yeni Zelanda ve Şaınpanya tavşanları sayılabilir. Cüce Hollanda tavşanı da, Hollandaya ithal edilen Polonya tavşanından seleksiyon yoluyla elde edilerek üretilmiştir. Sentetik soylar: Bunlar değişik ırklar arasında planlanmış melezleme yöntemleri ile elde edilmişlerdir. Beyaz Bouskat ve Kaliforniya tavşanları bunlar arasındadır. Kırmızı Yeni Zelanda tavşanı, 1910 yılında Kaliforniya da Belçika tavşanı ile Golden Fawn tavşanının melezlenmesi ile elde edilmiştir.
2) Mutasyon veya belirli yeni karakterlerin fiksasyonu ile elde edilmiş ırklar. Mutasyonla elde edilen ırklara örnek olarak Satin, Reks ve Japon tavşanları verilebilir.